"La Boheme" operası 127 yıldır sonra AKM sahnesine taşınıyor - Son Dakika
Güncel

"La Boheme" operası 127 yıldır sonra AKM sahnesine taşınıyor

"La Boheme" operası 127 yıldır sonra AKM sahnesine taşınıyor

İstanbul Devlet Opera ve Balesinin (İDOB) sahneye koyduğu "La Boheme" operası, bu akşam Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) İstanbul prömiyerini gerçekleştirecek.

04.02.2023 11:36  Güncelleme: 12:24
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstanbul Devlet Opera ve Balesinin (İDOB) sahneye koyduğu "La Boheme" operası, bu akşam Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) İstanbul prömiyerini gerçekleştirecek.

Besteci Giacomo Puccini'nin baş yapıtlarından biri olarak kabul edilen eser, aynı zamanda dünyada en çok sahnelenen ve sevilen operalar arasında yer alıyor.

Librettosu Luigi Illica ve Giuseppe Giacosa tarafından yazılan dramatik ve romantik opera "La Boheme"de 1830'lu yılların Paris'inde yaşanan bir aşk hikayesi anlatılıyor.

Operayı sahneye koyan Evin Atik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Henri Murger'in "Scenes de la vie de Boheme" romanından uyarlan eserde, gerçek ve bohem bir yaşamdan sahneler görülebileceğini söyledi.

127 yıl sonra yeniden La Boheme AKM'de sahnelenecek

Atik, eserin dekor ve kostüm araştırmalarının ardından müzikal çalışmalarının yapıldığını aktararak, "Yine eseri klasik olarak hazırladık. Sahnede derinliği kullandık. Sanatçılar oyuncu olarak değil, gerçek kişiler olarak görünüyor. Büyük bir keyifle oynandı. Seyircilerin de o keyifle izleyeceklerini düşünüyorum." dedi.

"La Boheme"in ilk oynandığı günden bu yana sahnelerden hiç inmediğine işaret eden Atik, "İDOB, eserin ilk sahnelendiği günden, 127 yıl 3 gün sonra AKM'de La Boheme'i sahneleyecek. 3 sene önce İzmir'de de prömiyer yaptığımızda aynı kostüm ve dekorla çalışmıştık. O da tam olarak günü gününe 124. yıldı." ifadelerini kullandı.

Evin Atik, hikayede 1830-1840 arasına odaklandıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Henri Murger'in kitabında siyasete hiç girilmemiş ama librettoda o dönemin siyasetine biraz girilmiş. Gençlere yansımasını görüyoruz. Ama olay burada insan duyguları, insanların yaşadığı acılar, sevdalar. Zaman zaman keyif, zaman zaman hüzün bulacak seyircilerimiz."

"Müzik ve oyun o kadar birbirinin içerisindeki bu bir opera mı yoksa tiyatro oyunu mu bilmiyorum"

Orkestra şefi İbrahim Yazıcı ise Puccini'nin kaleme aldığı eserin, en kolay dinlenebilir operalardan biri olduğunu dile getirerek, "Hiç opera, klasik müzik dinlemeyen bir insan bile sanki çok sürükleyici bir film izliyormuşçasına, filmin altında da çok güzel bir müzik varmış gibi eseri seyredebilir. Eskiden yoktu ama artık üst yazı var. O yüzden sahnedekilerin ne dediğini çok rahatlıkla anlayabiliyor, oyunu takip edebiliyorsunuz." diye konuştu.

Eserin eski bir film gibi olduğunu sözlerine ekleyen Yazıcı, şu bilgileri verdi:

"Müzik ve oyun o kadar birbirinin içerisinde ki, bu bir opera mı yoksa tiyatro oyunu mu gerçekten ben de bilmiyorum. Puccini'nin en güzel tarafı da şu; diyelim ki operanın dilini hiç anlamıyorsunuz, konuyu da bilmiyorsunuz ama müzikten orada neler olduğunu az çok çıkartabilirsiniz. Puccini'nin müziğinin ustalığı da zaten bu. Opera dünyasında yönetmesi en güç eserlerden biri de diyebilirim. Çünkü birbiri üzerinde sanki o an gerçekleşiyormuşçasına, inanılmaz bir akıcılığın olması gerekiyor ve bunu ancak orkestra şefinin o anı iyi ve doğal bir şekilde yönetmesiyle oluyor. Büyük bir otoriteyle yönetmek falan değil, o zaman bütün tadı kaçıyor. Çünkü 'La Boheme', ciddiyetten bir o kadar uzak yazılmış."

Yazıcı, eserin ilk bölümünde seyircilerin çok güleceğine işaret ederek, "Sonra yavaş yavaş duygulanacaklar. İkinci perdede inanılmaz komik sahneler var. Günümüzde de olabilecek bir şey. Genç bir kız, kalantor bir adamı parası için parmağında oynatmış. O adamla nasıl oynadığını görüyorsunuz. Üçüncü perdede birbirlerini sevmelerine rağmen, birbirlerinden vazgeçmek zorunda kalan iki aşık var. Sanki bir Filiz Akın, Ediz Hun filmi ve dördüncü perdede sevdiği adamın kollarında son nefesini veren bir kızımız var. Gözyaşlarını kimse silemeyecek." değerlendirmesinde bulundu.

Eserin hikayesinden dolayı orkestrayı her seferinde ağlayarak yönettiğini söyleyen Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kaç defadır yönettiğim bir eser. Provalarında bile ağlıyorum. Eminim ki herkes aynı şeyi hissedecektir. Büyük bir zevkle izleyecek seyircilerimiz. O kadar etkili bir şiir var ki, 'Herkes çıktı mı, gitti mi? Uyuyor taklidi yaptım. Seninle baş başa kalayım. Sana söyleyeceğim çok büyük bir şey var. O kadar büyük ki, denizler kadar büyük ve engin. O da sana olan aşkım sonsuza kadar sürecek.' Yani Puccini'nin müziğiyle bir araya gelince insani en ufak duygusu olan bir insan, hüngür hüngür ağlamaya başlıyor. Düşünün ben çalışma odasında prova yaparken ağlıyorum. Işık, kostüm, dekor ve orkestranın güzel tınısıyla her şey ağlatmak için hazır. Aslında tam bir Hollywood şovu. O dönemlerin Hollywood'u, bir İtalyan operası."

İbrahim Yazıcı, AKM'de böyle bir eseri yorumlamanın ayrıcalık olduğunun altını çizerek, "İDOB'da ilk defa bir prodüksiyon yönetiyorum. İstanbul ilginç bir şekilde aslında İtalyan operasına hiç yabancı olmayan bir şehir. Opera sanatı İtalya'da doğan ve en çok orada gelişen bir sanat. Fakat Osmanlı İmparatorları da çok kültürlü kişiler. Bu anlamda İtalyan operalarının ikinci durağı Osmanlı İmparatorluğu'nda saray tiyatrosuymuş. Pek çok eser, küçük tiyatroya göre adapte ediliyor. Ama Cumhuriyet ile beraber halk da operayı izleyebiliyor. Şimdi, o dönemin operasından biraz daha modern bir La Boheme. Eminim İstanbul seyircisi AKM'nin bu modern, harika sahnesini doldurup taşıracak ve defalarca oynayacağız bu operayı." diye konuştu.

"La Boheme" hakkında

Dünya prömiyeri 1 Şubat 1896'da Teatro Regio'da yapılan eser, AKM'de İtalyanca seslendirilecek.

Eserde "Mimi" karakterini Ceren Aydın, Gülbin Günay, Ayten Telek, Hande Ürben, "Rodolfo"yu Caner Akın, Berk Dalkılıç, Erdem Erdoğan ve Bülent Külekçi, "Marcello"yu Caner Akgün, Alper Göçeri ve Murat Güney, "Musetta"yı Dilruba Bilgi, Özgecan Gençer, Anna Sirel Etyemez ve Evren Işık Yasemin, "Colline"i Göktuğ Alpaşar, Kenan Dağaşan, Zafer Erdaş ve Mithat Karakelle dönüşümlü olarak oynayacak.

Dört perdeden oluşan eserin dekor tasarımını Çağda Çitkaya, kostüm tasarımını Sevtaç Demirer, ışık tasarımını Serkan Şentürk, koreografisini ise Şebnem Şenel yaptı.

İDOB korosu Paolo Villa, çocuk korosu ise Sercan Gazeroğlu yönetiminde sahnede olacak.

Dokunaklı bir aşk hikayesinin anlatıldığı eserin konusu özetle şöyle:

"Bohem hayatı yaşayan bir grup arkadaş, geçimlerini sanat eserleri üreterek kazanır. Şair Rodolfo, terzi Mimi'ye aşık olmuştur, ressam Marcello'nun da şarkıcı Musetta ile çalkantılı bir ilişkisi vardır. Her şeye rağmen iki çift de mutlu oldukları zamanlarda, birlikte hayatın ve aşkın tadını çıkarmaya çalışır. Mimi'nin sağlığının oldukça kötü olduğu anlaşılınca, Rodolfo onun bu hastalıktan öleceğini kabul etmekte zorlanır. Rodolfo ve Mimi ayrılır ve aylar sonra Musetta, Mimi'nin durumunun ağırlaştığını fark ederek onu Rodolfo ve Marcello'nun yaşadığı eve getirir. Rodolfo hemen onu içeri alır ve sağlığına kavuşması için elinden geleni yapmaya çalışır. Ancak artık çok geçtir. Birbirlerine aşklarını ilan ettikten hemen sonra Mimi hastalığına yenik düşer."

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 'La Boheme' operası 127 yıldır sonra AKM sahnesine taşınıyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • 31 Mart seçimlerinden sonra ilk anket! AK Parti'de kan kaybı devam ediyor
    14:03 31 Mart seçimlerinden sonra ilk anket! AK Parti'de kan kaybı devam ediyor

    Türkiye Raporu'nun yaptığı ankete göre, 31 Mart yerel seçimlerinde CHP birinci parti olurken AK Parti ikinci sırada yer aldı. Ankete katılanların yüzde 35.2'si CHP'ye oy verirken AK Parti'ye oy vereceğini belirtenlerin oranı yüzde 29.8'de kaldı. Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, anket sonuçlarıyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bu sonucun AK Parti için bir ilk olduğunu belirtti.


Advertisement