Kim Bu Dncg?

"Kimsiniz kardeşim siz? Ne hakla bir kulübün transfer yapmasını engelliyorsunuz? Bu ne cüret? Açıklıyoruz: Bu DNCG denen kurum, bizim ülkemizi Avrupa kupalarında başarıyla temsil etmemizi engelliyor! Hatta bunlar bile bile önümüzü kesiyor!"

Yukarıda okuduğunuz paragraf, DNCG'nin Türkiye'de var olamama sebebiydi. Kulüp ayırt etmeden bunu söylüyorum zira hangi takımı tutarsak tutalım, bize göre her Federasyon bir kulübü destekler, diğerlerinin önünü keser. Bu MHK için de geçerlidir. Başımızda zaten böyle iki "bela" varken, birde Türk usulü DNCG eklemenin lüzumu yok bana kalırsa.

DNCG kimdir? Ne iş yapar?

DNCG (Direction nationale de contröle de gestion) Fransa'da Profesyonel Futbol Ligi'nin yarattığı ve görevi ülkedeki tüm profesyonel futbol kulüplerinin muhasebelerini denetlemek olan bir kuruluş. 1984 yılında, yani bundan tam 30 sene önce bu yapıyı oturtan Fransızlar kurumun federasyonla işbirliği halinde çalışmasını sağlıyor ancak özerk kılarak önemli kararlar almasının da önünü açıyor.

Bu kurum, bir kulübün finansal, hukuksal durumunu inceledikten sonra bazı önemli kararlara imza atabilme hakkına sahip. Bunlar takımların kadrolarından tutun, ulusal ve kıtasal şampiyonalara katılmalarına kadar gidebiliyor.

DNCG'nin takımların kadro yapısı hakkında alabileceği kararlar şunlar:

Kısmen veya tamamen yeni oyuncu transferi engeli koymak

Transfer bütçesinin ve yıllık maaş yükünün kontrol altında tutulması. Bu durumda bile yeni transfer edilen oyuncuların sözleşmeleri kurul tarafından incelenir ve maddi ya da hukuksal açıdan uygunsuz görünürse oyuncunun sözleşmesi onaylanmaz ve transfer iptal olur.

A takımda oynayacak olan oyuncu sayısına bir limit konulması

DNCG'nin kupalara veya şampiyonlara katılım hakkında alabileceği kararlar şunlar:

Alt lige düşürme

Alt ligde olup yükselme hakkı elde eden takıma üst lige çıkış izni vermeme

Tüm kupa ve şampiyonalardan men etme

Corchia'nın sözleşmesi onaylanmadı

Son birkaç gündür Fransa futbol gündemini meşgul eden Corchia transferi, Lille'in denetim kuruluna takılması yüzünden askıya alındı. Türkçe olarak anlatmak gerekirse, DNCG kurulu kısaca Lille'e "Hemşerim, gittiğin yol yol değil… Sen bu transferi yapma." Dedi.

DNCG 3 ayağı olan bir kurul. Ilkinin ismi "Commission de contröle des clubs professionnels" yani profesyonel kulüpleri denetleme komisyonu. Bu bölümün görevi Ligue 1 ve Ligue 2 ve bazı Ulusal lig kulüplerinin mali ve hukuki yapılarını denetlemek. Ikincisinin adı "Commission fédérale de contröle des clubs" Federal kulüpleri denetleme komisyonu. Bu departmanın görevi de Ulusal ve Amatör liglerde profesyonel oyuncu kullanma hakkı olmayan kulüpleri denetlemek. ve son olarak "Commissions régionales de contröle des clubs" Bölgesel kulüpleri denetleme komisyonu. Bu son departmanın tabir-i caizse "mıntıkası" 2.amatör lig ve bölgesel liglerde mücadele eden kulüpler.

Ilk iki departman daha "büyük" olduğundan, Fransa Futbol Federasyonu binasında çalışıyor. Sonuncusu daha büyük bir alana yayıldığı için, her bölgede temsilciliklerle işini yürütüyor.

Itiraz hakkı

Kulüplerin bu üç departmanın aldığı karara itiraz hakkı bulunuyor. Futbol federasyonu bünyesinde yer alan bir tahkim kuruluna haklarındaki karar açıklandıktan itibaren 6 gün içinde itiraz etme şansları var. Bir diğer yöntem ise Fransa ulusal olimpik sporlar komitesine başvurmak. CNOSF aıdnı taşıyan bu komite, durumu inceledikten sonra bir çözüm üretip Federasyon'daki Federal Konsey'e sunuyor. Federal Konsey de bu önergeyi ya reddediyor ya da kabul ediyor ve böylece dosya kapanıyor.

Kurulda kimler var?

Kulüplerin bütün geleceğini yönlendiren kararlar alabilecek gücü olan DNCG'de bir demokrasi söz konusu. Kurul, başkan, genel sekreter ve onun yardımcısı dahil 18 kişilik bir komiteden oluşuyor.

Bu 18 kişinin 5'ini Fransa Futbol Federasyonu seçiyor. Bir diğer 5'li Profesyonel Futbol Ligi komisyonu tarafından görevleniyor. Kalan son 8 kişinin 2'si Profesyonel Kulüpler Birliği tarafından, 2'si Profesyonel Futbolcular Birliği tarafından, 2'si Ulusal Antrenörler ve Teknik kadro çalışanları birliği tarafından, kalan 2 kişi de Ulusal futbol sendikası tarafından seçiliyor.

Yerel mantık

Yahu bu Fransızlar vallahi çıldırmış. Insan hiç bindiği dalı keser mi üstadım? Dernek gibi yönet kulüpleri kimse ne para harcıyorsun diye hesap sormasın işte. Saf mısınız hemşerim?

Yalnız üç saniyeliğine Türkiye'de böyle bir kurul yaratmaya kalktığınızı düşünün. Bir tahayyül edin, nerelere varırdı mevzu. Yaptığı transfer onaylanmayan bir kulüp başkanı çıkar "Bizim önümüzü kesmeye çalışıyorlar" der, bir diğer güruh "Bu kuruldakiler 5 yıl önce hangi takımın yönetimindeymiş bir araştırılsın!" diye imalı saçma sapan atıflarda bulunur. Sonunda kan gövdeyi götürür, Türk işi DNCG Federasyon denetiminde olur. Kendimize güvenmiyoruz ki insanlara güvenelim. Kendi dürüstlüğümüze inanmıyoruz ki bizi denetleyecek insanların dürüstlüğüne inanalım.

Okuyanlar ister romantik desin, ister hayalperest. Fransa bu işi 30 yıldır rayına oturttuğu için bir yerlere geldi futbolda. 29 yıldır açık olan Clairefontaine akademisiyle oyuncular yetiştirdi, onlara eğitim verdi. Eğiticiler yetiştirdi, kendini bu işe adayan insanlara şans verdi. Bir gün milli takımların başına geçen biri tutup sağdan soldan futbolu yeni bırakmış, İngilizce "I love you" diyemeyen, hatta Türkçe iki cümleyi zor kuran eski topçuları doldurmadı Clairefontaine bünyesine. DNCG'de bu mantıkla büyütüldü ve bugün Dünya çapında saygı gören bir kurum haline geldi. Çalmamayı, haksız kazanç elde etmemeyi, ayağını yorganına göre uzatmayı öğrendi Fransız kulüpleri. Oyuncularının maaşlarını asgari ücretten gösterip vergi kaçıran takımlar var Türkiye'de. Bunu yapanlara bir de utanmadan "büyük kulüp" diyorlar. Kamerun milli takımı kaptanı Rigobert Song Türkiye'ye geldiğinde sırf kulübü az vergi ödesin diye açlık sınırının bile altında yaşıyordu kağıt üzerinde. Bu saydığım usulsüzlüklerden sadece bir örnek. O borsada yapılan spekülatif sermaye artırımlarını saymıyorum bile. Bizim büyük kulüplerimiz ülkenin medarı iftiharı neticede. Ne yapsalar kabulümüz. Har vurup harman savursalar bile evlatlarımız bir nevi, evin yaramaz çocukları onlar.

Bakın, size sosyal medyada Spor Ekonomi adında bir grubun yaptığı güzel bir çalışmayı göstereyim.

Aşağıdaki tabloda, Türkiye'nin dört büyük kulübünün finansal durumunun özeti bulunuyor. Bu özette Gelirler, giderleri, öz sermayeleri, borçları ve bunların miktarları var.

Fenerbahçe haricinde diğer 3 kulübümüzün öz sermaye sıkıntısı içinde olduğunu görüyoruz. Şimdi daha iyi anlaşıldı mı Galatasaray'ın neden sermaye artırımına gittiği? Eğer bunu yapmasaydı Galatasaray UEFA'nın Financial Fairplay uygulamasına takılacaktı. Önümüzdeki yıl bu iki kulüp şirket bünyesinde gözükeceğinden, gelirlerinde artış olacak. Bu da bir nevi ettikleri zararları kapatma fırsatı olacak her ikisi için. Şu basit tabloyu alıp DNCG'ye göndersek, "Mösyöler siz bitmişsiniz okeye dönüyorsunuz" der adamlar. Her şeyin üstünün kapatılabildiği bir memlekette anca bu kadar olur zaten. Bu sezon devre arasında bile Trabzonspor başkanı "Yıldız oyuncu alacağız" dediğinde soramıyoruz "Hangi parayla? Hangi kaynakla alıyorsunuz?" diye. Bizim gazetecilerin sorusu "Kimi alacaksınız başkanım? Ehehe" oluyor.

DNCG Lille'in Sebastien Corchia transferini onaylamadı. Lille savunmasını yaptı ve reddedildi. Ortalığı galeyana getirdiler mi? Hayır. Verilen karara saygı duydular mı? Evet. Keyfi bir karar değil bu sonuçta, kulübün geleceğini korumak için alınmış bir önlem. Kimse sana para harcama demiyor. Harcayacaksın tabi, ama önce karşılığı olsun.

Bir de son söz, kulüplerimizin birikmiş bir yığın transfer borcu var ve bunların büyük bir kısmı ödenemeyecek durumda.

Baba nasihatidir, "Tutamayacağın bir söz verme kimseye. Söz veriyorsan, ne yapıp edip tut.". Arada anlaşamasak da hayatımın büyük bölümüne yön vermiştir peder bey bunun gibi kilit cümleleriyle. Dinlemekte fayda var.