Sokağa çıkma yasağı öncesi duygusal yatırımımızın ülkece "olmadığı" tekrar gördük - Son Dakika
Psikoloji

Sokağa çıkma yasağı öncesi duygusal yatırımımızın ülkece "olmadığı" tekrar gördük

Sokağa çıkma yasağı öncesi duygusal yatırımımızın ülkece "olmadığı" tekrar gördük

10 Nisan akşamında yaşananlara hayretle tanık olduk. Sokağa çıkma yasağından önce alışverişe akın eden insanlar için aptallar, cahiller vs gibi ithamlar görüp duyduk: Gerçekten o insanların hepsi mi cahildi?

11.04.2020 16:41
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cahil kimdir?

Bilmeyene cahil denir. Eminim orada bulunan üniversite, yüksek lisans mezunları, hatta akademisyenler bile vardır.

Bilgisini kullanamayana ne denir?

Hakaretlerin sert bir yargı olduğunu düşünüyorum. Hınçlanmış bir insanın tepkisine daha çok benziyor. İnsanları yargılamadan önce bir dursanız nasıl olur? Muhtemelen bunu kendinize de yapıyorsunuz.

Neden duralım: İnsan davranışları fizyolojik ve biliş sistemleriyle yönetilir, her bir davranışın ardında duygu ve inanç sistemleri vardır. Bunları anlamadan iletişim kurulamaz, insanlık gelişmez.

Marketlerde üç çikolata için sıraya girmiş insanları, kucağında iki adet 2,5 litrelik kola ile sırada duran 60 yaş üstü bir beyefendiyi, elinde bisküvi paketleri olan orta yaşlı insanları gördüm. Ne saçma değil mi? Hiç biri temel ihtiyaç değil. Fırının önünde kuyruk olmuş, yarın açık olacağı bilgisine rağmen hem de. Muhtemel bir varsayımla "ne olur ne olmaz", "Güven olmaz biz alalım da" diyorlardır.

-İnsanlar, o kadar büyük korku içindeler ki, ne yapacaklarını şaşırmışlar. Ve bu korkuyu birbirlerine bulaştırıyorlar. Görebildiniz mi? Nasıl çaresiz hissediyorlar görebiliyor musunuz? Stresle baş edemeyen ergen beyinli genç yetişkinleri hatırladınız mı? sokaklarda kavgalar ediyorlar.

Bu cahillik yada aptallık değildir.

Kitle zihni anlayışı: genellikle çok sayıda insanın sosyal normları ihlal eden, aynı yer ve zamanda bir uyum içinde ve yoğun duygusal davranışları için kullanılmaktadır.

Kitle davranışlarında 3 süreçten biri olan Bulaşma ise ; bireylerin sanki hipnotize edilmiş gibi karşılıklı olarak birbirlerinin duygu ve davranışlarını taklit ettiğini ifade etmek ister. Lider konumundaki kişi ya da kişilerden kaynaklanan duygu ve davranışlar, bir kartopu gibi giderek büyür ve tüm kitleye yayılır.(Le Bon)

Bu kitlelerdeki duygusal bulaşmayı şimdi görebildiniz mi?

Bu davranışlar, insanların kaygı, obsesyon ve korkularıyla mücadele etme yöntemleri. "Ne olursa olsun almalıyım" eylemi gerçekleştirdiklerinde rahatlama ve tatmin duygusu geleceği dürtüsüyle harekete geçiyorlar. Bu davranışları onları aptal yapmaz.

Duygusal yönetim olarak beceriksiz yapar.

Peki aptallar, cahiller diye konuşanlardaki duygusal bulaşmayı görebildiniz mi? Burada da Empatik beceriksizlik görebiliriz. Aynı acımasızlığı kendilerine de yaptıklarına eminim.

-Okullarımızda ve ailede duygu eğitimi verilmiyor, dolayısıyla kimsenin kendini tanımaması ve başkalarına karşı empati yeteneğini geliştirmemiş olması tesadüf değil. Yani duygusal yatırımımız yok. Duygusal yatırımımız olmadığı gibi duygu konuşmayı da utanç verici buluyoruz.

Eğer toplumda beraber yaşadığımız insanlardan bilişsel süreçlerini becerikli bir şekilde değerlendirebilmelerini istiyor isek onların duygusal yatırımlarıyla da ilgilenmeliyiz. Buna kendi duygusal yatırımımızda dahil. Grupsal olarak en iyi yaptığımız şey olan ayırmak ve ötekileştirerek aşağılamak yerine, daha fazla bağ kurarak duyguları konuşabiliriz. Ancak bu şekilde insanları anlayabilir ve toplumsal şefkati hayatımıza getirebiliriz. Duyguları konuşmaya utanan bir toplumdan beklenebilecek büyük gelişim adımı bu olsa gerek.

Koşulların daha bir müddet daha karantina süreci altında olacağına ve bu sürecin etkisinin bir seneden fazla süreceğine dair öngörüler var. Bu süreç içerisinde ve özellikle sonunda ülke ekonomisinin toparlanması için toplum ve birey psikolojisinin kendisini dönüştürerek en verimli adaptasyonu gerçekleştirebilmesi gerekli.Bunun için ilk adım topluluk içindeki duygu ve inançlarımıza dikkat etmek, duygusal yatırımı yani kendinizi tanıma süreçlerinizi güçlendirmek ve insanları, aranızda uçurumlar yaratacak şekilde ötekileştirmekten, yargılamaktan vazgeçmek olduğuna inanıyorum.

Yaşantımızdaki bu zorlu süreçleri doğru duygusal yatırımı hayatımıza getirebilirsek atlatabileceğiz.Unutmayalım birimizin sağlığı hepimiz için önemli. Hasta toplumlarda sağlıklı birey ve ekonomiyi bulamazsınız. Artık daha çok duygusal zekaya sahip olmalı ve toplum içinde bunu becerikli bir şekilde yönetmeliyiz.

Sağlıklı, huzurlu ve sabır dolu bir haftasonu diliyorum.

Yasemin Yurdakul

Etiketler: duygusal zeka, psikoloji, sosyoloji, kitle davranışları, grup zihin anlayışı, duygu bulaşması, kitle bulaşması, duygusal yatırım

Son Dakika Psikoloji Sokağa çıkma yasağı öncesi duygusal yatırımımızın ülkece 'olmadığı' tekrar gördük - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement