İsrail'in Mescid-i Aksa'ya Yönelik İhlallerine Tepkiler

"Eyüp Buluşmaları" kapsamında bir araya gelen 54 ilahiyatçı, alim ve akademisyenin İsraili'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerine tepki göstermek amacıyla imzaladığı bildiride, "Artık açıkça anlaşılmıştır ki Müslümanlar, Filistin ve Kudüs davasını bir beka ve var olma sorunu olarak kabul etmedikçe bu tür olaylar devam edecek ve siyonizm daha da ileri gidecektir. Ehl-i İslam Kudüs ile İstanbul, Kahire, Şam, Bağdat, Sana, İslamabad, Mekke, Medine'yi birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak görmedikçe İslam aleminde zulümler, baskılar hiç bitmeyecektir." denildi.

Fatih'teki bir otelde düzenlenen basın toplantısında, 54 ismin ortak imzasının yer aldığı "Mescid-i Aksa için sesimizi yükseltelim" başlıklı bildiriyi, katılımcılar adına ilahiyatçı yazar Abdullah Yıldız okudu.

Yıldız, İsrail rejiminin, Müslümanların ilk kıblesi, harem mescitlerin üçüncüsü olan Mescid-i Aksa'yı, üç Filistinli genci katlettikten sonra cuma namazına kapattığını anlatarak, böylece 1967'den beri işgal altında olan Kudüs'te ilk kez cuma namazının kılınamadığını söyledi.

Filistinli Müslümanları en temel insani hak olan ibadet özgürlüğünden mahrum bırakan İsrail'in, bununla yetinmeyip Mescid-i Aksa'ya elektronik dedektörler yerleştirdiğini anlatan Yıldız, "Terör rejimi, namazlarını Aksa kapılarında kılan cemaate sert şekilde müdahale ederek zulmünü daha da artırdı. Bu arada Kudüs eski müftüsü İkrime Sabri de yaralandı." dedi.

Abdullah Yıldız, Filistin'de sistematik zulüm devam ederken İsrail'in İç Güvenlik Bakanı Gilad Erdan'ın "Aksa İsrail'in egemenliği altındadır." diyerek Mescid-i Aksa üzerindeki gerçek niyetlerini açığa vurduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Kutsal mescidimizi postalları ile kirleten, ezanımızı yasaklayan, ibadetimize engel olan siyonist rejim, tüm bu yaptıkları ile İslam dünyasına meydan okuyor, uluslararası hiçbir antlaşmayı kale almıyor. Bu bahane ile başkent ilan ettiği Kudüs'ü tamamen ilhak etmek ve Mescid-i Aksa'yı da yıkmak istiyor. İşgal rejimi böyle küstahça davranma cesaretini Batı'nın doğrudan ve dolaylı desteğinden alıyor. Yahudileri kendi ülkelerinden çıkarıp İslam dünyasının göbeğine bir hançer gibi yerleştirerek kendi çıkarlarını güvenceye alan Batılı ve Doğulu emperyalistlerin en temel insani hakların ihlalinde dahi İsrail'e bir yaptırım yapmasını beklemek boşunadır."

İslam coğrafyasının parçalanmışlığı, Müslümanların sessizliği, Müslüman ülkelerin liderlerinin zulümlere kayıtsız kalmasının siyonizmi cesaretlendirdiğini anlatan Yıldız, halkı Müslüman olan ülkelerin iş birlikçi liderlerinin, Müslüman Kardeşler teşkilatına, Katar'a karşı gösterdikleri haksız ortak tavrı, İslam'ın amansız düşmanı İsrail'e karşı göstermediğini söyledi.

"Ümmetin her bir ferdi ve yöneticisi, siyonist tuzağı görmeli"

Siyonizmin, İslam dünyasının parçalanmışlığını fırsat bilip hamleler yaptığına vurgu yapan Yıldız, şöyle devam etti:

" Irak, Suriye, Mısır, Yemen, Katar'da olup bitenler de siyonizmin önünü açıyor, elini güçlendiriyor. Artık açıkça anlaşılmıştır ki Müslümanlar, Filistin ve Kudüs davasını bir beka ve var olma sorunu olarak kabul etmedikçe bu tür olaylar devam edecek ve siyonizm daha da ileri gidecektir. Ehl-i İslam Kudüs ile İstanbul, Kahire, Şam, Bağdat, Sana, İslamabad, Mekke, Medine'yi birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak görmedikçe İslam aleminde zulümler, baskılar hiç bitmeyecektir. Ümmetin her bir ferdi ve yöneticisi siyonist tuzağı görmeli ve bir araya gelmeden özgür olamayacağımızı, Kudüsümüzün ve Mescid-i Aksamızın da özgür olamayacağını artık fark etmeli ve hep birlikte sesini yükseltmelidir."

İmzacılar adına Yıldız'ın okuduğu bildiride ayrıca şu ifadeler yer aldı:

"Peygamberler diyarı Filistin topraklarının işgali kabul edilemez, İsra ve Mirac'ın şehri Kudüs'ün işgali kabul edilemez, İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın işgali kabul edilemez, ezanımızın yasaklanması, mescitlerimizin ibadete kapatılması kabul edilemez, mescitlerin işgal edilmesinin ve gerçek maksatlarının dışında kullanılmasının ne demek olduğunu en iyi Türkiye coğrafyasında yaşayan biz Müslümanlar biliriz. Bu yüzden İsrail'in Mescid-i Aksa'yı kapatmasını, Müslümanları namaz kılmaktan men etmesini tüm gücümüzle lanetliyoruz ve tüm Müslümanları Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmaya, gerekli adımları atmaya davet ediyoruz. Yüce Rabbimizden, çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksa'yı, Peygamberler şehri, Hz. Ömer'in, Selahaddin Eyyübi'nin, Sultan Abdülhamid'in emaneti Kudüs'ü özgürleştirecek şuur, güç ve vahdeti biz Müslümanlara vermesini niyaz ediyoruz."

Söz konusu metni imzalayan isimler ise şunlar:

" Abdullah Büyük, Abdullah Cihangir, Abdullah Taylan, Abdullah Yıldız, Abdullah Trabzon, Abdülaziz Kutluay, Abdülhamid Kahraman, Abulhamid Ramazanoğlu, Abdülmetin Balkanlıoğlu, Abdülvahap Ekinci, Adnan Demircan, Ahmet Ağırakça, Ahmet Hamdi Yıldırım, Ahmet Taşgetiren, Ahmet Varol, Ali Rıza Demircan, Ali Rıza Temel, Ahmet Bulut, Bülent Yıldırım, Celalettin Vatandaş, Emrullah Hatiboğlu, Faruk Beşer, Halil İbrahim Kutlay, İbrahim Cücük, İhsan Süreyya Sırma, İhsan Şenocak, Kazım Sağlam, Kerim Buladı, Mahmut Toptaş, Maruf Çelik, Mehmet Beşir Eryarsoy, Mehmet Çelen, Mehmet Göktaş, Mehmet Paksu, Mehmet Said Yaz, Mehmet Salih Ekinci, Metin Karabaşoğlu, Molla Abdullah Yıldız, Muhammed Emin Yıldırım, Muhammed Özkılınç, Mustafa Ağırman, Mustafa Karataş, Nureddin Yıldız, Ömer Döngeloğlu, Ömer Faruk Akkaya, Ramazan Kayan, Recep Songül, Salih Turgut, Şinasi Gündüz, Talha Hakan Alp, Vehbi Karakaş, Yaşar Kandemir, Yusuf Kaplan, Yusuf Ziya Kavakçı."

"Biz sahip çıkmazsak Mescid-i Aksa kaybolacak"

Basın toplantısına katılan imzacılardan bazıları bildirinin okunmasının ardından söz alarak İsrail'e yönelik tepkilerini dile getirdi.

İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım da İsrail'in bu hadiseleri devam ederse tepkilerin sadece cuma namazından ibaret kaymayacağını belirterek, eylem planlarını bir bir açıklayacaklarını söyledi.

Mescid-i Aksa'ya saldırı olmasından itibaren İsrail'in, Türkiye ile yaptığı anlaşmayı bozduğunu ifade eden Yıldırım, "İsrail anlaşmaya ihanet etmiştir. Bu nedenle bir an önce bu anlaşmanın askıya alınması gerekiyor. Biricisi Büyükelçinin, Başkonsolosunun hemen gönderilmesi gerekiyor. Çünkü İsrail, Mescid-i Aksa'nın altında bilinçli olarak kabineyi topladı. Bunu da ABD Başkanı Trump'un gelişiyle birlikte yaptı. Demek ki büyük bir oyun var. Bunlar Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak görüyorlar, biz sahip çıkmazsak Mescid-i Aksa kaybolacak. Onun için Türkiye çok önemli, hep beraber el ele bu işi başarmak zorundayız." diye konuştu.