TSK'nin İtibarının Korunmasına Yönelik Tedbirler Fetö İddianamesinde - Son Dakika
Güncel

TSK'nin İtibarının Korunmasına Yönelik Tedbirler Fetö İddianamesinde

Sabit hatlar üzerinden Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) öğrenci sorumlularıyla iletişim kurdukları tespit edilen 7'si tutuklu 8 askerle ilgili, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamede, TSK'nin itibarına yönelik olumsuz...

01.03.2018 12:31
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sabit hatlar üzerinden Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) öğrenci sorumlularıyla iletişim kurdukları tespit edilen 7'si tutuklu 8 askerle ilgili, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamede, TSK'nin itibarına yönelik olumsuz algının önlenilmesine ilişkin tedbirler sıralandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi oldukları, örgüt içerisinde ankesörlü/kontörlü telefonlar üzerinden iletişim kurdukları öne sürülen 7'si tutuklu 8 şüpheli asker hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.

Aynı küçük kasabadan 8 general

Büro savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ kuruluşu, yapılanması, mali durumu, eylemleri ve gizli örgütlenmesi özetlenirken, örgütün 40 yılı aşkın süredir Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) sızmasıyla ilgili de dikkati çeken ayrıntılara yer verildi.

İddianamede, FETÖ'nün TSK'ye sızmasının boyutlarıyla ilgili, "Anadolu'nun 5 bin nüfuslu küçük bir kasabası nüfusuna kayıtlı, birbirleriyle akrabalık bagˆı olan çes¸itli rütbelerde yedi veya sekiz general muvazzaf olarak aynı anda komuta kademesi içerisinde yer alabilmis¸tir. Bu generallerin 3'ü istifa etmis¸, 5'i ise tutuklu ve ihraç durumundadır. Böyle bir istatistik hayatın olagˆan akıs¸ına aykırıdır." denildi.

FETÖ'nün darbe girişimi sonrası TSK'nin itibarının korunmasına yönelik ne tür tedbirler alınması gerektiği yönünde değerlendirmeler de iddianamede yer buldu.

TSK'nin itibarının korunmasına yönelik tedbirler

Darbe girişimi neticesinde bilinçli veya bilinçsiz olarak TSK'nin itibarına yönelik menfi yönde bir toplum algısı olus¸masını önlemeye yönelik tedbirlerin alınmasının önemine işaret edilen iddianamede, gerek kamu diplomasisi aracılıgˆıyla gerek yapılacak resmi açıklamalarda gerekse de görsel, yazılı ve sosyal medya organları tarafından yapılan yayınlarda üzerinde durulması önem arz eden hususlardan bazıları şöyle sıralandı:

"TSK'de mevcut yapı ve uygulanan sistemler darbe üretiyor. Darbe Türk ordusunun gelenegˆinde var, gibi söylemler artık dogˆru degˆildir. TSK'nin millet egemenligˆine dayanan demokratik hukuk devleti ile Atatürkçü düs¸ünce sistemine yürekten bagˆlı mensupları; milli bir durus¸ sergileyerek, devletinin ve bagˆrından çıktıkları yüce Türk milletinin emrinde oldugˆunu göstermis¸lerdir. Ülkemizin bulundugˆu bu cogˆrafyada, TSK üç ayrı cephede birden mücadele etmektedir. TSK, milletinin destegˆine bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır. 15 Temmuz darbe giris¸imi sadece TSK içerisinde yer alan örgüt elemanları tarafından gerçekles¸tirilmis¸ bir kalkıs¸ma degˆildir. FETÖ/PDY, emniyet, yargı, mülkiye, milli egˆitim, sagˆlık, diyanet, MI·T, TI·B ve digˆer kamu kurum ve kurulus¸ları olmak üzere tüm devlet kurumlarına sızmıs¸, onlarca yıl hain ve sinsice yürütülen bir planlama ve organizasyon neticesinde bu alçakça eylemi gerçekles¸tirmis¸tir. Silah kullanılması nedeniyle darbe giris¸imi neticesinde meydana gelen her türlü olumsuzlugˆun TSK'ye mal edilmesi, devletin bekasına kasteden ve tüm kurumlarına sızan bu örgütün ne derece tehlikeli oldugˆunu ve bu örgütle mücadelenin toplumun tüm kurumları tarafından topyekun yürütülmesi gerçegˆinin göz ardı edilmesine sebep olabilir. Ordumuzun, 40 yıldır her türlü usulsüz ve hukuksuz yolları deneyerek TSK'nin içerisine sızan bu örgütten arındırılması birkaç ay gibi çok kısa sürede mümkün degˆildir. Darbe giris¸imine fiilen katılan, FETÖ/PDY mensubu ve bu örgütle irtibatlı veya iltisaklı olan TSK personelinin tespit edilmesine yönelik sorus¸turmalar adli ve idari olarak kararlılıkla sürdürülmektedir."

TSK'den ilişiği kesilen personel sayısı: 30 bin

İddianamede, askeri ögˆrenciler de dahil olmak üzere 30 bin civarında personelin TSK'den ilis¸igˆinin kesildiği ve sorus¸turmalar tamamen bitirilinceye kadar ilis¸igˆi kesilen personel sayısının artabilecegˆinin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekilerek, olus¸an bu personel açıgˆının asgari bes¸ yıllık bir sürede kapatılabilecegˆinin düs¸ünüldüğü, yeni temin edilecek personelin güvenlik sorus¸turmalarının da herhangi bir hataya mahal vermeden titizlikle yapılmasının özel önem arz ettiği vurgulandı.

Tedbirlere ilişkin değerlendirme yapılan iddianamede, TSK'nin bulundugˆu bölgede ve dünyada, gerek sayısal büyüklügˆü gerekse sahip oldugˆu imkan ve kabiliyetlerle, harekat yetenekleri açısından önemli bir yerde bulunduğuna işaret edilerek, "Bulundugˆu cogˆrafyanın durumu, çevre ülkelerde olus¸an siyasi ve askeri s¸artlar halen yurt içi ve dıs¸ında icra ettigˆi görevler göz önüne alındıgˆında; tes¸kilat yapısı, konus¸/kurulus¸ durumu gibi hususlarda yapılacak büyük çaplı, stratejik seviyedeki degˆis¸ikliklerin TSK'nin de görüs¸leri alınarak, detaylı inceleme ve degˆerlendirme yapılmasını müteakiben gerçekles¸tirilmesi önem arz etmektedir." denildi.

"Askerlik mesleği tekrar özendirilmeli"

Günümüz s¸artlarında TSK personelinin büyük çogˆunlugˆunun yaptıkları görev itibarıyla mahrumiyet tas¸ıyan yerlerde mes¸akkatli ve riskli s¸artlarda vazifesini icra ettiği (terörle mücadelede 150 bin, 50 binden fazla hudut birlikleri) belirtilen iddianamede, "TSK'nin temel unsuru, esas gücünü olus¸turan iyi yetis¸mis¸ insan kaynagˆıdır. Özlük haklarında ve sosyal yas¸am s¸artlarında yapılacak iyiles¸tirmelerin, kısa vadede, özellikle genç rütbelerdeki personelin kalitesinin yükseltilmesine önemli katkılarının olacagˆı degˆerlendirilmektedir. Bu milletin iyi yetis¸mis¸ ve yüregˆinde vatan sevgisinden bas¸ka hiçbir s¸ey tas¸ımayan evlatlarına askerlik meslegˆinin tekrar özendirilmesi önemlidir." değerlendirmesi yapıldı.

Terör örgütünün TSK içerisindeki örgütlenmesinde faaliyet gösteren asker şahıslar (öğrenciler) ile sivil, mahrem nitelikli sözde imamların iletişim yöntemlerine de değinilen iddianamede, FETÖ/PDY'nin TSK içerisindeki yapılanmasının, "Mahrem Hizmetler" olarak isimlendirildigˆi ve yapılanmada gizliligˆe azami derecede riayet edildigˆi hatırlatıldı.

TSK içerisinde görevli terör örgütü mensubu askeri s¸ahıslar ile yapılanmada üst düzey faaliyet yürüten sözde sorumluları (ögˆretmen, müdür yardımcısı, müdür s¸eklinde örgütsel olarak isimlendirilen) arasında des¸ifre olmayı engellemek maksadıyla farklı bir iletis¸im modelinin kullanıldıgˆı vurgulanan iddianamede, şunları kaydedildi:

"Bu kişilerin digˆer örgüt mensupları tarafından iletis¸im amacıyla kullanılan ByLock dahil olmak üzere bilinen iletis¸im usullerinden uzak durdukları, ülke genelinde ByLock kullandıgˆı tespit edilen asker sayısının terör örgütünün silahlı kuvvetlerimiz içerisine sızdırdıgˆı tahmini örgüt üyesi sayısına göre çok az olmasının bu durumu açıkça gösterdigˆi, yine terör örgütünün darbe giris¸iminde nispeten çok az üyesini kullandıgˆı, terör örgütüne yönelik bilinen kriterleri (ByLock, Bank Asya hesap açtırma/ arttırma, üst düzey yöneticilerle irtibat gibi) tas¸ımayan digˆer mensuplarını ikinci bir darbe giris¸iminde veya örgütsel bas¸ka bir faaliyette kullanmak üzere hazır olarak beklettigˆi degˆerlendirilmiştir."

