İzmir'de Fetö'nün Darbe Girişimine İlişkin Dava - Son Dakika
Güncel

İzmir'de Fetö'nün Darbe Girişimine İlişkin Dava

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan ve 270 sanığın yargılandığı davada, eski Ege Ordusu Komutanlığı Harekat Başkanlığı Plan ve Harekat Şube Müdürü Yarbay Mustafa Toklu ile plan subayı kurmay yüzbaşı Eser Bingül'ün...

07.02.2017 14:47
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan ve 270 sanığın yargılandığı davada, eski Ege Ordusu Komutanlığı Harekat Başkanlığı Plan ve Harekat Şube Müdürü Yarbay Mustafa Toklu ile plan subayı kurmay yüzbaşı Eser Bingül'ün savunması alındı.

Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki duruşma salonunda, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen oturumda, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada tutuklu sanık Toklu, geçici görevle Ankara'da sınav komisyonunda görevlendirildiğini, 15 Temmuz günü ise tutuklu sanık eski Ege Ordusu Komutanlığı Harekat Başkanı Kurmay Albay Oksal Çelik'in aramasıyla uçakla İzmir'e geldiğini söyledi.

Tutuklu sanık eski Hava Harp Akademisi öğretim görevlisi Binbaşı Recep Kılıç ile yaklaşık üç saat Bornova'da sohbet ettikten sonra saat 22.00 gibi Ege Ordusu Komutanlığı karargahına gittiklerini anlatan Toklu, şöyle konuştu:

"Cep telefonuna baktığımda haberlerde bir terör olayı olduğunu düşündüm. Ne olduğunu anlamak için önce ordu harekat merkezine sonra da Oksal Çelik'in odasına gittim. Orada birileri vardı. Televizyonda darbeyle ilgili bir şeyler söyleniyordu. Oda kalabalık olunca konuşma fırsatı bulamadan oradan ayrıldım. Karargahta ortalık sakinleşince gece Recep Kılıç'ı da alarak bir yüzbaşının aracıyla komutanlıktan ayrıldık."

15 Temmuz gecesi, herhangi bir eylemde bulunmadığını, eylemsizlikten suçlandığını, ?silahının yanında olmadığını savunan Toklu, iddianamede kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini söyledi.

Tutuklu sanık Bingül'ün savunması

Tutuklu sanık Bingül ise 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişiminin yaşandığı gecenin sabahında, karargaha gelen emniyet mensuplarınca gözaltına alındığını ifade etti.

Darbe girişimine destek olmadığını kanıtlamak için bir kez emniyette, iki kez de cumhuriyet savcılığına ifade verdiğini vurgulayan Bingül, darbeye karşı eylemde bulunduğuna ilişkin somut eylemlerinin olduğunu söyledi.

15 Temmuz günü, şehir dışından misafirlerinin olmasına rağmen tutuklu sanık Kılıç'ın kendisini arayarak karargaha çağırdığını, daha önce de akşam ya da gece saatlerinde buna benzer görevlendirmeler olduğundan bunu normal karşıladığını anlatan sanık Bingül, kimseye kamuflaj elbise ayarlamadığını, silahsız şekilde karargaha gittiğini savundu.

Eski Boğaziçi Köprüsü'ndeki askeri hareketliliği, kayınpederinin kendisine gönderdiği WhatsApp mesajıyla öğrendiğini iddia eden sanık Bingül, bazı askeri personelle televizyon kanallarında yayınlanan haberlerde bir şeyler olduğunu gördüklerini ancak anlamlandıramadıklarını, neden göreve çağrıldıklarını bilmediklerini iddia etti.

Sabaha kadar karargahın harekat merkezinden ayrılmayarak komutanlarının verdiği emirleri yerine getirdiğini dile getiren Bingül, "Efes Tatbikatı'nda etkin rol almam nedeniyle Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep beni tanırdı. Bu sebeple kendisine bazı sorular sorarak karargahın emniyetinin sağlanması için emirler verdim ve darbe karşıtı eylemlerde bulundum. Orgeneral Recep, saat 02.00 civarı beni ve askeri hakim Uğur Zeybek'i odasına çağırarak Ege Ordusu Komutanlığının darbeye karşı olduğu, darbecilerden gelen emirlere uyulmaması gerektiğine ilişkin bir yazılı mesaj hazırlama emrini verdi. Biz de kapsamlı bir yazı yazarak, bu emri birliklere önce sözlü sonra da yazılı olarak ilettik. Ordu seviyesinde yayınlanan bu mesajı bizzat ben kaleme aldım ve Orgeneral Recep'e imzalattım. Saat 06.00'ya kadar da bu emrin takibini yaptık." dedi.

"Dışarıda polisler ve halk var, ne yapalım"

Denizli 11. Motorize Piyade Tugayında görevli bir üsteğmenin kendisini arayarak, "Burada garip bir şeyler oluyor, kimseye güvenmediğimden sizi arama gereği duydum. Çardak Havaalanında hareketlilik var, ne yapalım" şeklinde ifadeler kullandığını anlatan sanık Bingül, şöyle devam etti:

"Üsteğmenin bilgisini teyit etmek için Denizli'deki tugayı aradığımda, telefona çıkan binbaşı rütbesindeki kişi bana, 'Dışarıda birliğimiz yok' deyince durumdan şüphelendim. Tekrar aradığım üsteğmen, 'Kurmay Albay Erol Akman'ın (Meslekten ihraç edilen) komutasında Çardak Havaalanındayız. Dışarıda polisler ve halk var, ne yapalım' diye bilgi verince ben de, 'Kanunsuz bir şekilde orada duruyorsunuz. Durum ciddi, gerekirse geri dönün' talimatı verdim. Durumu, eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Hakan Eser'e bilgi verdim. Eser de bana bu durumun durdurulması için talimat verdi. Üsteğmenin anlattıklarını başka bir komutana anlattıktan sonra Orgeneral Recep'e de durumu arz ettik. Orgeneral Recep'ten, havaalanındaki komutanların teslim olması yönündeki emri almalarının ardından daha sonra bu emirle 7-8 komutan teslim oldu."

"Darbe karşıtıyım"

Darbe girişiminin başarısız olmasında etkin olarak çalıştığını savunan sanık Bingül, "Komutan ve amirlerim ne dediyse onu yaptım. Onların emirleri doğrultusunda karargaha gittim. İrademle Denizli'deki olaya müdahale etmem, darbe karşıtı olduğumun en somut göstergesidir." ifadesini kullandı.

Kimseden kanunsuz emir almadığını, kimseye de kanunsuz emir vermediğini, hata yapmış olabileceğini ancak suçsuz olduğunu ifade eden sanık Bingül, komutanlardan takdir beklerken, bir tanığın aleyhine verdiği ifadeden tutuklandığını, 15 yaşından beri giydiği askeri kıyafeti yeniden giymek ve itibarını kazanmak istediğini belirtti.

Mahkeme heyeti, oturuma öğle arası verdi.

İddianame

İzmir'de FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan bin 300 sayfalık iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede, Fetullah Gülen'in "birinci" şüpheli olduğu 267 sanığa "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlamaları yöneltilmişti.

Daha sonra hazırlanan ek iddianameyle 3 kişinin daha dosyaya eklenmesiyle sanık sayısı 270'e yükselmişti.

Sanıklar arasında, tamamı Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edilen, "yurtta sulh konseyi"nce Manisa ve İzmir'de sözde "sıkıyönetim komutanı" ilan edilen tutuklu sanıklar Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı Tümgeneral Ahmet Cural, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Süleyman Manka, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş ile Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı Tuğgeneral Ersal Ölmez de bulunuyor.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel İzmir'de Fetö'nün Darbe Girişimine İlişkin Dava - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement