Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda 2021 yılı bütçesi üzerinde konuştu: (3) - Son Dakika
Politika

Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda 2021 yılı bütçesi üzerinde konuştu: (3)

Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda 2021 yılı bütçesi üzerinde konuştu: (3)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, "Bugün Türkiye'de 10 milyonun üstünde işsiz varsa bu 18 yıllık iktidar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, bir avuç kişi için çalışmıştır.

07.12.2020 21:37  Güncelleme: 22:25
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek, "Bugün Türkiye'de 10 milyonun üstünde işsiz varsa bu 18 yıllık iktidar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, bir avuç kişi için çalışmıştır." dedi.

Kılıçdaroğlu, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne ilişkin TBMM Genel Kurulundaki konuşmasında, iktidarın Sakarya'daki tank palet fabrikasını Katar'a "peşkeş çektiğini" iddia etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Fabrikanın Katarlı yatırımcılara satışı gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil." ifadesini kullandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu doğru çünkü bedava verildi. Bir kuruş bile alınmadı. O nedenle biz 'Tank palet fabrikası peşkeş çekildi.' diyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, söz konusu fabrikanın özelleştirilmesine ilişkin kararı okumadan imzaladığını da öne sürerek "Katar sevdası gözlerini kararttı, öyle anlaşılıyor." sözlerini sarf etti.

Erdoğan'ın, bu konuda bütün vesikaları ortaya koymalarına rağmen ana muhalefetin bu konuyu gündeme getirdiğini belirttiğini aktaran Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın sözünü ettiği vesikaları görmediğini söyledi.

Bu konuda, iktidarın gizlediğini savunduğu ikinci kararnameyi kendisinin ortaya çıkardığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Oradaki işçiler 'Tank palet vatandır, vatan satılmaz.' diyorlardı. O işçilerin tamamının, tank palet fabrikasına ve vatanlarına sahip çıktıkları için gözlerinden öpüyorum" diye konuştu.

Savunma Sanayii Başkanlığının "Altay tankı" üretimine ilişkin sosyal medyadan paylaşımda bulunduğunu da anlatan Kılıçdaroğlu, söz konusu üretimin gerçekleştirilmediğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nerede tank? 18 ay sonra teslim edilecekti. Bari bir oyuncak tank alsalardı. Bedava verdin, fabrika gitti. Bir de tank yok. 25 yıllığına bedava verdin. Hükümete şunu soruyorum; Şimdi Ethem Sancak dükkanlardan mal topluyor. Topladığı malları bir faturaya yazıyor, yüzde 25 kar koyuyor. Açıklasınlar. Ben faturaları biliyorum, bir örneği de bende. Neden dışardan mal alıyor? Veriyor oraya, yüzde 25 karını alıyor. 'Bununla tank yapacağım.' diyor. Nerede tank?"

"Sizin dünyadan haberiniz yok"

Kemal Kılıçdaroğlu, hükümeti işaret ederek 15 Temmuz şehit yakınları ve gazileri ile Beşiktaş'taki terör saldırısındaki şehit yakınları için toplanan paralara el konulduğunu savundu.

Çocuğu şehit olan ailelere aylık 121,96 lira bağlandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, kendisine laf atan bir AK Parti'li milletvekiline söz konusu makbuzu iletebileceğini belirterek "Şimdi siz terörle şehit olan bir polisin babasına, 121,96 lira aylık bağlanmasına doğru diyorsanız yerinizde kalın, doğru demiyorsanız görevinizden ayrılın." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliğinin bulunmadığını savunarak Katar ile imzalanan Borsa İstanbul'un yüzde 10'luk pay devri anlaşması sırasında masada bulunan " Fettah Tamince'nin, hakkında MİT ve MASAK raporları bulunmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatlarıyla çalıştığı için baş üstünde taşındığını" ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, " Bank Asya'nın önünden geçen adamları hapse attınız da nasıl oluyor da bu adam devletin protokol masasında oluyor?" sorusunu yöneltti.

Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya Bilim Üniversitesinin de bu şekilde bir dokunulmazlığı olduğunu iddia etti.

Bir Fransız şirketinin, alacaklısı olan vatandaşların açtığı bir davayı kazanması üzerine, kararın emsal teşkil etmesini önlemek için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatlarıyla temasa geçtiğini öne süren Kılıçdaroğlu, "İki hakimi de çağırıyorlar, mahkemede değil, dışarıda. Fransız yetkili, onun avukatı, Cumhurbaşkanı'nın avukatı ve ayrıca 2 kişi. Cumhurbaşkanı'nın avukatı, karşısında oturan hakime şunu söylüyor, 'Gerekçeli karar yayımlanmadan görelim, düzeltelim.' Mahkemede demiyor, hakime söylüyor." diye konuştu.

AK Parti'li milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Ses kaydı var. Sizin dünyadan haberiniz yok, sizin gözleriniz görmüyor gerçekleri. Adalet kurumunun içini çürüttünüz. Anayasa Mahkemesi kararlarını ben mi uygulamıyorum Allah aşkına. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını kim uygulamıyor? Biriniz çıkıp da 'Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanması gerekir.' dediniz mi? Diyemezsiniz. Onu ancak biz söyleriz. Biz devleti severiz ama sizlerin devletin yapısı ile ilgili sorununuz var."

-"Doğru haberi yapan gazeteye ceza veriliyor"

Kılıçdaroğlu, Basın İlan Kurumu ve RTÜK tarafından doğru haber yapan gazete ve televizyonların cezalandırıldığını savunarak, şunları söyledi:

"Fahrettin Altun pergola yaptı mı yaptı. İzin aldı mı? Almadı. Onun pergola yapmasına karşı değiliz. Yapabilir. O da bir vatandaş. Gider başvurur dilekçesini verir. 'Cumhurbaşkanı'nın İletişim Başkanı'dır' denir. Gider orada pergolasını yapar. Ama bir ülkenin Cumhurbaşkanı'nın Basın Danışmanı 'Ben yasaları dinlemem, kimseden izin almam, pergolayı yaparım, hiç kimse de sesini çıkaramaz.' dediği andan itibaren o zaman orada 'Dur, yıkmak zorunda kalırım.' diyeceksin. Ayıp olan, bu doğru haberi yapan gazeteye ceza veriliyor."

Basın İlan Kurumunun, tirajı yüksek gösterilen ancak satışı olmayan bazı gazetelere ilan verdiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Kurumun bu şekilde devleti soyduğunu" öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a seslenerek, gazetelerin gerçek tirajlarının objektif belirlenmesini ve Basın İlan Kurumu ödemelerinin doğru şekilde yapılmasını istedi.

Kamu bankalarının sadece belli gazetelere ilan verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu mudur adalet, hak, hukuk? Buna niye itiraz etmiyorsunuz?" sorularını yöneltti.

"Rıza Zarrab için iki ayrı nota verildi"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kuzey Irak Süleymaniye'de 1'i binbaşı, 11 askerin başına çuval geçirilmesi üzerine iktidara "ABD'ye nota verin." dediklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın buna itiraz ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Şimdi, ben size soruyorum: Askerin başına çuval geçirildi, nota verilmedi ama Rıza Zarrab için iki ayrı nota verildi. Neden? Rıza Zarrab ordudan daha mı değerli? Hayır, ben de biliyorum, ordudan asla değerli değil ama (Rıza Zarrab konuşursa ne olacak halimiz.)" görüşünü dile getirdi.

İktidarın ülkeyi 18 yıldır istediği şekilde tüm kararları alarak yönettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Devlet, anonim şirket gibi yönetilmez. Anonim şirket iflas ederse kapanır, devletler iflas etmezler. Erdoğan ne diyordu: 'Devleti bir anonim şirket gibi yönetmemiz lazım.' Buyurun, anonim şirket gibi yönettiniz, devletin geldiği nokta budur." sözlerini sarf etti.

Kılıçdaroğlu, işsizliğin, bütün kötülüklerin anası olduğunu vurgulayarak, birçok insanın işsiz kaldığı için intiharın eşiğinde olduğunu söyledi.

Yarattığı istihdamın, bir iktidarın ekonomideki başarısının ölçüsü olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Eğer istihdam yaratmıyorsanız ekonomide sadece belli çevrelere, belli kişilere çalışıyorsunuz demektir. Bugün Türkiye'de 10 milyonun üstünde işsiz varsa bu 18 yıllık iktidar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, bir avuç kişi için çalışmıştır. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletini Londra'daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale getirdiniz." ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın bugüne kadar açıkladığı 16 istihdam paketinden sonra işsiz sayısının arttığını savunarak, iktidarın ülkenin nasıl yönetileceğini bilmediğini, Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulu gibi köklü kurumları kapattığını söyledi.

Hesap uzmanlığı yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, bu sırada üniversitelerdeki en nitelikli gençleri mesleğe kazandırmaya çalıştıklarını belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Devlette liyakat yok. Zaten tek adam rejiminde liyakat olmaz. Bir kişi karar veriyor, alttakine gerek yok." dedi.

"Benim aday olup olamayacağımı size kim söyledi?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, " Akdeniz'de Türk bayraklı geminin basıldığını ancak olayın üzerinden saatler geçmesine rağmen gerçeğin öğrenilemediğini" söyledi. Kılıçdaroğlu, "Beşinci saat geçiyor, gene cevap yok. Niye yok? Çünkü kimse Erdoğan'a ulaşamıyor. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı yok mu? Bu ülkenin kaç Dışişleri Bakanı var? İbrahim Kalın mı, Hulusi Akar mı, yoksa Mevlüt Çavuşoğlu mu? Sonra ertesi gün bizim Dışişleri açıklama yapıyor. 'Sabah böyle oldu, 17.45'te gemiye indiler.' Hepimiz kınadık. 5 saatte ne oldu?" diye konuştu.

Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının asgari ücretin üzerinde 2 bin 517 lira olarak hesaplandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Gelin şu kararı alalım. Bir temenni kararı. Asgari ücret 3 bin 100 lira olsun ve vergiden muaf olsun. İşverene de yük olmayalım. 5 yerden maaş alanlar, her bir yerden 3 bin 100 lira almıyor, her bir yerden en az 10 bin lira alıyorlar. Gelin bunu yapalım. İktidar yapmadı, parlamento yapsın. Asgari ücretlileri savunalım, asgari ücret ortalama ücret olsun." şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, bütçeyi tefecilere değil, hak sahipleri olan memur, işçi, emekçiler ile alın teri dökenlere teslim etmek istediklerini ifade ederek, "Londra'daki tefeciler bizim istediğimiz faizi bize dikte ettiriyorlar." iddiasında bulundu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin aldığı faizin daha düşüğünü CHP'li belediyelerin aldığını belirten Kılıçdaroğlu, "İzmir Büyükşehir Belediyesi kamu bankalarından daha düşük faizle uluslararası piyasalardan yatırım için para buluyorsa, bize olan güveni düşüneceksin." sözlerini sarf etti.

Kimsenin ümitsizliğe kapılmamasını isteyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu, bütün sorunlarını aşabilecek kadrolara ve yetkinliğe sahip olduğunu vurguladı.

İktidarlarında emekten, çiftçiden yana olacaklarını; çöp konteynerlerindan beslenen ailelerin ayıbını kaldıracaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "İlk seçimlerde demokrasiyi, adaleti, liyakati getireceğiz. İlk seçimlerde alın terinin ne kadar ne kadar değerli olduğunu bütün dünyaya anlatacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, bu sırada AK Parti'li milletvekillerinin "aday ol" şeklindeki sözlerine cevaben, "Hangi noktaya geldiniz? Benim aday olup olamayacağımı size kim söyledi?" ifadelerini kullandı.

"Tek adam rejimi istemiyorum"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "tek adam rejimi" değil; demokratik, halkçı, parlamenter sistem istediğini söyledi.

Her kuruşun hesabını veren bir siyaset anlayışı istediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Tehdit edildiğim zaman mal varlığımla 'Aramazsanız, incelemezseniz, şerefsizsiniz.' diyen bir siyaset istiyorum. Ben siyaseti zenginleşme aracı olarak gören bir kültürden gelmiyorum, ben siyaseti halka ve hakka hizmet eden bir anlayıştan geliyorum. Ben hiçbir zaman, hiçbir yerde haram lokmaya el uzatmadım, kimsenin hakkını, hukukunu çiğnemedim. Her zaman, her yerde adaletten yana oldum, adaleti her yerde savundum. Benim varlığımla beni tehdit edenlerin arkasında selam durmadım." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bugün borçlarını ve faizlerini ödemek için borçlandığını da savundu.

CHP'li belediyelerin arı gibi çalıştığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Şu 'Ankara'yı parsel parsel satan' diyen siz değil miydiniz? Parsel parsel satan adama hesap sordunuz mu? Ankara'yı parsel parsel satan adamın arkasında duruyorsunuz, nasıl olur bu? Hangi ahlak, hangi din, hangi iman? Allah aşkına, söyler misiniz?" sorularını yöneltti.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli Kurtuluş Savaşı'nı verdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, AK Parti milletvekillerine hitaben "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, rüşvet alan kişinin büyükelçi olarak atanması yakışır mı? 2 kişi. Rüşvet aldı çikolata kutularında. Öbürünün de rüşvet belgesini mahkemedeki dosyadan çıkarıp açıkladım. Büyükelçi atadınız. Arabasında Türk bayrağı taşıyacak bu adam. Benim ağırıma gidiyor, sizin ağırınıza gitmiyor mu?" sözlerini sarf etti.

AK Parti milletvekilleri içerisinde değerli kişiler bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'yi en iyi temsil edecek insanlar var. Bu insanlar varken neden rüşvetçiler büyükelçi olarak atanıyor? Benim aklım bunu almıyor ama sizin bir gerekçeniz varsa çıkıp bu kürsüden söylersiniz 'Şunun için, biz, rüşvetçileri büyükelçi olarak atıyoruz.' Biz de öğrenmiş oluruz." dedi.

"Elimizdekilerin sadece cam kırıkları olduğunu görürdük"

AK Parti TBMM Grup Başkanı Naci Bostancı, Kılıçdaroğlu'nu dinlerken hatırladığını söylediği Robert Musil'in, Genç Törless isimli eserinin girişinde "Denizin derinliklerindeki karanlıklarda harikulade hazinelere sahip olduğumuzu zannederdik avuçlarımızda ama denizin üstüne yani aydınlığa çıktığımızda elimizdekilerin sadece cam kırıkları olduğunu görürdük." ifadelerinin yer aldığını aktardı.

Kılıçdaroğlu'nun 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla yaptığı konuşmayı televizyondan izlediğini anlatan Bostancı, şöyle devam etti:

"Orada çok haklı olarak, Türkiye'deki nüfusun yarısının, hatta daha fazlasının kadın olduğunu ifade ettiler, cinsiyet kotasından bahsettiler ve Siyasi Partiler Yasası'nın değiştirilmesi gerektiğinden ve bu değişmeyi yapacak olan partilere de oy talep ettiler. Şunu biliyoruz, gerçekliği anlatıyorum: Bugün, CHP'nin milletvekilleri içerisinde kadın oranı yüzde 12'dir. AK Parti'de yüzde 18'dir. Siz bu söylediklerinizi, cinsiyet kotasını, Siyasi Partiler Yasası değişikliği yapmaksızın, Mecliste kanun geçirmeksizin, esasen bahsettiğiniz hususları CHP'de yapabilirdiniz."

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AK Parti'li Bostancı'nın vicdanını takdir ettiğini dile getirerek, "(Oldu gitti, bu Katar'a ekstra peşkeş çekilen 90 milyon dolar içimi acıttı.) deseydi ya da 128 milyar doların kime peşkeş çekildiğini cevaplamasını ya da Merkez Bankası'nın nasıl eksi 47 milyar dolara batırıldığının gerekçesini kendince en azından anlatmasını isterdim. ya da bu kadar yerlilikle, millilikle övündükten sonra bankalardaki tasarrufun yüzde 56'sı dolarsa, 'Bizim yerlilikten anladığımız Amerikan yerliliği, yani Kızılderililik.' demesini beklerdim." sözlerini sarf etti.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulunda 2021 yılı bütçesi üzerinde konuştu: (3) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement