DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ -TEKRAR - Son Dakika
Güncel

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ -TEKRAR

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ -TEKRAR

İzmir depremi 11 santimlik çökmeye neden oldu.

13.11.2020 10:13  Güncelleme: 12:41
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İzmir depremi 11 santimlik çökmeye neden oldu

GEBZE Teknik Üniversitesi'nde (GTÜ), İzmir depreminin yer yüzeyindeki deformasyon etkisi uydu verileri ile hesaplanarak haritalandırıldı. Gebze Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Taşkın Kavzoğlu, radar görüntüleri sayesinde Sisam Adası yakınlarında yaklaşık 11 santimetrelik çökmeyi tespit ettiklerini söyledi.

İzmir'de depremin yer yüzeyinde yarattığı deformasyon etkisi Gebze Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Taşkın Kavzoğlu, Prof. Dr. Umut Güneş Sefercik ve Doç. Dr. İsmail Çölkesen tarafından ortaya çıkartıldı. Uydu verilerine dayalı yüzey deformasyon haritası üretilerek deprem etkisinin metrik hesaplamaları yapıldı. Değerlendirmelerde, merkez üssü Ege Denizi'nde olan depremin Sisam Adası'nın Samos, Kokkari ve Agios Konstantinos yerleşim birimlerini içine alan bölgelerinde kıyıdan 5 kilometre içerilere kadar yer yüzeyi deformasyonu yarattığı belirlendi.

'OPTİK VE RADAR GÖRÜNTÜLERİNİ ANALİZ ETTİK' Radar görüntülerinde yaklaşık 11 santimetreye yakın Sisam Adası yakınlarındaki çökmeyi tespit ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Taşkın Kavzoğlu, "Laboratuvarımızda yüksek kapasiteli bilgisayarlarımızda Avrupa Uzay Ajansı'ndan elde ettiğimiz görüntülerle deprem öncesi ve deprem sonrası hem optik hem de radar görüntülerini analiz ettik. Özellikle radar görüntülerinde yaklaşık 11 santimetreye yakın Sisam Adası yakınlarındaki çökmeyi tespit ettik. Zaten tsunaminin de asıl nedeninin bu olduğu ortaya çıkıyor. Buradaki hareketliliğin ne şekilde gerçekleştiğini uzaydan tespit ettik. Onun haricinde optik görüntülerde Sığacık Körfezi'nde teknelerin de zarar görmesine yol açan hasarı izleyebildik. Bu arada Bayraklı'da yıkılan binalarımız var orada da büyük bir değişim analizi oldu. Hasar gören binalarımız hafriyat alanları, yeni kurulan çadır kent alanlarının hepsi net olarak görülüp, izlenebiliyor. Bunların hepsinin tespitini gerçekleştirdik ama önemli olan burada denizde ortaya çıkan çökme miktarı, o hareketin yönü ve ne kadar uzunlukta olduğunu arkadaşlarımızla beraber analiz ettik" dedi.

'YIKIM ETKİLERİ YÜKSEK OLMUŞ' Radar uydularının bu tip afetlerin ardından oldukça potansiyeli yüksek veri sağlayabildiğini ifade eden Prof. Dr. Umut Güneş Sefercik, "Radar uydularında, uydudan olan faz farkına göre diferansiyel informetre dediğimiz bir tekniğimiz var. Bu tekniği uygulayarak birtakım haritalar ortaya çıkardık. Yerin çökme etkisinin hangi kısımlarda ne kadar ve denizle yerin iç kısımlarından ilişkisini kurarak haritalandırmasını yaptık. Burada gördüğümüz tespit ettiğimiz şey şu, özellikle adanın kuzey bölümünde ciddi bir hareket olduğunu görüyoruz. Yaklaşık 11 santim civarında bir çökme gerçekleştiğini radar uyduları bize net bir şekilde gösteriyor. Depremin özellikle deformasyon etkisi olarak Sisam Adası'nın Adios Kostantinos, Samos gibi bölgeleri içine alan kısım ve denizden yaklaşık 5 kilometrelik alanları kapsayacak şekilde ciddi etki gösterdiğini görebiliyoruz. Buralarda yıkım etkileri yüksek olmuştur diye tahmin ediyoruz" diye konuştu.

BAYRAKL'DA 10 BİN METREKARELİK ALAN HASAR GÖRDÜ Uydu görüntülerinin temel özelliğinin çok büyük alanları görüntüleyebilme kabiliyeti olduğunu belirten Doç. Dr. İsmail Çölkesen, "Bir anda olmuş bir olayın çok büyük bir alanını görüntüleyebilirsiniz. Bize depremin öncesi ve sonrası çekilmiş görüntüleri yardımıyla özellikle hasar görmüş binaları ve depremden sonra ağır hasarlı olup da yıkılan binaları, bunun yanında hafriyat işlemlerinin hangi alanlarda olduğunu ve çadır kentlerin hangi alanlara kurulduğunu çok net bir şekilde tespit edebiliyoruz. Depremden hemen önce görüntüler var bir de sonrası görüntülerimiz var. Öncesi ve sonrası hareketlerle hem deprem anında hem de depremden sonra kontrollü bir şekilde yıkılan binaların lokasyonlarını görüntüleyerek haritaladık. Bayraklı ilçesinde yaklaşık 10 bin metrekarelik bir alanda hasar olduğunu gördük. Ayrıca Sığacık Limanı'nda da özellikle limanda yaşanan hasarı görüntüledik. Tsunamiden kaynaklı gemilerin denize doğru sürüklenmesi net bir şekilde bu değişim analiziyle görülebiliyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: ------------------Prof. Dr. Taşkın Kavzoğlu röp. -Prof. Dr. Umut Güneş Sefercik röp.-Doç. Dr. İsmail Çölkesen röp - Bilgisayar üzerinde çökmelerin meydana geldiği yerler, haritalamalar

Haber-Kamera: Ergün AYAZ- Alişan KOYUNCU/DERİNCE(Kocaeli),

Haber Kodu : 201113083

==========================

Van Gölü çekilince tarihi Erciş Kalesi ortaya çıktı, bilim insanları küresel iklim değişimine dikkat çekti

VAN Gölü'nde su seviyesinin düşmesiyle Erciş ilçesi sahilindeki Erciş Kalesi ve kalıntıları ortaya çıktı. Gölün yükselmesi nedeniyle 1841'de terk edilen kalenin, gün yüzüne çıkmasını değerlendiren Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak göl seviyesinin bundan sonraki süreçlerde seviye kaybına uğrayacağını söyledi.

Erciş'in Çelebibağ Mahallesi'ndeki Urartu Krallığı zamanında Van Gölü sahilinde inşa edilen ve Osmanlı döneminde de onarımdan geçirilerek kullanılan Erciş Kalesi, Van Gölü sularının 1841 yılında yükselmeye başlamasıyla terk edildi. O dönemde burada yaşayan insanlar, bugünkü Erciş bölgesinde Alkanat, Gölağzı ve Tekevler Mahallesi'ne yerleşti. Van'da 23 Ekim 2011'de yaşanan depremin de etkisiyle büyük hasara uğrayan kale, 2014'te Van Gölü'nün çekilmesiyle yeniden ortaya çıktı. Fakat son aylarda göl sularının yaklaşık 2 metre daha çekilmesiyle birlikte kale ve Van Gölü'nde bulunan mikrobiyelitlerde tamamen ortaya çıktı.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü'nün tarihi boyunca sürekli yükselme ve alçalmaya bağlı olarak seviye farklılıkları gösterdiğini söyledi. Geçmiş dönemlerde göl seviyesinin uzun yıllar boyunca artış gösterdiğini zaman zaman kısmi çekilmeler olsa da uzun süreçte sürekli arttığını dile getilrdi. Bunun en güzel örneklerinden birinin de Erciş kent merkezinin hemen yakınındaki Çelebibağ'da gördüklerini belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, "Burada bir kale yerleşkesi su yüzüne çıkmış durumda. 2014 yılında ilk defa ortaya çıktı ve sonraki süreçte o çekilme devam edince şu an hem kale, hem yakın çevresi su yüzeyine çıktı. Şu anda ziyaret edilebilir şekle dönüştü" diye konuştu

'KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİMİNİN ETKİLERİNİ GÖRÜYORUZ'Erciş Kalesi'nin bulunduğu alanın eskiden yerleşme alanı olduğunu 1840'lı yıllara kadar kullanıldığını belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, göl seviyesinde yükselme nedeniyle o dönem halkın şu an Erciş kentine doğru yerleştiğini söyledi. Prof. Dr. Alaeddinoğlu, 2014 yılında ise bu kez küresel iklim değişiminin etkisiyle Erciş Kalesi ve kalıntılarının ortaya çıktığını belirterek şöyle konuştu: "Küresel iklim değişikliği dediğimiz olay aslında havzaya düşen suyun miktarı ile ilgili bir şey değil. Suyun miktarına baktığınız zaman uzun yıllar boyunca çok ciddi bir değişiklik yok. Bir kaç yıl çok yağış ama bir kaç yıl az yağış dengeliyor. Ama şimdi yaşanan şey buharlaşmanın boyutudur. Yani ciddi bir şekilde buharlaşma gerçekleştiği için biz muhtemelen yani eski kaynaklar araştırıldığında karşımıza çıkıyor bugün Erciş'te karşılaştığımız o kale ve çevresindeki yerleşmelerin benzeri oluşumlarda belki karşımıza çıkacak. Urartular milattan önce 800'lerde kurulmuş ya da yaşamış bir medeniyet. O dönemden bugüne yapılan araştırmalar Van Gölü'nün kıyılarında bugün Erciş'te tanıklık ettiğimiz kale kalıntılarının benzerlerinin de artık yavaş yavaş ortaya çıkacağı şeklinde. Van Gölü'nün su seviyesi bundan sonra gölün yükselmesiyle sonuçlanacak sürece evrilmiyor. Tam tersine yani seviye farklılıkları negatife doğru seviyesini kaybedecek. Bir yandan ciddi bir olumsuzluğun işareti çünkü alanı gittikçe küçülecek. Küçülmenin etkisiyle ortaya çıkan tarihi kalıntılarda aslında birçok medeniyetin izlerini taşıdığı için birçok kişinin de ilgisini taşıyor."

'RESTORASYON GEREKLİ'Gölün çekilmesiyle ortaya çıkan kalede incelemelerde bulunan Araştırmacı-Yazar Selahattin Koşar, Van Gölü sularının 1841 yıllarında yükselmeye başlamasıyla, burada yaşayan insanların, bugünkü Erciş bölgesinde Alkanat, Gölağzı ve Tekevler Mahallesi'ne yerleştiklerini söyledi. Koşar, "Kalenin, Van Gölü'ndeki suyun yükselmenin etkisiyle tamamen su altında kalmış. Van'da 23 Ekim 2011'de yaşanan depremin de etkisiyle büyük hasara uğramış. 2014 yılında Van Gölü'nün çekilmesiyle yeniden ortaya çıkan ve Osmanlı ve Selçuklu İmparatorluğu'nun Erciş'teki tek eseri olan kaledeki belirli bölümlerin restorasyondan geçirilmesi gerekir. Yapılacak restorasyonla kalenin turizme kazandırılması gerekiyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: --------------------------------Göl sularının çekildiği yerlerden ve Erciş Kalesinden drone ile genel görüntüler-Drone ile Van Gölü ve çevresinden genel görüntüler-Erciş Kalesinden detaylar-Muhabir anonsu-Drone ile Van Gölü'ndeki çekilme ve Erciş Kalesinden genel görüntüler-Araştırmacı -Yazar Selahattin Koşar ile röportaj-Van Gölü'ndeki çekilmeden detaylar-Erciş Kalesinin drone ile genel görüntüsü-Muhabir anonsu-Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu ile röportaj-Drone ile Van Gölü ve Erciş Kalesinden genel görüntüler

Haber-Kamera: Gülay KUYUCU- Orhan AŞAN- Barış KUL/ERCİŞ (Van), -

Haber Kodu : 201113048====================================

Eray dedesiyle 69 bin kapak topladı

KOCAELİ'nin Darıca ilçesinde, 5 yaşındaki Eray Kasapoğlu, dedesi Sedat Kasapoğlu ile birlikte 2 yılda 69 bin kapak toplayarak Darıca Yaşlılarla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne verdi. Kapaklar geri dönüşüme verilerek elde edilen gelirle üniversite öğrencilerine burs veriliyor.

Darıca'da, Özge ve Emrah Kasapoğlu çiftinin tek çocuğu Eray, dedesi Sedat Kasapoğlu ile birlikte 2 yıldır mavi kapak topluyor. Koltuk döşeme atölyesi bulunan Sedat Kasapoğlu elinden tuttuğu torunu Eray ile birlikte kapak toplarken, zamanla esnaf ve vatandaşlar da destek vermeye başladı. Ana okulu öğrencisi Eray, arkadaşlarını da organize ederek kapak toplamalarını teşvik etti. Dede ve torunu topladıkları kapakları damacanalarda biriktirdi. Geçen yıl 34 bin, bu yıl ise 35 bin kapak topladı. Dede ve torunu topladıkları kapakları Darıca Yaşlılarla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne verdi. Dernek, dede ve torunu ile diğer toplanan mavi kapakları geri dönüşüme göndererek elde edilen gelirle üniversite öğrencilerine burs veriyor.

BURS VERİLİYOR Darıca Yaşlılarla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Kudret Sekban, dede ile torunun örnek davranış sergilediğini belirterek, şöyle konuştu:

"Eray, komşumuz Sedat Kasapoğlu'nun torunu. Minik Eray, nam-ı değer mavişimiz dedesi ile dolaşmaya çıktıkça dernek lokalimize uğrar. Bizim için cebinde biriktirdiği kapakları derneğimize teslim eder ve bizlerin sevgisine mazhar olur. Bu duygu Minik Eray'ın içine işlemiş olacak ki, gün geçtikçe kapak toplama işi konusunda daha bir bilinçlendi ve gittiği her akraba, eş, dost evinde tüketilen kapakları toplayarak derneğimize ulaştırmaya başladı. Gün geldi, Minik Eray ana okuluna başladı ve bu kez arkadaşlarını da örgütlemeye başladı ve arkadaşları ile birlikte topladıkları 35 bin adet mavi kapağı derneğimize ulaştırdı." dedi.

Üniversite öğrencilerine burs verdiklerini belirten Kudret Sekban, "Geri dönüşümünden elde ettiğimiz geliri ihtiyaç sahibi ailelerin üniversitede okuyan çocuklarına burs olarak veriyoruz. 35 bin adet mavi kapağı toplayan minik Eray ve ona destek olan tüm arkadaşları ile böyle duyarlı bir çocuk yetiştiren ailesine teşekkür ediyoruz." diye konuştu.

'TORUNUM BUNDAN ZEVK ALIYOR'

Sedat Kasapoğlu, 2 yıldır kapak topladıklarını ifade ederek, "Sağolsun esnaf arkadaşlar yardımcı oluyorlar. Torunum bundan zevk alıyor. Ben de elimden geldiği kadar destek veriyorum, ama çöpte olsun, ama yolda olsun, bir arabanın altında dahi olsa o kapağı aldırmadan beni göndermiyor. 'Dede onu da alalım, dede bunu da alalım' diye geçen sene aşağı yukarı 34 bin kapak topladık, bu sene de 35 bin kapak topladık. Yani biz bu işten haz alıyoruz, sorumluluk duyuyoruz, insanlara faydalı olmak istiyoruz. Esnaf da elinde kapak varsa torunumu çağırmadan duramıyor. Sağ olsunlar, bu çorbada bizim de bir tuzumuz varsa ne mutlu bize." dedi.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ -TEKRAR - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement