Göçmenlerin, mültecilerin ve Türk sanatçıların eserlerinden oluşan "Sanatçının Göç'ü Sanatın Gücü" sergisi açıldı.
Ankara Sanat, Kültür ve Medeniyet Derneği tarafından projesi yürütülen, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin desteklediği serginin açılışı Ulucanlar Cezaevi Müzesi Sanat Sokağı'nda yapıldı.
Ankara Sanat, Kültür ve Medeniyet Derneği Başkanı Bilge Özcan, açılışta yaptığı konuşmada, Ankara'daki çalışmaları esnasında Türkiye'de yaşayan mülteci sanatçıların varlığından haberdar olduklarını ve bu işin takipçisi haline geldiklerini kaydetti.
Özcan, göç hikayesinin sanat boyutuyla ilgilendiklerini belirterek, İstanbul'daki Suriye Dostluk Derneği ile irtibat kurarak mülteci sanatçılara ulaştıklarını anlattı.
Gaziantep, Bolu ve Mardin gibi illerdeki sanatçıları bularak bu kişilerin eserlerini bir araya getirdiklerini anlatan Özcan, "Aynı zamanda Türk sanatçıları da bir araya getirelim, bir entegrasyon olsun. Onları tanıştıralım. Onlar bizim sanat gelişimimizden, biz onların sanat gelişiminden ve bakış açılarından yararlanarak zenginliklerimizi birleştirelim istedik." diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Temsilci Yardımcısı Jean Marie Garelli de Türkiye'nin üç yıldır aralıksız olarak dünyada en kalabalık mülteci grubuna ev sahipliği yaptığını vurguladı.
Garelli, sanatın evrensel bir dil ve dayanışma sembolü olduğunu dile getirerek, "Bu serginin mülteci, göçmen ve sanatçıyı Türk toplumuna daha iyi anlatacağına inanıyoruz. Sanatın tüm dil, anlayış ve önyargıların yarattığı boşlukları doldurabileceğine inanıyoruz. Bu sergideki sanatçıların çalışmaları kardeşliğin net örnekleridir." ifadesini kullandı.
Son Dakika › Kültür Sanat › 'Sanatçının Göç'ü Sanatın Gücü' sergisi açıldı - Son Dakika
Nazilli Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik, Türk Sanat Müziği Korosu'nun Bahar Konseri'nde kente bin kişilik konferans ve tiyatro salonu kazandıracaklarının müjdesini verdi.
Cumhuriyetin birinci asrında üretilen sinema eserlerinden hazırlanan '100 Yılın 100 Sinema Eseri' adlı çalışma, İstanbul Dijital Sanat Festivali'nde ziyaretçilerle buluşacak. Festivalde, Anadolu Ajansı'nın yayımladığı kitaptan yola çıkılarak yapay zekayla üretilen görsel eserler sergilenecek. Ayrıca, festivalde Türk filmlerinin yanı sıra Azerbaycan sinemasının klasik filmlerinin de yapay zeka ile canlandırılması gösterilecek. Festivalde farklı kategorilerde eserlerin yanı sıra çocuk ve yetişkin atölyeleri de yer alacak. Festival, diji-fiziksel olarak gerçekleştirilecek ve sergilenen eserlerin metaverse versiyonu da festival sonrasında deneyimlenebilecek.
Küratörlüğünü Zeynep Öztürk'ün üstlendiği ressam Orhan Umut'un 50 eserinden oluşan 'Gece Görüşü' sergisi, DG Art Gallery & Projects'de ziyaretçilere açıldı. Serginin adı, gece temalı resimlerden esinlenilerek konuldu. Sergi, 11 Mayıs tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Bursa Devlet Tiyatrosu, sezonun iddialı projelerinden olan 'Küçük Korku Dükkanı' adlı müzikalin prömiyerini gerçekleştirdi. Howard Ashman ve Alan Menken'in yazıp bestelediği müzikal, tiyatroseverlerin beğenisini topladı. Müzikal, sezon sonuna kadar Bursa'da sahnelenecek ve daha sonra İstanbul ve Antalya'da da gösterilecek.
Erzurum'un Tortum ilçesine ait kızılcıklardan üretilen Tortum Ekşi Pestili, TÜRKPATENT tarafından coğrafi işaretli ürün olarak tescillendi. Şeker ve renklendirici içermeyen pestil, sadece su ve kızılcık kullanılarak doğal yöntemlerle üretiliyor.
Kırşehir Belediyesi Çocuk Meclisi, 20 Nisan 2024 Cumartesi günü saat 14.00'te Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezi'nde toplanacak.
Edirne Valisi Yunus Sezer, restorasyon çalışmaları devam eden tarihi yapıları inceleyerek, kentte restore edilmeyen tarihi yapının kalmayacağını belirtti. Sezer, Muradiye Camisi bahçesindeki Mevlevihane'nin ihyası çalışmalarını da inceledi. Ayrıca, Kaleiçi semtindeki tarihi konakların restorasyonuna da devam ettiklerini vurguladı.
Başakşehir Belediyesi'nin hayata geçirdiği Başakşehir Sanat Galerisi, Kur'an-ı Kerim'deki yemin ayetlerinden oluşan 'Yemin Olsun' sergisini ziyaretçilere açtı. Sergi, kainatın derinliklerine yolculuk yapmayı ve yaratılan her şeyin Rabbimizin ismini hatırlamak ve bulmak için bir vesile olduğunu vurguluyor.
Sizin düşünceleriniz neler ?