Polis Akademisi Mezuniyet Töreni - Son Dakika
Politika

Polis Akademisi Mezuniyet Töreni

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Adam ilkokul mezunu, herhangi bir şeyi yok, takılmışlar peşine gidiyorlar.

28.09.2017 13:36
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Adam ilkokul mezunu, herhangi bir şeyi yok, takılmışlar peşine gidiyorlar. Şu anda da birçoğu kaçmış, Pensilvanya'da onun kaşanesinde, onunla beraber yaşıyorlar. 400 dönüm arazi Amerika onlara tahsis etmiş, orada beraber 'Dünyada 160 ülkeyi buradan idare ediyoruz' diyorlar. Ama Amerika'nın bir sesi çıkıyor mu? Çıkmıyor. Defaatle görüşmemize rağmen, 85 koli dosyayı bunlara göndermemize rağmen ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Burada ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Birileri bizi bir yerlerden idare etmeye çalışıyor. Birileri bizi bir yerlerden bölmeye, parçalamaya çalışıyor. Fakat bu milleti de bu ülkeyi de bölemeyecekler, parçalayamayacaklar." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Polis Akademisi Mezuniyet Törenindeki konuşmasında, "tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" dediklerini, bunu derken, ülkesine ve toplumuna tüm benliğiyle, varlığıyla, samimiyetiyle bağlı insanlardan oluşan bir Türkiye hayal ettiklerini bildirdi.

Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Boşnak'ı, Roman'ıyla tek millet olan 80 milyonu kimsenin parçalayamayacağını beliren Erdoğan, "Niye? Sevgili Peygamberimiz öyle buyuruyor. Bizler ayrı değiliz, Ayet-i Kerime açık, ortada, 'Biz, sizi kabileler halinde yarattık, birbirinizle iyi anlaşasınız, tanışasınız diye.' Üstünlük şu ırk, bu ırk olduğu için değil, kim Allah'a daha yakın ise o en üstünüdür. Öyleyse kimse kimseye afra tafra yapmasın." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "yaradılanın yaradandan ötürü sevilmesi gerektiğine" dikkati çekerek, "(Benim akrabamdır, parası bol, makamı yüksek) bundan dolayı değil. Eğer bundan dolayı sevmeye kalkarsak orada çok ciddi bir yanılgı var demektir. Kendi etnik kökenini, meşrebini, cemaatini, ideolojik grubunu... İşte bakın, Pensilvanya'daki bu nasipsiz adamın arkasından giden profesörler de var. ya sen profesör olsan ne yazar?" dedi.

Törende bulunan profesörlerin kusura bakmamalarını isteyen Erdoğan, bunları "kitap yüklü merkebe" benzeterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Adam ilkokul mezunu, herhangi bir şeyi yok, takılmışlar peşine gidiyorlar. Şu anda da birçoğu kaçmış, Pensilvanya'da onun kaşanesinde onunla beraber yaşıyorlar. 400 dönüm araziyi Amerika onlara tahsis etmiş, orada beraber 'Dünyada 160 ülkeyi buradan idare ediyoruz.' diyorlar. Ama Amerika'dan bir ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Defaatle görüşmemize, 85 koli dosyayı bunlara göndermemize rağmen ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Buradan ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Birileri bizi bir yerlerden idare etmeye çalışıyor. Birileri bizi bir yerlerden bölmeye, parçalamaya çalışıyor. Fakat bu milleti de bu ülkeyi de bölemeyecekler, parçalayamayacaklar.

Bunları defaatle kendilerine söyledik, belgeyse belge, bilgiyse bilgi hepsini verdik. Ondan sonra bizden, kalkıyorlar diyorlar ki 'Filanca papazı bize verin.' 'Bir papaz da sizde var, siz onu bize verin, biz de size onun yapalım yargıda şeyini size verelim.' 'Ya onu karştırma.' Ne demek? Sizde yargı var, bizde yargı yok mu? Kaldı ki bizdeki yargılanıyor, sizdeki yargılanmıyor. Pensilvanya'da bir kaşanede yaşıyor. Sizin vermeniz çok daha rahat, hemen verebilirsiniz. Yürekliliğimizi her yerde göstereceğiz. Ölmekse Allah için, vatan için, millet için ölmeye hazır olacağız, bütün mesele bu. Şehadet böyle var, yoksa kuru kuruya şehadet olmaz."

"F-16'lara karşı çıkmak kolay iş değil"

Hazreti Muhammed'in "Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır." hadisinin herkese hitap ettiğini belirten Erdoğan, "Burada kastedilen birlik, kendi dar çevremizin değil, tüm milletin, ümmetin birliğidir. Ümmet kavramı içerisinde Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı her şeyi var." ifadesini kullandı.

Törene katılan mezunlara seslenen Erdoğan, "Buradan açıkça ikaz ediyorum; devletin içinde hiçbir kişinin, ekibin veya grubun paralel bir yapıya veya yapılanmaya gitmesine izin veremeyiz. Şimdi göreve gidiyorsunuz, işte gittiğiniz yerlerde bunları didik didik aramanız, bulmanız, çıkarmanız gerekiyor. Nerede ne var bunları çıkaracağız hep beraber. Çünkü bunlar, bu ümmeti bölmek, parçalamak istiyorlar. Bizi içimizden böldüler, yaralamaya çalıştılar ama Rabbim fırsat vermedi." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi milletin meydanlara, caddelere, sokaklara dökülmesinin ruhundaki asaletin bir tezahürü olduğunu aktararak, F-16'lara karşı çıkmanın kolay iş olmadığını vurguladı.

Darbe girişimi sırasında 250 şehidin verildiğini anımsatan Erdoğan, "İşte o şehadete yürüyen o aşk olmasa bu olur muydu? 2 bin 193 gazimiz oldu. O aşk, o iman olmasa bu olur muydu? Telefonla konuşuyor, telefonda ne diyor? 'Kuzenim belki bir daha görüşemeyiz'. ve hakikaten şehit oluyor. Şimdi kardeşi benim yanımda sizler gibi polis, benim korumalarından bir tanesi de o. Bu aşk, bu inanç çok önemli. Yoksa herkes o F-16'nın, tankların, topların karşısında, helikopterler saldırıyor... İşte şimdi şu milletin evi, bir gazi evidir. Bu çevrede 29 şehidimiz, 36 gazimiz var." diye konuştu.

"Haince, alçakça geldiler"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz'da Özel Harekat Daire Başkanlığında 53 şehidin olduğunu hatırlatarak, şu görüşlere yer verdi:

"Haince, alçakça geldiler, 'En önemli merkez burasıdır' dediler, o merkezi vurdular ve 53 şehit orada verdik. Şimdi biz bunun hesabını sormayacak mıyız? Burası yol geçen hanı mı? Burası bu milletin en önemli hareket merkezidir. Burada böyle gel F-16 ile vur geç, var mı böyle bir şey? Bazıları bana şimdi mektuplar yazıyor, 'Benimki suçsuz, şusuz, busuz' vesaire. Tamam da o F-16'da seninki vardı veya onlara emreden, onları komuta eden oydu. Bundan haberin var mı? 'İşte onlar bunu bilmiyordu'. Ne demek bilmiyordu? Bunların hepsi yaşandı. İşte bu yönde girişim başlatanlar, organizasyon yapanlar veya heveslenenler hangi gruba mensup olurlarsa olsunlar karşısında hep beraber bizi bulmalıdır. Türkiye dost ve kardeş topluluklarıyla birlikte çok büyük ve güçlü bir ülkedir. Hamdolsun 80 milyon nüfusumuzla, ekonomik gücüyle, imkanlarıyla, savunmadaki askerdi, polisti fark etmez, bütün teknik alt yapı, üst yapımızla böylesine büyük bir ükede herkese kendi alanında yapacak ziyadesiyle iş vardır. Yardım faaliyetleriyle ilgileniyorsanız, kendi vatandaşlarımız yanında el uzatmamız gereken Suriyelisi, Iraklısı, Afrikalısı, Asyalısı, Arakanlısı, Balkanlısıyla yüzlerce milyon mağdur ve mazlum var, bunlara yoğunlaşmak lazım. Gittiğimiz her yer ne diyorlar biliyor musunuz? 'Türkiye, Türkiye, Türkiye' diyorlar."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement