Mısır'ın Komşularıyla İhtilafları, Coğrafyası ve Ekonomisini Küçültüyor - Son Dakika
Güncel

Mısır'ın Komşularıyla İhtilafları, Coğrafyası ve Ekonomisini Küçültüyor

SUKKERİ - Mısır'da Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin Haziran 2014'te göreve gelmesinden bu yana ülkenin egemenliğindeki bazı yerlerin Mısır'a aidiyetiyle ilgili tartışmalar yeniden başladı.

11.07.2017 12:54
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

RABİİ ES-SUKKERİ - Mısır'da Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin Haziran 2014'te göreve gelmesinden bu yana ülkenin egemenliğindeki bazı yerlerin Mısır'a aidiyetiyle ilgili tartışmalar yeniden başladı.

Mısır'ın komşularıyla ihtilafları, ülkeyi toprak ve ekonomik güç kaybına uğratırken özellikle bazı adaların elden çıkışı halkın tepkisine neden oluyor.

Tiran ve Sanafir adalarının yanı sıra ülkenin güneydoğusunda Sudan sınırındaki Halayib ve Şelatin, Akdeniz'de doğalgaz arama sahalarındaki nüfuzu, Etiyopya ile Nil nehri suları krizi ve Mısır'ın geçen yıl kendisine aidiyetini reddettiği Yunanistan'daki bir ada bu tartışmalar arasında yer alıyor.

Ülkede 1936 ile 1952 yılları arasında görev yapan Kral Faruk dönemine kadar Mısır'ın yüz ölçümü 3,7 milyon kilometrekare iken şimdi bir milyon kilometrekareye düşmüş durumda.

Güney Sudan ayrılmadan önce Sudan'ın tamamı ile Libya, Çad ve Gazze'nin bir kısmını kapsayan ve Nil nehrinin kaynaklarına kadar uzanan bu geniş saha, komşu ülkelerin Mısır'ın egemenliğinde bulunan sahalar ve doğal kaynaklarda hak talep etmesiyle birlikte kademeli olarak küçülmeye başladı.

-Tiran ve Sanafir adalarının Suudi Arabistan'a geçmesi

Mısır ile Suudi Arabistan arasında imzalanan yeni deniz sınırı anlaşmasıyla Kızıldeniz'in batısındaki Tiran ve Sanafir adaları, resmi olarak Mısır'ın egemenliğinden Suudi Arabistan'ın egemenliğine geçmeyi bekliyor.

Geçen ay Mısır parlamentosu ve Cumhurbaşkanı Sisi, Kahire ile Riyad arasında nisan 2016'da imzalanan ve söz konusu iki adanın egemenliğinin Suudi Arabistan'a geçmesini öngören anlaşmayı onaylamıştı. Anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için sadece resmi gazetede yayınlanması ve iki ülkenin belgeleri karşılıklı olarak birbirine teslim etmesi gerekiyor.

Önemli turistik yerlerden sayılan, Akabe körfezinden Kızıldeniz'e ve aksi yönde 3 geçiş noktası ile çevrelenen söz konusu iki ada birbirine 2,5 kilometre mesafede yer alıyor ve Tiran adası 80 kilometrekare, Sanafir adası ise 33 kilometre kare alana sahip.

Mısır hükümeti ise halkın çoğunluğunun karşı çıkmasına rağmen anlaşmayı savunarak, adaların Suudi Arabistan'a ait olduğunu, 1950 yılında Riyad ve Kahire arasında yapılan ikili anlaşma sonucu o dönemde Suudi Arabistan'ın deniz kuvvetlerinin zayıf olması ve Mısır'ın İsrail'e karşı savaşında kullanması için Mısır'ın idaresine geçtiğini belirtiyor.

-Mısır ile Sudan arasında kaybolan üçgen

Kızıldeniz sahilinde Mısır ile Sudan arasındaki sınırda yer alan 20 bin 850 kilometrekarelik "Halayib Üçgeni" adı verilen bölgenin egemenliğinin kime ait olduğu yönünde yaşanan tarihi tartışmalar zaman zaman iki ülkeyi siyasi ve askeri olarak karşı karşıya getiriyor.

İdari ve siyasi olarak Mısır'a bağlı Halayib'de, Ebu Ramad ve Şelatin beldelerinin yer aldığı bölgeye üçgen ismi veriliyor.

Sudan dışişleri bakanlığı, Mısır'dan, kendisiyle doğrudan müzakere yapmayı reddetmesi durumunda, aralarında anlaşmazlık bulunan iki tarafın da onayını gerektiren uluslararası tahkime başvuruyu kabul etmesini istemişti. Mısır ise Sudan'ın bu talebine "Halayib ve Şelatin Mısır topraklarıdır ve Mısır'ın egemenliğindedir." şeklinde cevap veriyor.

Geçmişte Mısır ile Sudan'a tek ülke gibi bakılırdı ve Mısır'ın Sudan'ın bağımsızlığını tanıdığı 1956 yılında durum değişinceye kadar aralarındaki siyasi sınırın hiçbir önemi yoktu.

Anlaşmazlığın başlangıcı ve nedeni

Halayib Üçgeni konusunda Sudan ile Mısır arasındaki anlaşmazlığın başlangıcı İngiliz işgali dönemine kadar gidiyor.

İngilizler ile Mısır tarafından 1899 yılında yapılan anlaşmayla Halayib Üçgeni, Mısır toprağı kabul edildi. Ancak İngilizler bölgenin Hartum'a Kahire'den daha yakın olduğu gerekçesiyle, 1902 yılında Halayib Üçgeni'nin yönetimini Sudan'a verdi.

Sudan'da 1958 yılında yapılan parlamento seçimlerini düzenleyen kurumun Halayib Üçgeni'ni Sudan seçim bölgeleri içinde göstermesi üzerine Mısır hükümeti seçimleri düzenleyen kurumun sınır anlaşmalarını ihlal ettiği gerekçesiyle Hartum'a nota göndermiş ve Halayib Üçgeni ile ilgili sorun fiilen başlamıştı.

Sudan'ın bağımsızlığından iki yıl sonra 18 Şubat 1958 tarihinde dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır, askeri bir müdahaleyle bölgede yönetimi ele geçirdi. Mısır ile askeri olarak mücadele edemeyeceğini bilen Sudan yönetimi bu fiili durumu yıllarca kabul etti.

Halayib Üçgeni konusunda 1992 yılına kadar iki ülke arasında ciddi bir sorun yaşanmadı. Hartum yönetimi 1992'de Halayib bölgesinin karasularında petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri yapması için bir Kanada şirketi ile anlaşma imzaladı. Bunun üzerine Hüsnü Mübarek yönetimi konuya müdahil oldu ve Kanada şirketi bölgeden çekilmek zorunda kaldı.

Sudan yönetimi 1994 yılında BM, Afrika ve Arap Birliği nezdinde şikayette bulunarak, Mısır'ın Sudan sınırına 39 hava saldırısı düzenlediğini belirtti.

Mısır-Sudan sınır probleminin çözümü için 1995'te Afrika Birliği öncülüğünde Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da düzenlenen toplantıya Mübarek yönetimi katılmayı reddetti.

Bölge 1995 yılına kadar her iki ülkenin vatandaşlarının giriş çıkışlarına ve ticaret yapmasına herhangi bir sınırlama getirilmeden açık kalmaya devam etmiş ve bu tarihte Mısır ordusu bölgeye girerek tekrar kontrolü sağlamıştı.

Mısır yönetimi, dönemin cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'e Etiyopya'da 1995 yılında düzenlenen suikast girişiminin arkasında Sudan'ın olduğunu iddia ederek, Halayib bölgesinde sınıra askeri müdahalede bulundu ve Sudan askerlerini sınırdan uzaklaştırdı.

Mısır'ın Halayib'deki kontrolüne karşı çıkan Beşşarin kabilesi mensubu yerel yönetim başkanı Seyyid Tahir Hesey 2010 yılında öldürüldü. O dönemde Hesey'i Mısır yönetiminin tasfiye ettiği iddiaları gündeme geldi.

Mısır medyası, Muhammed Mursi döneminde askeri müdahaleye giden yolu hazırlarken Mursi'nin Halayib ve Şelatin'i Sudan'a vereceği iddiasını sıklıkla gündeme getirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Mart 2015'te Sudan'ı ziyaret etti. Ziyarette Nil Suları ve Etiyopya Hedasi (Nahda) Barajı konuları konuşuldu. Ancak Halayib ve Şelatin dosyaları hassas olduğu gerekçesiyle görüşülmedi.

Tiran ve Sanafir adalarının Suudi Arabistan'a geçmesinin ardından Sudan Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasıyla tartışmalı bölge tekrar gündeme geldi.

-Bölge yer altı kaynakları bakımından zengin

Zengin yer altı kaynaklarıyla dikkati çeken 20 bin 850 kilometrekarelik "Halayib Üçgeni" adı verilen bölgede altın, uranyum, grafit, krom, nikel, demir cevheri ve barit gibi çok farklı madenlerin bulunduğu biliniyor.

Siyasi ve idari olarak Mısır egemenliğindeki bölgede Beşşarin, Hamdavib ve Şinitrab gibi farklı Sudani ve Nubi kabileler yaşıyor.

Mısır yönetimi bölge sakinlerine elektrik, su ve iskan gibi karşılıksız hizmetler sağlıyor. Bu bölge insanına Mısır'da başka hiçbir vilayette görülmeyen işsizlik maaşı ve öğrencilere eğitim yardımı gibi teşvik edici kolaylıklar sağlanıyor. Ücretsiz sağlık hizmetleri de Mısır'da sadece bu bölgede görülüyor. Söz konusu hizmetler nedeniyle bölge Sudan'dan ciddi göç alıyor.

- Nil Nehri'nin suları

Mısır, ülkenin tek su kaynağı ve yıllık 55,5 milyar metreküpü bulan Nil Nehri'ndeki su hissesinin, Etiyopya'nın nehir üzerine inşasına devam ettiği Hedasi Barajı nedeniyle olumsuz yönde etkilenmesinden endişelenirken, Etiyopya, barajın başta elektrik üretimi olmak üzere kendisine fayda sağlayacağını ve nehrin geçtiği Sudan ve Mısır'a zarar teşkil etmeyeceğini savunuyor.

Mart 2015'te Hartum'da imzalanan Hedasi Barajı İlkeleri Bildirgesi, barajın inşasının tamamlanması ve Etiyopya, Sudan ve Mısır'ın Nil Nehri'ndeki su hisselerinin korunması için teknik bir çalışma yapılmasını içeriyor.

Mısır, Sudan ve Etiyopya, 2 Fransız danışmanlık şirketinin Eylül 2016'da yapılan anlaşma gereği Hedasi Barajı ve zararları ile ilgili yürüttüğü ve gelecek ağustos ayında açıklanacak olan teknik çalışmanın tamamlanmasını bekliyor.

Teknik tanıtım ön raporu, Kahire'de geçen nisan ayında yapılan üçlü toplantıda görüşülmüştü ancak resmi sonuçları henüz açıklanmadı.

-Eilat mı Umm er-Raşraş mı?

İsrail'in güneyinde Ürdün'ün Akabe kenti ile Mısır'ın Taba kenti arasında yer alan Umm er-Raşraş (Eilat), 1949 yılına kadar Mısır'ın egemenliği altındaydı.

İsmini geçmişte orada yaşayan bir Arap kabilesinden alan ve Mısır'ın, Ürdün, Suudi Arabistan ve Filistin sınırında bulunan Umm er-Raşraş'ın yüz ölçümü yaklaşık 85 kilometrekare.

Umm er-Raşraş, 1948 yılının sonuna kadar Mısır'ın egemenliğinde iken, İsrail'e ait bir askeri birliğin Mart 1949'da düzenlediği saldırı sonucu o tarihten itibaren İsrail'in kontrolüne geçti.

Mısır, 1989 yılında İsrail'e karşı uluslararası tahkime başvuruda bulunması sonucu Taba kentini tekrar alırken, Umm er-Raşraş İsrail'in kontrolünde kaldı.

Mısırlı yetkililer sonraki süreçte Umm er-Raşraş köyünün Mısır toprağı olduğu yönünde açıklamalarda bulundular.

Ülkede 25 Ocak 2011 devriminin ardından yeniden gündeme gelen Umm er-Raşraş dosyası, bölgede yaşanan gelişmeler ve Mısır ile İsrail arasında gözle görülür derecedeki yakınlaşmayla birlikte tekrar rafa kaldırıldı.

Doğu Akdeniz gazı

Geçen yıllar boyunca Akdeniz'de deniz sınırının çizilmesi konusu, başta Mısır olmak üzere Akdeniz'e sahili bulunan ülkeleri en çok meşgul eden bölgesel konular arasında yer aldı.

Cumhurbaşkanı Sisi, Mısır ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasında Akdeniz sularında gaz sahalarının geliştirilmesiyle ilgili iş birliği anlaşmasını Eylül 2014'te onaylamıştı.

O tarihte Mısır cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, anlaşmanın, Mısır ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki ekonomik bölgeden geçen doğal kaynaklardan faydalanılması ve iki ülke arasındaki iş birliğinin gerçekleştirilmesini hedeflediği aktarılmıştı.

Bu anlaşma üzerine Mısırlı eski diplomat ve Büyükelçi İbrahim Yusri, söz konusu anlaşmanın iptali için idari mahkemeye başvurmuştu. Mahkemenin, başvuruya gelecek ağustos ayında bakması bekleniyor.

Yusri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mısır sahiline İsrail sahilinden daha yakın olmasına rağmen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile İsrail'in, anlaşmayla birlikte çok geniş doğalgaz sahasına sahip olmasının önünün açıldığını belirterek, Mısır rejimini, ülkenin kaynaklarını muhafaza edememekle suçlamıştı.

ABD'deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MIT) görevli Mısırlı akademisyen Nail eş-Şafii'nin yaptığı bir araştırmaya göre, 2'si İsrail'e biri Güney Kıbrıs Rum Yönetimine ait Akdeniz'de keşfedilen 3 gaz sahasının tamamı Mısır, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin sınırlarının birbiriyle iç içe olduğu tek coğrafi bölgede bulunuyor.

Şafii, söz konusu 3 gaz sahası üzerinde yaptığı fotoğraflı araştırma sonucu İsrail'in 2010 yılında keşfettiği 2 saha ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin (GKRK) 2011 yılında keşfettiği 1 sahanın Mısır'ın özel ekonomik suları bölgesinde yer aldığını, Mısır'ın kuzeyindeki Dimyat kentine 190, İsrail'in Hayfa kentine 235 ve GKRK'nin Limasol kentine ise 180 kilometre uzaklıkta bulunduğunu keşfettiğine işaret ediyor.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Mısır'ın Komşularıyla İhtilafları, Coğrafyası ve Ekonomisini Küçültüyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Sinop Boyabat'ta Engellilere Akülü Engelli Araçları Temin Edildi
    16:53 Sinop Boyabat'ta Engellilere Akülü Engelli Araçları Temin Edildi

    Sinop'un Boyabat ilçesinde, İlçe Müftülüğü tarafından iki engelliye akülü engelli aracı temin edildi. Müftülük Şube Müdürü Bünyamin Çalışkan, ramazan ayında ihtiyaç sahibi vatandaşlara gıda yardımı dağıtırken, iki engellinin akülü engelli aracı talebiyle karşılaştıklarını belirtti. Hayırsever vatandaşların bağışlarıyla iki akülü araç temin edildi ve engellilere teslim edildi.

  • Akdeniz Üniversitesi Üstün Performans Gösteren Öğretim Üyelerine Teşekkür Belgeleri Verdi
    16:49 Akdeniz Üniversitesi Üstün Performans Gösteren Öğretim Üyelerine Teşekkür Belgeleri Verdi

    Akdeniz Üniversitesi'nde düzenlenen törende, bilimsel araştırma ve yayınlarda üstün performans gösteren öğretim üyelerine teşekkür belgeleri verildi. Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, üniversitenin bilimsel üretimi teşvik eden bir sistem oluşturduklarını ve bu sayede uluslararası iş birliğiyle gerçekleştirilen SCI yayın sayısının arttığını belirtti. Özkan, Akdeniz Üniversitesi'nin araştırma üniversitesi olma hedefine emin adımlarla ilerlediğini vurguladı.

  • Muğla'dan Dalaman Ortaokulu Öğrencileri Tarih Projesiyle Bölge Finallerine Katılacak
    16:48 Muğla'dan Dalaman Ortaokulu Öğrencileri Tarih Projesiyle Bölge Finallerine Katılacak

    Muğla'nın Dalaman ilçesindeki Cumhuriyet Ortaokulu öğrencileri, rehber öğretmenleri eşliğinde hazırladıkları tarih projesiyle TÜBİTAK 2204-B Ortaokul Araştırma Projeleri Yarışması'nda bölge finallerine katılmaya hak kazandı. Proje, somut kültürel miras farkındalığının artırılmasında bütüncül turizm uygulamasını ele alıyor. Ayrıca, başka bir proje de değerler eğitimi alanında hazırlanarak bölge finallerinde yer alacak. Bölge finalleri, 22-25 Nisan tarihleri arasında Denizli'de düzenlenecek.

  • Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli: Festivalimiz Çok Güzel Geçti
    16:46 Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli: Festivalimiz Çok Güzel Geçti

    Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, 13. Alaçatı Ot Festivali'nin ikinci gününde düzenlenen kortej yürüşünün ardından katılımcıların ve turizmcilerin çok memnun olduklarını ve festivalin çok güzel geçtiğini belirtti.

  • Balıkesir'de Tefecilik Operasyonu: Evde Silah ve Evraklar Ele Geçirildi
    16:44 Balıkesir'de Tefecilik Operasyonu: Evde Silah ve Evraklar Ele Geçirildi

    Balıkesir'in İvrindi ilçesinde tefecilik soruşturması kapsamında düzenlenen operasyonda, şüphelinin evinde çok sayıda silah ve evrak ele geçirildi. Operasyon sonucunda ruhsatsız tabancalar, bıçaklar, senetler ve tapu kayıtları gibi belgeler bulundu. İvrindi Cumhuriyet Başsavcılığı, şüpheliler hakkında işlem başlattı.

  • Pamukkale Belediyesi'ne 'Türkiye Cumhuriyeti' ibaresi eklendi
    16:43 Pamukkale Belediyesi'ne 'Türkiye Cumhuriyeti' ibaresi eklendi

    Ali Rıza Ertemur'un Pamukkale Belediye Başkanı olarak göreve başlamasının ardından Pamukkale Belediyesi tabelasına 'Türkiye Cumhuriyeti' ibaresi eklendi.


Advertisement