Son dakika haber... Bosnalı belgeselci 26 yıl önce öldürülen dedesinin kemiklerini bulmak istiyor - Son Dakika
Güncel

Son dakika haber... Bosnalı belgeselci 26 yıl önce öldürülen dedesinin kemiklerini bulmak istiyor

Son dakika haber... Bosnalı belgeselci 26 yıl önce öldürülen dedesinin kemiklerini bulmak istiyor

Son dakika habere göre Yakın tarihin eşi benzeri görülmemiş katliamının yaşandığı, 5 günde 8 bin 372 Boşnak'a mezar olan Srebrenitsa'da dünyaya gelen Ado Hasanoviç, anne, babası ve dedesiyle kaçmayı başardı.

10.07.2021 10:46  Güncelleme: 10:54
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yakın tarihin eşi benzeri görülmemiş katliamının yaşandığı, 5 günde 8 bin 372 Boşnak'a mezar olan Srebrenitsa'da dünyaya gelen Ado Hasanoviç, anne, babası ve dedesiyle kaçmayı başardı. Ancak Hasanoviç'in dedesi, birçok kişi gibi kaçarken, Sırp askerler tarafından öldürüldü. Henüz 6 yaşındayken yaşananlara tanıklık eden Hasanoviç, annesinin 26 yıl önce dedesinin bulunması için yaptığı başvurudan hala bir sonuç alamadıklarını ve kemiklerinin bulunup Potoçari Anıt Mezarlığı'na defnedilmesini istediklerini söyledi.

11 Temmuz 1995'te Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük soykırım yaşandı. Sırp askerler, kadın, çocuk, yaşlı ayırmaksızın 5 günde 8 bin 372 Boşnak'ı Müslüman ve Türk oldukları gerekçesiyle katletti. Yakın tarihin en acı ve en kara günü olarak kayıtlara geçen Srebrenitsa Soykırımı'nın üzerinden 26 yıl geçse de acıları hala taze.

1986'da Bosna Hersek'in Srebrenitsa kentinde doğan Ado Hasanoviç, 1992'de Sırp askerlerin, ailesiyle yaşadığı Glogova köyüne saldırması sonucu evini ve yakınlarını kaybetti. Annesi Fatima, babası Bekir ve dedesi Suljo Junuzoviç (Sülo Yunuzoviç) ile bölgeden kaçan Hasanoviç, yıllarca ailesiyle kaçarak hayata tutunmaya çalıştı. 1995'te dedesi Junuzoviç'i kaybeden Hasanoviç, kendisini Sırp askerlerin öldürdüğünden emin olduklarını ancak nerede ve nasıl öldürüldüğünü bilmediklerini söyledi. Hasanoviç, annesinin 26 yıl önce Junuzoviç'in cenazenin bulunması için ilgili makamlara başvuruda bulunduğunu ancak hala bir dönüş olmadığını belirtirken, kemiklerini bulup Potoçari Anıt Mezarlığı'na defnetmek istediklerini de dile getirdi.

Yaşadığı kötü çocukluğun ardından, çocukken babasında gördüğü ve çok sevdiği kamera ile ilgili bir kariyer inşa eden Hasanoviç, bugün belgesel filmi çekerek geçimini sağlıyor. Hasanoviç, başta Bosna Hersek olmak üzere Amerika'dan Avrupa'ya birçok ülkede çektiği belgesel filmlerinde Srebrenitsa'da yaşananları anlatıyor.

"BAŞIMIZI SOKACAK EVİMİZ YOKTU, HEP KAÇTIK"

Yaşadıkları köye yapılan saldırı sonucu ailesiyle birlikte kaçıp, hayata tutunmaya çalıştıklarını söyleyen Hasanoviç, "Savaş başladığında 6 yaşındaydım ve Srebrenitsa'ya yakın Bratunac Belediyesi'ne bağlı olan Glogova Köyü'ndeydim. Aslında savaş, 9 Mayıs 1992'de başladı. Yugoslav Ordusu Bölgesel Sırp Birimi bizim köyümüze saldırmıştı. Ben o gün evimi, ailemden birçok kişiyi kaybettim. Ama annemle ve babamla oradan kaçmayı başardık. Başımızı sokacak bir evimiz yoktu, hep kaçıyorduk, karnımızı doyurmak için yiyecek çalmak zorunda kaldığımız zamanlar oldu. Kimsenin umrunda değildik, 1992-1993 yılları Srebrenitsa'nın en kötü yıllarıydı. Bütün dünya şaşkınlık içindeydi, kimi tam olarak ne yaşandığını bile bilmiyordu. Biliyordu, ama bilmiyordu. 1992'de Sırp askerleri evimize gelip yakmaya, yıkmaya başladı. İnsanları dövdüler, kadınlara tecavüz ettiler. Çok korkunçtu. 1995'te yapılan soykırım, 1992'deki başlangıcın sonuydu" sözleriyle tanık olduğu kötü olayları anlattı.

"26 YILDIR BİR KEMİĞİNİ BİLE BULAMADIK"

Srebrenitsa'da 5 günde 8 bin 372 kişi öldürüldüğünü hatırlatan Hasanoviç, "Öldürülenlerden biri de benim dedem. O zaman 65 yaşındaydı. Bir otobüsten çıkarıldı ve öldürüldü. Ama biz bugün nerede, nasıl öldürüldüğünü ve cenazesinin nerede olduğunu bilmiyoruz. Annem, babası öldüğünde henüz 30 yaşındaydı. Onun için bu da çok büyük bir travmaydı. Dedem öldürüleli 26-27 yıl oldu ama biz hala bir kemiğini bile bulamadık. 1995'te savaştan kaçanlar Tuzla'nın yakınlarında bulunan Dubrava Havaalanı'na gelmişti. Biz de annemle birlikte dedemi ve babamı aramaya gitmiştik. İkisini de bulamamıştık. Oraya sadece kadınlar ve çocuklar gelebilmişti. Babam hayatta kalmayı başardı ve 16 Temmuz'da Srebrenitsa'ya geldi" dedi.

Dedesinin bir mezarı olmasını istediklerini söyleyen Hasanoviç, şöyle konuştu:

"Srebrenitsa'da, savaşta kaybolan veya öldürülenleri aramak için kurulmuş bir enstitü var. Annem, dedemin naaşını, bulmak için oraya başvurdu. DNA testleri yapıldı, kan verdi. 26 yıldır, hiç değilse kemiklerinin bulunması için bekliyoruz. Bir mezarının olmasını istiyoruz. Dedem de dahil olmak üzere henüz bulunamamış bin 500 kişi var."

'BEN SREBRENİTSALIYIM' BELGESEL FİLMİ İLE ÖDÜL ALDI

Geçen zor çocukluğunun ardından, yıllar sonra belgesel filmi çekmeye başlayan Hasanoviç, yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı:

"Savaşın izleri bir nebze silindiğinde, yeniden Srebrenitsa'ya yerleştim. O dönemde 'Srebrenitsa Dostları' isimli bir derneğe üye oldum. Kamerayı elime alıp nasıl çekim yapıldığını, teknik işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeye başladım. Aslında çocukken de kamerayla ilgili her şey ilgimi çekiyordu. Çünkü babam amatör bir kameramandı. Onu izlerken özenirdim. O zamanlar içime işlenen kamera sevgisi bugün de büyümeye devam ediyor. Ben 2007'den beri belgesel çekiyorum. 'Ben Srebrenitsalıyım' adlı ilk belgesel filmimi de o zaman çekmiştim. Mostar'da düzenlenen Saraybosna Film Festivali'ne gitme imkanı bulmuştum ve bu belgesel ile ödül almıştım. Bu ödül beni çok motive etmişti ve Saraybosna Film Akademisi'ne kayıt yaptırdım. 2010 yılında mezun olduktan sonra Roma'ya gittim. Orada da Ulusal Film Akademisi'ne kayıt yaptırdım ve kariyerimi inşa etmeye başladım. Film yönetmenliği ile ilgili eğitimler aldım. Ardından yüksek lisansımı yapmak için Saraybosna Devlet Akademisi'ne gittim. 1 yıl boyunca orada kaldım ve yüksek lisansımı senaryo yazarak tamamladım. Kötü geçen çocukluğumun ardından böyle bir eğitim alacağım ve bugün belgesel yönetmeni olacağım hayal bile edememiştim. Babamın bana aşıladığı kamera aşkıyla, sevdiğim bir şey üzerine inşa ettiğim kariyerime devam ederek para kazanacağımı hiç düşünmemiştim."

"SREBRENİTSA'DA YAŞANANLAR TÜM ÇIPLAKLIĞIYLA ANLATILMALI"

Srebrenitsa Katliamı'nı anlatan birçok film olduğunu ancak bunların yetersiz olabileceğini söyleyen Hasanoviç, sadece Srebrenitsa değil tüm dünyada yapılan katliamların ve soykırımların gözler önüne serilmesi gerektiğini söyledi. Hasanoviç, "Srebrenitsa ile ilgili bir sürü film, dizi çekildi. Kitaplar yazıldı. En son izlediğimiz 'Quo Vadis Aida' filmi üzerinden örnek verecek olursak, Jasmila Zbanic hayatında Bosna Hersek adını bile duymamış kişilere bir yaşanmışlığı, çıplaklığıyla anlattı. Belki yaşananlarını unutmaya çalışanlar, unutanlar ya da hiç haberi olmayanlar olmuştu. Dolayısıyla bence Srebrenitsa'da yaşananlara dair film, belgesel, dizi çekmek veya kitaplar yazmak çok önemli. Çünkü bir 'soykırım'dan bahsediyoruz. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan en büyük katliamlardan birinden bahsediyoruz" dedi.


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Son dakika haber... Bosnalı belgeselci 26 yıl önce öldürülen dedesinin kemiklerini bulmak istiyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement