Şehrin Mimarları Buluşması - Son Dakika
Güncel

Şehrin Mimarları Buluşması

Başbakan Binali Yıldırım, hedef ve amaçlarının, terörü gündemin en alt sıralarına indirmek olduğunu belirterek, "Bunun için gayret gösteriyoruz.

12.11.2016 20:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Binali Yıldırım, hedef ve amaçlarının, terörü gündemin en alt sıralarına indirmek olduğunu belirterek, "Bunun için gayret gösteriyoruz. Bazıları, 'Efendim, oturun konuşun, niye böyle konuşuyorsunuz' gibi laflar ediyor. Neyi konuşacağız arkadaşlar? Adamlar bölmek istiyor memleketi, neyi konuşacağız? Bölücülerle neyi konuşacağız? Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesiyle, milletiyle bölünmez bütünlüğü dışında konuşacak hiçbir şey yok." dedi.

Sepetçiler Kasrı'ndaki Şehrin Mimarları Buluşması etkinliğine katılan Yıldırım, mimarlık konusunda geç devreye girdiklerini, küresel anlamda mimarların yeni yeni oluşmaya başladığını anlatarak, büyük projeleri yapmaya başladıklarını, havalimanı terminallerini yenilediklerini, değişik projeler yapıldığını ve bunun da o havalimanlarına bir ruh getirdiğini, kimlik kazandırdığını aktardı.

Yıldırım, 14 yılda ata yadigarı eserleri ihya etme konusunda çok titiz çalıştıklarını dile getirerek, "Onun için de özel düzenleme yaptık. Alınan vergilerin bir kısmını o amaca yönelik kullanma mecburiyeti getirdik. Bu şekilde 5 binin üzerinde tarihi eserimizi yeniledik. Şimdi gittiğimiz yerlerde ziyaret edince şehrin bir alameti olarak bunları görebiliyoruz." diye konuştu.

Bunların güzel şeyler olduğunu belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Anadolu'da bir şehre girince iki ya da üç tane biçimsiz yüksek bina görürsünüz. Bunların biri kaymakamlık, biri belediye biri de jandarma ya da polisin durduğu binadır. Birkaç tane de öle alelacele yapılmış okullar vardır. Onun dışındaki mimariyle bu yapıların mimarisi arasında hiç ama hiçbir uyum, benzerlik olmaz. Yani devlet o karamsar bakışını yaptığı binalara da yansıtıyor. İçeri girince ruhunuz kararıyor. Kurşuni renkli boya içeride. Bizim Hamdi Akın'ın ceketi gibi boyalar boyuyorlar içeriye. Kiri göstermesin diye. Ama son zamanlarda hakikaten güzel binalar yapılıyor. Şahsen dikey mimariye karşıyım. Dikey mimari insanları yalnızlaştırıyor. Aramızdaki bağları zayıflatıyor. Binada 50 aile kalıyor. Kimse birbirini tanımıyor. Bu bizim kültürümüz değil ki. Bizim kültürümüz ortak yaşam. Acıyı da sevgiyi de mutluluğu paylaşmak. İnsanlar birbirlerine ziyarete gitmiyor, selam vermiyor, karşılaşmıyor. Yıllardır aynı yerde yaşıyorlar ancak bir olay olunca, 'Bu adam burada mı yaşıyor?' diye hayretini ifade ediyor. Özellikle tarihi yarımadanın son yıllarda eskiden gelen tahribatının daha da ileri gitmemesi için Büyükşehir ve Fatih belediyelerimiz çok titiz davranıyor ve buradaki eserler tek tek elden geçiyor. Süleymaniye'de yapılan çalışmalar ortada. Tarihi eserlerimiz değerlendiriliyor."

"Sit konusu doğru anlaşılmıyor"

Binali Yıldırım, sit konusunun Türkiye'de tam olarak anlaşılamadığını vurgulayarak, "Sit deyince biz de 'otur' anlaşılıyor. İngilizceden herhalde bize böyle geçti. Eser orada yok olup gidiyor. 'Bir şey yapamazsın.' ya niye yapmayayım kardeşim. Yapalım. Dışını muhafaza edelim. İçeriye de istediğimiz fonksiyonu verelim. Ne yaptırıyorlar ne de müdahale ediyorlar. Böyle çok zor durumlarla da karşılaştık. Onun için bu sit konusunda da bakış açısının mutlaka gözden geçirilmesi lazım." şeklinde konuştu.

Bazı ülkelerdeki binalardan örnekler veren Yıldırım, bu yerlerde bu tip yerlerin dışarısının tarihi, içerisi modern şeklinde yapıldığını, ikisinin bir araya getirildiğini ve Türkiye'de de böyle yapılması gerektiğini söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım, birçok tarihi binanın etkin olarak değerlendirilemediğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"Böyle bir toplumsal baskı var; 'Vay efendim sen Haydarpaşa Garı'nı filanca işe kullanacaklar.' ya Haydarpaşa Garı her işine kullanılır. Ne var bunda? Dışarıda duruyor güzel, biblo gibi. İçeriye de kütüphane, kültür merkezi, galeri, her türlü sosyal kültürel faaliyetin yapılabileceği şeyler yap. Orayı 24 saat yaşam alanı haline getir. İnsanların gece gündüz gelip gideceği yer olsun. Şimdi in cin top oynuyor. Kim bahsetse, 'vay tarihi Haydarpaşa Garına el sürdürtmeyiz.' El sürdürtmeye sürdürtmeye bir gün elden çıkacak haberleri yok. Taksim Atatürk Kültür Merkezi. ya onun ne özelliği var o binanın. Tamam Atatürk'ün ismini taşıyor. Eyvallah. Ama çok daha güzel bir mimari yapı olabilir. 'Onu kaldıralım. O alanı genişletelim.' diyoruz. Kimliği olan 4 köşe cam giydirme bir bina yerine bizim kültürümüz tarihimizi, geçmişimizi geleceğe taşıyan güzel bir bina yapalım. Bunda ne var? Bunun gibi çok şeyler var."

"Biz gül desenli kilimlerin dokunduğu, ucu yanık mektupların okunduğu bir memleketin çocuklarıyız" diyen Yıldırım, şöyle devam etti:

" Buhara'dan Bursa'ya, Semerkant'tan Sivas'a, Merv'den Kastamonu'ya ulaşan gönül köprüsü bizim köprümüz. Türküler, nefesler bizim. Asırlar boyunca farklı renklerin beraber kardeşçe yaşadığı bu gönül coğrafyası hepimizin. Sokağında tarih akan, bahçeleri lale kokan, kubbeleri arşa çıkan şehirler bizim. Bütün mücadelemiz, havanın, suyun, toprağın, duyguların tertemiz kaldığı bir dünya. Dedelerimizden bize miras kalan çevreyi torunlarımıza bırakırken, yüzümüz ak olsun diye yorulmak bilmeden çalışıyoruz. Sizlerle birlikte el ele gönül gönüle çalışmaya, geleceğimizi inşa etmeye devam edeceğiz."

"Ülkeyi bölmek isteyenlerle neyi konuşacağız?"

Yıldırım, terör örgütü PKK'nın Doğu ve Güneydoğu'daki sokakları, binaları tarumar ettiğini, hendekler kazıp, patlayıcılar yerleştirip, şehirleri, ilçeleri, beldeleri perişan ettiğini anımsattı.

İki aydır enkaz kaldırma çalışmalarının ancak tamamlanma aşamasına geldiğini anlatan Yıldırım, şunları aktardı:

"Yok olan, ağır hasarlı olan 36 bin civarında bina, konut var. Bütün bunların hepsini yeniden ve oranın mimarisine, o şehrin, beldenin ilçenin alışkanlıklarını yansıtacak şekilde yeniden planladık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, TOKİ, bunların yapımına başladı.Bir senede inşallah büyük bir kısmını tamamlamış olacağız. Vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Büyük bir bedel. 10 milyarı bulan bir bütçeden bahsediyoruz. Tabii yıkılan yok olan mal yerine konur da giden can geri gelmiyor. Bir an önce hedefimiz, amacımız ülkemizde bu terörü gündemimizin en alt sıralarına indirmek. Bunun için gayret gösteriyoruz. Bazıları, 'efendim oturun konuşun. Niye böyle yapıyorsunuz?' gibi laflar ediyor. Neyi konuşacağız? Adamlar bölmek istiyor memleketi. Bölücülerle neyi konuşacağız? Türkiye'nin ülkesiyle milletiyle bölünmez bütünlüğü dışında konusunda konuşacak bir şey yok. Ne zaman bu noktaya gelirlerse o zaman buyursun herkes gibi memleketin hangi köşesine istiyorlarsa otursunlar, yaşasınlar, seyahat etsinler. Milleti rahatsız etmesinler. Bu gerçekleşmeden asla ve asla terör örgütüyle bu işler konuşulmaz. Aslında terör örgütünün 'Kürtler' diye bir sorunu var. Kürtlerin terör örgütüyle bir sorunu var. Biz bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Şimdi aramızdan bu alçak terör örgütünü çıkararak milletimizle devleti tekrar kucaklaştırmaya çalışıyoruz. Gayretimiz bunun için."

(sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Şehrin Mimarları Buluşması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement