TBMM Genel Kurulu - Son Dakika
Politika

TBMM Genel Kurulu

TBMM Genel Kurulu

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Sadece doğrudan destek bu sene 23 milyar TL. Bu yıl bu desteklerde bütün bakanlıklarda birinci sırayı Tarım Bakanlığı oluşturuyor.

21.10.2020 17:17  Güncelleme: 19:58
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Sadece doğrudan destek bu sene 23 milyar TL. Bu yıl bu desteklerde bütün bakanlıklarda birinci sırayı Tarım Bakanlığı oluşturuyor. 50 farklı başlıkta teşvikler var. Yerli ve milli tarım, bundan başka türlü nasıl olabilir?" dedi.

TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, basın mensuplarının, Dünya Gazeteciler Günü'nü kutlayarak, "Gazetecilerin üzerlerinde iktidar baskısı hissetmeden, özgür ve bağımsız olarak haber yapabildiği bir Türkiye bizim olmazsa olmaz şartlarımızdan. Unutulmamalı ki özgür basın varsa özgür toplum vardır." diye konuştu.

Türkkan, Ahmet Taner Kışlalı'yı ölümünün 21. yılı dolayısıyla rahmetle andı.

Buğday, arpa ve mısır ithalatında gümrük vergisinin geçici olarak sıfırlanması kararına ilişkin Türkkan, şunları kaydetti:

"Bu karardan sonra merak ediyorum, burada bölgelerine giden milletvekili arkadaşlar bu çiftçilerin sözlerine nasıl cevap verecekler? Şu anda çiftçinin yeniden tarlasını ekme mevsimi; tarlasını ekerken ambarında 3-5 ton buğdayı, arpayı, çoluğuna çocuğuna kışın bakmak için, geçindirmek için saklayan, ambarına koyan köylü, çiftçi sizin bu kararınız karşısında bir kere daha ezildi. Çiftçi hiç umurunuzda değil; yerli çiftçi, üretici destek beklerken hububat fiyatlarındaki bu vergileri sıfırlamalarını nasıl değerlendirmek lazım bilmiyorum. Hükümet zaten tarımı bitirdi, üretimi durdurdu, çiftçiyi kuru soğana muhtaç hale getirdi. Çiftçinin borçları birikti ödeyemiyor, ürününü yetiştiremiyor."

"Ermeni çetelerini temizleyeceğine olan inancımız tamdır"

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Dünya Gazeteciler Günü'nü kutladı.

Eski Sağlık Bakanlarından, eski MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş'un sabah saatlerinde geçirdiği beyin kanamasından dolayı hastaneye kaldırıldığını bildiren Bülbül, "Durumunun ciddi olduğu haberini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Buradan sayın Bakanımıza acil şifalar diliyoruz, tez zamanda iyileşmesini bekliyoruz." dedi.

Azerbaycan ordusunun kararlılıkla Karabağ'ı, "terörist Ermenistan'ın işgalinden kurtarmak yolunda hızla ilerlediğini" belirten Bülbül, "Son açıklamalar göstermektedir ki Ermeni terör çeteleri, büyük bir bozguna uğramıştır ve uğramaya devam etmektedir. Azerbaycan ordusu Şuşa'yı kuşattı. Oradan tez zamanda Ermeni çetelerini temizleyeceğine olan inancımız tamdır. İnşallah Karabağ azat olacaktır." diye konuştu.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında gerçekleşen Azerbaycan ziyaretine işaret eden Bülbül, sivillerin katledildiği Gence şehrinin ziyaretinin son derece isabetli olduğunu dile getirdi.

Şentop ve beraberindeki heyete bu ziyaretten dolayı teşekkür eden Bülbül, "Bu ziyarette, Meclis Başkanımız sayın Şentop, bizzat insanlık suçunun işlendiği alanlarda, tüm dünyaya Ermenistan'ın zalimliğini ve vahşetini haykırmıştır. Şanlı, istiklal mücadelesini yönetmiş, istiklal uğruna her şeyi göze almış Gazi Meclisimiz bu vesileyle, herkese yüzyıl önce nasıl bir milli ruha sahipse bugün de aynı milli ruha ve şuura sahip olduğunu göstermiştir." ifadesini kullandı.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin öldürülmesi ve iki polisin şehit edilmesine ilişkin davanın bugün başladığın, Elçi'nin ölümünden beş yıl sonra ik duruşmanın ancak yapılabildiğini söyledi. Beştaş, "bu davadan adalet çıkmaması, katillerin ceza almaması için yine bir senaryonun devrede" olduğunu ileri sürdü. Beştaş, Elçi'yi kimin öldürdüğünü o sokağın sahiplerinin bildiğini savundu.

Bugünün Dünya Gazeteciler Günü olduğunu anımsatan Beştaş, 721 gazetecinin tutuklandığını, 260 gazetecinin davasının devam ettiğini ileri sürdü.

"Gün, umutsuzluk günüdür"

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, eskiden Gazeteciler Günü'nün bir anlamı olduğunu, insanların daha güzel işler yapabilmek için umut beslediğini anlatarak, "Türkiye böyle bir umudu artık yitirmiştir." dedi.

Türkiye'de basının dördüncü güç olmaktan çıkarıldığını, gazetecilerin haklarını alamadığını, yazarların düşüncelerini yazamadığını iddia eden Özkoç, "Artık günün kutlu olması söz konusu değildir. Gün, endişe günüdür. Gün, umutsuzluk günüdür. Eğer hep birlikte gerçekten onurlu bir hayatı tekrar sürdürmek istiyorsak gazetecisiyle, doktoruyla, askeriyle, polisiyle, emeklisiyle, işçisiyle hepimiz yüreklerimizi birleştirmeliyiz. 'Bize dokunmayan yılan bin yaşasın.' demekten vazgeçip birbirimize sarılıp Türkiye'nin geleceğine sahip çıkmalıyız. Dünya Gazeteciler Günü kutlu olsun." diye konuştu.

Özkoç, Prof. Dr. Ayşe Buğra'nın, eşi Osman Kavala'nın tutukluluk durumuyla ilgili çağrısını Genel Kurulda duyurmak istediğini belirterek, Buğra'nın kaleme aldığı metni okudu.

"Herkes kendi durduğu cepheden bakıyor"

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü'nü kutlayarak, "Kendim de 20 yıl evvelinden başlayarak, gazeteciliğin bir başka boyutu, televizyonculuk içerisinde yer almış birisi olarak, o günden bugüne neler olduğunu yaşayarak da takip etmiş insanlardan biriyim. Özgürlüklerin daraldığını mı genişlediğini mi bizzat yaşayarak gördüm. Bu işleri yaparken vakti zamanında nasıl yok farz edildiğimizi, bazı gazetecilerin, bazı ekranların nasıl hiç görülmediğini..." değerlendirmesinde bulundu.

Gazetecilik yapmanın şeklen değiştiğini kaydeden Zengin, sosyal mecralarda bireysel anlamda da insanların pek çok şeyi özgürce söyleyebildiğine, yazabildiğine dikkati çekti.

Zengin, haber yapma alanının ve haberciliğin değiştiğini dile getirerek, "Son derecede özgür bir mecra var. Buna ben itiraz ediyorum; 'Doğru haber yapanlar tutuklanıyor, kendilerini daralmış bir alanda hissediyorlar, yalan yapanların önü açık...' Bunu kabul etmek zinhar mümkün olamaz. Nihayetinde herkes kendi durduğu yerden anlatıyor. Herkes kendi durduğu cepheden bakıyor." ifadesini kullandı.

Haberciliğin içinde bir taraftan bir yorumun da olduğunun altını çizen Zengin, "Sadece kendi gördüğünüzün gerçek, diğerlerinin yalan olduğunu söylemenin kendisi bizatihi bir yalan oluşturuyor." dedi.

Ahmet Taner Kışlalı'yı rahmetle yad ettiğini ifade eden Zengin, "Bugün kızlarının bir röportajı var Anadolu Ajansında. Onu da bugün, güne başlarken okudum, onların gözünden babalarını dinlemek. Ayrıca bugün iyi bir iş yapmış Anadolu Ajansı." diye konuştu.

Zengin eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş'a da şifa diledi.

Özlem Zengin İYİ Parti Grup Başkanvekili Türkkan'ın konuşmasındaki iddialara ilişkin şöyle konuştu:

"Sadece doğrudan destek, bu sene 23 milyar TL. Bu yıl bu desteklerde bütün bakanlıklarda birinci sırayı Tarım Bakanlığı oluşturuyor. Çok uzun bir tablo var. Kendisine bu tabloyu göndereceğim. Bu tabloya baktığınızda, 50 farklı başlıkta teşvikler var. Özellikle pandemi ile beraber bu konuya dair muazzam bir artış söz konusu. Verilen kredileri dahil etmeden söylüyorum. Bunların içerisinde çiftçilerimize verilen kredileri söylemiyorum. Sadece doğrudan desteğin rakamı 23 milyar TL. 50'den fazla kalemde doğrudan destek var. O yüzden yerli ve milli tarım, bilmiyorum bundan başka türlü nasıl olabilir?"

-"Türkiye'de yaşayan bütün Ermeni vatandaşlarımızın hakkı bize emanettir"

Zengin, bazı yayın kuruluşlarında, AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan'ın vefatı nedeniyle yaptığı konuşmasından yola çıkarak ayrıştırma noktası bulma gayreti gördüğünü anlatarak, "Benim dün yaptığım konuşmada söylemek istediğim şey; Markar Esayan vefatıyla beraber Türkiye'de insanları birleştiren bir konuşma yaptık. Hep beraber cenazeye gitmeyle alakalı 'Bugün çalışmamızı nihayet bulduralım, siyasi partilerden arkadaşlarımızın katılımıyla biz cenazeye hep beraber gitmiş olalım.' dedik." şeklinde konuştu.

Ermenistan ilgili Türkiye'nin yaklaşımını anlatma ihtiyacı duyduğunu kaydeden Zengin, şöyle devam etti:

"Dışarıdan bir gözle, Türkiye'de Ermeni vatandaşlarımıza ilişkin olarak bu meseleyle ilgili bir kıyaslama yapmaya çalışanlar var. Türkiye'de yaşayan bütün Ermeni vatandaşlarımızın hakkı, hukuku bu ülkeye, bize emanettir. Zaten beraber yaşıyoruz. Bir ayrışmadan öte, birlikte yaşamanın tabii bir mecrasını anlattım. Bu bizim kendi içimizde tabii mecrada devam eden ortak hayatımız, ortak geçmişimiz. Türkiye'nin bu meseleye bakarken meseleyi nasıl konumlandırdığını anlatmak amacıyla böyle bir şey ifade etmek istedim. Hayatı her bir aşaması bireysel. Bu duruşun, bu an itibarıyla tüm bunların üzerine düşünmemize vesile olduğunu ifade etmek adına bu konuşmayı yapma ihtiyacı duymuştum. Ümit ediyorum, bu kadar ortaklaştığımız bir konuda, bir hüzünde, bir toz zerresi kadar bile yanlış anlaşılmaya imkan verilmemiş olur."

Kaynak: AA

Son Dakika Politika TBMM Genel Kurulu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement