Şırnak'taki Fetö/pdy'nin Darbe Girişimine İlişkin Dava

Şırnak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimiyle ilgili aralarında meslekten ihraç edilen dönemin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar'ın da yer aldığı 20'si tutuklu 427 sanığın yargılandığı davanın duruşması görüldü.

Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmaya, tutuklu 11 sanık ve avukatları katıldı.

Duruşmada hakkında "anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanıklardan eski Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Tugay Komutanlığı Harekat Eğitim Şube Müdürü Binbaşı Hasan Bilgin'in savunması alındı.

İddia makamının mütalaasını kabul etmediğini ve darbe lehine hiçbir eyleminin olmadığını ileri süren sanık Bilgin, 15 Temmuz günü silahını ve tüm teçhizatını teslim ettiğini söyledi.

Saat 22.20 sıralarında kurmay başkanının kendisini aradığını anlatan Bilgin, "Kurmay Başkanı İbrahim Yazıcı benim de gelmem gerektiğini söyledi. Ancak ben önce gelmek istemedim, çünkü görevim bitmişti." dedi.

Tugay karargahında Ali Osman Gürcan'ın odasına gittiğinde tabur komutanları, tugay komutan yardımcısı ve kurmay başkanının olduğunu aktaran Bilgin şöyle devam etti:

"Burada Gürcan, bir kağıdı göstererek 'Ankara'dan emir geldi. Önce Cizre'ye, oradan da uçakla Ankara'ya gideceğiz' dedi. Görevin içeriğini sormamıza rağmen bir şey söylemedi. Taburlar hazırlandıktan sonra yola çıktık. Cizre'de durdurulduğumuzda anlam veremedik. Ben kimseye 'sıkıyönetim ilan ettik, direnen gözaltına alınacak' şeklinde söz etmedim. Cizre İlçe Emniyet Müdürü Ö.F.K'nin bu yöndeki beyanları doğru değildir. Tutanak usule uygun tanzim edilmemiştir. Ben gece saat 01.00 sıralarında darbe olduğunu öğrendim. Bu saatten sonra tugay komutanına, diğer tabur komutanlarıyla birlikte geri dönelim dedik. Benim darbeyi bildiğim ve bu yönde hareket ettiğim yönündeki iddia doğru değildir."

Sanık Bilgin, ByLock kullanıcısı olmadığını, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince aleyhine açılan kamu davasında Ankara'da görevliyken FETÖ'ye ait operasyonel hat kullanmadığını ifade etti.

Suçlamaları kabul etmediğini bildiren Bilgin, tahliyesini ve beraatini talep etti.

"Soru yok, gidince görürüz"

Tutuklu sanık eski Binbaşı İsmail Aktaş da tugay komutanı Ali Osman Gürcan tarafından neden çağrıldıklarını bile bilmediğini, Gürcan'ın, 'ülkede ani bir karışıklık sebebiyle bizi Ankara'dan çağırıyorlar' dediğini savundu.

Operasyonel birlik oldukları için Gürcan'a görevin içeriğini sorduklarını dile getiren Aktaş şunları anlattı:

"Görevin özelliğini sorunca Ali Osman Gürcan, 'soru yok, gidince görürüz. Tabur komutanları dahil kimse telefonlarını almasın' dedi. Ben kimseye 'telefonunu alanı meslekten atarız' şeklinde bir emir vermedim. Tugay komutanı Cizre'de polislere 'açın yolu ben geçeceğim' dedi. Orada bir gerilim ve tartışma yaşandı. Biz darbeye gittiğimizi anlamadık. Kendi pozisyonumuzu dahi bilemedik. Tugay komutanı tümen komutanından habersiz tugayı hiçbir yere götürmez. Disiplin kurallarına göre bu suçtur. Darbeye yönelik söylentiler duyduğumuzda Gürcan'a bir kalkışma olduğundan bahsettik. Gürcan 'Bizim o kalkışmayı önlemeye gitmediğimizi nereden biliyorsunuz?' dedi. Darbeyi destekleyen hiçbir söylem ve eylemde bulunmadım. Hiçbir polisle tartışmaya girmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum."

Mahkeme heyeti, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınması için davayı 14 Mayıs'a erteledi.