MHP Genel Başkanı Bahçeli: (2) - Son Dakika
Politika

MHP Genel Başkanı Bahçeli: (2)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Hiçbir dava arkadaşımız, hiçbir partilimiz sağa sola saldıran gözü dönmüşlerin içinde yer almamış, almayacaktır.

15.09.2015 17:41
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Hiçbir dava arkadaşımız, hiçbir partilimiz sağa sola saldıran gözü dönmüşlerin içinde yer almamış, almayacaktır. Biz terörü lanetleyip şehitlerimize sahip çıkarken, taşkınlıklardan özellikle uzak durduk, ölçüsüz, kontrolsüz, seviyesiz saldırıların taraf ve faili katiyen olmadık" dedi.

Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Mescid-i Haram'da vincin devrilmesi sonucunda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi, İsrail tarafından Mescid-i Aksa'ya düzenlenen saldırıları ise kınadı.

Türkiye'nin milli birlik ve bütünlüğünun iç ve dış kaos faillerince çevrelendiğini belirten Bahçeli, terörizmin milli varlık üzerinde oyunlar tertip ettiğini söyledi. Bahçeli, şöyle devam etti:

"Hükümet ise buna teşne olmakla kalmayıp meselenin vahametini idrakte anormal zorluklar çekmektedir. PKK, alan hakimiyetini genişletip kurtarılmış şehir ve bölgeler oluşturmanın peşine düşmüşken, hükümet çözüm kanalından bu hıyanete omuz vermiş, ön açmıştır. Cizre, Yüksekova, Nusaybin gibi ilçelerimizde yılların ağır ihmali ile sözde kanton yönetimler teşebbüsü görülürken, hükümet uyumuş veya bu fiili işgal denemesini önemsememiştir. PKK, hendekler kazıp, yöre halkını haraca bağlayıp Türk devletinin egemenlik haklarına suikastlar düzenlerken, hükümet vizyonsuzluğun, gayri milli tutumunun kurbanı olmuştur. Şahsıma 'provokatör' deme küstahlığını gösteren yıkım elebaşısı 'Öcalan'ın düşüncesi bizim de düşüncemiz' alçalmasıyla hainliğin dibini boylarken, PKK günden güne güç kazanmış, Cizre'ye Kobani aşısı yapmak istemiştir. Tıpkı Ortadoğu'daki izbelik görüntülerin bir benzeri Cizre ve Diyarbakır Sur'da hakimken, hükümet hala pembe tablolar çizmeye kalkışmıştır."

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun terörle mücadele yerine mütareke ve müzakereye saptığını öne süren Bahçeli, "İcazet ve vesayet altında genel başkanlık yapmaya gönüllü olacak kadar iradesi mefluç hale gelen, kendi MKYK listesini tanzim etmekten bihaber olan yamalı zihniyetin bize kuru sıkı atması, erdem ve etik ilanı yapması beyhude bir çırpınıştır. Davutoğlu ve arkasında duran efendisi sayesinde Türkiye bir yönetim boşluğu yaşamaktadır" diye konuştu.

AK Parti'nin, "PKK'nın 10 maddesini MHP'nin 4 ilkesine tercih ettiğini" iddia eden Bahçeli, "Hükümet kurulmasının önüne geçenler, uzlaşma ve anlaşma dinamiklerini tıkayanlar bugünkü kabus dolu günlerin de bir numaralı faili olarak göze çarpmaktadır. Kaldı ki AKP'li eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın koalisyon hükümeti teşkilinin engellenmesini zımnen kendi partisine faturalandırması ibretlik bir itiraftır" değerlendirmesini yaptı.

Bugün yaşananların son 13 yılın bakiyesi olduğunu öne süren Bahçeli, şöyle konuştu:

"Pandoranın kutusu açılmış, içinden cüsse ve cüret kazanmış ihanet çıkmıştır. 20 Temmuz'dan bu tarafa 71'i asker, 53'ü polis, 3'ü de korucu olmak üzere 127 şehidimizin kanı, AKP'nin alnına yapışmıştır. Millet kavramına ve milli emanetlere ters ve maksatlı bakış her olumsuzluğa yataklık görevi görmüş, sonuçta bölücü terörü azdırmıştır. Recep Tayyip Erdoğan, Türk devletinin sinir uçlarıyla oynadıkça, milli mukavemetin bir duvarı çökmüştür."

"Türk milleti nasıl kandırıldı, bu tuzağa nasıl çekildi?"

Bahçeli, şuana kadar iktidarın hiçbir öngörüsünün gerçekleşmediğini savunarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun sözlerinin adresini bulmadığını, amacına da ulaşmadığını söyledi.

"Türk milletinin etnik liflerine, etnik moleküllerine ayrılmasının son aşamasına getirildiğini" dile getiren Bahçeli, "Erdoğan'ın demokratik açılım adını verdiği yıkım, Çözüm Süreci olarak ilan ettiği ihanet süreci en sonunda ülkemizin kuyusunu kazmakla kalmamış, iç savaş şartlarını doğurmuştur" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çözüm Süreci'ne ilişkin sözlerini aktaran Bahçeli, şöyle konuştu:

" Cudi'de çiçek toplanacak, Ağrı'da piknik yapılacak, Dicle ve Fırat'ın sularında korkusuzca serinlenecek, özlemler vuslata dönüşecekti. Özlemler vuslata dönüşmedi ama vuranlar, çalanlar, kıyanlar, katledenler amacına kavuştular. Sormak gerekiyor ki Türk milleti nasıl kandırıldı, bu tuzağa nasıl çekildi? MHP'nin savrulduğunu söyleyen Erdoğan, asıl kendi vicdan ve ahlakındaki savrulmanın hangi noktalara vardığını ne zaman görecek ve idrak edecektir? Dünüyle çelişen, şahsı ve fikriyatıyla sürekli ters düşen bir omurgasızlığın izahı nasıl yapılacaktır?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "MHP'nin hiçbir kaygısının gerçekçi olmadığını, MHP'nin tek arzusunun şehitlerin gelmesi olduğunu" söylediğini öne süren Bahçeli, "Kalbinde Allah korkusu taşıyan birileri açıkça itiraf etsin; 20 Temmuz'dan bu tarafa geçen yaklaşık iki aylık sürede 127 şehidin sorumlusu kimdir? Dökülen kanların azmettiricisi hangi alçaklardır? Katiller ortadadır da bunların arkasında duran, çözüm diye silahlanmalarını izleyen, vatana bombalarla yığınak yapmalarına göz yuman işbirlikçiler nerededir?" diye sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "PKK ile görüşen arkadaşı ben gönderdim, sıkıntısı olan bana söylesin" dediğini savunan Bahçeli, şu değerendirmeleri yaptı:

"Erdoğan, Türkiye'nin Çözüm Süreciyle terör meselesini sonlandırma noktasına geldiğini söylerken bugünleri hiç hesap etmiş midir? 29 Nisan 2013'de, 'Bu süreç, şiddetin bir yöntem olmadığını fark edildiği, şiddetin terk edildiği, fikrin ve siyasetin egemenlik ilan ettiği bir süreçtir' diyen Erdoğan'a mı inanalım, yoksa 6 Eylül 2015'de 'Çözüm Süreci bunlar tarafından ihanetle değerlendirildi. Çözüm Sürecini bunlar adeta güneydoğuda, kısmen doğuda kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler' diyen Erdoğan'a mı kanalım? Türk milleti bu iki uç noktada duran hangi Erdoğan'a itibar, hangisine itimat etmelidir? Bu çelişkilerin vebali olmayacak mıdır? Bu tarihi kırılma ve sürüklenmenin hesabı mahşeri vicdan tarafından sorulmayacak mıdır?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çözüm Süreci için "Gerekirse baldıran zehiri içeriz" dediğini ifade eden Bahçeli, "Erdoğan, açılımdan vazgeçmekle, çözüme sırt dönmekle bizzat tarifini yaptığı ihanete kendisi düşmüştür" dedi.

"Şimdi annelerin gözyaşları sel olup ummanlara akıyor"

Devlet Bahçeli, "Çözüm Süreci ile teröristlerin silah bırakacağının, annelere ölüm haberleri yerine çiçekler verileceği"nin söylendiğini belirterek şöyle devam etti:

"Şimdi annelere evlatlarının acı haberi peş peşe veriliyor. Şimdi annelerin gözyaşları sel olup ummanlara akıyor. Türkiye'ye yeni ufuklar açılacak, şaha kaldırılacak, zaptedilemez bir ülke haline getirilmesi sağlanacaktı. Recep Tayyip Erdoğan özetle, öteden beri bunları söyleyerek milletimize hayal ve umut satmıştı. AKP'nin hiçbir iddia ve hedefi dikiş tutmadı. Hiçbir cılız vaat yerini bulmadı. Türk milleti aldatıldı, terörün kanlı ve hain ellerine resmen, belgeli, delilli bir şekilde bırakıldı. Bedeli ne olursa olsun başaracağız diyen Erdoğan'dan ortada eser kalmadı. Bu Türkiye için, açık açık gelen, göre göre ağlarını ören büyük bir bozgun, vahim bir çözülme kurgusudur. Çözümün çöküş olduğu kapatılsa da akıbetin kanlı ve mayınlı olduğu saklanamadı."

"Oslo'da İngiliz Büyükelçinin arabuluculuğunda..."

Çözüm Süreci'nin silahlanma, taviz, onursuzluk, milli haklardan vazgeçme süreci olduğunun hep gizlendiğini ileri süren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Oslo'da, ismi bizde saklı İngiliz Büyükelçinin arabuluculuğunda, PKK'ya eyalet modeli, teröristlerin affı, statü taleplerinin karşılanması, İmralı canisinin özgürlüğü sözü verilirken, Erdoğan'ın ruhunu Kandil ele geçirmişti. Oslo'ya görevlendirilen AKP memurları, PKK'nın şehirlerimizi bombalarla doldurmasını itiraf etmişler, teröristlere yalvar yakar halde devlet umurunu yerle bir etmişler, milleti sırtından hançerlemişlerdi. AKP'nin kirli ve kokmuş sicili aziz milletimizin tam anlamıyla malumudur."

AK Parti'nin ülkeyi üç beş teröristin insaf ve keyfine terk ettiğini savunan Bahçeli, "Şehitlerimizin, trajik bir şekilde tırmanan terör eylemlerinin bir numaralı sorumlusu, Erdoğan ve AKP-PKK hükümetidir" görüşünü dile getirdi.

"Süreç ortakları Türk milletinin karşısındaki hain bloktur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun, "Çözüm Süreci'nin PKK'ya silah depolama konusunda arayıp da bulamadığı bir imkan sağladığını" söylediklerini ileri süren Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"O halde, Türkiye'ye çevrilen silahların, patlayan bombaların, kurulan pusu ve tuzakların hepsinde AKP'nin izni, dahli ve parmağı vardır. PKK güdümlü füzelere ulaşırken sarayda keyif sürenler vebal altındadır. PKK, ağır silahlarla senaryosu yabancı başkentlerde yazılan iç savaşa yönelik talim yaparken, ayakkabı kutusu dolduranlar birinci derecede suçludur. Bu silahları kim ya da kimler vermektedir? Hangi ülkeler sıra sıra Türkiye'ye düşmanlık kuyruğuna girmiştir? PKK, bombaları nereden, hangi silah baronlarından temin etmektedir? Özellikle ABD, Almanya ve Fransa'nın PYD'ye verdiği silah ve cephanelikler bilinmekte midir? Türkiye nasıl bir darboğazda, nasıl bir kumpasın makasındadır? İsrail'e tepki için BM'ni arayan, ama kendi ülkesini terör zulmüne bırakan Erdoğan bunların farkında mıdır? Örtülemez bir gerçektir ki süreç ortakları Türk milletinin karşısındaki hain bloktur. Hiçbir hükümet üyesi ve sözde devlet adamının 'Ben masumum, bilmiyordum, uyuyordum, fark edemedim, kandırmışlar, pardon' deme lüksü yoktur. Şunu bilmek lazımdır ki Çözüm Süreci denen kanlı ve terör süreci, Erdoğan ve Davutoğlu'yla beraber alayının başını yakacaktır."

"Bozkurt yapıp oraya buraya sataşanların bizimle bağ ve bağlantısı kesinlikle yoktur"

Bahçeli, terör saldırılarından sonra etnik kutuplaşmanın tehlikeli boyutlar kazandığını belirterek doğu-batı ayrımının birileri tarafından alenen kaşındığını söyledi. Bu durumun Tükiye'ye yapılacak en büyük kötülük olduğunu vurgulayan Bahçeli, zaman zaman endişe verici provokasyonların önüne geçilemediğine işaret etti.

Türk-Kürt çatışması için zemin ve zaman kollayan mihrakların yine devrede olduğunu dile getiren Bahçeli, "Kardeş kavgası çıkarmak için el ovuşturan insan müsveddeleri, devlet içine yuvalanmış çeteler, AKP güdümlü paramiliter gruplar, çakma ocaklar, kapalı devre çalışan oluşumlar, sokakları hareketlendirmek için kavga tetikçiliği yapmaktadır" dedi.

Bir çok ilde kaygı verici cepheleşmeler oluştuğunun altını çizen Bahçeli, yollarda otobüslerin taşlandığını, sırf doğudan geldikleri için tarım ve inşaat işçilerinin hedef yapıldığını anlattı. Cepheleşmenin toplumsal taban bulduğuna dikkati çeken Bahçeli, şöyle konuştu:

"Sarayın arkasında bağlı duran, kendilerine Osmanlı Ocakları diyen, aslında aziz ecdadımızın ruhunu zedeleyen, mirasını lekeleyen Bizans'ın varisi güruh nifak saçmaktadır. Bu güruhun kimi zaman bozkurt işareti, kimi zaman zafer işaretleriyle toplumsal heyecanı ajite ettiği görülmektedir. Malum liderlerini kefenli gören ve kendilerine kefen giyen askerler tanımı getiren bu tekfur kalıntılarının nifak ve bozgunculukları tüm netliğiyle meydandadır. Kaçak sarayda hazırlanan kaos planları organize suç ve mafyatik oluşumlar tarafından sahaya indirilmektedir. Erdoğan, 400 milletvekili için Türkiye'nin mahvını projelendirmekte, PKK ile eşgüdüm halinde şiddet yatırımı yapmaktadır. Kitleler galeyana getirilmektedir."

Etnik hazımsızlığın toplumsal hücrelere servis edildiğini ve bu maksatla da MHP üzerinde oyunlar oynandığını ileri süren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Ticari ve siyasi kartvizitlerinde 'eski ülkücü' yazan bir avuç satılmış ve devşirilmiş isim, Erdoğan'ın yanında dizilerek MHP'ye çelme takmanın hevesindedir. Milli duygular kışkırtılarak Kürt düşmanlığı özendirilmektedir. Kanunsuz hiçbir eylemin içinde bir tek milliyetçi-ülkücü bulunmamış, bundan sonra da bulunmayacaktır. Hiçbir dava arkadaşımız, hiçbir partilimiz sağa sola saldıran gözü dönmüşlerin içinde yer almamış, almayacaktır. Biz terörü lanetleyip şehitlerimize sahip çıkarken taşkınlıklardan özellikle uzak durduk, ölçüsüz, kontrolsüz, seviyesiz saldırıların taraf ve faili katiyen olmadık. İçimiz acıya acıya, gelişmeler karşısındaki eleştirilerimizi demokratik sınırlarda gösterdik. Bozkurt yapıp gazeteleri taş yağmuruna tutanların, bozkurt yapıp oraya buraya sataşanların bizimle bağ ve bağlantısı kesinlikle yoktur. Bu kapsamda sorumlu ve suçlu aranıyorsa kaçak sarayın etrafında toplanan, maşa olarak kullanılan şuursuz kalabalıklara bakılması isabetli olacaktır."

"PKK ile Kürt kökenli kardeşlerimizi bir ve aynı görmek tam bir cinayettir"

Bahçeli, Kürt kökenlilerin milletin kopmaz, yeri dolmaz ve ayrılmaz birer mensubu olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"PKK ile Kürt kökenli kardeşlerimizi bir ve aynı görmek tam bir cinayettir. Terör örgütünün gayesi, varmak istediği menfur aşama da esasen budur. PKK ile Kürt kökenli kardeşlerimizi eşitlemek milleti inkar eden, Türkiye'nin altını dinamitleyen kör bir tuzaktır. Bu tuzağa hiçbir sağduyulu vatandaşımız itibar etmeyecek, hiçbir dava arkadaşımız düşmeyecektir. Hiç kimseye kökeni, mezhebi veya derisinin rengi merceğinden yaklaşmadık, yaklaşmayız. Hiç kimseye doğduğu yöreye, anasının diline göre muamele etmedik, etmeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin tamamına aynı nazar ve hisle bakmaktadır. Ortak kültür ve tarih şemsiyesinin altında toplanan büyük bir aile olduğumuz gerçeğini asla unutmadan, satırdan satıra, gönülde dile dökülen muhabbet ve kardeşlik mesajlarımızla herkesi bir gördük, birlikte kabul ettik. Eğreti kahramanlıklara, sahte çığırtkanlara, görevli provokatörlere yüzümüz tamamıyla dönüktür. Psikolojik harekatlar, casusluk manevraları, algı operasyonları, yalan ve aldatma düzenekleri bizim ne kardeşliğimizi bozabilecek, ne de milli birliğin surlarında delik açabilecektir. Bu konuda kararlıyız."

"Bizim ikram edecek bir vatanımız yoktur"

Türk milletinin nefret ve güvensizlik dalgasını aşmak için mutlaka inisitayif alması, tavır ve irade göstermesi gerektiğini aktaran Bahçeli, şunları söyledi:

"Leş arayan, ganimet avına çıkan saray müfrezelerini püskürtmek, bunların kuşatmasını yarmak ancak sandık yoluyla olabilecektir. Anlık kızgınlıkların ölümcül sonuçlara meydan açacağını görmek şarttır. Bizim kimseden korkumuz yoktur. Tüm çabamız Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğini güven ve emniyete almaya dönüktür. Bizim ikram edecek bir vatanımız yoktur. Kimse boşuna yorulmasın, boş yere hayal kurmasın; bizim vazgeçecek, geride bırakacak, unutacak, hatırdan çıkaracak bir tek insanımız bile olmayacaktır. Türkiye bizimdir, herkes Türkiye'dir. Türk milleti kardeşlikle geçen asırlar içinde sabırla kaynaşmış büyük ve anıtlaşmış beşeri bir cevherin adıdır."

"Dökülen şehit kanlarının hesabı MHP tarafından mutlaka sorulacaktır"

Bahçeli, MHP'nin yıkım ve Çözülme Sürecini ne pahasına olursun durdurmaya azimli, kararlı ve hazır olduğunu belirterek, "Hükümet ihmali ile yaşatılan bu dehşet tablosunun çözümü asla tasvip etmediğimiz şekilde sokaklarda hak ve öç aramakta değil, seçimle iktidarı değiştirmekte yatmaktadır" dedi.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin çok daha büyük badirelerden, alnının akıyla çıktığına işaret eden Bahçeli, "Kendisine anayasal yetki ve sorumluluk verilmiş istihbarat, güvenlik ve savunma kuruluşları bütün nitelikleri ile ayakta dururken vatandaşlarımızın kendilerini onların yerine koyarak terörizmle mücadeleye soyunmaları asla kabul edilemeyecek bir yanlıştır. Ve de bu, PKK ve diğer terör örgütlerinin ara plan hedeflerinin tuzaklarına düşmek demektir" diye konuştu.

"Terörün ve iktidar çaresizliğinin devamı halinde kabarmaya başlayan toplumsal itirazların ayaküstü mesajlarla önlenemeyeceğini artık görmek lazımdır" diyen Bahçeli, şunları kaydetti:

"Açıkça beyan ve ilan ediyorum ki MHP, Türkiye'yi dirliğe, huzura, barışa ve güvenliğe ulaştırmak için iktidara taliptir. Terörün kökünün kazınması ancak milliyetçi ruh ve akılla sağlanacaktır. Dökülen şehit kanlarının hesabı MHP tarafından mutlaka sorulacaktır. Çözüm Süreci aksamasın kisvesi altında üstlendikleri görevleri kötüye kullanan, terörist faaliyetleri seyreden, silahları indiren, kademe kademe ricat eden, buna sebebiyet veren yetkisi ve makamı ne olursa olsun, herkesin adalet önünde yakasında tutulacaktır. Terör bitsin, Türkiye büyüsün isteniyorsa biz hazırız. Bölücülük yenilsin, millet yükselsin deniliyorsa biz göreve varız. Türkiye'nin geleceği için biz sorumluluk almaya istekliyiz. BOP'un Kürdistan sapkınlığı doğmadan boğulacaksa, 1 Kasım'da iktidara adayız."

(Bitti)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Olur Belediye Başkanı Vedat Ergün'ün makam odası çiçek bahçesini aratmıyor
    08:58 Olur Belediye Başkanı Vedat Ergün'ün makam odası çiçek bahçesini aratmıyor

    Olur Belediye Başkanı Vedat Ergün'ün 'tebrik' ziyaretleri sürerken, gönderilen çiçekler nedeniyle başkanlık makamı ve odanın girişi adeta çiçek bahçesine döndü. Başkan Ergün mesaisinin büyük bir bölümünü ziyaretçilerini ağırlayarak geçiriyor.

  • İran devlet televizyonu: İsrail saldırısında İsfahan'daki nükleer tesisler zarar görmedi
    08:17 İran devlet televizyonu: İsrail saldırısında İsfahan'daki nükleer tesisler zarar görmedi

    İsrail günlerdir beklenen misilleme saldırısını gerçekleştirirken, İran'ın birçok nükleer tesisinin bulunduğu İsfahan eyaletini hedef aldı. 3 drone ile gerçekleştirilen saldırı dünyayı tedirgin ederken, İran devlet televizyonu nükleer tesislerde herhangi bir zarar meydana gelmediğini duyurdu.

  • Şimşek: Harcamaları kontrol edecek ve kesintiye gideceğiz
    04:48 Şimşek: Harcamaları kontrol edecek ve kesintiye gideceğiz

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, harcamaları kontrol etmek ve kesintiye gitmek için çaba göstereceklerini belirtti. Şimşek, enflasyonu düşürmek, mali disiplini sağlamak ve yapısal reformları hayata geçirmek gibi hedeflerinin olduğunu ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin uluslararası yatırımcıların güvenini yeniden kazandığını ve ekonomide ilerleme kaydedildiğini söyledi.


Advertisement