Timfed Genel Başkan Vekili Çakır Açıklaması

Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu (TİMFED) Genel Başkan Vekili ve Alanya Müteahhitler Birliği (MÜTBİR) Başkanı Alaattin Çakır, demir üretiminde kullanılan hammaddenin önemine dikkati çekerek,

"Hurdadan elde edilen demirlerin laboratuvarlarda yapılan incelemelerinde, çekme, kopma-akma mukavemetlerinde standartların dışında farklılıklar olduğu kanıtlanmıştır" dedi.

Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müteahhitlik sektörünün, Türkiye'nin ilerlemesinde ve kalkınmasında lokomotif sektör olmaya devam ettiğini söyledi. Türk müteahhitler olarak, modern çağın getirdiği teknolojileri kullanarak, toplumun kaliteli ve konforlu yaşaması için yaşam alanları inşa ettiklerini anlatan Çakır, müteahhitlerin sorumluluklarının farkında ve bilincinde olduğunu vurguladı.

Türkiye'de sektördeki gelişmeler ve iyileşmelere rağmen, Van depreminde yaşananların, sektör mensuplarını derinden üzdüğünü dile getiren Çakır, şunları kaydetti:

"Toplumumuzun bize yüklediği sorumluluk anlayışımız gereği, işini ciddiyetle yapan ve her türlü denetime açık müteahhitlerle sadece ticari anlayışla sektöre bakan müteahhitlerin ayrımı iyi yapılmalıdır. Kendi içimizde yapacağımız denetimle sektör olarak idealimiz, güvenli ve sağlıklı yapılar sunmaktır. Kaliteli ve güvenli yapıların ortaya çıkması için yaptığımız araştırmalarda, güvenli yapılarda temel iki unsurun demir ve beton olduğu görülmektedir. Buradan yola çıkarak, ülkemizde yapılarda kullanılan demir ve beton unsurlarının hangi şartlarda üretildiği ve kullanıldığına dikkati çekmek istiyoruz."

-Hurda demire dikkat-

Demir üretimi ile ilgili birçok teknik araştırma ve inceleme yapıldığını anlatan Çakır, yapılan bu incelemelerde, beton ve demirin birlikteliğinden oluşan taşıyıcı sistemin güvenilirliği ve kullanılan demirin kalitesinin büyük önem taşıdığının ortaya çıktığını bildirdi.

Çakır, demirin demir cevheri ve hurdadan elde edilmesi arasında farklılıklar olacağına da dikkati çekti. Nihai ürün olarak, demir üretiminde kullanılan hammaddenin önemini vurgulayan Çakır, şöyle devam etti:

"Hurdadan elde edilen demirlerin laboratuvarlarda yapılan incelemelerinde, çekme, kopma-akma mukavemetlerinde standartların dışında farklılıklar olduğu kanıtlanmıştır. Yapılan incelemeler neticesinde, hurda demirden üretilen demirlerin, kopma-akma mukavemetinin, Deprem Yönetmeliği'nde belirtilen 1,25 sınırının altında kaldığı ve afet bölgelerinde yapılacak yapılarda kullanılmasının uygun ve mümkün olmadığı görülmektedir.

Demir cevherinden entegre tesislerde üretilen demir çubukların, hurda demirden üretilen demir çubuklara göre yüzde 15 daha küçük olduğu görülmektedir. Yani kopma-akma mukavemet değerleri bakımından yapılan deneylerde, hurda demirden üretilen demir çubukların, inşaatlarda ve yapılarda betonarme içinde donatı malzemesi olarak kullanılması uygun görülmemektedir.

Ayrıca, inşaat demir çubuklarının satışında, sertifikalandırılma aşamasında, demirlerin hammadde künyeleri sertifikalara yazılmamaktadır. Bu nedenlerle deprem bölgelerinde veya diğer bölgelerimizde güvenli yapıların temelini oluşturan betonarme donatı demirlerinin üretimlerinin ve satışlarının önemle denetlenmesi ve sertifikalandırılması, deprem yönetmeliği ve güvenli yapılar bakımından en önemli iş olacaktır. Ayrıca, demir işçiliği ve yerinde uygulamanın önemi de unutulmamalıdır. Zira bu yapılar, yeri geldiğinde yüz yıllarca içinde insan barındıracak ve doğal şartlara tabi olacaktır."

-Beton üretiminin önemi-

Alaattin Çakır, güvenli yapılarda demir kadar beton üretim süreci, üretimi ve kullanılmasının da önemle takip edilmesi gerektiğini vurguladı.

Beton üretimi için, çimento, su ve katkı malzemelerinin kalitelerinin ayrı ayrı tespiti ve birbirlerine uyumunun laboratuvar ortamında görülmesi gerektiğine işaret eden Çakır, firmaların, üretimin her aşamasında bağımsız denetim kuruluşları tarafından rutin olarak denetlenmesi gerektiğini kaydetti.

Üretilen betonun korunması, taşınması, üretim süresi ve yerine dökülmesi sırasındaki işlemlerin betonun kalitesini direkt olarak etkilediğine değinen Çakır, "Yerleştirme ve mastarlama anında beton doğal şartlarla yüzyüze kalacağından, bu iş de teknik olarak denetlenmeli ve standardında yapılmalıdır. En son Van depreminde de görüldüğü üzere, yıkılan yapılarda beton mukavemetlerinin de yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır" dedi.

Her deprem veya benzeri olay sonrasında müteahhitlerin suçlandığına da dikkati çeken Çakır, kamuoyunun bu algısının, vicdan ve sorumluluk sahibi tüm müteahhitleri derinden üzdüğünü sözlerine ekledi.

- ANTALYA