İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası - Son Dakika
Dünya
BBC

İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası

Son zamanlarda iyice tırmanan ve bütün bir Orta Doğu'yu içine alan Suudi Arabistan - İran arasında tarihi rekabetin perde arkasındaki faktörlerin başında İran'ın güç kazanması geliyor.

20.11.2017 15:26  Güncelleme: 23:29
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Suudi Arabistan ve İran, uzun süredir birbirine rakip iki güç fakat son yıllarda Orta Doğu'daki bu egemenlik yarışı iyice gerginleşti. Sünni ve Şii mezhep rekabeti de zaten onlarca yıldır varolan husumetin tırmanışını hızlandırdı.

NÜFUS ÇOĞUNLUĞU VE MEZHEP AİDİYETLERİ, REKABETİ BAŞLATTI

Tüm bir Orta Doğu haritasına bakıldığında bu din temelli ayrışmanın etkilerini görmek mümkün. Nüfus çoğunluğu ya da iktidardaki grubun mezhepsel aidiyetleri, bir kısım ülkelerin Suudi Arabistan'ın diğerlerinin İran'ın yanında yer almasında rol oynadı.

SUUDİ ARABİSTAN KENDİNİ İSLAM DÜNYASININ LİDERİ OLARAK GÖRDÜ

Tarihi olarak İslam dininin doğduğu yer olan Suudi Arabistan krallığı kendisini İslam dünyasının lideri olarak göregeldi.

İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası



Fakat 1979'daki İran İslam Devrimi ile bu durum değişti. İslam devriminden doğan yeni din adamları yönetimi ya da teokrasi, devrimin başka ülkelere de yayılmasını amaçlıyordu.

İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası



Özellikle de son 15 yıldır Suudi Arabistan ile İran arasındaki ayrılık bir dizi gelişmeyle daha da keskinleşti.

SADDAM'IN DEVRİLMESİYLE İRAN'IN ETKİNLİĞİ GÜÇLENDİ

2003 yılında ABD öncülüğündeki güçler İran'ın en önemli hasımlarından Irak'da Saddam Hüseyin'in ve Iraklı Şiilerin yönetimde eşit temsil edilmediği iktidarının devrilmesiyle sonuçlandı. Bu işgalden sonra Irak'daki Şiilerin ve dolayısıyla İran'ın etkinliği de giderek güçlendi.

İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası


2011'e gelirsek, Arap dünyasını bir baştan bir başa etkileyen ayaklanmalar bölge çapında hükümetleri sarstığında gerek İran gerekse Suudi Arabistan bunu bölgedeki etkinliklerini artırmak için fırsat olarak gördüler. Bu da özellikle Suriye, Bahreyn ve Yemen'de yaşanan istikrarsızlıklarda büyük rol oynadı.

NASIL BİRDEN ALEVLENDİ?

Stratejik rekabetin birden alevlenmesinde İran'ın bir çok bakımdan bölgesel hakimiyet mücadelesinin kazanan tarafı olmaya başlamasının rolü var.

Suriye'de İran ve Rusya'nın Devlet Başkanı Beşar Esad'a desteği ile büyük ölçüde Suudi Arabistan tarafından desteklenen isyancı grupların Suriye'ye toplanması arasında bir bağ var.

MUHAMMED BİN SALMAN'IN ADIMLARI GERGİNLİĞİ TIRMANDIRIYOR

Suudi Arabistan umarsızca İran'ın giderek artan etkinliğini durdurma çabasında. Ülkeyi fiilen yönetmekte olan genç ve ateşli veliaht prens Muhammed bin Salman'ın attığı adımlar bölgesel gerginliği daha da tırmandırıyor.

SUUDİ ARABİSTAN'DAN YEMEN'DE KAYBEDEBİLİR

Prens bin Salman'ın Suudi Arabistan'ın güney komşusu Yemen'deki isyancılara savaş ilan etmesinin gerisinde kısmen İran'ın etki alanının genişlemesini durdurma düşüncesi var. Fakat bu ülkedeki çatışmalar üçüncü yılına girerken, bunun ağır kayıpla sonuçlanabilecek bir kumar olduğu görülüyor.

HARİRİ'Yİ SUUDİ ARABİSTAN ZORLA İSTİFA ETTİRMİŞ OLABİLİR

O esnada Lübnan'da bir çok gözlemci Suudilerin, İran'ın müttefiki Şii Hizbullah hareketinin hem askeri hem politik olarak etkili olduğu bu ülkede istikrarı bozmak amacıyla Başbakan Saad Hariri'yi zorla istifa ettirdiğine inanıyor.

SUUDİ ARABİSTAN, İSRAİL VE ABD DESTEĞİNDEN CESARET ALIYOR

Tabi dış faktörler de işin içine giriyor. Suudi Arabistan ABD'deki Trump yönetiminin desteğinden cesaret alırken, İran'ı ölümcül bir tehdit olarak gören İsrail yönetiminin de İran'ı kontrol altında tutma çabasında Suudilere bir tür destek verdiği söylenebilir.

İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası

İsrail devleti İran yanlısı savaşçıların Suriye ile sınırına yaklaşmasından son derece huzursuz.

İsrail ve Suudi Arabistan 2015 yılında İran ile nükleer faaliyetlerini sınırlaması konusunda yapılan uluslararası anlaşmaya en çok karşı çıkan iki ülkeydi. Bu anlaşmanın İran'ın atom bombası yapma ihtimalini tamamen ortadan kaldırmadığını savundular.

KİM KİMİN MÜTTEFİKİ?

Ortadoğu stratejik haritası en genel anlamda Şii-Sünni bölünmüşlüğünün bir yansıması.

İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası

Suudi kampında Körfez'deki diğer önde gelen Sünni aktörler Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt ve Bahreyn'in yanısıra Mısır ve Ürdün var.

İRAN'IN DESTEKÇİLERİ FARKLI

İran'ın yanında ise Suriye hükümeti ve Suriye iç savaşında İranla birlikte Esad hükümetini destekleyen Lübnan merkezli Şii Hizbullah hareketi var.

Irak'ın Şii ağırlıklı hükümeti de İran'ın yakın müttefiki ama Irak hükümeti çelişkili gibi de görünse de, aynı zamanda IŞİD'e karşı savaşta desteğine muhtaç olduğu ABD ile de yakın ilişkilerini sürdürüyor.

SOĞUK SAVAŞ GİBİ

Bu durum bir çok bakımdan ABD ve Sovyetler Birliği'nin küresel etki alanları çevresindeki gerginliğinin sürdüğü Soğuk Savaş'ın bölgesel bir muadili gibi.

İran ve Suudi Arabistan doğrudan savaşmıyor ama bölge çapında devam eden bir çok çatışma ve savaşta destekledikleri güçler karşı karşıya.

Suriye bunun en net örneği. Yemen'de ise Suudiler, İran'ı Husi isyancılara, kendisine yönelen balistik füzeleri temin etmekle suçluyor.

İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası


SUUDİ ARABİSTAN'IN GÖZÜ LÜBNAN'DA

Fakat Yemen'de bataklığa saplanıp, Suriye'de de esasen yenilen Suudi Arabistan şimdi gözünü bir sonraki vekalet savaşı adayı olarak Lübnan'a dikmiş gibi görünüyor.

Lübnan'ın, Suriye benzeri bir karmaşaya sürüklenmesi tehlikesi var ama hemen hiç bir yorumcu Suudilerin burada egemenlik sağlayabileceğini düşünmüyor.

Lübnan'da bir çatışma çok büyük hızla Hizbullah'ın ezeli düşmanı İsrail'i işin içine çekebilir ve bu daha öncekilerin tümünden daha vahim bir üçüncü İsrail-Lübnan savaşına yol açabilir.

Bazı kuşkucu yorumcular "Acaba Suudi veliaht prensi, rakiplerine vurmak için İsrail ile Hizbullah'ı mı çatıştırmayı planlıyor?" sorusunu da gündeme getiriyor.

İRAN İLE SUUDİ ARABİSTAN ARASINDA DOĞRUDAN SAVAŞ ÇIKABİLİR Mİ?

Şimdiye kadar Tahran ve Riyad hep kendilerine vekalet eden başka güçler aracılığıyla çatıştılar. Her ikisi de doğrudan bir savaş hazırlığı içinde görünmüyor fakat Suudi Arabistan'ın başkentine Yemen'den başarılı bir füze saldırısı bu durumu tamamen değiştirebilir.

İki ülkenin doğrudan karşı karşıya gelebilecekleri alan, birbirlerine deniz sınırı olan Körfez.

Fakat burada bir çatışma çok daha büyük bir savaşa dönüşme riski taşıyor. ABD ve Batılı güçler açısından petrol taşımacılığının can damarı olan Körfez sularının güvenliği hayati önem taşıyor ve bu yolun güvenliğini tehlikeye atacak bir savaş, ABD donanması ve hava kuvvetlerini kolayca bölgeye çekebilir.

İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası


Suudi liderliği şu anda İran'ı varoluşsal bir tehdit olarak görüyor ve veliaht prens, gerekli gördüğü bütün adımları atmaya hazır gibi görünüyor.

Uzun bir süre ABD ve müttefikleri İran'ı Ortadoğu'nun istikrarını bozan odak olarak görmüşlerdi. Fakat, Suudi Arabistan'ın bu yeni ataklığı bölgede hızla yeni bir istikrarsızlık odağı oluşturma tehlikesi içeriyor.

İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası
Kaynak: BBC

Son Dakika Dünya İşte Suudi Arabistan İle İran Arasındaki Tarihi Rekabetin Perde Arkası - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

BBC

Advertisement