Remzi Çayır'dan Binali Yıldırım'a: "Vallahi Seçime Şeytan mı Karıştı, Melek mi Karıştı Bilmiyorum Ama Herhalde Senin İçine Bir Cin Karıştığı... - Son Dakika
Güncel

Remzi Çayır'dan Binali Yıldırım'a: "Vallahi Seçime Şeytan mı Karıştı, Melek mi Karıştı Bilmiyorum Ama Herhalde Senin İçine Bir Cin Karıştığı...

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, Esenyurt Meydanı’nda, "Seçime şeytan karıştı" diyen AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’a seslendi. Çayır, "Gölgede duranın gölgesi olmaz demiş atalar. Onun için, Binali Yıldırım başbakanlık yapmışsın. Diyorsun ki 'Bu seçime şeytan karıştı'. Vallahi seçime şeytan mı karıştı, hayır mı karıştı, melek mi karıştı bilmiyorum ama herhalde senin içine bir cin karıştığı söylenebilir. Çünkü cin karışmış ki sen dünyayı bambaşka görüyorsun. Yani kazandığın seçim meşru, şeytan değil, cin değil ama kaybederseniz siyaseten cin karışmış, şeytan mı karışmış olur? Yani koskoca bu ülkede başbakanlık yapmışsın. Söylediğini kulağın duysun. Binali Yıldırım önce içindeki cini çıkar cini. Cini çıkarmadan gerçeği göremezsin. Millete de maval kesme" dedi.

11.05.2023 20:22  Güncelleme: 11:05
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

HABER: EDDA SÖNMEZ - KAMERA: SİNEM NAZLI DEMİR

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, Esenyurt Meydanı'nda, "Seçime şeytan karıştı" diyen AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım'a seslendi. Çayır, "Gölgede duranın gölgesi olmaz demiş atalar. Onun için, Binali Yıldırım başbakanlık yapmışsın. Diyorsun ki 'Bu seçime şeytan karıştı'. Vallahi seçime şeytan mı karıştı, hayır mı karıştı, melek mi karıştı bilmiyorum ama herhalde senin içine bir cin karıştığı söylenebilir. Çünkü cin karışmış ki sen dünyayı bambaşka görüyorsun. Yani kazandığın seçim meşru, şeytan değil, cin değil ama kaybederseniz siyaseten cin karışmış, şeytan mı karışmış olur? Yani koskoca bu ülkede başbakanlık yapmışsın. Söylediğini kulağın duysun. Binali Yıldırım önce içindeki cini çıkar cini. Cini çıkarmadan gerçeği göremezsin. Millete de maval kesme" dedi.

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, Esenyurt Meydanı'ndaki Doğan Araslı Bulvarı'nda esnaf ziyaretinin ardından basın açıklaması yaptı. Seçim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Remzi Çayır, hükümeti sert biçimde eleştirdi. Çayır, şunları söyledi:

"21 YILDIR YAPAMADIĞINI 5 YIL İÇİNDE YAPACAĞIYLA İLGİLİ SÖZ VERMEK MİLLETİ ALDATMAKTIR: Saygıdeğer Türk milleti, 2-3 gün sonra sandık başına gideceksiniz. Özgür iradenizle, kimsenin tesiri altında kalmadan, şu veya bu şekilde yanlış bilgilere, bulgulara aldanmadan, hür iradenizle oyunuzu vereceksiniz. Birilerinin ifade ettiği gibi bu sandıkta herhangi bir savaş yok. Herhangi bir İstiklal Harbi veya işgalciler yok. Yine şuursuzca sizi şu veya bu şekilde başkalaştırmaya çalışan, sizi bir kavganın içine itmeye çalışan, tarafı yapmaya çalışan, kimi sahte siyasetçilere inanmamanızı, hür iradenizle oy kullanmanızı istiyorum. Milli Yol Partisi bu milletin, bu toplumun vicdanı, merhameti, sağduyusu ve adalet duygusu olarak hayatına devam edecektir ve adresi olacaktır. Saygıdeğer Türk milleti, 3 gün sonra aslında oy vererek bir şeyi ifade etmiş olacaksınız. Türkiye'de 21 yıldır Sayın Cumhurbaşkanı'nın AK Partisi ne yazık ki zaman zaman bir muhalefet partisi gibi 'Yapacağız, edeceğiz, şunları yeniden hayata geçireceğiz' diye ifadeleri kullanmaktadır. Yani iktidar olduklarını ne çabuk unuttular. 21 yıldır yapamadığını 5 yıl içinde yapacağıyla ilgili söz vermek milleti aldatmaktır. Allah aşkına şu anda hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Adaletsizlik çukurunda debelenen bir millet var. Liyakatsizlik, diz boyu. Hala adam kayırma, hala kendi partisini bir yere taşıma, kendini, çevresini, partisini zengin etme alışkanlığı devam ediyor. Neden 21 yıldır bunu kıramadınız? Neden 21 yıldır süresiz siyaset hastalığına çare olamadınız? Neden bu ülkeyi, yiyenin, yapanın, kötünün yaptığının yanına kar kaldığı bir toplum haline getirdin. Bununla ilgili bir izahın var mı? Yok.

FAKİRİN DE FUKARANIN DA RAHATLIKLA YAŞADIĞI BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ: Onun için değerli kardeşlerim, Milli Yol Partisi bir sistem değişikliği bir anlayış değişikliği, bir yapı değişikliği önermektedir. Ne diyor? 'Bir şey değişsin, her şey değişsin' diyor. O bir şey nedir biliyor musun? Tarımdaki verimsizlik değişsin. Yani bir şehrimiz kadar nüfusu ve yüz ölçümü olmayan bir Hollanda, dünyanın ikinci gıda ihraç ve ülkesi olmuş. Sizin hala hektar başına, dekar başına aldığınız ürün belli. Hala geleneksel tarım yapıyorsunuz, teknoloji ile tarımı buluşturmuyorsunuz. Yine Allah aşkına dayısı olanın yaşadığı, dayısı olanın, arkası olanın, işini yürüttüğü bir sistemden ne hayır gelir? Gelir mi? Gelmez. Yani dayısı olmayanın da arkası olmayanın da yalnız olanın da fakirin de fukaranın da rahatlıkla yaşadığı bir Türkiye istiyoruz.

PAZAR GÜNÜ YA KEYFİYET YA ADALET DİYECEKSİNİZ: Yani başı dara düştüğünde adalet diye bağıran bireylerin olduğu bir toplum istiyoruz. Zulüm gördüğünde, dara düştüğünde 'Dayım nerede? Partilim nerede? Genel başkanım nerede' diyen bir sistem istemiyoruz. Bu sistemde hayır yok. Bu sistemden millete hiçbir zaman da hayır gelmemiş. 130 yıllık bir ezberin içerisindeyiz. Siyasi partiler değişmiş, iktidarlar değişmiş, isimler değişmiş ama ahvalimiz değişmemiş. Onun için değerli kardeşlerim, pazar günü ya keyfiyet ya adalet diyeceksiniz. Pazar günü ya 'Böyle geldi böyle gidecek' diyeceksiniz ya da 'Hayır böyle geldi, böyle gitmesin. Sadece iktidar değişikliği yetmez sistem değişikliği şarttır' diyeceksin.

SİYASETÇİ O HALE GETİRDİ Kİ TÜRKİYE'Yİ, ELİNE TAŞ ALAN İNSANIN NİYE TAŞ ATTIĞINI BİLE BİLEMEYECEK HALE GETİRDİLER: İşte bunun adresi Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşları, Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşlarının bir yıl önce kurduğu, millete umut olan, adalet yolu olan Milli Yol Parti ve Milli Yol Partili kadrolardır. Değerli kardeşim, saygıdeğer Türk milleti, koca koca adamlar hallerine bakmıyorlar, sıfatlarına bakmıyorlar, milleti yanlış yönlendirmeye, kavgaya teşvik ediyorlar. Erzurumlu eline taş aldı. O Erzurumlu, eline taş alan belki bazı şeylerin farkında bile değil. Ama siyasetçi o hale getirdi ki Türkiye'yi, eline taş alan insanın niye taş attığını bile bilemeyecek hale getirdiler. Aslında siyasiler bilmelidir ki o taşı öğütleyen, hatta 'Erzurumlu işini bilir' diyen aptal siyasetçi, akılsız siyasetçi, menfaatçi siyasetçi, taşın, senin kafanı yarayacağını bilmiyor musun? Hayatı boyunca hiç kavgaya karışmamış, kavganın tarafı bile olmamışsın. Kavgayı övüyorsun öyle mi? Erzurumlu işini bilirmiş, meydanı boş bırakmamış. Sen hiç meydanda kavga ettin mi? Hiç kavganın tarafı oldun mu? Hiç zorluğa girdin mi? Zulüm gördün mü? Ağanın yanında yanaşma durumu, siyaset bilenlerin Türkiye'ye verebileceği hiçbir şey yoktur.

BİNALİ YILDIRIM SENİN İÇİNE BİR CİNE KARIŞTIĞI SÖYLENEBİLİR: 'Gölgede duranın gölgesi olmaz' demiş atalar. Onun için, Binali Yıldırım başbakanlık yapmışsın. Diyorsun ki 'Bu seçime şeytan karıştı'. Vallahi seçime şeytan mı karıştı, hayır mı karıştı, melek mi karıştı bilmiyorum ama herhalde senin içine bir cin karıştığı söylenebilir. Çünkü cin karışmış ki sen dünyayı bambaşka bir görüyorsun. Yani kazandığın seçim meşru, şeytan değil, cin değil ama yarın bir gün kaybederseniz siyaseten cin karışmış olur, şeytan mı karışmış olur? Yani koskoca bu ülkede başbakanlık yapmışsın. Söylediğini kulağın duysun, kulağın duysun. Yani senin ifadenle siz istiklalci Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşı Remzi Çayır'ın dedesi Çolak Hüseyin, Yemen'de 12 sene savaşmış. O işgalci mi? Seni gidi uyanık seni. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Siyaseten birkaç oy almak uğruna bu tür bu tür şeyler söylenebilir mi? Bu kadar siyaseti aşağı düşürmeye, bu kadar insanları bölmeye, ayrıştırmaya gerek var mı? Değerli kardeşlerim, siyasetçilerin bu tür oyunlarına gelmeyin. Türkiye'de genellikle, iyileri ayırıyorum, bu sistem devam ettikçe siyasetin bir üç kağıt kapısı olduğunu, siyasetin bir menfaat kapısı olduğunu, kendini ve partilisini zengin etme kapısı olduğunu unutmayın. Siyaset kurumu değişmedikçe, sistem değişmedikçe ahvalimizin değişmeyeceğini bilmenizi isterim. Onun için de Binali Yıldırım önce içindeki cini çıkar cini. Cini çıkarmadan gerçeği göremezsin. Millete de maval kesme.

SİZİN PARANIZLA SİZE ÇAKA SATIYORLAR: Değerli arkadaşlar, bir başkası da tutmuş, yarın bir gün kazanırsak diyor, milletin üzerinde tepiniriz. Niye tepiniyorsun üstümde? Derdin ne? Bana hizmetle mi hükümlüsün üstümde tepinmekle hükümlüsün? Öyle bir dünya var mı? Siyasetçi, milletin üzerinde mi tepinir? Millet mi siyasetin üstünde tepinir? Tersi olmuş. Onun için Milli Yol Partisi, Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşları bu anlayışı reddediyor. Siyaset, milletin hayatını kolaylaştırmalı. Siyaset milleti yüceltmeli. Milletin gelirini yükseltmeli, çoluk çocuğuna bakabilecek hale getirmeli babayı. Gençler geleceğinden emin şekilde parasız okunmalı ve okulu bitirdiğinde 'Ben ne güzel bu ülkede yaşıyorum, mutlak anlamda ben gelecekte iş bulurum' diyebilmeli, geleceğinden emin olmalı. Değerli kardeşlerim, yüce Türk milleti şu an yaptığımız seçim ne yazık ki adaletsiz. Düşünebiliyor musunuz? Milletin parasıyla, puluyla şu gördüğünüz bütün afişler sizin paranızla yapılmış. Kendi ceplerinden bir kuruş harcamış değiller. Sizin paranızla. Sizin paranızla şu otobüsler giydiriliyor. Sizin paranızla size çaka satıyorlar. Düşünün. Muhsin Yazıcıoğlu arkadaşları kendi cebinden ve kendi imkanlarıyla siyaset yapıyorlar. Orada bile zenginlik işi olmuş siyaset. Zenginlerin işi olmuş mesleği olmuş. Bunu da değiştirmek bunu da ters yüz etmek bizim birinci derece görevimiz. Hala yüzde 7 seçim barajı var.

BIRAKIN HER GÖRÜŞ HER DÜŞÜNCE, ŞİDDETE BAŞVURMADIĞI MÜDDETÇE MECLİS'TE TEMSİL EDİLSİN: Darbeci Kenan Evren'in ortaya koyduğu yüzde 10 barajını yüzde 7 yaptılar. Niçin MHP barajı geçsin diye. Yoksa milletin barajı geçmesi için değil. Ne oldu? Yüzde 7. Hangi ülkede var başka yüzde 7 oranı? Bir de Putin'in Rusya'sında var yüzde 7. Diğer gelişmiş toplumlarda ya sıfır, ya 1 ya 2. Üç yok. Türkiye'de yüzde 7. Sebep ne? Yönetimde istikrar olsun. Yahu kardeşim zaten hükümeti direkt halk seçmiyor mu? Cumhurbaşkanını kim seçiyor? Direkt halk seçiyor değil mi? Evet. Direkt halk seçiyor. E o zaman yönetimde istikrar var. E o zaman temsilde adaletiniz var mı? Temsilde adaletiniz var mı? Yok. Bırakın her görüş her düşünce şiddete başvurmadığı müddetçe Meclis'te temsil edilsin. Ne var? Derdiniz ney? Bırakın temsil edilsin. Onun için de bu tür barajları kaldırmak adaletli bir temsili sağlayacaktır. Şu ana kadar bunu yapamadılar. Biz gelirsek ne yapacağız biliyor musunuz? Önce siyaset kurumunu değiştireceğiz. Çözüm odağı, merkezdeki siyaset kurumu, Türkiye'de bizatihi problemin kaynağıdır. Bugün yapanın yanına kar kaldı. Yiyenin yanına kar kaldı bir sistemle. Bugüne kadar hiç ha duydunuz mu? Yediği hırsızlık yaptığı, adaletsizlik yaptı, yargılanan bir siyasetçi duydunuz mu? Duymadınız. Yok. Yabanın yanına kar kaldı bitsin.

MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN KATİLLERİNİ BULMAK MİLLİ YOL PARTİSİ'NİN TEMEL AMACIDIR. SİNAN ATEŞ'İN CİNAYETİNİ ÇÖZMEK, ARKASINDA, ÖNÜNDE KİM VAR, KİM YOK MİLLİ YOL PARTİSİ'NİN TEMEL SİYASET ETME SEBEBİDİR: İşte Milli Yol Partisi geldiğinde babasının oğlu bile olsa, baban bile olsa, oğlun da olsa, kardeşim olsa, milletin parasını çaldıysa, birine adaletsizlik yaptıysa o karşılığını bulacaktır. Soluğu mahkemede alacaktır. Benim bakanımı hırsızlık yaptı diye evine göndermem. Nereye gönderirim? Mahkemeye gönderirim. Gitsin hesap versin. Eğer bunu yapamazsak hiçbir şey değişmez. Değişmez arkadaşlar. Bu sebeple bu ülkede faili meçhuller olmayacak. Muhsin Yazıcıoğlu'nun katillerini bulmak Milli Yol Partisi'nin temel amacıdır. Sinan Ateş'in cinayetini çözmek, arkasında, önünde kim var, kim yok? Milli Yol Partisi'nin temel siyaset etme sebebidir. Üretim ekonomisini yayıp temel kabul edip borç ekonomisini reddedip. Borç ekonomisini kapı dışarı etmek ve istihdam oluşturmak ve üretim oluşturmak ve borçlu değil, üreterek hayata devam etmek bizim temel projemizdir.

TEK CELSEDE ADELET PORJEMİZ VAR: Mahkemeler, 3 sene, 13 sene, 23 sene süren mahkemeler var. Bizim bir projemiz var. Tek celsede adalet projemiz var. Niye bunları söylüyorum? Siyasiler gelip size her şeyi söyleyebilir. Ben 13 yıl içeride kalan bir kardeşinizim. 13 yıl. Bu ülkenin hapishanesinde gençliğini hücrelere geçirmiş bir kardeşinizim. Yokluğu gördüm, zulmü gördüm, dayağı gördüm. Vefasızlığı gördüm, kalleşliği gördüm, siyaseten dalavereyi, alavereyi gördüm. Onun için dedim ki arkadaşlarımla beraber gelin Türkiye bir örneklik teşkil etsin. Biz 'Yemeyen, içmeyen, adalet üzere hareket eden, kimseyi ayırmayan o Türk'tür, o Kürt'tür, o Laz'dır, demeyen ama herkesi Allah'ın değerli bir kulu sayan bir anlayışı Türkiye hakim kılalım' dedik. ve Milli Yolu milletin önüne koyduk.

MÜLAKATA HAYIR, LİYAKATE EVET, KEFALETE VE KEYFİYETE HAYIR, ADALETE EVET: Biz ne yapacağız? Asla ve asla adam kayırmayacağız. İşe alırken partilimizdir, yok sadakatlidir, sadakatsizdir demeyeceğiz. İşin ehli mi? İşi biliyor mu? Ona bakacağız. İşinin ehliyse benim partinin olmasına gerek yok. Gitsin işini yapsın. Onun için mülakata hayır. Liyakate evet. Kefalete ve keyfiyete hayır, adalete evet. Borç ekonomisine hayır üretim ekonomisine evet insanca yaşam evet. Bir başkasının kulu, kölesi olmaya hayır. Allah'a şükür zenginliklerimiz var. Yeter ki çırpmayalım, çalmayalım. Herkese yetecek paramız da var, kaynağımız da var. Madenimiz de var. Her şeyimiz var. Düşünün bir kere bu paralar var ya kaynakları bütün paranın yüzde 80'ini zenginlerin yüzde 10'nu alıyor yüzde 10'nuda yüzde 80'inimiz alıyor. Bankada parası olan kim? Bankada parası olan zenginler. Fakirin bankada parası olur mu? Olmaz. Olur mu? Olmaz. Peki şu anda bu zenginlere bu devlet, bu hükümet bir yılda 190 milyar para verdi. Niye verdi biliyor musunuz? Kur yükseldi, döviz, döviz yükseldi, onun farkını verdi. Faizi verdi. Bir yılda sadece kurdan dolayı 190 milyar para verdi. Kimin parasını verdi? Sizin paranızı verdi vallahi sizin paranızı verdi.

SÜRİYELİ GÖÇMEN MESELESİNİ BİZ ÇÖZECEĞİZ: Kardeşim diyor artık mülteciler ülkesine gitsin. Suriye'de biz savaş yapmadık. Fransız'ı geldi, Almanı geldi, ABD'lisi geldi, Suriye'yle savaştı, ceremesi bize kaldı. Kardeşim git Esad'la konuş. Otur konuş, işi çöz, bırak Suriyelileri evlerine, köylerine, işlerine, şehirlerine gitsinler. Yapamadılar. Biz yapacağız. Biz bu işi çözeceğiz arkadaşlar.

SÜRESİZ SİYASET HASTALIĞINA İTİRAZIMIZ VAR. GELEN ADAM 20 YIL, 30 YIL, 40 YIL GENEL BAŞKAN OLUYOR: Bu düzene itirazımız var. Süresiz siyaset hastalığına itirazımız var. Gelen adam 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl genel başkan oluyor. Böyle bir dünya mı var? Derdiniz ne ya? Siz Allah'ın bize gönderdiği özel kullar mısınız? Artık 4 + 4 anayasal hüküm olacak. Herkes görevini yapıp evine dönecek. Bunun için de değerli arkadaşlar siyaset kurumu başta olmak üzere adaleti, tarımı, milli hasılanın yüzde 2'sini tarıma vereceğiz, tarıma. Yarın bugün en çok dünyanın, dünyanın ve insanın ihtiyaç duyduğu iki şey olacak. İki şey. Birisi su, birisi gıda. Unutmayın bunun için insanlar eğer bu konuda duyarlı olamaz, proje çizemezsek yarın bürgün hepimizi vurur, açlık da vurur, susuzluk da vurur. Şu andaki hükümetlerin bu konuda herhangi bir öngörüsü de yok. Bir çareleri de yok. Değerli kardeşlerim, yüce Türk milleti, içinde bulunduğumuz bu şartların değişmesi, daha yaşanılır bir Türkiye'nin, özgür bir Türkiye'nin, özgür bireylerin oluşturduğu, vatanımıza bağlı, milletimize bağlı, Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı, Çerkez'inin Türk milleti olduğu, kardeş olduğu bir dünya istiyorsanız üç gün sonra yapılacak 14 Mayıs'ta milletvekili seçiminde Milli Yol Partisi'ne hilalin ucunda Anka Kuşu, onun ağzında Türk Yıldızı var ona verin ve geleceğe yeni bir kapı açın. Yeni bir güneşin doğmasına yol açın."

Remzi Çayır\'dan Binali Yıldırım\'a: "Vallahi Seçime Şeytan mı Karıştı, Melek mi Karıştı Bilmiyorum Ama Herhalde Senin İçine Bir Cin Karıştığı...
Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Remzi Çayır'dan Binali Yıldırım'a: 'Vallahi Seçime Şeytan mı Karıştı, Melek mi Karıştı Bilmiyorum Ama Herhalde Senin İçine Bir Cin Karıştığı... - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement