Sağlık-Sen'den 5. Hemşirelik ve Ebelik Sempozyumu - Son Dakika
Güncel

Sağlık-Sen'den 5. Hemşirelik ve Ebelik Sempozyumu

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, nöbet tutma zorunluluğu olmaksızın sağlık çalışanlarına 5 yıla 1 yıl yıpranma hakkı getirileceğini açıklayarak, “5 yıla 1 yıpranmayı torba yasamızın içine koyduk” dedi.

10.05.2017 14:04
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, nöbet tutma zorunluluğu olmaksızın sağlık çalışanlarına 5 yıla 1 yıl yıpranma hakkı getirileceğini açıklayarak, "5 yıla 1 yıpranmayı torba yasamızın içine koyduk" dedi.

Sağlık-Sen ve Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM), Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konferans Salonu'nda '5. Hemşirelik ve Ebelik Sempozyumu' düzenledi. Hemşire ve ebelerin sorunlarını belirlemek ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Vural Kavuncu, kendilerinin sağlık çalışanlarından yana olduklarını ifade ederek, sağlık çalışanlarının lehine, onların taleplerini karşılayan bütün düzenlemelere kapılarının açık olduğunu söyledi. Kavuncu, sağlık hizmetlerindeki başarıda sağlık çalışanlarının fedakarlıklarının katkısının önemine dikkat çekerek, sağlık çalışanlarına teşekkür etti.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş ise, sağlıkta yüzde 39,5 olan memnuniyetin bugün yüzde 75,5'lere ulaştığını söyleyerek, "Bunları, bugün kapasiteyi çok artıramadığımız sağlık teşkilatıyla beraber yapıyoruz. Her seferinde Maliye Bakanlığı ile kavga ediyoruz. Türkiye şu anda 50 bin personel açığıyla hizmet veriyor. Geçen sene biz 45 binle Maliye'ye gittik. 2018'de 52 bin ile gideceğiz. 52 bin sağlık personeli almakla ilgili mücadeleyi yapacağız. Yeni şehir hastaneleri, yeni tesisler yapılıyor. Onun içine hekim, hemşire, ebe ve sağlık personeli koymak kolay değil" şeklinde konuştu.

"Bakanlık olarak biz lise, önlisans mezunu hemşire, ebe almamaya çalışacağız"

Gümüş, Milli Eğitim ve YÖK'le kurdukları komisyonla hem meslekleri yeniden tanımladıklarını hem de mevcut meslek oranlarını ve sayılarını çalıştıklarını bildirerek, şunları kaydetti:

"Bakanlık olarak biz lise mezunu, önlisans mezunu hemşire, ebe almamaya çalışacağız. Lisans mezunu olmasını istiyoruz. Uzaktan erişimle lisans almalarını sağlayacağız. Onları da sisteme dahil edeceğiz. Sağlıkta personel kalitemiz ve insan gücü kaynağımızın da nitelikli hale gelmesini sağlamamız gerekiyor."

Bakanlık olarak sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarını yakından takip ettiklerini söyleyen Gümüş, "Şiddet uygulayanları biz kendi kırmızı listemizde yakından takip ediyoruz. 100'ün üzerinde mahkumiyet söz konusu, para cezaları da mevcut" ifadelerini kullandı.

"Yıpranma payı 5 yıla 1 yıl, öyle nöbet filan da yok"

Gümüş, sağlık çalışanlarının yıpranma payı konusunda da şu bilgileri aktardı:

"Yıpranma payı 5 yıla 1 yıl. Öyle nöbet filan da yok. 5 yıla 1 yıpranmayı torba yasamızın içine koyduk. Torbamızı bugün yarın büzeceğiz, kapatacağız, şimdi biraz şişti. Toplam 62 civarında bir maddeye ulaştı. İçinde özlük hakları olan, emeklilik düzenlemeleri olan, biraz personelimizle ilgili geri kalmış olduğumuz alanlarda da düzenlemeler olacak. Önümüzdeki günlerde torbayı büzerek Meclise götüreceğiz. Burada inşallah hayırlı bir netice elde edeceğiz. Teşkilat şemamız, yapılanmamız, hastanedeki yapılanmalar hepsi yeniden değerlendiriliyor."

Kreş konusunda genelge yayınladıklarını ancak bazı kanuni boşluklarla karşılaştıklarını açıklayan Gümüş, bu düzenlemenin yasal değişiklikle gerçekleşeceğini söyledi.

"Çalışanın emeğinin karşılığını veren adaletli bir döner sermaye sisteminin bir an önce mutlaka kurgulanması gerekiyor"

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş ise, Türkiye'nin 100. yılına büyük hedeflerle ilerlediğini kaydederek, "Yeni Türkiye, yaşatma ideali üzerinden büyüyecekse ilhamını sağlık çalışanlarından almalıdır. Bir taraftan sağlık okur yazarlığı yetersizliği olduğundan toplumun sağlık hizmetlerini bilinçsiz tüketimi, diğer tarafta mesleki tükenmişlik yaşayan sağlık çalışanları. Reform süreci bu iki sorunu yönetecek politikaların güçlendirilmesi ve desteklenmesiyle gerçekleşecektir. Sağlık-Sen olarak yıllardır sağlık emeğine bakışta köklü bir paradigma değişikliğinin kaçınılmaz olduğu konusunda eleştirilerimizi yapıcı olarak gerçekleştirdik. Sistem, adalet üzerine kurulmalı diyoruz. Eğer sistem adaletli değilse, sistemde sorun yaşıyorsanız burada sağlık çalışanlarının mevcut süreçteki memnuniyetlerini arttırmanız ve iş barışını sağlamanız da çok fazla mümkün olmayacaktır. Bu anlamda özellikle döner sermaye ile alakalı mevcut adaletsizlikleri giderecek yeni, daha adil, çalışanın emeğinin karşılığını veren adaletli bir döner sermaye sisteminin bir an önce mutlaka kurgulanması ve sağlık çalışanlarının hak ettiği ücreti alacağı yeni sistemin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Başka bir ihtiyaç ise, sağlık emeğine yatırım konusunda nitelikli bir dönüşümün sağlanmasıdır. En doğru yatırım insana yapılan yatırımdır anlayışıyla mesleki gelişim ve uzmanlaşmaya önem verilmeli, eğitim süreçleri nitelikli hale getirilmeli, eğitimi teşvik edecek ödül mekanizmaları mutlaka geliştirilmelidir. İstihdam stratejileri ve insan kaynağı planlamaları alanında da ciddi sıkıntıların olduğunu maalesef görüyoruz" dedi.

"En kısa sürede sağlık çalışanı alım sayısının arttırılması gerekiyor"

Sağlık sisteminin geleceği açısından en tehlikeli konunun yetersiz istihdam politikaları olduğunu söyleyen Memiş, "14 yılda sağlık hizmetleri en az 3 kat artarken, sağlık personeli sayısı bir kat arttı, belki o kadar artmadı bile. Yani iş yükümüz resmen 3 kat arttı ve Avrupa'daki meslektaşlarımızın 5 kat fazlası bir iş gücüyle çalışan bir sağlık sektörüyle karşı karşıyayız. Sağlık hizmetindeki kalitenin arttırılması başta olmak üzere sağlık çalışanlarının iş yükünün azaltılması, sosyal hayatına zaman ayırması, artık tükenmişliğin ortadan kaldırılması bakımından istihdam politikalarının mutlaka yeniden gözden geçirilerek en kısa sürede sağlık çalışanı alım sayısının arttırılması gerekiyor. 50-60-70 bin öğretmen alındığı bir yerde maalesef birkaç yıldır 10 binli rakamlarda sağlık çalışanı alıyoruz. 80'den fazla mesleğin olduğu alanda maalesef yapılan atamalarda da istenen sayıda personel atanmadığından kaynaklı iş yükü her geçen gün artıyor, artmaya devam edecek. Bu anlamda Sayın Bakanımızla yaptığımız görüşmelerde bu sayının arttırılması noktasındaki taleplerimizi Sayın Bakanımız da bizler gibi düşündüğünü, bu sayının arttırılması konusunda da katkı sunacağını ifade etti. Daha önce 12 bin civarı bir alım olacağı açıklanmıştı ama 2017 yılı içerisinde şu an toplam 20 bin civarında sağlık personeli alımı gerçekleşmiş olacak. Umut ediyorum ki önümüzdeki yıllarda bu sayı daha da arttırılmak kaydıyla sağlık çalışanlarımızın iş yükünü azaltacak yeni düzenlemelerde uygulamaya, hayata geçmiş olacak" ifadelerini kullandı.

"Sağlıkta emeğe bakışta çalışan dostu yönetim anlayışının yerleşmesi önemli ihtiyaçtır"

"Sağlıkta istihdam yönetiminin eğitim ayağına baktığımızda da ciddi sorunlar görüyoruz" diyen Memiş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tıbbi sekreter, perfüzyonist, evde bakım teknikeri, ergoterapist mezun ediyoruz ancak bu uzmanlık dallarından mezun olanları istihdam etmeyip bu görevleri hemşire arkadaşlarımıza, ebe arkadaşlarımıza yaptırıyoruz. Bu yüzden ebe ve hemşire açığını daha da büyütüyoruz. Bu da insan kaynağı yönetiminde değişmesi gereken dikkat çekici önemli bir konudur. Sağlıkta emeğe bakışta çalışan dostu yönetim anlayışının yerleşmesi de bir diğer önemli ihtiyaçtır. Her bir sağlık çalışanımız sağlık hizmeti sunumunda inanılmaz bir fedakarlıkla işine sarılırken onları motive etmek, hizmet alanlar tarafından uğrayabilecekleri haksızlıklarda çalışanların yanında olmak, her türlü tehlike ve tehditlere karşı onları savunmak, korumak, kollamak, kendileri de birer sağlık çalışanı olan değerli yöneticilerimizin görevidir ve bu bizim onlardan en büyük beklentimizdir. Görev başındayken şiddete uğrayan, darp edilen ve hatta öldürülen meslektaşlarımız için elbette öfkeliyiz ancak sağlıkta şiddet konusunda özellikle 2011 yılında Bakanlıkla yapmış olduğumuz ortak sempozyum sonucunda sağlıkta Beyaz Kod uygulamasıyla şiddet kayıt altına alınmaya başlandı, güvenlik tedbirleri arttırıldı, hukuki destek verilmeye başlandı, çalışan hakları birimleri oluşturuldu ve en son Sağlık-Sen'in önerisi üzerine yapılan düzenlemeyle birlikte de şiddet uygulayanların tutuklu yargılanması gibi önemli bir düzenlemenin altına imza atıldı."

"Şiddet uygulayanlar sosyal güvenlikten 6 ay boyunca faydalanmasın"

Savcıların tutuklu yargılamaya çok sıcak bakmadıklarının altını çizen Memiş, "Bu kanun çıkmışken şiddetin önüne geçmek açısından bu düzenlemenin de bir an önce yapılarak bir caydırıcılığın ortaya çıkartılması, başlatılması gerekiyor. Şiddet uygulayanların sosyal güvenlikten 6 ay boyunca faydalanmaması gibi bir önerimiz var. Nasıl ki Sosyal Güvenlik Kurumuna borcunuz varsa, sağlık hizmetini paralı alıyorsanız eğer bir sağlık çalışanına el kaldırdıysanız 6 ay boyunca cebinizden sağlık giderinizi ödeyin diye bir düzenleme çıkması gerekiyor. Bu düzenlemenin olmasıyla birlikte ben inanıyorum ki şiddetin önüne geçme noktasında önemli bir yaptırım olacaktır. Sağlık çalışanlarına yıpranma payı konusunda bu konuyu 4 yıl önce gündeme taşıdığımızda birileri bu konunun sonuca ulaşacağına inanmıyorlardı, hala inanmayanlar var. Bu anlamda 2014 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın katılmış olduğu bir programda '5 yıl hizmeti olana 1 yıl yıpranma payı verilsin' talimatını vermişti. Ancak maalesef bürokratik, oligarşik engeller nedeniyle kırk dereden su getirdiler ve bunu bir sene önce sulandırarak 'nöbet tutanlara yıpranma payı vereceğiz' gibi bir konuyu gündeme taşıdılar. Biz bunu asla kabul etmeyeceğimizi ifade ettik, hala da etmeyeceğiz. İnşallah bu haklı talebimizin en kısa sürede, bu yıl içerisinde hayata geçirerek sağlık çalışanlarımızın da yıpranma payını elde etmiş ve değerli sağlık çalışanı arkadaşlarımıza hediye etmiş olacağız" diye konuştu.

Lisans tamamlamanın Sağlık-Sen'in bir başarısı olduğunu söyleyen Memiş, kreş konusunda da söz verilmesine rağmen bazı aksaklıklar yaşandığını, kreş sorununun çözülmesi gerektiğini ifade etti. Memiş, kadın kamu görevlilerine yönelik elde edilen kazanımların altında da Memur-Sen ve Sağlık-Sen'in imzası olduğunu belirterek, bunlardan birinin süt izni ve doğum izni olduğunu söyledi. Memiş, emziren annelere nöbet muafiyeti verilmesinin de yine Sağlık-Sen'in başarısı olduğunu bildirdi.

Açılış konuşmalarının ardından 'Günümüzde Hemşirelik ve Ebelik', 'Hemşirelik ve Ebelikte Örgütlenme', 'Hemşirelik ve Ebelikte İnovasyon' konu başlıklarıyla sempozyum gün boyunca devam edecek. Sempozyuma TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Vural Kavuncu, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Nemci İlhan, konuyla ilgili uzman, akademisyen, bürokrat, hemşire ve ebeler katıldı. - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel Sağlık-Sen'den 5. Hemşirelik ve Ebelik Sempozyumu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement