Orgeneral Başoğlu'nun Kaçırılmasına İlişkin Dava - Son Dakika
Güncel

Orgeneral Başoğlu'nun Kaçırılmasına İlişkin Dava

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) olan Orgeneral Kamil Başoğlu'nun kaçırılmasına ilişkin davanın sanıklardan, sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Muhsin Kutsi Barış,...

10.04.2017 18:33
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) olan Orgeneral Kamil Başoğlu'nun kaçırılmasına ilişkin davanın sanıklardan, sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Muhsin Kutsi Barış, "Olayların istemeyerek içerisinde yer aldım. Emrimdeki personelin sorumluluğunu almaya hazırım. Alt rütbedeki personelin bir sorumluluğu yoktur." dedi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Muhsin Kutsi Barış, Abdullah Yılmaz, Adem Parlak, Atahan Tatar, Eyyüp Baloğlu, Tuna Han Ata, Selami Darcan, Tekin Gökbaş, Uğur Fidan ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.

Başoğlu'nun kaçırılması eylemleri hakkındaki bu dava ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin açılan ana davanın birleştirilmesini talep eden Barış, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi ve FETÖ üyesi olmadığını savundu.

Eski EDOK Komutanı Orgeneral Başoğlu'nun derdest edilmesine ilişkin operasyonun planlayıcısı ve emir vericisi olduğu iddialarını da reddeden Barış, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın eski başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan tarafından 13 Temmuz'da kendisine Özel Kuvvetler Komutanlığınca alayda bir tatbikat yapılacağı yönünde bilgi verildiğini ve tatbikatın hafta sonu yapılacağının bildirildiğini aktardı.

Barış, toplantı sonrası darbe girişimi şüphelilerinden eski Albay Fırat Alakuş'un "Üst düzey komutanlara karşı terör saldırısı olacağı yönünde istihbarat var." dediğini öne sürerek, "Bu nedenle koruma tatbikatının cuma (15 Temmuz) akşamı yapılmak istenildiğini söyledi ve araç ihtiyacının karşılanmasını istedi. 18 Temmuz'da alayın kuruluş yıl dönümü törenleri olduğunu, tatbikatın törenin ardından yapılmasının daha uygun olacağını söyledim. Alakuş, tatbikatın 15 Temmuz'da yapılmasında ısrarcı oldu." ifadelerini kullandı.

"15 Temmuz akşamı yaşananlar çok ani gerçekleşti"

Firari sanık eski Albay Uğur Karaca'nın, Çankaya Köşkü içerisindeki general konutlarına yönelik saldırı ihtimaline karşın tatbikat yapılacağını söylediğini bildiren Barış, "Karaca'ya konutların alay bölgesinde olmadığını söyledim. Ancak o, 'Mesafe yakın birlikte gidelim.' dedi. Konutlara gittiğimizde Karaca, nöbetçi askerlere güvenliğin nasıl sağlandığını sordu." dedi.

Barış, 15 Temmuz gecesi koruma tatbikatı olacağını sandığını, Başoğlu'nun derdest edilmesine ilişkin hiçbir ilgisinin olmamasına rağmen suçlandığını ileri sürerek, şunları kaydetti:

"Genelkurmay Başkanlığından gelen 'Faaliyet öne çekildi.' yönünde mesaja kadar bildiğim tek planlama, koruma tatbikatıdır. Gelen mesajlar üzerine ikinci başkanı ısrarla aradım ancak cevap vermedi. Sonra da Genelkurmay Başkanlığını aradım ve başdanışman Yıkılkan açtı, mesajların doğru olduğunu söyledi. Albay Alakuş, beni arayarak 'Özel Kuvvetler Komutanlığının yaptığı koruma tatbikatının gerçek hale geldiğini' söyledi. Alakuş, TSK'nın emir komuta zinciri içerisinde yönetime el koyduğunu belirtti. Bu sözler benim için kırılma noktası oldu. Tatbikat fiili bir el koymaya dönüştü. Sakatlanan irademle bazı birlikleri Genelkurmay Başkanlığına gönderdim. 15 Temmuz akşamı saat 21.00'den sonra yaşananlar çok ani gerçekleşti."

TRT binası ve Genelkurmay karargahına iki birlik gönderdiğini anlatan Barış, "Helikopter ateşiyle yaralanan personelin olduğunu öğrenmem üzerine Genelkurmaya ikinci bir birlikle de yola çıkarttım. Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli Albay Karaca'ya emir vermem söz konusu değildir. Başoğlu'nun derdest edildiğinden bilgim yoktu, kimseye emir ve talimat vermedim." diye konuştu.

Evinde üç adet bir dolar bulunmuştu

Barış, evinde yapılan aramalarda ele geçirilen üç adet bir dolara ilişkin, "Bu paralarla şahsım FETÖ ile irtibatlandırılarak darbe girişiminde rol aldığım iddia edilmektedir. Bu paralar bana ait değildir, kimin tarafından koyulduğunu bilmiyorum. FETÖ ile uzaktan yakından ilgim yoktur. Bir dolarların başkaları tarafından konulduğunu düşünüyorum ve bunun araştırılmasını talep ediyorum. Olay günü yaşananların emir komuta zinciri içerisinde yer aldığını ve terör saldırısıyla olayların gerçekleştiğini düşündüm. Olayların istemeyerek içerisinde yer aldım. Emrimdeki personelin sorumluluğunu almaya hazırım. Alt rütbedeki personelin bir sorumluluğu yoktur." ifadelerini kullandı.

Suçlamaları reddeden Barış, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, "Darbe girişiminin olduğunu öğrendikten sonra neden faaliyetlere devam ettin?" soruna Barış, "Çıkılmaz bir sokağa girmiştik, bu yüzden devam ettim." yanıtını verdi.

Dik'in, "Darbe girişimine katıldığını kabul ediyor musun?" sorusuna Barış, planlama kısmında yer almadığını savunarak, "Saat 21.30 sonrası sakatlanan irademle bütün teyitleri aldıktan sonra bir faaliyet içerisinde bulunduğumu ifade ediyorum. Ancak iddianamede isnat edilen suçlar tamamen ifadelere dayalı subjektif hususlardır, bunları kabul etmiyorum." cevabını verdi.

"Tatbikat yaptığımızı düşünüyordum"

Sanık Tekin Gökbaş ise 15 Temmuz öncesi Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında ulaştırma eri olarak vatani görevini yaptığını, verilen emir üzerine ambulansla İnönü Kışlası'na gittiğini söyledi.

Kışlada tanımadığı rütbeli askerlerin ambulansa binerek kendilerini bir eve götürdüğünü beyan eden Gökbaş, "Bilmediğim bir evin önüne vardık. Araçtaki albay ve binbaşı tanımadığım birinin koluna girerek ambulansa bindirdiler. Aldıkları kişi hiçbir şekilde karşı koymadı. 'Nizamiyeye mi?' diye sorduğumda bana 'Sür oğlum, ben sana tarif edeceğim.' dedi. Sonra uçakların uçtuğu bir yere gittik ve orada tanımadığım kişilere aldığımız kişiyi teslim ettik. Ben tatbikat yaptığımızı düşünüyordum, suçsuzum." savunmasını yaptı.

"Ambulans yoksa tatbikatı başlatamam"

Sanıklardan sözleşmeli subay Eyyüp Baloğlu savunmasında, "Tatbikat yapılacağını 15 Temmuz sabahı Muhsin Kutsi Barış'tan öğrendim. 'Kara Kuvvetleri Komutanlığından bir albay gelecek.' dedi. Başoğlu'nun derdest edilmesiyle ilgili herhangi bir emir vermedi." diye konuştu.

Olay günü 21.05'te, Alay Komutanı Barış'ın tatbikatın başladığını söylediğini, bunun üzerine görev yerine geçtiğini ifade eden sanık Baloğlu, Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli Albay Uğur Karaca'nın gelmesinin ardından kendisine tatbikatın başlaması için ambulansın gelmesi gerektiğini söylediğini aktardı. Sanık Baloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Uğur Albay geldi. Bana 'Ambulans nerede, ambulans yoksa tatbikatı başlatamam' dedi. Bunun üzerine ambulans için telefon görüşmesi yaptık. Bir süre sonra albay ve beraberindekilerle ambulansa bindik. Araçla gittiğimiz yerde Karaca ve bir binbaşı araçtan indi ve bir evin önüne gitti. Konuştukları kişinin Orgeneral Başoğlu olduğunu gördüm. Komutana 'Terör saldırısı var, sizi alıp güvenli bir yere götürmemiz lazım.' dediler. Üzerinde şort ve tişört vardı. Araçta komutanın ellerinin bantlandığını gördüm. Bunun olağan bir durum olmadığını, anormal bir durum olduğunu anladım. Araca bin emri verilmesine rağmen emre uymadım. Bunun üzerine Uğur Albay geldi ve çok sert bir şekilde 'Arkadaki sivil araca bin.' dedi. Ben arkadaki araca bindim ama korku içerisindeydim. Araçta biri binbaşı iki rütbeli vardı. Bir süre sonra sivil araçtan da indim. Sonra alay komutanının yanına giderek yaşananları anlatmak istedim. Bir süre komutanın odasının önünde bekledim. O esnada komutan bizleri odaya çağırdı, televizyondan darbe girişimi olduğunu öğrendim. Ne yapacağımı bilemedim. Bunun üzerine görev yerim olan spor salonuna giderek sabaha kadar bekledim. Buna orada bulunan iki astsubay da şahittir."

Başoğlu'nun derdest edilmesine yönelik bir emir almadığını ve alay komutanı Barış'ın kanun dışı bir emri ile karşılaşmadığını kaydeden Baloğlu, suçsuz olduğunu ifade ederek tahliye talebinde bulundu.

Diğer sanıklar Uğur Fidan ve Tuna Han Ata da savunmalarında suçsuz olduklarını ileri sürerek beraatlarını istedi.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Orgeneral Başoğlu'nun Kaçırılmasına İlişkin Dava - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement