Karataş: Binlerce Zaza Sur'u Terketti

Kısa adı TUBDER olan Toplumsal Uzlaşı ve Barış Derneği Başkanı Kenan Karataş Diyarbakır'ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağının ilan edildiği tarihten bugüne kadar binlerce Zaza vatandaşın ilçeyi terk etmek zorunda kaldığını ifade etti.

Karataş, gerek Diyarbakır Zaza-Der Başkanı Abdülkadir Büyüksayar, gerekse ilçeyi terk eden Zaza ailelerle yaptığı görüşmelerin ayrıntılarına değinerek, "Daha fazla acılara mahal vermemek adına sulhun sağlanması gerekmektedir. Şayet sulhu sağlamak mümkün değilse tarafların çatışmayı şehir merkezlerinden kaydırmaları gerekmektedir" dedi.

'OLAYLAR SURİYE'YE ANDIRIYOR'

Karataş, kendi deyimi ile ilçede hendek savaşı yaşandığını dile getirerek, "Görüntüler adeta Suriye'de yaşanan iç savaşı andırmaktadır. Sokaklar da kazılan hendekler, evlerde ki geçiş alanları, silah ve bomba kalıntıları, yığma setler, harabeye dönmüş binalar ve en önemlisi de kutsalımız olan camilerin içler acısı hali toplumda büyük bir yaraya yol açmıştır" diye konuştu.

Yaşanan çatışmaların nedenini ya da suçlusunu aramak durumunda olmadıklarını, kendilerinin olaylardan sonra ilçe sakinlerinin evini barkını terk ederek merkeze ve güvenli ilçelere göç etmeleri neticesinde yaşadıkları acı ve düştükleri olumsuz durumu değerlendirmek olduğunu sözlerine ekleyen Karataş, açıklamasını şu cümlelerle sürdürdü: "Sur ilçesinde yaşayan vatandaşlarımızın yarısı Zaza kökenlidir. Ve bu kesim şiddet olaylarının içinde yer almamakta, şiddete ve çatışmaya taraf olmamaktadırlar. Yaptığımız tespitler ve Diyarbakır Zaza-Der Başkanı Abdülkadir Büyüksayar'dan aldığımız bilgiler bize gösteriyor ki olaylardan en fazla zarar gören kesim Zaza vatandaşlarımızdır. Ekranlara yansıyan göç dalgasının büyük çoğunluğunu da yine ortada kalan ve tarafsızlığını korumaya çalışan Zaza ve tarafsız Kürt kardeşlerimiz oluşturmaktadır.

Siverek ilçemize göç etmek zorun da kalan üç aile ile görüşme imkanımız oldu. Kendileri Sur ilçesinde esnaflık yaptıklarını ama bir hafta içerisinde iş yerlerinin harabeye döndüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini ifade ettiler. Yaşadıkları evin ise yaşanılamaz durumda olduğunu ve gerekli düzenlemeyi yapabilecek maddi güce sahip olmadıklarından dolayı da göç etmek zorunda kaldıklarını söylediler.

Sonuç olarak, daha fazla acılara mahal vermemek adına sulhun sağlanması gerekmektedir. Şayet sulhu sağlamak mümkün değilse tarafların çatışmayı şehir merkezlerinden kaydırmaları gerekmektedir. Gerek sivil toplum kuruluşlarının gerekse siyasi tarafların tek yönlü çağrısını doğru bulmadığımızı da ifade etmek isterim. Eğer objektif bir çağrı yapılacaksa demokratik tüm kuruluşlar ve siyasi partiler silahlı grupların hendek savaşından vazgeçip şehir merkezlerini terk etmeleri gerektiğini dile getirilmelidirler."
(Kaynak: Gazeteipekyol)