Sufizm Davranışlarımı Değiştirdi" - Son Dakika
Kültür Sanat

Sufizm Davranışlarımı Değiştirdi"

"Su Üstüne Yazı Yazmak" kitabıyla Türk okuyucusunun yakından tanıdığı Muhyiddin Şekur, "Sanırım sufizm, imanıma daha değer vermemi ve imanımı daha fazla yaşamamı sağladı.

18.08.2016 13:27
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

HİLAL UŞTUK - "Su Üstüne Yazı Yazmak" kitabıyla Türk okuyucusunun yakından tanıdığı Muhyiddin Şekur, "Sanırım sufizm, imanıma daha değer vermemi ve imanımı daha fazla yaşamamı sağladı." dedi.

ABD'li yazar Şekur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam'la ve tasavvufla tanışma serüvenini ve yeni kitap projelerini anlattı.

Emekli bir profesör olduğunu ve hayatının büyük bir bölümünü öğretmenlik ve terapi ile geçirdiğini dile getiren Şekur, 22 yaşında İslam'ı seçtiğini söyledi.

Yazar Şekur, sufizmin hayatında meydana getirdiği değişikliklere değinerek, "Bir Müslüman olarak davranışlarımı değiştirdi. Bunun yanı sıra Müslüman oluşumla, var olan her şey daha anlamlı ve daha gerçek görünmeye başladı. Bunun öğretmenimle mi yoksa sufizmle mi ilgili olduğunu bilmiyorum. Benim sufizmden anladığım, sufizm, İslam'dan farklı bir şey değil. İslam'ın içinde olanlar sufizm." diye konuştu.

İlk kitabını yazdığında geçmişi düşünmeye başladığını kaydeden Şekur, yaşadığı bir anısını paylaşarak, şunları aktardı:

"Cuma günleri camiye gelen engelli bir kadın vardı. Gerektiğinde yemek yapardı. Bir gün camide birkaç kişiydik ve o yine oradaydı. İmam, Kur'an-ı Kerim'den ayetler tefsir ediyordu. Çok ilgimi çeken şeyler anlatıyordu ve merakla dinliyordum. Onlar duvarın diğer tarafındaydı. Duvarda, tavandan neredeyse yere kadar inen çok büyük bir hüsn-i hat levhası vardı. Levhayı çok merak edip, 'bu nedir' diye sordum. Kadın bana, 'Duvarda olan sensin' dedi. Oysa benim tüm gördüğüm, çizgiler ve kıvrımlı şekillerdi. Oradakilerin harf olduğunu bile bilmiyordum ve şöyle devam etti, 'Bu senin ta kendin. Duvardaki, senin en için ve en dışın. Gözlerini onun üzerinden ayırma.' Bu şekilde cevapladı."

Muhyiddin Şekur, böyle bir açıklamayı ancak bir sufiden duymayı beklediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Fakat o, kendini hiçbir zaman sufi olarak göstermedi. Belki de onun cevabı veya bunun gibi şeyler camiye yeniden gelmemin sebebiydi. Bilemiyorum. Sanırım sufizm, imanıma daha değer vermemi ve imanımı daha fazla yaşamamı sağladı. Sufizm, daha memnun olmamı, yaratıcıyı daha fazla düşünmemi, ona daha fazla yaklaşmayı istememi, yaratanın hayatımdaki varlığını hissetmeyi daha çok istememi, yaşadığım problemlerde yardımının daha fazla farkına varmamı, yakınımdaki insanlardan daha memnun olmamı, daha çok okumamı, daha düşünceli ve daha meraklı olmamı sağladı."

"Yazdan Kalan Son Gün" yakında okuyucuyla buluşacak

"Su Üstüne Yazı Yazmak" ve "Gölgeler Koridoru"nun ardından serinin üçüncü kitabını da yazacağını söyleyen Şekur, yazmaya daha çok vakit ayırmak istediğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Umarım yakında tamamlanır. Çünkü kitapta yer alacak deneyimleri tamamladım. Dikkati dağıtacak çok fazla şey var ve yazmak için gerçekten iyi bir disiplin gerekiyor. Ayrıca, farklı tür kitaplar, farklı donanımlar gerektiriyor. Bu kitap da çok fazla düşünme ve özen istiyor. Oturup geceden sabaha bu kitabı yazamam. Bunu yapamam. Yani masama oturduğumda, cennetten bir güç gelseydi belki yazabilirdim. Tek umduğum uzun sürmemesi. Umarım bir yıl içinde tamamlarım."

Şekur, yakında okuyucuyla buluşacak, "Yazdan Kalan Son Gün" isimli romanına da değinerek, romanda 1960'larda yaşayan 4 ana karakter ile bu karakterler etrafında dönen olayları ele aldığını söyledi.

Kitaptaki karakterlerin hikayesinin, o dönemdeki toplum ve dünya hakkında bilgi verdiğine dikkati çeken Şekur, şehir hayatının daha parlak yanını aktardığını ve toplumsal sorunlara çok da fazla yoğunlaşmadığını ifade etti.

Yazar Şekur, kitapta toplumun sıcaklığını, toplumdaki aile duygusunu ve destekleyiciliğini yansıttığını, gerçekten dürüst, samimi ve gerçek olduğunu kaydetti.

"Su Üstüne Yazı Yazmak kitabının çevrilmesini, Ayşe Şasa istedi"

Muhyiddin Şekur, ilk kitabının Türkçe'ye çevrilmesine ilişkin yaşadığı süreci ise şu sözlerle dile getirdi:

" Türkiye'ye ilk ziyaretimden yıllar sonra, 'Su Üstüne Yazı Yazmak' kitabını yazdım. Bu kitap bir Türk hanımefendi (Ayşe Şasa) tarafından okunmuştu. Bu hanım kitabı çok sevmiş ve bu nedenle bana bir mektup yazmıştı. O dönem bilgisayar kullanmıyorduk tabii. Onun için mektup yazmış. Kitabı yayımlayan şirketle iletişime geçmiş önce. Türkçe'ye çevrilmesini çok istediğini ve bunun ilgimi çekip çekmeyeceğini soruyordu. Ben de tabii ki ilgimi çekeceğini söyledim."

Londra'da 1987'de yayımlanan kitabın Türkçe'sinin 1995'te okuyucuyla buluştuğunu aktaran yazar Şekur, "Kitap, benim hayatımı ve hikayemin nasıl olduğunu, tanıdığım öğretmenleri, yaşadığım problemleri, beni çıkmaza sürükleyen ve şaşırtan şeyleri anlatıyor ve paylaşıyor. Sanırım dürüst olduğu için de okuyucu sevdi. Düşünceli ve fikir dolu ama entelektüel bir baskı söz konusu değil." değerlendirmesinde bulundu.

Şekur, teknolojik gelişmelerin insan hayatındaki yerine ilişkin ise şöyle konuştu:

"Bizim cep telefonlarımız ve bilgisayarlarımız yoktu. Cep telefonu ve bilgisayarlar sadece toplumu değil, iletişimi, tıbbı, bilimi, eğitimi ve fazla düşünmediğimiz diğer şeyleri de etkiledi. Teknoloji insana fayda sağlıyor ancak her şey gibi, hem faydası hem dezavantajları var. Belki teknoloji veya içinde bulunduğumuz an yüzünden, zaman çok çabuk geçiyor. Ben gençken, yaz bitmek bilmezdi. Sonsuza kadar sürecek gibi gelirdi. Sonsuzdu. Gelmesini bekleyemezdim. Başladığında da çok yavaş geçerdi. Çok muhteşem geçse de eğlenceyle dolu olsa da, çok fazla dondurma ve pamuk şeker olsa da, uzundu ve yavaş geçerdi. Şimdi ise her şey çok hızlı. Zaman daha çabuk bitiyor."

Türkiye'ye ilk kez 1982'de hac yolundayken geldiğini belirten Şekur, İstanbul'da olmayı çok sevdiğini kaydederek, duygularını şöyle dile getirdi:

"Burası, hayata, güzelliklere, tarihe ve en önemlisi de ezana sahip. Ezan belki burada yaşayanlar için büyük bir şey değildir. Eğer başka yerde yaşayan bir Müslümansanız ve ezanı duymuyorsanız, son derece anlamlı. İstanbul, Osmanlı tarihine ve tasavvuf tarihine sahip. Çok fazla güzel camiye, tekkeye sahip. Geçmişin güzel insanlarına sahip. İstanbul'un denizi, gökyüzü, tepeleri, güzel havası ve içten gelen misafirperverliğe sahip eli açık insanları var."

Muhyiddin Şekur, İstanbul'da yoğun bir trafik olduğunu ancak yine de bu tür şeylerin Türkiye'nin ya da İstanbul'un güzelliğini tamamen kapatmadığını sözlerine ekledi.

Sufizm Davranışlarımı Değiştirdi"
Kaynak: AA

Son Dakika Kültür Sanat Sufizm Davranışlarımı Değiştirdi' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Güroymak'ta Çocuklar İçin Sinema Etkinliği Düzenlendi
    21:54 Güroymak'ta Çocuklar İçin Sinema Etkinliği Düzenlendi

    Bitlis'in Güroymak ilçesinde, Kaymakamlık tarafından başlatılan proje kapsamında Kaleli Köyü ve Köşk mezrasında yaşayan çocuklar için sinema etkinliği düzenlendi. Ahmet Mücteba Albayrak Bilgi Evi'ne getirilen çocuklar, yeni açılan sinema salonunda film izledi. Etkinlikle çocukların kültür ve sanatla buluşması hedeflendi.

  • Bingöl'de Hesarek Kayak Merkezi, turizm koruma ve gelişim bölgesi ilan edildi
    21:47 Bingöl'de Hesarek Kayak Merkezi, turizm koruma ve gelişim bölgesi ilan edildi

    Bingöl'de kış turizminin gözde tesislerinden biri olan Hesarek Kayak Merkezi, Cumhurbaşkanı kararı ile Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edildi. Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, bu kararın Bingöl'ün cazibe merkezi haline gelmesini sağlayacağını belirtti.

  • Van Kalesi'ndeki Süleyman Han Camisi restorasyon sonrası ibadete açıldı
    21:19 Van Kalesi'ndeki Süleyman Han Camisi restorasyon sonrası ibadete açıldı

    Van Kalesi'nin zirvesinde bulunan Süleyman Han Camisi, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından ibadete açıldı. Van Valisi Ozan Balcı, caminin açılışında yaptığı konuşmada, Van'ın imarı ve inşası konusunda önemli çalışmalar yaptıklarını belirtti ve Van Kalesi'nin restorasyonunun tamamlanmasıyla birlikte Van'ın kültür, turizm ve ekonomisine büyük katkı sağlanacağını ifade etti.

  • Devrim Erbil'in Inspirations adlı sergisi sanatseverlerle buluştu
    21:18 Devrim Erbil'in Inspirations adlı sergisi sanatseverlerle buluştu

    Devlet sanatçısı Devrim Erbil'in 60. yılını kutlamak amacıyla düzenlenen Inspirations adlı karma sergi, İstanbul Sinema Müzesi'nde açıldı. Sergide, Erbil'in daha önce sergilenmemiş eserlerinin yanı sıra farklı sanatçıların da eserleri yer alıyor. Erbil, sergiyle birlikte sanat hayatının 60. yılını geride bıraktığını belirterek, sanata ve sanatın içinde olmaya doyamadığını ifade etti. Sergi, 30 Haziran'a kadar ziyaret edilebilecek.

  • Müjde Ar'a Münih Türk Film Günlerinde 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü'
    21:10 Müjde Ar'a Münih Türk Film Günlerinde 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü'

    Münih'te düzenlenen 35. Münih Türk Film Günlerinde Yeşilçam'ın usta oyuncusu Müjde Ar'a 50. Sanat Yılı dolayısıyla 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü' verildi. Müjde Ar ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada kadınları desteklemeye adadığı hayatını anlattı ve kendisine verilen ödülün iki sahibi olduğunu belirtti. Ayrıca, Müjde Ar'ın Şener Şen ile başrolleri paylaştığı 'Şalvar Davası' adlı film restore edilerek festivalde gösterildi.

  • Diyarbakır'da Turizm Haftası etkinliklerinde baba-kız müzik dinletisi
    20:33 Diyarbakır'da Turizm Haftası etkinliklerinde baba-kız müzik dinletisi

    Diyarbakır'da Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında, Mardin'in Nusaybin ilçesinden gelen Ferhat Badur ve kızı Yağmur tarafından keman ve klarnet dinletisi sunuldu. Etkinliğe Vali Yardımcısı İlyas Öztürk, Çınar Kaymakamı Muhammed Fatih Günlü ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Sebahattin Genç de katıldı. Baba Badur, kızıyla aynı sahneyi paylaşmanın gururunu yaşadığını belirtirken, kızı Yağmur ise hem konservatuvara hazırlandığını hem de keman eğitimi verdiğini söyledi.


Advertisement