"İstanbulensis Şiir Festivali"nde modern Türk şiiri ele alındı

İstanbulensis Şiir Festivali'nin çevrim içi yapılan "Büyük Nehir: Modern Türk Şiiri" oturumunda, şair Mustafa Akar ve Zafer Acar görüşlerini dile getirdi.

Sultanbeyli Belediyesi tarafından bu yıl "Yunus Emre" temasıyla düzenlenen festival, çeşitli ülkelerden usta isimleri edebiyatseverlerle bir araya getiriyor.

Festivalde çevrim içi düzenlenen ve Mevlana İdris'in yönetiminde yapılan "Büyük Nehir: Modern Türk Şiiri" başlıklı oturumda konuşan şair Mustafa Akar, Türk edebiyatının Batılılaşma serüveninde şairlerin kendi benlikleriyle kendi hayatlarına şiirin içerisinde yer vermeye başladıklarını söyledi.

Akar, zamanla insanın dünyayı tanıma şekillerinin değiştiğine işaret ederek, "Şair şiire girmeye başladı. Şair, Karlofça kırlarını, Bağdat'taki kızıl akşamlarını artık şiirin içine sokmaya başladı. Yahya Kemal'in hece ölçüsüyle yazdığı tek şiir 'Ok'tur. Ama Yahya Kemal biliyorsunuz o güne kadar yazdığı şiirlerin dışında bir ses ortaya çıkardı. Yani heceyle yazmayan bir şair hece ölçüsünü çıkardı. Çünkü kullandığı dilden öte şiirin sesini tazelemesi anlamında gösterdiği refleksti bizim karşımıza çıkan. Şiirin başka türlü söylenebileceğini de bize hissettirdi." dedi.

Modern şiirde önce benliğin ortaya çıktığını daha sonra da bu benlik üzerinden bir fikrin inşa edildiğini anlatan Akar, şöyle devam etti:

" Ahmet Haşim'in şiirleri de bu minvaldedir. 'O belde' diye anlattığı Osmanlı'nın geçmiş günleri değil miydi? Aslında Ahmet Haşim de bize azar azar bir ütopya fikrinden haberler vermiyor muydu o beldeyi anlatırken. Belki çok derin sembollerle, belki divan şiirinden beslendiği, kendisine yonttuğu birtakım formüllerle bunu yaptı. Sonrasında da Türk şiirinde inanılmaz bir benlik ortaya çıkmaya başladı. Bana sorarsanız asıl benlik Nazım Hikmet'le ortaya çıkmıştır. Çünkü Nazım Hikmet'e gelindiğinde artık Türk şiiri biçim meselesini de tartışma alanlarının arasında geriye itti."

Mustafa Akar, İkinci Yeni Akımı'nın ortaya çıkışının ise modernlikle birlikte başladığını belirterek, "Modern edebiyat tanrısız bir edebiyattır. Özellikle tanrıyı dışlayan ve tanrısız da bir dünyanın mümkün olabileceğini gösteren bir edebiyat tarzıdır. Çünkü Batı kültüründe özellikle 19. yüzyıldan sonra kültür, doğayı yenmiş ve doğanın üzerine başka bir estetik inşa etmiştir. Bugün biz Batı'ya gidip Jön Türk olarak gelmemizin sebebi de bu." diye konuştu.

Şair ve yazar Zafer Acar ise bugün Türk şiirine bakıldığında köklere inmede zorlanıldığını söyleyerek, "Çünkü bu şiir akımlarının anlayışlarının felsefi arka planında kendi geçmişimizi bulamıyoruz. Divan şiirinde bulamıyoruz. Ahmet Haşim'in bakışını, Ahmed Yesevi'de, Yunus Emre'de bulamıyoruz." ifadelerini kullandı.

Gelenekten bahsedilecekse saf şiirin ele alınması gerektiğine vurgu yapan Acar, "Modern şiirin elbette bir geleneği var. Kökü Platon'a kadar gider. Hatta Homeros'u da buna dahil edebiliriz. Zeus'un anlam olarak açılımı düşünen bir varlık olarak belirleniyor. Tabii bu okumalarımdan benim çıkardığım yaklaşım. Yani saf şiirin Homeros'a kadar giden bir geleneği var." değerlendirmesini yaptı.