Her rütbede yüzde 10'a denk gelen ihraç sayıları

İddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen bir soruşturmaya ilişkin Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri ile Jandarma Genel ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarından gelen 24 Mart 2017 tarihli cevabi yazılara yansıyan, örgüte yönelik kriterler nedeniyle ihraç edilen veya görevden geçici olarak uzaklas¸tırılan askeri personel sayısının istatistiki bilgisine de yer verildi.

Yazıya göre her kuvvette görev yapan uzman çavus¸, astsubay, subay ve generallerin her bir rütbede en fazla yüzde 10'nun ihraç edildigˆi veya görevden uzaklas¸tırıldıgˆı belirtilen iddianamede, "Örnekleme yapmak gerekirse, Hava Kuvvetleri'ndeki bin 505 yüzbas¸ıdan 136'sının, 7 bin 978 astsubay kıdemli başçavuştan 129'unun, Deniz Kuvvetleri'nde 738 albaydan 86'sının, Kara Kuvvetleri'nde ise 3 bin 672 albaydan 386'sının bu kapsamda oldugˆu belirlenmiştir." denildi.

"Kripto örgütçülerin deşifre edilmesi devlet bekası için hayati önemdedir"

Tespit edilen itirafçı ifadelerine göre, 1980'li yıllardan beri terör örgütünün TSK içerisine sızmaya bas¸ladıgˆı ve 1990'lı yıllardan itibaren sızmanın sistematik s¸ekilde oldugˆu kaydedilen iddianamede, örgüt mensuplarının terör örgütü elebaşı "Kaptan" kod adlı Fetullah Gülen'in 1980'li yıllarda örgüt mensubu Hava Harp Okulu ögˆrencileriyle yaptıgˆı bir sohbet toplantısında, "Gizlenin, 20-30 sene sonra harekete geçtigˆimizde kimsenin yapacak bir s¸eyi kalmayacak." s¸eklindeki talimatlarıyla sızmaya bas¸ladıgˆı ve faaliyetlerini devam ettirdiği anlatıldı.

İddianamede, "Sonuç olarak, terör örgütüne yönelik bilinen kriterlere haiz olan personel sayısı, TSK içerisindeki personel sayısına göre nispeten çok azdır. Örgütün halen TSK içerisinde bulunan ve 'kripto' tabir olunan mensuplarının des¸ifre edilmesi, devletimizin bekası için hayati önem arz ettigˆi ortadır." ifadesi kullanıldı.

Bilinen kriterler haricinde, örgüt üyelerinin des¸ifre edilmesine yönelik çalıs¸malarda, askeri personellerden sorumlu s¸ahısların, kamuya açık ve birbirinden bagˆımsız market, büfe, lokanta gibi is¸letmelerde kurulu bulunan sabit (kontörlü) hatları kullanmak suretiyle sorumlusu oldukları ve "ögˆrenci" tabir edilen askeri personelleri aradıgˆının belirlendiği kaydedilen iddianamede, aramanın tek yönlü oldugˆu, sadece sorumlu s¸ahsın arama yaptıgˆı ve arama sürelerinin kısa olarak gerçekles¸tigˆinin tespit edildiği aktarıldı.

İstanbul'da iletişim için kullanılan 424 büfe

Bu yöntemle ilgili FETÖ/PDY mensubu ast/üst rütbeli askerlerin ifadelerinin olduğu bilgisi verilen iddianamede, şu bilgiler yer buldu:

"Ayrıca kollukça yürütülen çalıs¸malarda FETÖ/PDY içerisinde askeri personellerden sorumlu s¸ahısların 2012-2016 yılları arasında kamuya açık ve birbirinden bagˆımsız market/büfe/kırtasiye/lokanta gibi sair is¸letmelerde kurulu bulunan, ücret kars¸ılıgˆı irtibat sagˆlanan sabit kontörlü hatları kullanmak suretiyle sorumlu oldukları askeri personeller ile iletis¸ime geçtikleri anlas¸ılmıs¸tır. Sorus¸turma konusu olan Bulgurlu'daki bir büfede kurulu sabit hat haricinde bu zamana kadar I·stanbul genelinde 424 sabit büfe hattı tespit edilmis¸, başsavcılık talebiyle I·stanbul 4.Sulh Ceza Hakimligˆi'nin 19 Aralık 2017 ve I·stanbul 9. Sulh Ceza Hakimligˆinin 17 Ocak 2018 tarihli kararları uyarınca hatların HTS kayıtları, Bilgi Teknolojileri ve I·letis¸im Kurumu'ndan celp edilerek atanan bilirkis¸i heyetine gönderilmiş ve içeriklerinin incelenmesine devam edilmektedir."

Bulgurlu'da bulunan büfedeki soruşturma konusu sabit hatla ilgili HTS raporuna göre, hattan "ögˆrenci" tabir edilen örgüt mensubu askeri s¸ahısların yanı sıra örgütün sözde TSK imamı, "Namık" kod adlı Adil Öksüz dahil 50'ye yakın mahrem sözde imamın arandıgˆı vurgulanan iddianamede, hakkında is¸lem yapılan örgütün sözde jandarma yapılanmasının "müdür yardımcısı" tabir edilen konumundaki Özgür Birdal'ın başsavcılıkça alınan ifadesinde, söz konusu hattın anlatılan amaçlarla askeri personelle iletis¸im amacıyla kullanıldıgˆını ayrıntılı olarak anlattıgˆı bildirildi.

"415 asker hakkında işlem başlatıldı"

Günümüzde iletis¸im aracı olarak cep telefonlarının kullanılmasının hayatın olagˆan akıs¸ına uygun ve kabul edilen bir gerçek oldugˆu, hatta er olarak görev yapan asker s¸ahısların dahi cep telefonu kullanabildikleri anlatılan iddianamede, sorus¸turma konusu hat gibi sabit hatlar üzerinden asker s¸ahısları/ digˆer mahrem imamları arayan mahrem imam s¸ahsın tek yönlü ve genellikle ardıs¸ık aradıgˆı, söz konusu hatla aranan ve hakkında is¸lem bas¸latılan 415 askerden 74'ünün darbe giris¸imine is¸tirak/terör örgütü üyeligˆi nedeniyle tutuklu oldukları, aynı nedenlerle 119'unun sorus¸turma tarihinden önce ihraç edildigˆi, 24'ünün görevinden geçici olarak uzaklas¸tırıldıgˆı ve söz konusu hatla terör örgütünün sözde TSK imamı Adil Öksüz ile irtibat kuruldugˆu belirtildi.

İddianamede, sorus¸turma kapsamında 29 Kasım 2017 tarihli es¸ zamanlı yakalama, gözaltı, arama ve el koyma tedbiri sonucunda yakalanabilen 284 s¸üpheli arasında bulunan farklı kuvvetlerden asker s¸ahıslardan 80'inin etkin pis¸manlık hükümlerinden yararlanma talebinde bulunduğuna dikkati çekilen iddianamede, bu kişilerin ifadelerinde, "terör örgütü mensubu olduklarını kabul ederek sorumlu mahrem imam tabir edilen s¸ahısların sabit hatlar üzerinden kendileriyle iletis¸im kurdukları, bazen sadece konus¸madan çaldırdıkları, konus¸maların genelde kısa gerçekles¸tigˆi" beyanında bulundukları vurgulandı.

Örgüt mensubu oldugˆunu kabul eden bu s¸üphelilerin çogˆuyla hat üzerinden tek sefer iletis¸im kuruldugˆunun tespit edildiği belirtilen iddianamede, "Ardıs¸ık aranan asker s¸ahısların ekseriyetle aynı kuvvet komutanlıklarına mensup olup aynı rütbede bulundukları, bu s¸ekilde olanların aynı hücrede bir mahrem imama bagˆlı oldukları, istisnai olarak yine is¸ bu sorus¸turmamız kapsamında olan itirafçı s¸üphelilerden Muhammet Kelebek'in (aktif- görevde denizci astsubay) alınan ifadesinde belirtildigˆi gibi farklı kuvvetlere mensup örgüt üyesi asker s¸ahısların da tek bir mahrem imama bagˆlı olarak bir hücre olus¸turabildigˆi yönündeki tespitlere göre sabit (kontörlü) hatların kullanılmasının terör örgütünün mahrem sözde TSK yapılanmasında faaliyet yürüten mensuplarının iletis¸im vasıtalarından biri oldugˆu değerlendirilmiştir." denildi.

"Yirmiden faza sabit hat tespit edildi"

Sorus¸turma konusu sabit hat gibi İstanbul'da aynı s¸ekilde örgütsel amaçlarla kullanılan bu zamana kadar 20'den fazla sabit hattın tespit edilip içeriklerinin des¸ifre çalıs¸malarına devam edildigˆi bilgisi de verilen iddianamede, asker s¸ahıslardan sorumlu mahrem imam s¸ahısların sorus¸turma konusu hat gibi aynı personelle farklı örgütsel sabit hatlarla iletis¸im kurdugˆunun da itirafçı asker s¸ahıs ve mahrem imam beyanlarına göre tespit edildiği anlatıldı.

İddianamede, soruşturma konusu olan Bulgurlu'daki büfede kurulu, kamunun kullanımına ücret kars¸ılıgˆında açık olan sabit (kontörlü) hat vasıtasıyla tek sefer veya ardıs¸ık olarak iletis¸im sagˆlanan asker s¸ahısların, terör örgütünün mahrem sözde silahlı kuvvetler yapılanmasında faaliyet yürüttüklerinin anlaşıldığı anlatılarak, bu kişilerin örgütle organik s¸ekilde bagˆlı olarak süreklilik, çes¸itlilik ve yogˆunluk gösteren, örgütsel tabirle genel olarak "s¸akirtlik/ s¸akirdelik" denen üye konumda bulundukları ifade edildi.

"Öğrenci" konumunda bulunan bu tür şahısların yapılanma içerisinde özel olarak, üst konumlarda bulunan, "müdür", "müdür yardımcısı" ve "ögˆretmen" örgüt mensuplarıyla görüs¸meler yaptıkları ve üst konumdaki örgüt mensuplarıyla örgütsel gizliligˆi sagˆlamak, des¸ifre olmayı engellemek amacıyla sabit hatlar üzerinden irtibat kurdukları bilgisi verilen iddianamede, şahısların özel olarak hazırlanan evlerde digˆer örgüt mensuplarıyla örgütsel sohbetler düzenlemesinin de örgütle iradi bagˆlarını, bu bagˆa ilis¸kin kasıtlarını ve terör örgütünün hiyerars¸ik yapısına dahil olduklarını ortaya koydugˆu aktarıldı.

Sabit hattan aranan darbe girişiminin öne çıkan isimleri

15 Temmuz darbe giris¸iminin önemli isimleri arasında yer alan s¸ahısların da sorus¸turmaya konu sabit ankesörlü hattan arandıgˆı vurgulanan iddianamede, "Terör örgütünün sözde TSK imamı olup darbe giris¸imini ülke çapında yöneten Adil Öksüz, darbe giris¸imi esnasında 15 Temmuz S¸ehitler Köprüsü'nde ikisi polis, 34 kis¸inin s¸ehit edildigˆi olaylara, köprüden sorumlu komutanlardan olup çıkan çatıs¸mada ölen I·brahim Gül, yine I·stanbul'daki darbe giris¸iminin önemli isimleri arasında yer alan, halihazırda tutuklu bulunan Kerime Kumas¸ Yıldırım ve sözde Yurtta Sulh Konseyi'nce ülke çapındaki askeri birliklere gönderilen 'sıkıyönetim direktifi' ekinde yer alan sözde atama listesine göre "Hakkari sıkıyönetim komutan yardımcısı" olarak görevlendirilen ve halihazırda FETÖ/PDY sorus¸turmaları kapsamında tutuklu bulunan Tugˆgeneral Ahmet Otal'ın da sorus¸turmaya konu sabit hattan aranan s¸ahıslar arasında yer aldıgˆı tespit edilmis¸tir." denildi.

İddianamede, şüpheli askerlerden Barış Koçak'ın (Hava Kuvvetleri) Bulgurlu'daki sabit hattan 34 defa, sayısı 424 olarak tespit edilen diğer hatlardan bir defa arandığı, Cumali Demir'in (Kara Kuvvetleri) diğer hatlardan bir defa, Gökay Çelik'in (Deniz Kuvvetleri) Bulgurlu'daki hattan 95 defa, diğer sabit hatlardan 7 defa arandığı, Gökhan Bolatcan'ın (Deniz Kuvvetleri) diğer sabit hatlardan bir defa arandığı, Gürol Yılmaz'ın (Deniz Kuvvetleri) Bulgurlu'daki hattan 16 defa, diğer sabit hatlardan 3 defa arandıgˆı, Harun Bulut'un (Hava Kuvvetleri) Bulgurlu'daki hattan 8 defa, diğer sabit hatlardan 4 defa arandığı, Yasin Sancuktutan'ın (Deniz Kuvvetleri) diğer sabit hatlardan bir defa ve Fethi Ahmet Duş'un ise (Deniz Kuvvetleri) diğer hatlardan 2 defa arandığının tespit edildiği belirtildi.

Bu şüphelilerin "FETÖ/PDY üyeliği" suçundan, 7 yıl 6 ay ile 15 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel TSK'nin İtibarının Korunmasına Yönelik Tedbirler Fetö İddianamesinde - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement