İslam, Terörizm ve Müslümanların Durumu" Konferansı - Son Dakika
Güncel

İslam, Terörizm ve Müslümanların Durumu" Konferansı

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Programdan detaylar Prof. Dr. Ziyauddin Serdar'ın konuşması Sakarya'da düzenlenen "İslam, Terörizm ve Müslümanların Durumu" konulu konferansta konuşan The Muslim Institue'den Prof. Dr. Ziyauddin Serdar, "Herkes teröistlerden nefret ediyor ama neden terörist kimliği genellikle Müslüman olarak tanımlanır hale geldi?

12.03.2016 22:29
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Programdan detaylar

Prof. Dr. Ziyauddin Serdar'ın konuşması Sakarya'da düzenlenen "İslam, Terörizm ve Müslümanların Durumu" konulu konferansta konuşan The Muslim Institue'den Prof. Dr. Ziyauddin Serdar, "Herkes teröistlerden nefret ediyor ama neden terörist kimliği genellikle Müslüman olarak tanımlanır hale geldi? Bunda Holywood filmlerimin etkisi var. Çünkü çizgi filmler dahil hepsinde teröristler Müslüman" dedi.

Serdivan Fikir ve Sanat Akademisi'ndeki konferansta konuşan Prof. Dr. Serdar, dünyanın her yerinde giderek artmakta olan ve belli bir bölgeye atfededilemeyek terörist faaliyetlerin arttığını belirtti.

Serdar, şöyle konuştu:

"Dünyada belli bir bölgeye atfedemeyeceğimiz bir terörizm faaliyeti hakim ama burada aslına bakacak olursak kurucu öteki veya terörist olarak adlandırılan tanımlanmış bir durum, mevcudiyet var. Bütün siyasi yapı içerisine baktığımızda bu türden mevcudiyetleri görmekteyiz. Belki bir adım geriye gidip bunu bir nebze mesafe ile analiz etmemiz gerekiyor. İslam ve Müslümanlık meselesini ayrıştırmak gerekiyor. 1960-70'lerin Holywood filmlerine dönüp bakacak olursak şunu görmekteyiz. Bu filmlerdeki teröristler hep Araplardan ve Müslümanlardan oluşuyor. Çizgi fimlerde bile buna rastlıyorsunuz. Ki bu zamanlar terörizmin çok yaygın olmadığı zamanlar. Holywood dünyaya aslında ne düşünmesi gerektiğini söylüyor, neye inanması gerektiğini dayatıyor. Bunlar sadece hikayeler değil, bunlar burada dünyanın öğrenmesi için kullanılan araçlar. Müslüman teröristler siyasi mevcudiyetini El-Kaide ile ispatladı ve cihad meselesi İran Devrimi ile birlikte ortaya çıkan durumlar buna işaret eder oldu."

Bu sürecin öncesinde dikkat edilmesi gereken unsurlar olduğuna işaret eden Serdar, konunun tarihi geçmişine değinerek, Edward Said'e atıfta bulunarak şarkiyatçılık konusunu anlattı.

Prof. Dr, Serdar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şarkiyatçılık meselesini İslami araştırmalar olarak anlamak gerekiyor ve şarkiyatçılık içerisinde sömürgecilik döneminden bugüne kadar yani 18. yüzyıldan günümüze kadar düşünmek gerekiyor. Şarkiyatçılık aslında İslam dünyasından Şam'a kadar uzanan bir coğrafi geçmişe sahiptir. Hemen akabinde Hristiyanlık geliyor. Avrupa, doğu batı ayrımını yapıyor. Batı olarak addedilen yapının İslamla 3 sorunu var. İlki temel inanış sistemi, neden Arabistan'dan bir peygamber çıksın gelsin? Burada Tanrının oğlu ölmüşken. İkinci olarak tabi ki bir askeri, fiziksel tehdit söz konusu. Bu da Osmanlı imparatorluğuyla aslında hakimiyet kazanan bir durum. Klasik şarkiyatçılık dediğimiz vakit Osmanlılardan bahsediyorlar. İslam ve Avrupayı karşı karşıya getirmiyorlar yani burada Osmanlılardan geliyor İslam diye düşünüyorlar. Özellikle Avrupalar öteki hasta adam olarak adlandırıyor Osmanlıyı. Üçüncüsü ise artık belki olmayan düşünceye dayalı entelektüel problem. Yani bu da klasik düşünüşte baktığımızda İslami medeniyetler hep geri, az gelişmiş olarak kabul edilmiş. Avrupa'nın ötekisi olan İslam burada 'Herpes virüsü' olarak görülüyor ve baktığınızda virüs gelip Avrupa'nın içine yerleştiği zaman tıpkı burada uçuk gibi bir etki yaratıyor ve bunu kaşıdıkça daha fazla kaşıyasınız geliyor. ve bu zamanla İslamofobi olarak adlandırılacak şekilde gelişiyor."

Dünyada terörizm algısı

Prof. Dr. Ziyaüddin Serdar, terörizmin dünyada algılanışından bahsederek, "Müslüman teröristlere baktığımız zaman gerçekten gerçek teröristler El- Kaide'nin hemen akabinde ortaya çıkmaya başladıklarında aslında tarihi bir geçmişe dayanıyordu bunların geçmişi. Şimdi bunu alıp herhangi bir başka meseleyle karşılaştıracak olursak burada mesela Londra metro istasyonlarında gerçekleşen patlamalara dönüp baktığınız zaman herkes Müslüman teröristlerden bahseder hale gelmişti. Başka bir başka olaya bakalım Norveç'te gerçekleşen olaya baktığımızda oradaki adam bir adada ortaya çıkıyor, yüzlerce insanı bir anda öldürüyor. Herkes burada şeytanın adamı diyor, kitlesel bir cinayet işledi katliam yaptı deniyor" ifadelerini kullandı.

ABD'de ise her 15 günde bir ortaya çıkan, üniversite mezunu olduğu halde yüzlerce insanı öldüren bir seri katilin var olduğunu ve herhangi bir dayanağının da olmadığına değinen Serdar, sözlerine şöyle devam etti:

"İnsanlar bu olaylar olduğu zaman nelerden bahsediyor mesela, çıkıp birisi başka birini öldürüyor ve herhangi bir nedeni olmadan yapıyor. Ama terörist sözcüğü bu ABD'de olan gündelik şeyden farklı bir yaftaya dönüştürülüyor. Bunlar terörist olarak yaftalanmıyor. İşin özüne bakacak olursak eğer bir eylem bir Müslüman tarafından gerçekleştiriliyorsa o zaman terörist yaftası yapıştırılıyor. Ama Müslüman olmayan bir birey söz konusu olduğunda o kendi ilkesi bağlamında değerlendiriliyor. Burada denklemin 2 tarafı var bir tarafına baktığımızda batı diğer tarafında da Müslüman kesim var. Müslüman bir kişinin saldırısı her zaman "İslami terör olarak adlandırılıyor."

Medyanın ve siyasetçilerin gücünün de konu üzerinde ciddi etkisi olduğuna değinen Serdar, her zaman güçlü olanın elinde etiketleme yaftalama etkisi bulunduğunu, her zaman iktidarda olanın, askeri güçler olsun, siyasi güçler olsun buna sahip olduğunu bildirdi.

"Ama gerçek manada bahsettiğimiz iktidar burada tanımlama gücünü elinde bulundurma durumu" diyen Prof. Dr Serdar, şunları kaydetti:

"Eğer ki bir şeyi tanımlıyorsanız geçer akçe o oluyor. Yani burada iktidar ve iktidar gücü terörist olan ve olmayanı adlandırıyor. Yani burada insan hakkı nedir? İnsan hakkı ne değildiri onlar belirliyor. Demokrasi nedir ne değildiri de. Burada terörist de insan olmayan olarak ifade ediliyor. Dünyada değişimin hızı inanılmaz bir ivedilikle gerçekleşiyor. Bugünün dünyası 10 yıl öncenin dünyasıyla aynı değil. ve küreselleşen bir dünya içerisinde yaşıyoruz. Burada küresel anlamda bağlantılı olan bir dünyadan bahsediyoruz. Eskiden ivedi iletişim söz konusu değildi. Her şey daha karmaşıklaştı. Günümüzde iktidar sahipleri yönetmenin hükmetmenin kolay olmadığına vakıf oldular, 80'lerden 90'lardan bahsetmiyoruz. Artık karmaşık, her şey birbiriyle bağlantılı. ve hızlı bir şekilde ileriliyor. Buna da pozitif geribbildirim diyebiliriz."

Prof Dr Ziyaüddin Serdar, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bugün, dünyanın hızlı değişiminde kaotik bir davranış ortaya çıkacaktır. Kaos adı altında her şeyin gidişatından kaynaklanan durumlar daha sıklıkla ortaya çıkacaktır. Bu dünya içerisinde bir şeyleri yansıtma noktasına geldiğinizde kısaca bir örnekle açıklayayım, Florida'da küçük bir kilisede bir rahip Kur'an-ı Kerim'I yasaklayacağım diyor. CNN, BBC gibi dünyanın önemli yayın kuruluşları geliyor. 24 saat içerisinde bu saçma hikaye bir anda haber haline geliyor. Hillary Clinton telefonla bu kişiyi arıyor ve 'lüften bunu yapmayın' diyor. Adaleti kendi elimizde sağlamamamız gerekiyor. Sadece batıyı suçlamakla olay bitmiyor. Ben inançlarımı paylaşan bütün kardeşlerime, kendilerini Müslüman olarak atfeden herkese sesleniyorum. Bu gerçekten olmaması gereken bir durum. Bizim dinimizin gerektirdiği Müslümanca hareket etmemiz ve eleştirel yaklaşmamız gerekiyor. Dinimizin öğretilerine dönüp bakmamız, bunu yaşamımıza gerçekten içselleştirir hale hale getirmemiz gerekiyor. Bir çok kişi şer-i hükümleri DAEŞ gibi IŞİD gibi anlamlandırıyor. Onların anladığı şekilde anlıyor. Bunun İslamla bir alakası yok diye düşünüyorlar. Şeriat denildiği zaman aynı şekilde düşünüyorlar ne yazık ki. Bizim Müslüman olmayı yeniden düşünmemiz, bazı şeyleri geçmişte bırakmamız gerekiyor."

İslam, Terörizm ve Müslümanların Durumu" Konferansı
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel İslam, Terörizm ve Müslümanların Durumu' Konferansı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement