Meü'de 'Mobbing ve Cinsel Taciz' Farkındalığı Eğitimi

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi (MERKAM) tarafından, 'mobbing ve cinsel taciz' konusunda farkındalık eğitimi düzenlendi.

MEÜ Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi'nde gerçekleşen eğitime, Genel Sekreter Prof. Dr. Burak Çimen, Genel Sekreter Yardımcısı Durmuş Ali Çıtak, MERKAM Müdürü Prof. Dr. Bahar Taner ve üniversitenin akademik ve idari personeli ile çeşitli sivil toplum kuruluşu üyeleri katıldı. Prof. Dr. Ayşe Gül Yılgör, Doç. Dr. Cemile Çelik ve Av. Nursen Yücesoy Temizkan'ın konuşmacı olarak katıldığı eğitimde katılımcılara 'mobbing ve cinsel taciz', 'bunları önleme yolları' ve 'karşılaşılması durumunda başvurulabilecek hukuki yollar' anlatıldı.

Eğitimin açılışında söz alan MERKAM Müdürü Prof. Dr. Taner, MERKAM'ı tanıtarak merkezin amaçlarından ve çalışmalarından söz etti. Düzenlenen eğitimin de merkezin çalışmalarından biri olduğunu söyleyen Taner, merkez bünyesinde mobbing ve cinsel taciz çalışma grupları kurduklarını belirtti. Bu çalışma gruplarının bir yıllık çalışmaları sonucunda bir rapor oluşturduklarını dile getiren Taner, bu raporların Mersin Üniversitesi'nin ilgili birimlerine iletildiğini anlattı. Bunların yanı sıra 'Gelin Sorunlarımızı Paylaşalım' sloganıyla MEÜ'de forumlar düzenlediklerini kaydeden Taner, "Bu forumlarda üniversitemizde şiddet ve taciz deneyimi yaşayanların olduğu belirlenmiş ve şiddet ve tacize karşı üniversitemizde bir destek birimi kurulmasına gerek duyulduğu ortaya çıkmıştır" dedi.

"CİNSEL TACİZ ERKEK EGEMEN KÜLTÜRÜN BİR SONUCUDUR"

Prof. Dr. Ayşegül Yılgör ise cinsel tacizin sosyal, psikolojik, hukuki ve ekonomik yanı olan çok kapsamlı bir konu olduğunu, cinsel taciz ve saldırının tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça yaygın olduğunu kaydetti. Yılgör, cinsel tacizin erkek egemen kültürün bir sonucu olduğunu, cinsel tacizi ortadan kaldırmanın önce bu sorunu fark etmeyi, sonra da yasal ve idari düzenlemelerle engelleyici ve faillerini cezalandırıcı mekanizmaların oluşturulması gerektiğini, tüm kadınların hayatlarının bir döneminde cinsel tacizle karşı karşıya kaldığını söyledi. Cinsel taciz ve saldırının niteliğindeki hareketlerin yoğunluk ve niteliğine göre üçe ayrıldığını belirten Yılgör, bunları basit, sürekli ve ağır taciz olarak sıraladı ve bunlara ilişkin örnekler verdi. "Tacizi belirleyen unsur niyet değil, diğer kişinin üstünde bıraktığı etkidir" diyen Yılgör, tacizi uygulayanın kimi zaman en yakındakiler, kimi zaman da hiç tanınmayan kişiler olduğunu aktardı. Cinsel tacizin neden ortaya çıktığı yönünde çeşitli yaklaşımlar olduğunu kaydeden Yılgör, cinsel tacizin hiçbir biçimde meşru kabul edilemeyeceğinin altını çizdi. Cinsel taciz ile evde, işyerinde, sokakta, markette, otobüste karşılaşılabildiğini söyleyen Yılgör, cinsel taciz ve cinsel saldırının mağdurlar ve başkaları üzerindeki etkilerine değindi.

Mobbing farkındalığıyla ilgili gerçekleştirilen çalışmalara değinen Doç. Dr. Cemile Çelik ise, eğitim öncesi ve sonrası farkındalık oranlarının değişiklik gösterdiğini ifade ederek, eğitimin önemini vurguladı. Çelik, mobbingin çalışanların çalışma koşullarının bozulmasına neden olan, insan onuruna ve temel haklarına, fiziki ve ruh sağlığına, mesleki geleceğine zarar verecek nitelikte sürekliliği olan ve sistematik bir şekilde duygusal tacize maruz kalma durumu olarak tanımladı ve mobbingin amirler, iş arkadaşları veya astlar tarafından uygulanabildiğini söyledi. Mobbing ile ilgili yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Çelik, mobbing sürecinin aşamalarını ise çatışma, saldırgan eylemler, yönetimin devreye girmesi, yanlış yakıştırmalarla-tanılarla damgalama ve işine son verilme şeklinde açıkladı. Kötü yönetim, yoğun stresli işyeri, monotonluk, yöneticilerin inanmaması ve inkarı, ahlak dışı uygulamalar, işyerinin küçülmesi ya da yeniden yapılandırılması gibi hallerde işçileri işten çıkarma isteği gibi durumların mobbinge yol açan örgütsel etmenler olduğunu dile getiren Çelik, mobbing davranışlarına örnekler verdi.

Av. Nursen Yücesoy Temizkan ise mobbing ve cinsel tacizin hukuksal boyutuyla ilgi bilgiler paylaştı. Temizkan, "Cinsel tacizin suç olduğu ve insan hakkı ihlali olduğu gerek uluslararası gerekse ülkemiz yasalarında net olarak düzenlenmiştir. Mobbing ise hukuksal açıdan literatürümüze geç girmiş bir kavramdır. Borçlar Kanunu dışında yasalarımızda psikolojik taciz kavramı direkt olarak yer almamaktadır. Ancak mobbing olarak değerlendirilebilecek davranışlara yönelik yaptırımlar uygulamak üzere ülkemizin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler vardır" ifadelerini kullandı.

Sunumların ardından konuşmacılar, kendilerine yöneltilen soruları yanıtladı. - MERSİN