"Kan Almadan Yaşayamazlar" - Son Dakika
Güncel

"Kan Almadan Yaşayamazlar"

"Kan Almadan Yaşayamazlar"

Prof.Dr.Hilmi Apak, talasemi hastalarının düzenli şekilde kan almak zorunda olduklarını belirtti.

11.01.2013 11:56  Güncelleme: 13:09
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Apak, talasemi hastalarının düzenli şekilde kan almak zorunda olduklarını belirterek, "Kan almadan bu hastalar yaşayamaz, kana bağımlılar. Bu yüzden düzenli kan bağışçılarına her zaman ihtiyaç var" dedi.

Vücudun kan üretememesinden kaynaklanan genetik geçişli bir kan hastalığı olan talasemi (Akdeniz anemisi) ile ilgili konuşan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Apak, "Aileler, çocuklarında renkte aşırı solukluk, iştahsızlık, emmede zorlanma gibi belirtilerde dikkatli olmalı. Talasemi de aşırı bir kansızlık olduğu için, hastalar 3 haftada bir dışarıdan kan almak zorundalar. Sürekli hastaneye gelip gidiyorlar. Kan almadan bu hastalar yaşayamaz, kana bağımlılar. Bu yüzden düzenli kan bağışçılarına her zaman ihtiyaç var" diye konuştu.

"İKİ TAŞIYICININ EVLENMESİ RİSK"

Türkiye'de yaklaşık 1.5 milyon talasemi taşıyıcısının olduğunu, iki taşıyıcının evlenmesi ile hasta çocuk doğma ihtimalinin olduğunu, bu yüzden evlenmeden taşıyıcılık testinin yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Apak, "İnsanların bilinçlenmesi ile hasta çocukların doğmasına engel olabiliriz. Bu noktada özellikle akraba evliliklerinin yapılmaması büyük önem taşıyor. Çünkü akraba evliliklerinde, taşıyıcı olan iki kişinin birbirini bulma ihtimali artıyor. Bu noktalara dikkat edersek, hasta çocuk doğmasını engelleyebiliriz" dedi.

Talasemi hastalarında karaciğer, dalak büyüklüğü, hormonel bozukluk ve demir birikimi gibi sorunların da ortaya çıkabildiğini açıklayan Prof. Dr. Apak, "Bu hastalar kan aldıkları için vücutlarında fazla demir birikimi oluyor. Bu demir pankreasta birikirse şeker hastalığı, tiroidde birikirse tiroid hastalığı, beyinde birikirse büyüme geriliği, karaciğerde birikirse siroz, kalpte birikirse kalp yetersizliği oluyor. Fakat günümüzde demir birimini önleyecek o kadar iyi ilaçlar var ki, bu olumsuzlukların çoğunu engelleyebiliyoruz. Hasta çocuk doğması durumunda kesin tedavi ilik nakli ile oluyor. Onda da uygun dokunun bulunamama olasılığı var. En iyisi, hasta çocuk doğmasını engellemek" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Apak, ailede bir kişinin bile taşıyıcı olması durumunda tüm ailenin taranması gerektiğini, başka risk altında kişilerin de olabileceğini sözlerine ekledi. - İSTANBUL

Kaynak: İHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement