Kerkük'te Arap Meclis Üyesinin Öldürülmesi

Irak'ın Kerkük kentinde dün akşam uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Kerkük İl Meclisi Arap Grubu üyesi Muahmmet Halil el-Cubburi ve eşinin cenazesi toprağa verildi.

Kerkük'ün 15 kilometre güneyindeki Türkalan köyünde düzenlenen cenaze merasimine devlet yetkilileri ve parti temsilcileri katıldı. Terör saldırısı ihtimaline karşı cenaze merasiminde yoğun güvenlik önlemleri alındı.

Irak Parlamentosu Kerkük Arap Milletvekili Halit el-Mafraci, merasimde yaptığı konuşmada, Başbakan Haydar el-İbadi ve Kerkük Valisi Necmettin Kerim'e çağrıda bulunarak, Kerküklü Araplara ve temsilcilerine yönelik cinayetleri durdurmalarını istedi.

Arapların "bu sistemli cinayetlere artık seyirci kalamayacağını" vurgulayan Mafraci, "Bu şehrin temsilcileri olarak kanın durdurulması için Araplara silahlı bir gücün kurulmasını sağlayacağız. Merkezi hükümete ya da yerel hükümete bağlı ve yasal bir gücün kurulması elzemdir. Arapları koruyacak bir güç olmalıdır" diye konuştu.

Kerkük İl Meclis Başkanı Rebvar Talabani de AA muhabirine yaptığı açıklamada, terörist grupların cephelerdeki savaşı kaybetmeleri nedeniyle kent merkezinde kaos çıkarmaya çalıştıklarını iddia ederek, "Teröristler, etnik ve mezhebi gruplar arasında fitne yaratmak için bu tür eylemlere başvuruyor ancak kazanamayacaklar. Bunun için güvenlik güçlerinin üzerine düşen bir görev var. Daha önce şehit edilen meclis üyesi Şeyh Sami Abdullah Asi gibi Cuburi'nin de katillerini bulup adalete teslim etmelerini istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Kerkük İl Başkanı ve İl Meclisi Üyesi Muhammet Kemal ise kentin güvenlik konusunda merkezi hükümet tarafından ihmal edildiğini savunarak, "Diğer şehirlere göre Kerkük'e çok az önem verildi. Bu nedenle güvenlik boşluğu ortaya çıktı. Boşluğu değerlendiren terör örgütleri, şehirde kargaşa ve kaos oluşturmak istiyor. Merkezi hükümet Kerkük güvenliğiyle ilgili politikasını yeniden gözden geçirmeli" görüşünü dile getirdi.

İl Meclisi Türkmen Grubu üyesi Tahsin Kahya da "Yerel yöneticiler olarak bu faili meçhullerin kimler tarafından yapıldığını bilmiyoruz. Düşman yapıyorsa içimizde barınıyor demektir. Her gün bir yetkilinin öldürülmesi haberiyle güne başlıyoruz. Düşünün, kimliği belirsiz kişiler, önemli kişileri evlerinden alıp öldürebiliyor. O halde güvenlik diye bir şey yok. Bu sorun bizim görüşümüze göre ancak hükümet nezdinde çözülebilir" değerlendirmesinde bulundu.