Randevu İstanbul, damaklarda hoş bir lezzetle sona erdi - Son Dakika
Güncel

Randevu İstanbul, damaklarda hoş bir lezzetle sona erdi

Randevu İstanbul, damaklarda hoş bir lezzetle sona erdi

Festival, dopdolu programı ve yeni bölümü Gastronomi Filmleri ile damaklarda hoş bir lezzet bırakarak sona erdi.

22.12.2016 12:09  Güncelleme: 12:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yılın "Son Randevusu"nda 19. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali; 16-22 Aralık tarihleri arasında 3 salonda, 80 seansta 13 ülkeden 30'a yakın filmi izleyicileriyle buluşturdu, 9 film sunumu, 4 söyleşi ve 7 gastronomi filmleri sunumu ile yan etkinlikler düzenledi, 11 üniversitenin sinema, televizyon ve gastronomi bölümleri öğrencilerine toplamda 7000 adet bilet dağıtıldı.

Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın destekleriyle bu yıl 19.'su düzenlenen Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali, damaklarda hoş bir lezzetle sona erdi. "Yılın son film randevusu" sinemaseverler için her zamanki dopdolu programının yanı sıra bu yıl hayata geçirdiği yan bölümü ve buna bağlı etkinliklerle de 2016'ya ağız tadıyla veda etme fırsatı sundu. Atlas Sineması, Fatih Historia Cinemaximum salonları ve SALT Galata yılın son ayında sinema randevusunu kaçırmak istemeyen seyircileri ağırladı.

Festivalin artık bir marka haline gelen geleneksel bölümü Sinema-Tarih Buluşması, insanlık tarihinin başlangıcına kadar uzanan süreçte tarihi, bugünün bilgisiyle ve sanatın gücüyle yorumlayan filmleri seyirciye buluşturdu. Bölümün en dikkat çekici yapımı kuşkusuz, pek çok festivalden ödül alan hem eleştirmenleri hem de seyirciyi derinden etkileyen, Martin Zandvliet'in yönettiği "Mayın Ülkesi" (Under Sandet) idi.

Dünya prömiyerlerini Cannes, Berlin, Venedik gibi seçkin festivallerde yapan filmler ise festivalin "Aç Gözünü!" diyerek altını çizdiği başlık altında meraklılarıyla buluştu. Sinefillerin yoğun ilgisiyle geçen bu bölümde de "Manchester by The Sea" gibi Altın Küre adayı ve Oscar adayı yapımlardan, dört saate yakın süresiyle seyirciye meydan okuyan, bağımsız yapımlara kadar pek çok film, beyaz perdeye yansıdı.

Geçen yıl kaybettiğimiz sinema ustaları da 19. Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali'nde birer filmleriyle anıldı. İranlı sinemacı Abbas Kiyarüstemi'nin "Rüzgar Bizi Sürükleyecek" (Bad ma ra Khahad Bord)/ 1999, Türk sinemasının 'yakışıklı'sı Tarık Akan'ın rol aldığı "Maden"/ 1978 ve Akademi Onur Ödülü sahibi, Polonyalı büyük sinemacı Andrzej Wajda imzalı "Demir Adam" (Man of Iron)/ 1982 filmlerinin gösterildiği "Anısına" bölümünde çok özel bir de sunum gerçekleşti. "Maden" filmi öncesinde Altın Palmiyeli "Yol" filminin ikinci yönetmeni ve yine Tarık Akan'ın başrolde olduğu "Çark" filminin yönetmeni Muzaffer Hiçdurmaz, Türk sineması içinde Akan'ın yerinden bahsetti. Hiçdurmaz'ın, pek çok filmde birlikte çalıştığı Akan hakkında bilinmeyen hatıralarını seyircilerle paylaştığı anlar ise festivalin belki de en özel zaman dilimiydi.
Sinemanın gelişimini bir ülke özelinde takip etmek isteyenlerin adresi ise " İspanya'ya Bak, Dünyayı Gör" bölümüydü. Festivalin bu yılki yeniliklerinden olan, ülke sineması gösterimlerinin ilk konuğu olan İspanya'nın yakın dönem yapımlarına ilgi büyüktü. Bilhassa "İlk Aşk" (La Reconquista) filminin, yapımcısı Javier Lafuente ve başrol oyuncusu Fransesco Carril'in katıldığı söyleşide! Carril ve Lafuente'nin samimi tavırlarıyla gösterim sonrası söyleşi, seyirciler için başlı başına bir keyfe dönüştü. Soruları içtenlikle cevaplayan ikilinin mesajları da çok net ve anlamlıydı: Aşk aslında kendini keşfetmenin tek yoludur!

Ve Randevu İstanbul'un en tatlı yeniliği; Gastronomi Filmleri! 25 yıldır sinema kültürüne katkıda bulunmak için çalışan TÜRSAK; Berlin ve San Sebastian gibi Önemli festivallerden ilham alarak hayata geçirdiği gastronomi filmleri bölümüyle Türkiye'de bir ilke imza atmış oldu. Keşfedilmemiş mutfaklardan fast food alışkanlığının tehdidi altına giren yerel mutfaklara, dünyadaki açlık sorunundan yeni protein kaynağı tartışması olarak böceklere kadar yeme içmeyle ilgili en güncel konular festival salonlarındaydı. Üst üste dünyanın en iyi restoranı seçilen Noma ve şefi Rene Redzepi hakkındaki "Noma: Benim Güzel Fırtınam" (Noma: My Perfect Storm), dünyanın en iyi 40 şefinin, Milano Fuarı'ndan artan malzemelerle evsizlere yemekler hazırladığı "Hayat Tiyatrosu" (Theater of Life) ve elbette dünyanın en ünlü şefleri Roca kardeşlerin, Anadolu'yu karış karış gezerek lezzetler keşfetme öyküsü "Türk Mutfağına Övgü" (The Turkish Way) en çok ilgi gören filmler oldu. Perdede izlenenler ise şefler Mehmet Gürs, İnci Özay Hatipoğlu, Beykent Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'nden Yrd. Doç. İlkay Kanık, Gastro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nihan Aras ve gastronomi yazarı Hülya Ekşigil'in sunumlarıyla tekrar ele alındı ve gastronomi kültürü, üniversitelerin gastronomi bölümü öğrencilerinin yoğun ilgisi ile salonlardan hayata yayılmaya başladı.

Dünyanın en eski ve en zengin birikimine merkez olan tarihî yarımada, 19. Randevu İstanbul kapsamında Gastronomi Randevusuna ev sahipliği yapan mekanlardan biri oldu. Ülkemizin gastronomi potansiyeline dikkat çekmek, sinemanın bu potansiyelin geliştirilmesine katkıda bulunmak üzere değerlendirilmesini teşvik etmek ve iyi örnekleri seyirciyle buluşturmak amacıyla yola çıkan Festival, Ocak ayında bir "Gastronomi Filmleri Yarışması" ilan edeceğini duyurdu.

Son olarak; konukları arasında Atatürk'ten Kraliçe II. Elisabeth'e pek çok tarihî kişilik bulunan, geleneksel mutfağımızın en önemli temsilcilerinden 115 yıllık Pandeli Restoran'ın kapanmaması için TÜRSAK Vakfı 19. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde harekete geçti. 115 yıllık tarihinde Mustafa Kemal Atatürk, Kraliçe II. Elisabeth, Celal Bayar, İspanya Kralı Juan Carlos ve Kraliçe Sofia, Robert McNamara, Robert De Niro, Tony Curtis, Madaleine Albright ve Robert Redford gibi misafirleri ağırlayan Pandeli Restoran, ekonomik gerekçelerle birkaç ay önce kapılarını kapatmıştı. Bir restoranın ötesinde adeta bir tarih müzesi gibi kültürel bir hizmet alanı haline gelen ve İstanbul'u İstanbul yapan önemli figürlerden biri olan Pandeli Restoran'ın ayakta kalabilmesi için TÜRSAK önderliğinde "Pandeli kapanmasın, İstanbul kültürü solmasın" başlığıyla bir kampanya başlatıldı. Kampanyanın duyurusu, Ocak 2017'de TÜRSAK adına Vakıf başkanı, yönetmen Fehmi Yaşar ve Pandeli ailesi adına Sofia Tabanlıoğlu'nun ev sahipliğinde gerçekleştirilecek bir panelle yapılacak.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Güncel Randevu İstanbul, damaklarda hoş bir lezzetle sona erdi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement