SETA'dan "Çevre Terörizmi ve PKK'nın Orman Sabotajları" analizi

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA), "Çevre Terörizmi ve PKK'nın Orman Sabotajları" başlıklı analiz yazısı hazırlandı.

Oğuz Güngörmez ve Aslıhan Alkanat tarafından hazırlanan yazıda, yaz aylarında Türkiye ile eş zamanlı olarak dünyanın birçok yerinde orman yangınları olduğu, dünyadaki yangınlardan farklı olarak Türkiye'deki birçok yangının "çevre terörizmi" yöntemlerine başvuran PKK'nın sabotajları sonucunda gerçekleştiği ifade edildi.

Türkiye'nin özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden itibaren terörle mücadelede sonuç alıcı stratejiler benimsemesinin ve ülke içi ve dışında başarılı operasyonlar gerçekleştirmesinin, PKK'nın şehir ve kırsaldaki operasyonel kapasitesine darbe vurduğu belirtilen yazıda, bu durumun örgütün dönem dönem uygulamaya koyduğu "çevre terörizmi" yöntemlerine yeniden ağırlık vermesine neden olduğu kaydedildi.

PKK'nın Türkiye'de temmuz-ağustos döneminde, özellikle yaz turizminin yoğun olduğu şehirlerde orman sabotajları gerçekleştirerek dikkati çekmeye çalıştığına işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Türkiye'nin kapsamlı terörle mücadele operasyonları neticesinde günümüzde şehirlerde ya da kırsal alanda etkinliğini ciddi oranda yitiren PKK'nın, tabanına hala aktif olduğunu göstermek ve örgüt propagandası yapabilmek için daha az maliyetli olan çevre terörizmi yöntemlerine başvurduğu görülmektedir. Örgütün 1990'lar ve 2000'lere benzer şekilde özellikle turistik bölgelerde yaz aylarında yangın çıkararak turizme darbe vurmaya, bölgesel ve ulusal ekonomiyi olumsuz etkilemeye çalıştığı dikkati çekmektedir."

PKK çevre terörizmini nasıl meşrulaştırıyor?

Yazıda, PKK'nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da çıkan orman yangınları konusunda Türkiye Cumhuriyeti'ni suçladığı, ancak PKK'ya bağlı terörist grupların, Türkiye'nin turistik yerlerinde sabotaj eylemleri yaparak devletten intikam almak istediklerini dile getirdiği vurgulandı.

PKK'nın, çözüm sürecinin bitimiyle Türk ordusunun Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bilinçli olarak ormanları yaktığı yönünde suçlamalarda bulunduğu, bunu yalnızca ulusal medya değil uluslararası medya ve kuruluşlar aracılığıyla da desteklemek istediği aktarılan analiz yazısında, ülke genelindeki istatistiklere bakıldığında bu iddiaların gerçeklikle bağdaşmadığının görüldüğü ifade edildi.

Öte yandan yazıda, Tarım ve Orman Bakanlığının istatistiklerine göre, çözüm süreci olarak nitelendirilen 2013-2015 arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da büyük alanların zarar gördüğü orman yangınlarının çıktığı anlatılarak, şunlar kaydedildi:

"Bu veriler incelendiğinde PKK'nın, 'Çözüm sürecinde orman yangını çıkmazken sürecin bitmesiyle Türk ordusunun ormanları yakmaya başladığı' yönündeki argümanının gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Benzer şekilde çözüm sürecinin bittiği yıl olan 2015'teki orman yangını sayısının 2013 ve 2014'te çıkan orman yangınlarıyla karşılaştırıldığında daha az olması da PKK'nın asılsız iddialarının örgütün çevre terörizmini meşrulaştırmak için ürettiği bilinçli bir dezenformasyon ve karalama kampanyasının bir parçası olduğunu ortaya koymaktadır."

Uluslararası medyanın orman sabotajlarına tepkisi

Yazıda, Euronews (İngilizce), Euronews (Türkçe), BBC (İngilizce), BBC (Türkçe), Deutsche (İngilizce), Deutsche (Türkçe), Sputnik (İngilizce), Sputnik (Türkçe), Independent (İngilizce) ve Independent (Türkçe)'nin orman yangınlarıyla ilgili yaptığı haber sayılarına yer verilerek, şunlar kaydedildi:

"Avrupa medyası çoğunluklu uluslararası medyada Türkiye'de PKK tarafından çıkarılan orman yangınları hakkında herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte Türkiye'deki yangınlarla ilgili yayımlanan haberlerde de Bakan Bekir Pakdemirli'nin açıklamalarının bağlamından koparılarak ele alındığı ve orman yangınları üzerinden hükümet eleştirisi yapıldığı görülmektedir.

Uluslararası medyanın, tüm insanlığın ortak değeri ormanların yakılmasında söz konusu sabotajın faili PKK olduğunda herhangi bir eleştiride bulunmak bir yana terör örgütünün bu orman yangınlarını üstlendiğine dair açıklama yaptığı durumlarda dahi bu bilgiye yer vermediği görülmektedir. Bu durum aslında her daim hümanizm, insan hakları ve doğanın korunmasından dem vuran uluslararası medyanın söz konusu PKK olduğunda çevre konusunda bile tüm bu değerleri bir kenara bıraktığını ve yayıncılık ilkelerini dahi umursamadığını göstermektedir."