Turizmde Gelişmekte Olan Balkan ve Baltık Pazarına Yönelmeliyiz - Son Dakika
Güncel

Turizmde Gelişmekte Olan Balkan ve Baltık Pazarına Yönelmeliyiz

Turizmde Gelişmekte Olan Balkan ve Baltık Pazarına Yönelmeliyiz

Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Emir'in yönettiği, "Türkiye'nin Alternatif Pazarları Hangileridir, İzlenmesi Gereken Tanıtım Stratejini ne Olmalı?

27.04.2022 09:51  Güncelleme: 10:56
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Emir'in yönettiği, " Türkiye'nin Alternatif Pazarları Hangileridir, İzlenmesi Gereken Tanıtım Stratejini ne Olmalı?" Başlıklı çevrimiçi Zoom toplantısına konuşmacı olarak katılan turizm yazarları, gelişmekte olan Balkan ve Baltık pazarının yakından izlenmesi gerektiğini söylediler.

Turizmde Gelişmekte Olan Balkan ve Baltık Pazarına Yönelmeliyiz

Prof. Dr. Emir'in "Türkiye'nin alternatif pazarları hangileri? Sorusunu yanıtlayan turizm yazarı Kerem Köfteoğlu şöyle konuştu: "Tüm uzmanlar turizmde canlanmanın 2024'ten önce olmayacağını söylüyor. Buradan hareketle kısa vadede yöneleceğimiz pazarların hiçbirinin, ana pazarlardan kayıplarımızı karşılama hacmine sahip olmadığını görüyoruz. Ama orta ve uzun vadeli planlar yapıp, başta gelişmekte olan Balkan, Baltık, Körfez ülkeleri olmak üzere, Asya pazarına yönelik çalışmalara şimdiden başlarsak, önümüzdeki yıllarda hem turizmde dengeyi sağlar hem de kazançlı çıkarız."

Geçen yıl gelişmekte olan pazarlardan Türkiye'ye 800 bini aşkın turistin geldiğini hatırlatan Köfteoğlu şunu ekledi: "Bu pazardan ülkesine göre yüzde 300 ila yüzde 800 arasında değişen artışlar oldu. Bu pazarların ihmal edilmeksizin dikkate alınıp daha da geliştirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. "

Çinli turist profili hakkında da bilgiler veren Köfteoğlu özetle şunları söyledi: "Çinli turistin 2024'ten önce uzak ülkeleri gitmesi beklenmiyor. Ancak turizmcilerin gelişme potansiyeli yüksek olan bu pazara yönelik çalışmaları da hızlandırmasında yarar var. Çinli turist neden hoşlandığı, nasıl mutlu edileceği iyice araştırılmalı. Turizm tesislerimiz Çinli turistin alıştığı dijital ödeme sistemlerine dahil olmalı. Turizm bakanlığının da Çince rehber sayısını artıracak adımları atmasında yarar var."

Turizmde Gelişmekte Olan Balkan ve Baltık Pazarına Yönelmeliyiz

"TURİZMİN DİLİ BARIŞTIR"

Turizmin siyasetle önemli bir alakası olduğunu hatırlatan Cem Polatoğlu ise "Turizmin dili barıştır diyorlar. Çok doğru" dedikten sonra şöyle devam etti: "Bazı ülkelerle yaşanan siyasi anlaşmazlıklar sonucunda turizmde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Ortaya çıkan sıkıntıların düzeltilmesi için büyük çabalar sarf ediyoruz. Yaşanın sıkıntılardan dolayı İsrailli, İtalyan turisti kaybettik. Bu yüzden yumurtaları aynı sepete koyup risk yaşamamak için tek pazarı değil, tüm pazarlara yönelik çalışmalar yapmalıyız. Tüm pazarlardaki Türkiye tanıtımını da hedef kitlenin beklentilerini dikkate alarak bölgesel ağırlıklı yapmalıyız."

Turizmde geliri artıracak türlere yönelmek gerektiğini vurgulayan Polatoğlu şunları söyledi: "Türkiye gastronomide çok büyük bir potansiyele sahip. Kayak turizmi, sağlık turizminde de büyük bir potansiyelimiz var. Deniz-kum-güneş için gelen 600 dolarlık paketle gelirken, sağlık turizmi için gelenler 2 bin 2 bin 500 dolarlık harcama yapıyor. Deniz turizminde de birçok ülkeye göre çok güvenli bir ülkeyiz. Bazı ülkelerdeki gel-git olayından dolayı aileler çocuklarını denize bırakamazken, Antalya'da gönül rahatlığıyla deniz kenarında bırakabilir, hiçbir tehlikesi yok. Sahip olduğumuz değerler ve hitap ettiği kitleyi dikkate alınca, tüm dünyanın alternatif pazar olduğunu söyleyebiliriz."

Genç turizmcilere de seslenen Polatoğlu şöyle konuştu: "Veriler, önümüzdeki dönemde turizmin pik yaptığı 2019 yılına göre 7-8 kat daha hacimli olacağı rapor ediliyor. Bu yüzden 'turizmde para yok' diyerek yılmayın tam tersine gelecek vaat eden bu sektörde mücadeleye devam edin. Kendinizi sosyal açıdan geliştirin, bir değil en az iki dil öğrenin. Turizmci olacaksanız karşınıza mutlaka sorunlar çıkacağını bilin. Kendinize şimdiden önümüzdeki dönemde karşınıza çıkacak sorunları çözmeye hazırlayın."

Turizmde Gelişmekte Olan Balkan ve Baltık Pazarına Yönelmeliyiz

"THY UÇAKLARI GİYDİRİLİP TÜRKİYE"Yİ TANITSIN"

Kendisine yöneltilen havacılık konusundaki soruları yanıtlayan Musa Alioğlu da Kovid-19 pandemisinin dünyada olduğu gibi Türkiye'de de tüm planları bozduğunu hatırlattıktan sonra "Pandemi bitti bitiyor derken bu sefer Rusya- Ukrayna savaşı çıktı. Turizm faaliyetinin yaklaşık yüzde 90'ı havacılıkta gerçekleşiyor. Türkiye'ye 3-4 saatlik uçuşla ulaşabilen 60 ülkeyle ilişkilerimiz var. Bu da dünyadaki ülkelerin üçte birine tekabül ediyor. Türkiye'ye gelen turistlerin büyük bir kısmı ülkelerinin havayoluyla uçuyor. Bu da paranın önemli bir kısmının ülke dışına çıkmasına yol açıyor" dedi.

Rusya'ya uygulanan yaptırımlar üzerine bu ülkede faaliyet gösteren üç Türk operatörünün havayolu şirketi kurma çalışmaları olduğunu belirten Alioğlu şöyle konuştu: "Bence doğru bir karar. Bu girişim Türkiye'ye daha fazla turist gelmesine yardımcı olacaktır. Bu konuda bir aksilik çıkar mı, bir sıkıntı yaşanır mı doğrusu bilmiyorum. Ama kararın doğru olduğunu ve ulaşıma giden paranın Türkiye'ye kalacağını söyleyebilirim."

Tanıtım stratejisi konusundaki önerilerini de paylaşan Alioğlu bu konuda şunları söyledi: "Türkiye başta THY olmak üzere özel havayolu şirketleriyle de son 30 yılda önemli mesafeler kat etti. THY'nin filosunda 25'i kargo uçağı olmak üzere toplam 373 uçağı var. Özel havayolu şirketlerimizin de 150-160 uçağıyla birlikte toplamda 550 uçağa ulaşıyoruz. THY'nin uçaklarından 80 tanesi kendi malı. Bu uçakların her birinin tanıtım için kullanılmasını öneriyorum. Uçaklar Türkiye'deki Göbeklitepe, Hattuşaş ve Efes gibi önemli turistik merkezlerin görselleriyle giydirilebilir. Böylece dünyanın tüm havalimanlarına giden bu uçaklarla ülkemizin tanıtımını yapabilir. Her havalimanında günde ortalama 300 bin kişi, uçaklarımızın üstündeki görsel ve Turkish, From Turkey gibi kelimeleri akıllarında tutar bu da etkili bir tanıtım olur."

Turizmde Gelişmekte Olan Balkan ve Baltık Pazarına Yönelmeliyiz

ÇEVRİMİÇİ SEMİNERDEN ÇIKAN 10 ÖNERİ:

1-Yumurtaları aynı sepete koymamak adına mevcut pazarların yanı sıra, ihmal edilen Balkan, Baltık, Körfez ve Uzakdoğu pazarına yönelik çalışmalar da yapılmalı.

2-Turizmde tam canlanma 2024'te olacak. Canlanmaya hazırlıklarımıza şimdiden başlanmalı.

3-Türk kökenli tur operatörlüğü sistemini yeniden canlandırılıp geliştirecek planlar yapılmalı.

4-Türkiye'nin turizmde sahip olduğu potansiyelin herkese hitap ettiği, tüm dünyanın alternatif pazarımız olduğu akıldan çıkarılmamalı.

5-Frig Vadisi'ni içeren paket tur hazırlanmalı. Pazarlaması için seyahat acentalarıyla temasa geçilmeli.

6-THY'nin uçakları Göbeklitepe, Hattuşaş, Efes gibi turistik merkezlerin görselleriyle kaplanıp uçaklarımız ülke tanıtımda kullanılmalı

7-Turizmden ekmek yiyen ve turizmle ilişkili tüm kurum kuruluşlardan oluşan bir Turizm İstişare Kurulu oluşturulmalı.

8-Türkiye'nin tanıtımı hedef kitlenin beklentilerine uygun ve bölgesel ağırlıklı olarak yapılmalı.

9- Teknolojinin tüm imkanlarından yararlanıp, sanal tur, dijital ödeme, sosyal medyada tanıtım gibi girişimler hızlandırılmalı.

10-Gençlerimiz turizmde gelecek olduğunu unutmayıp, mücadeleden yılmadan kendilerini bu geleceğe hazırlamalı.

Kaynak: Xinhua

Son Dakika Güncel Turizmde Gelişmekte Olan Balkan ve Baltık Pazarına Yönelmeliyiz - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement