Prof. Sezer: "Meme kanseri, yakın gelecekte her 5 kadından birinin kapısını çalacak" - Son Dakika
Sağlık

Prof. Sezer: "Meme kanseri, yakın gelecekte her 5 kadından birinin kapısını çalacak"

Prof. Sezer: "Meme kanseri, yakın gelecekte her 5 kadından birinin kapısını çalacak" Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.

19.10.2020 10:21  Güncelleme: 04:45
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Prof. Sezer: "Meme kanseri, yakın gelecekte her 5 kadından birinin kapısını çalacak"

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Sezer, 2019 yılında tüm dünyada yaklaşık 2 milyon, Türkiye'de ise 36 bin kadının meme kanseri tanısı aldığını söyledi

Prof. Sezer:

"Korkmayın, ertelemeyin. Ertelediğiniz her hafta, her gün belki de ömrünüzden birkaç senenin gitmesine yol açıyor"

MERSİN – Tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. Emel Sezer, her 8 kadından birinin meme kanserinin pençesine düştüğünü ve yakın gelecekte her 5 kadından birinin kapısını çalacağını söyledi. Bugün artık erken teşhisle meme kanserinden kurtulma ihtimalinin yüzde 95'e kadar çıktığını vurgulayan Sezer, "Korkmayın, ertelemeyin. Ertelediğiniz her hafta, her gün belki de ömrünüzden birkaç senenin gitmesine yol açıyor" dedi.

Dünyada ve Türkiye'de kadınlarda en sık görülen kanser tipi olan meme kanseri, bugün artık yeni ve modern tedavi yöntemleriyle tamamen ortadan kaldırılabiliyor. Ancak, buradaki en önemli koşul, erken teşhis. Uzmanlar, kadınlara çekincelerinden ve korkularından sıyrılıp, meme kanseri taraması yaptırmaları çağrısında bulunuyor.

"Her 8 kadından birinin pençesine düştüğü bir hastalık"

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Sezer, meme kanserinin belirtileri, riskleri, tedavi yöntemleri ile uyarı ve önerilerini İHA muhabirine anlattı. "Meme kanseri her 8 kadından birinin pençesine düştüğü bir hastalık maalesef ve yakın bir gelecekte de her 5 kadından birinin kapısını çalacak gibi görünüyor" diyen Prof. Dr. Sezer, sadece 2019 yılında tüm dünyada yaklaşık 2 milyon, Türkiye'de ise 36 bin kadının meme kanseri tanısı aldığının altını çizdi. Sezer, bu nedenle meme kanserinin çok önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı.

"En önemli belirtisi, memede ele gelen kitle veya sertlik"

Meme kanserinin, meme dokusunu oluşturan hücre gruplarının kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkan bir hastalık olduğunu dile getiren Sezer, meme kanserinin en önemli belirtisinin memede ele gelen kitle veya sertlik olduğunu kaydetti. Sezer, "Kadınlarımız hemen korkmasın; her memede ele gelen kitle meme kanseri anlamına gelmiyor ama memede son zamanlarda olmayan, hızla büyüyen kitlelerde özelikle hastalarımızın doktora başvurmalarını istiyoruz. Meme başında diğer memeye göre daha önceden olmayan bir çekinti, meme başında kızarıklık, memede kanlı akıntı, meme dokusunda portakal kabuğu görüntüsü veya meme cildinde herhangi bir çekinti olması durumunda da hastalarımızın doktora başvurmalarını istiyoruz. Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarır. Bu şikayetler olmadan, 40 yaşından itibaren düzenli olarak kadınlarımızın meme kanseri taraması için mamografi kontrollerine gelmelerini öneriyoruz" diye konuştu.

"Geç menopoz meme kanseri için önemli bir risk faktörüdür"

Meme kanserinin her kadını yakalayabileceğini belirten Sezer, meme kanserinde değiştirilebilir ve değiştirilemez risk faktörleri olduğunu söyledi. Sezer, değiştirilemez risk faktörlerini şöyle sıraladı:

"İlerleyen yaşla beraber meme kanseri ihtimali artar. Genetik sebeplerle ortaya çıkan meme kanseri oranı yüzde 10 civarında. Hastaların yanıldıkları en önemli nokta; ailede hiç meme kanseri olmayınca sanki meme kanseri olmayacaklarmış gibi düşünürler ama aslında bize başvuran hastaların çoğu ailedeki ilk meme kanseri vakası. Erken menarş, geç menopoz risk faktörüdür. Toplumumuzda geç menopoza girmek sevilir ama aslında geç menopoz meme kanseri için önemli bir risk faktörüdür. Hiç emzirmemiş olmak yine meme kanseri açısından risk faktörüdür."

Değiştirebilir risk faktörlerinin başında ise sigara ve tütün alışkanlıklarının geldiğini ifade eden Sezer, "Ayrıca obezite, özellikle bel ve kalça çevresindeki genişlik, fiziksel olarak inaktif bir hayat sürmek, hiç spor ve egzersiz yapmamak da meme kanseri açısından önemli risk faktörlerini oluşturur" şeklinde konuştu.

"Ülkemizde meme kanseri yaşı gittikçe gençleşiyor"

Meme kanserinin daha çok 50 yaşından, özellikle de menopozdan sonra ortaya çıkan bir kanser tipi olduğuna işaret eden Sezer, "Ama ülkemizde batı toplumlarının aksine meme kanseri yaşı gittikçe gençleşmektedir. Artık 20-25'li yaşlarda da meme kanseri vakalarımız var. Menopozdan önce çıkan hastalarda kalıtsal olup olmadığını belirlemek için mutlaka genetik testlerin yapılmasını öneriyoruz" ifadelerini kullandı.

"Erkek meme kanseri geç teşhis ediliyor"

Meme kanserinin erkeklerde de görülebildiğini kaydeden Sezer, her 200-300 meme kanserli kadına karşılık bir tane de erkek meme kanseri ile karşılaştıklarını söyledi. Sezer, "Erkek meme kanserlerindeki sıkıntı, maalesef erkek meme kanseri hastaları daha geç doktora gidiyorlar, çünkü memede bir kanser olabileceği akıllarına gelmiyor. O yüzden erkek meme kanseri maalesef biraz geç teşhis ediliyor" dedi.

"Mamografi kanser yapmaz"

Kadınların bazı çekinceleri ya da davranış biçimlerinin meme kanserini erken evrede yakalama şanslarını azalttığına dikkat çeken Sezer, "En önemli faktörlerden birisi, ailede meme kanseri yoksa kadınlar biraz daha rahat davranıyorlar ve tanıyı geciktiriyorlar. İkinci önemli faktör de 'mamografi kanser yapar' düşüncesi. Aslında mamografi kanser yapmaz ama menopozdan önce çok sık yapılması durumunda meme dokusuna hasar verebilir. Uygun koşullarda yapıldığı takdirde bir mamografinin yaydığı radyasyon 6-8 saatlik uçak yolculuğunda aldığımız radyasyona benzerdir. Mamografi, 'acı veren bir teknik' olarak algılanabilir, fakat yararları tartışılmaz. Ayrıca, daha önceden fibroadenom ya da fibrokistik hastalığı olan hastalar, özellikle meme dokusundaki değişiklikleri bazen fark edemeyebiliyor ya da eski kitlesi olarak yorumluyor, daha geç doktora gidiyor. Önemli bir konu da hala meme dokusunun toplumumuzca tabu olarak görülmesi; hala doktora gitmede, memesini göstermede kadınların maalesef sıkıntı çekiyor olması. Bu da maalesef bizim erken teşhis yöntemimizi oldukça geciktiriyor. Korkmamak ve ertelememek gerekiyor" diye konuştu.

"Erken teşhisle bu hastalıktan kurtulma ihtimali yüzde 95'e kadar çıkabiliyor"

Meme kanseri erken teşhis edildiğinde hastaların kurtulma ihtimallerinin yüzde 90-95'e kadar çıkabildiğini belirten Sezer, "O yüzden erken teşhis çok önemli. Erken teşhiste çok yeni ilaçlarımız ve tedavi yöntemlerimiz var. Cerrahi teknikler değişti, artık bekçi bezi örneklemeleriyle kadınlar lenf ödem sorunlarıyla daha az karşı karşıya geliyorlar. Radyoterapi tekniklerinin değişmesiyle de daha doğru dozda daha güvenli alanlara radyoterapi yaklaşımları var. İleri evre aşamada gelen hastalarımızda da artık yaşam sürelerini 5,5-6 yıla kadar uzatma şansımız oldu. Çok yeni akıllı ilaçlar, kişiye özgü tedaviler, immünoterapi yaklaşımları meme kanserinde aktif olarak kullanılmaya başlandı. Artık meme kanseri Avrupa ve Amerika'da otoriteler tarafından kronik hastalıklar kapsamına alındı. Yani artık 'meme kanseri oldum' diye karalar bağlamamamız gerekiyor. Erken teşhiste bu hastalığı tamamen yenebiliyoruz" ifadelerini kullandı.

"Koronadan korkup kanserin geç teşhisine yol açmayalım"

Kemoterapi sürecinde olan hastaların korona virüs sürecinde de mutlaka tedavilerine uzman hekimlerin gözetiminde devam etmelerini isteyen Sezer, kontrol döneminde olan hastaların ise kontrollerini ertelemelerinin kanserin tekrarlamasının geç yakalanmasına neden olduğu uyarısını yaptı. Hiç tanı almamış, düzenli kontrollere giden hastaların korona virüs korkusuyla hastaneye gitmemelerinin de bir diğer sorun olduğunu vurgulayan Sezer, erken teşhis için gereken mamografi tetkiklerine de devam etmelerini önerdi. Kemoterapisi tamamlanan hastalarda bağışıklık sistemini güçlendirmek için mutlaka takip edildikleri tıbbi onkoloji uzmanınca pnömokok (zatürre), grip gibi aşılarının yapılmasını öneren Sezer, çeşitli vitaminler ve bitkisel ilaçların korona virüse karşı bir koruyuculuğu olmadığı uyarısında bulunarak, şunları söyledi:

""Bu tür ilaçları doktorların haberi olmadan kullanmamalarını öneriyoruz. Sonuç olarak korona döneminde koronadan korkup kanserin geç teşhisine yol açmayalım, çünkü korona virüste şu an kadınların kanserlerinin, hatta erkek kanserlerinin de geç teşhisinin en önemli faktörü gibi karşımıza çıkıyor."

"Ertelediğiniz her hafta, her gün belki de ömrünüzden birkaç senenin gitmesine yol açıyor"

Mersin'de erken teşhis oranlarının Türkiye'nin gerisinde olduğunu da vurgulayan Sezer, "Biz hala üçüncü evrede doktora başvurabiliyoruz. Maalesef Mersin meme kanserinde ileri evrede başvurunun yüksek olduğu şehirlerden biri. Hastalara, korkmamalarını, ertelememelerini, çünkü yeni tedavi yöntemleriyle erken teşhisle meme kanserinden tamamen kurtulmanın artık çok yüksek bir ihtimal olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Ertelediğiniz her hafta, her gün belki de ömrünüzden birkaç senenin gitmesine yol açıyor" dedi.

Prof. Sezer: "Meme kanseri, yakın gelecekte her 5 kadından birinin kapısını çalacak"
Kaynak: İHA

Son Dakika Sağlık Prof. Sezer: 'Meme kanseri, yakın gelecekte her 5 kadından birinin kapısını çalacak' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • İstanbul Tabip Odası Değişim Grubu, 55 kişilik aday kadrosunu açıkladı
    00:28 İstanbul Tabip Odası Değişim Grubu, 55 kişilik aday kadrosunu açıkladı

    İstanbul Tabip Odası Değişim Grubu, 5 Mayıs'ta gerçekleştirilecek seçimlere gireceği 55 kişilik aday kadrosunu duyurdu. Başkan adayı Dr. Ahmet Erçek, daha etkin bir İstanbul Tabip Odası için değişim istediklerini belirtirken, yönetim kurulu adayı Dr. Nedim Uzun ise odanın daha güçlü ve etkin bir kurumsal kimlik kazanmasını hedeflediklerini ifade etti. Değişim Grubu, tüm hekimleri seçimlerde kendilerine oy vermeye çağırdı.

  • Depreme Dirençli Yerleşim Alanları Oluşturulmalı
    21:45 Depreme Dirençli Yerleşim Alanları Oluşturulmalı

    Hatay'ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen 'İskenderun'un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun' söyleyişine katıldı.

  • Kahverengi kokarcaya 'hunili tuzak' engeli
    18:26 Kahverengi kokarcaya 'hunili tuzak' engeli

    Samsun'un Çarşamba ilçesinde kahverengi kokarca zararlısı ile ilgili mücadele kapsamında tuzak asılımı gerçekleştirildi. Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Samsun İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliği ile gerçekleştirilen proje kapsamında feromon içeren 'hunili tuzaklar' üreticilere dağıtıldı.

  • Bozüyük Belediyesi Sinek ve Haşere İlaçlama Çalışmalarına Hız Verdi
    17:53 Bozüyük Belediyesi Sinek ve Haşere İlaçlama Çalışmalarına Hız Verdi

    Bozüyük Belediyesi İlaçlama Ekipleri, yaz aylarında artan sinek, sivrisinek ve karasinek gibi haşerelere karşı ilaçlama çalışmalarını hızlandırdı. Ekipler, sulak alanlar, mazgallar, kanal çevreleri, parklar ve yeşil alanlarda düzenli olarak ilaçlama yapıyor.

  • Karabük'te yüksekten düşen 2 yaşındaki çocuk tedaviye alındı
    17:38 Karabük'te yüksekten düşen 2 yaşındaki çocuk tedaviye alındı

    Karabük'ün Yeşil Mahallesi'nde oynayan 2 yaşındaki Ömer Ali A, dengesini kaybederek yaklaşık 10 metre yükseklikten bir apartmanın istinat duvarı ile toprak zemin arasına düştü. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis ve itfaiye ekibi sevk edildi. Yaralanan çocuk, ambulansla Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

  • Fazla kilo takıntısı hayatını kabusa çevirdi: 1 milyon 400 bin lira ödediği ameliyatta midesi delindi
    17:17 Fazla kilo takıntısı hayatını kabusa çevirdi: 1 milyon 400 bin lira ödediği ameliyatta midesi delindi

    İstanbul'da yaşayan 61 yaşındaki Sabiha Eldenüstün, kilo vermek için mide balonu ameliyatı oldu. Ancak kısa süre sonra midesinin delindiği ortaya çıktı. Eldenüstün, 2 ayrı mide ameliyatı geçirdi ve toplamda 1 milyon 400 bin lira ödeme yaptı. Şikayetçi olduğu doktor ise iddiaları reddetti.

  • Bozüyük Belediyesi Sinek ve Haşere İlaçlama Çalışmalarına Devam Ediyor
    17:15 Bozüyük Belediyesi Sinek ve Haşere İlaçlama Çalışmalarına Devam Ediyor

    Bozüyük Belediyesi ilaçlama ekipleri, yaz aylarında artan sinek, sivrisinek ve karasinek gibi haşerelere karşı ilaçlama çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Ekipler, sulak alanlar, mazgallar, kanal çevreleri, yeşil alanlar ve ağaçlık bölgelerde düzenli olarak ilaçlama yaparken, ayrıca park, bahçe ve yeşil alanlarda bitki ilaçlaması ve kene ilaçlaması da gerçekleştiriyor. İlaçlama çalışmalarında çevre ve insan sağlığına zarar vermeyen ilaçlar kullanılıyor.


Advertisement