Rıdvan Turan: "Cumhuriyet'in 100. Yıl Bütçesi Bir Hegemonun Tek Başına Karar Vermesi ile Genel Kurul'a Gelmiştir" - Son Dakika
Güncel

Rıdvan Turan: "Cumhuriyet'in 100. Yıl Bütçesi Bir Hegemonun Tek Başına Karar Vermesi ile Genel Kurul'a Gelmiştir"

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, 2023 yılı bütçesiyle ilgili “Bütçe hakkı, tarihsel açıdan aynı zamanda barış hakkıdır. 1215 Magna Carta’ya tarihlendirilir. Çünkü kralın savaş yapmak için dizginsiz bir biçimde saldığı vergiler halkın genelini, bu arada bir kısım soyluyu da rahatsız etmiştir, buna karşı kralın bu yetkisinin denetlemek ve dengelemek adına bütçe hakkı aynı zamanda bir barış hakkı olarak doğmuştur. Ben üzülerek Türkiye’nin 1215 Magna Carta Anlaşması’nın çok daha gerisine sınıfsal olarak savrulduğunu ifade etmek istiyorum. Çünkü Magna Carta bir hegemonun inisiyatifi ve iradesini tartışmaya açarken, ‘tek başına karar veremezsin’ derken, Türkiye’de Cumhuriyet’in 100. yıl bütçesi bir hegemonun tek başına karar vermesi ile Genel Kurul’a gelmiştir" dedi.

06.12.2022 15:48  Güncelleme: 17:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, 2023 yılı bütçesiyle ilgili "Bütçe hakkı, tarihsel açıdan aynı zamanda barış hakkıdır. 1215 Magna Carta'ya tarihlendirilir. Çünkü kralın savaş yapmak için dizginsiz bir biçimde saldığı vergiler halkın genelini, bu arada bir kısım soyluyu da rahatsız etmiştir, buna karşı kralın bu yetkisinin denetlemek ve dengelemek adına bütçe hakkı aynı zamanda bir barış hakkı olarak doğmuştur. Ben üzülerek Türkiye'nin 1215 Magna Carta Anlaşması'nın çok daha gerisine sınıfsal olarak savrulduğunu ifade etmek istiyorum. Çünkü Magna Carta bir hegemonun inisiyatifi ve iradesini tartışmaya açarken, 'tek başına karar veremezsin' derken, Türkiye'de Cumhuriyet'in 100. yıl bütçesi bir hegemonun tek başına karar vermesi ile Genel Kurul'a gelmiştir" dedi.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Rıdvan Turan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında; TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeleri başlayan 2023 yılı bütçesi ve AKP iktidarının ekonomi politikalarını değerlendirdi.

Turan, bütçedeki 565 milyar TL'lik faiz ödemesini hatırlatarak, "Hani bunlar sürekli 'faiz şudur budur', 'Nass' var diye anlatıyorlar ya, politika faizlerinin düşmesini bu şekilde değerlendiriyorlar ya oysa bu iktidar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gördüğü en büyük faizci iktidardır. Faizden faydalanan ama mütedeyyin kesimlere de 'Biz faize karşıyız' mesajı veren bir iktidardır" diyerek AKP iktidarını eleştirdi.

Rıdvan Turan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"BÜTÇENİN SINIFSAL AÇIDAN RÖNTGENİNİ ÇEKMEYE ÇALIŞACAĞIM: 26 gün boyunca çok yoğun bir mesai ile sonuca ulaşmış bir komisyon aşaması sona erdi ve dün bütçe Genel Kurul'a geldi. Üzülerek söylüyorum ki bu 26 günlük, yüzlerce saatlik mesai içerisinde muhalefet bütçenin tek bir virgülünü dahi değiştiremedi. Bu bütçenin Genel Kurul'a gelmesi vesilesiyle sınıfsal açıdan röntgenini çekmeye çalışacağım.

BÜTÇE HAKKI AYNI ZAMANDA BİR BARIŞ HAKKI OLARAK DOĞMUŞTU: Bütçe hakkı, tarihsel açıdan aynı zamanda barış hakkıdır. 1215 Magna Carta'ya tarihlendirilir. Çünkü kralın savaş yapmak için dizginsiz bir biçimde saldığı vergiler halkın genelini, bu arada bir kısım soyluyu da rahatsız etmiştir, buna karşı kralın bu yetkisinin denetlemek ve dengelemek adına bütçe hakkı aynı zamanda bir barış hakkı olarak doğmuştu.

TÜRKİYE'DE CUMHURİYET'İN YÜZÜNCÜ YIL BÜTÇESİ BİR HEGEMONUN TEK BAŞINA KARAR VERMESİ İLE GENEL KURUL'A GELMİŞTİR: Ben üzülerek Türkiye'nin 1215 Magna Carta Anlaşması'nın çok daha gerisine sınıfsal olarak savrulduğunu ifade etmek istiyorum. Gerisine savrulmuştur, çünkü Magna Carta bir hegemonun inisiyatifi ve iradesini tartışmaya açarken, 'tek başına karar veremezsin' derken, Türkiye'de Cumhuriyet'in 100. yıl bütçesi bir hegemonun tek başına karar vermesi ile Genel Kurul'a gelmiştir. Burada güçlerin ayrı durumu ve yürütmeyi denetleme esprisi ortadan kalkmış; saraydan bütçe tek bir virgülü dahi değişmeden Genel Kurul'a kadar gelmiştir.

BU SAVAŞ BÜTÇESİ KAVRAMINI SADECE TOP, TÜFEK VE SİLAHLANMAYA AYRILAN PAY OLARAK GÖRMEMEK GEREKİR: Bu Türkiye demokrasisi açısından son derece kötü, sorunludur. Millet Meclisi'nin de fonksiyonunu ortadan kaldıran Meclis'e ilişkin bir hakaret niteliğinde bir bütçe sunumu olmuştur. Biz HDP olarak hep diyoruz ki bu bütçe bir savaş bütçesidir. Fakat bu savaş bütçesi kavramını sadece top, tüfek ve silahlanmaya ayrılan pay olarak görmemek gerekir. Böyle görüldüğünde eksik olacaktır. Önemlice bir kısmı silahlanmaya ayrılan kaynaklardır, bu yönüyle bir savaş bütçesidir ama aynı zamanda yoksullara, işçilere, emekçilere, ücretlilere karşı uygulamış olduğu zor ve şiddet sebebiyle de bir sınıfsal savaş bütçesidir.

GEÇEN YIL BÜTÇE GELİRİ OLARAK 1,47 TRİLYON TOPLANMIŞKEN; BU YIL 3,8 TRİLYONA ÇIKTI, YÜZDE 150 ORANINDA ARTIŞ: 4,5 trilyon TL'lik bir bütçe büyüklüğünden bahsediyoruz. Bunun 3,8 trilyonu halktan toplanan vergilerle oluşturuluyor. Burada yoksullarla zenginlerden aynı biçimde mi vergi toplanıyor? Ne yazık ki böyle değil. Burada geçen yıl bütçe geliri olarak 1,47 trilyon toplanmışken; bu yıl 3,8 trilyona çıktı. Yani yüzde 150 oranında, hani resmi enflasyon yüzde 84 oldu ya, vergi toplanmış durumda.

BU 3,8 TRİLYONLUK GELİRİN 2,7 TRİLYONU DÜŞÜK GELİRLİ GRUPLARDAN DOLAYLI VERGİLERLE ALINAN KESİM: Bakalım, bu 3,8 trilyonun neresi kimden alınmış? Dedim ya başta bu bütçenin sınıfsal olarak röntgenini çekmek gerekir diye. Bu 3,8 trilyonluk gelirin 2,7 trilyonu düşük gelirli gruplardan dolaylı vergilerle alınan kesim. Bunlar esasen tüketim vergiler. Gidersiniz bir ekmek alırsınız, KDV, ÖTV ödersiniz… Sadece gelir ve kurumlar vergisi biçiminde bütçeye yansıyan, sermayenin, durumu daha iyi olan kesimin bütçeye yansıyan kısmı 1,1 trilyon. Bir defa burada sınıfsal tercihi görüyoruz. Bu bütçe ağırlıklı olarak emekçilerden, yoksullardan, ücretli olarak çalışanlardan toplanan bir bütçe, ama günün sonunda gelin bakın ki yoksullardan, ücretlilerden, maaşlılardan alınan bu bütçe daha fazla sermayeye hizmet ediyor.

DENİLİYORDU Kİ 2023 BÜTÇESİNDE 385 MİLYAR TL SERMAYEDEN VERGİ OLARAK ALINMAYACAK; BU SENE BU 994 MİLYAR TL'YE ÇIKTI: Bu bütçede vergi harcamaları adı altında bir kalem var. İçine bakıldığında geçen yıl bu yıl için öngörülen vergi harcamaları 385 milyar TL idi. Bu arada vergi harcamalarını açacak olursak sermayenin alınmayacak vergi harcamalarını ifade ediyor. Yani geçen sene bu yılın bütçesine bakılarak deniliyordu ki 2023 bütçesinde 385 milyar TL sermayeden vergi olarak alınmayacak. Bu sene bu 994 milyar TL'ye çıktı.

ZENGİNİN 800 MİLYAR TL'LİK VERGİSİNİ BAĞIŞLIYORSUNUZ: Resmi enflasyonun yüzde 85 olduğu yerde sermayenin vergi afları yüzde 300 düzeyinde şekillendi. Siz bir bütçe yaparken yoksuldan topluyorsunuz, zengine veriyorsunuz; bu da yetmiyor zenginin, bu ülkede yaşıyor, bu ülkenin kaynaklarını kullanmaktan doğan vazifelerini de ortadan kaldırıyorsunuz. Bunun için de 800 milyar TL'lik vergisini de bağışlıyorsunuz.

BU AKILLA OLUŞTURDUĞUNUZ BÜTÇENİN BU MEMLEKETE HAYIRLI OLMASINI BEKLEMEK İÇİN BİR GEREKÇEMİZ VAR MI: Bu bütçe hangi akılla kuruldu? Hangi iktisadi akıl bu bütçenin bu şekilde yapılmasına sebep oldu? Hangi model? AKP'nin ve MHP'nin çok övündüğü, 'faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur' aklı. Yani esasen faizi, negatif faiz biçiminde tutmakla ihracatın artacağını öngören akıl çökmüş durumda. Sormak istiyoruz, sizin bu ekonomi politikanız, Türkiye Ekonomi Modeli dediğiniz şey çöktü. Bu çökmüşken bu akılla oluşturduğunuz bu bütçenin bu memlekete hayırlı olmasını beklemek için bir gerekçemiz var mı? Hiçbir gerekçemiz yok.

BU İKTİDAR, TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNİN GÖRDÜĞÜ EN BÜYÜK FAİZCİ İKTİDARDIR: Olağanüstü bir bütçe açığından bahsediyoruz. 659 milyar TL'lik bir bütçe açığı bu. Ama sermayenin bağışlanan vergilerini bağışlamasanız bütçe açığı diye bir şey memlekette kalmayacak. Başka ne? 565 milyar TL'lik bir faiz gideri de var bu bütçede. Hani bunlar sürekli 'faiz şudur budur', 'Nass' var diye anlatıyorlar ya, politika faizlerinin düşmesini bu şekilde değerlendiriyorlar ya oysa bu iktidar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gördüğü en büyük faizci iktidardır. Faizden faydalanan ama mütedeyyin kesimlere de 'Biz faize karşıyız' mesajı veren bir iktidardır.

GEÇEN YILIN AYNI AYINDA İŞÇİ SINIFININ BÜYÜMEDEN ALDIĞI PAY YÜZDE 29,6 İKEN ŞU ANDA YÜZDE 26'YA DÜŞTÜ: Devletin büyümeyi desteklemesi yüzde 8,5 civarında. Buradan bakıldığında aslında iktidarın elinde gerçek manada büyümeyi sağlayan, gelir dağılımı adaletini sağlayan ve istihdamı artıran bir ekonomik modelin olmadığını çok net olarak görüyoruz. Niye? Çünkü bu süre içinde emekçilerin büyümeden aldığı pay da ciddi biçimde azalmaya başlıyor. Geçen yılın aynı ayında işçi sınıfının büyümeden aldığı pay yüzde 29,6 iken şu anda yüzde 26'ya düştü. Sermayenin payı da 54,1'den 54,8'e çıktı. Burada bir gelir dağılımı eşitliği de ne yazık ki söz konusu değil."

Rıdvan Turan: "Cumhuriyet\'in 100. Yıl Bütçesi Bir Hegemonun Tek Başına Karar Vermesi ile Genel Kurul\'a Gelmiştir"
Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Rıdvan Turan: 'Cumhuriyet'in 100. Yıl Bütçesi Bir Hegemonun Tek Başına Karar Vermesi ile Genel Kurul'a Gelmiştir' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement