Nazilli Türk Ocağı'ndan Nevruz Konferansı

Türk Ocağı Derneği Nazilli Şubesi, 'Türk Kültüründe Ergenekon ve Nevruz' konulu konferans düzenledi.

Düzenlenen konferansa Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sayın Mehmet Temizkan ile Özbekistan'dan katılan Ege Üniversitesi TDAE TÖMER doktora Öğrencisi Firuze Suyunova ve Türkmenistan'dan gelen TDAE TÖMER doktora öğrencisi Maksat Alimov konuşmacı olarak katıldı.

Nazilli Belediyesi Tiyatro Salonunda Türk Ocakları Derneği Nazilli Şubesinin düzenlemiş olduğu, 'Türk Kültüründe Ergenekon ve Nevruz' konulu konferans'a Afganistan'da ve Cudi Dağı'nda şehit düşen vatan evlatlarının aziz ruhları önünde bir dakikalık saygı duruşu ile başlandı. Programın açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu üyesi Hidayet Karabay; "Nevruz, Türklerin Ergenekon'dan çıkışı sebebiyle kutladıkları bir bayramdır. Yüzlerce yıllık bir gizlenmeden tekrar ortaya çıkışın, diriliğin bayramıdır Nevruz. Atalarımız bu bayramı Ergenekon Bayramı olarak da kutlamışlardır. Nevruz tabiatın yeniden dirilişini temsil ederken, Ergenekon da Türk Milletinin yeniden dirilişini temsil eder. Yüzlerce yıl atalarımız bu bayramı kutladılar ve bugün bölücü amaçlara alet edilmeye çalışılan sarı, kırmızı, yeşil renklerini asıl anlamıyla yani yeşili dirilik, gençlik; sarıyı hükümranlık, kırmızıyı ocak, dirlik anlamıyla kullandılar. O zaman bize düşen bölücü amaçlarla kirletilen bu renkleri asıl anlamıyla kullanarak bölücülere en iyi cevabı vermektir. Atatürk, Cumhuriyet'in ilk yıllarında, yani 1922-23-24 ve 26 yıllarında bu bayramı Ergenekon Bayramı adıyla kutlamıştır. Bizler de bugün Nevruz bayramımızı en güzel şekilde kutlamalı ve bu milli bayramımızı, kendilerine ve kirli emellerine alet etmeye çalışanlara fırsat vermemeliyiz. Sizlerin şahsında bütün Türk Dünya'sının Ergenekon Bayramı'nı kutluyorum. Bu bayramın Türk Dünya'sının yeniden Ergenekon'u olmasını temenni ediyorum" dedi.

"ERGENEKON YURDUN ADI"

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mehmet Temizkan; "Türk Dünyasında Nevruz kelimesinin çok değişik şekillerde söylenir. Amaç aynıdır, aynı manaya gelir. Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan ve Tacikistan'da milli bayram olarak kutlanıyor. Türkiye'de ise farklı adetler uygulanıyor. Nevruz Bayramı Türk Topluluklarında çok önemli bir gündür. Atalarımızın Ergenekon denen dört bir yanı dağlarla çevrili yurtlarından, bir bozkurt önderliğinde, yüklü bir atın geçeceği kadar demir filizleri olan dağın bir bölümünü kuvvetli ateşle yakarak eritmiş, buradan geçiş yolu açarak çıkmışlardır. Örs üzerinde demir dövme, bu olayı sembolize eder. Bu konuda Ziya Gökalp Ergenekon şiirinde; Börteçine kurdun adı, Ergenekon yurdun adı, Dört yüzsene durdun hadi, Çık ey, yüz bin mızrağımız! derken, Mehmet Akif Ersoy da İstiklal Marşı'nda 'yırtarım dağları' diyerek Ergenekon'dan çıkışı kastetmiştir. Türkler, Ergenekon'dan çıkışı Nevruz olarak kutlamışlardır. Kuzey yarım kürede yaşayan birçok millet Nevruzu kutlar, ama Türkler için anlamı daha büyüktür. Nevruz Bayramı, tarih boyunca her Türk boyunda, topluluklarında kutlanmış, edebi eserleri günümüze kadar gelmiştir. Bosna'dan Orta Asya'ya, Hakas, Yakut Türklerinden Hindistan'a, Afganistan Kuzeyinden Gagavuzya'ya, Kırgızistan'dan Anadolu'ya, Azerbaycan'a, kısaca onlarca asırdır bayram olarak kutlanmıştır" dedi. Temizkan konuşmasının devamında, Türk Dünyasında Nevruz'da söylenen dua ve beddualardan (Alkış ve Kargış), Azerbaycan'da söylenenlerden örnekler verdi.

"GÖK RENGİNDEKİ ÖZGÜRLÜĞÜN ALAMETİ"

Konferansa Özbekistan'dan katılan Ege Üniversitesi TDAE TÖMER doktora Öğrencisi Firuze Suyunova ise; "Özbekistan'ın Semerkand, Buhara, Andican taraflarında Nevruz törenleri, Nevruz günü başlamakta ve bir hafta devam etmektedir. Halk, bu Nevruz eğlencelerine 'Seyil Eğlenceleri' adını vermektedir. Seyil yerleri dönme dolaplar, çalgıcılar, beççeler, seyyar satıcılarla dolar. Nevruzun birinci günü, halk çadır çadır gezerek birbirlerinin bayramını kutlar. Bu ziyaretler sırasında ikram edilen yemek, 'aş' adı verilen pilavdır. Ayrıca çay ve çeşitli meyveler de sunulur. Köpkari, güreş, at yarışları ve horoz dövüşleri gibi spor gösterileri düzenlenir. Nevruz kutlamalarından esinlenmiş tiyatro eserleri sahnelenir. Nevruz sabahı yeni elbiselerini giyen halk, hazırladıkları halim, sümelek, samsa, çorba, pilav gibi yiyecekleri alıp kırlara özellikle vadilere çıkıyor. Sofralara en güzel yemekleri koyarlar. Nevruz, Özbek Türkçesinde navroz diye söylenir. Hem milli hem de dini bir bayramdır. 1991 yılından itibaren resmi bayram olarak da kutlanmaktadır. Diğer bütün bayram kutlamaları nevruza göre daha az şatafatlıdır. Nevruz bayramı daha görkemli geçer. Gök rengindeki özgürlüğün alameti mavi bayraklar ve doğruluğun alameti olan ak bayraklar da asılır.

Özbekistan'da merasimlere büyük önem verilir. Modern hayata geçiş yaparken milli hususiyetlerini asla terk etmemişlerdir" şeklinde konuştu.

Daha sonra Türkmenistan'dan gelen TDAE TÖMER doktora öğrencisi Maksat Alimov ise konuşmasında; "Türkmenler, yeni yılın ilk gününe Novruz adını verirler. Novruz'dan beş altı gün önce, her Türkmen ailesi temizlik yapmaya başlar. Novruz için Türkmen çöreği, Türkmen petiri, külce, yağlı börek, şekşeke, koko, bovursak, Türkmen palovu hazırlanır. Semeni, Novruz'un özel yiyeceğidir. Birkaç aile birleşip büyük bir kazanda buğday özüne, un, su ve şeker ekleyerek hazırlarlar. Bir gün önceden pişirilmeye başlanan semeni, 21 Mart sabahı hazır olur. Türkmenistan'da hazırlıklarına bir hafta önceden başlanan Nevruz'da yeni yılı yeni elbiselerle karşılama adeti bulunur. Nevruz gününde ne kadar çok yiyecek hazırlanırsa yeni yılın da o kadar bereketli geçeceğine inanılır" diyerek sözlerini tamamladı.

Konuşmaların ardından katılımcılara Nazilli Türk Ocağı Yönetim Kurulu üyesi Ali Yavaş tarafından çiçek ve hediyeler takdim edilerek konferans sona erdi. - AYDIN