Türk Polis Teşkilatının 173. Kuruluş Yıl Dönümü

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye İstatistik Kurumu 2017 yılı memnuniyet araştırmasında Türkiye'de kamu hizmetleri içinde asayiş hizmetleri, milletin memnuniyeti açısından zirvede, yüzde 74,4 ile birinci sırada." dedi.

Türk Polis Teşkilatı'nın 173'üncü kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında şehit ve gazi aileleri onuruna bir otelde yemek programı düzenlendi.

Programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanı sıra Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Sahil Güvenlik Komutan Vekili Tuğamiral Bülent Olcay ile gazi emniyet müdürleri Turgut Aslan ve Atalay Ülker, emniyet personeli ve öğrenciler, şehit ve gazi aileleri ile tedavi ve rehabilitasyon sürecinde onlara yardımcı olan bazı sağlık çalışanları katıldı.

Program, Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu'nun dinletisiyle başladı.

Kuran-ı Kerim tilaveti ve dua edilmesinin ardından açılış konuşmasını yapan İçişleri Bakanı Soylu, hafta sonu gerçekleştirdikleri Afganistan ziyareti sırasında duydukları sözlerin kendisini gururlandırdığını söyledi.

Soylu, inancı ve rengi ne olursa olsun, karşılaştığı her insandan Türk milletine karşı gördüğü muhabbet, saygı ve hürmetten gurur ve onur duyduğunu dile getirdi.

Başka ülkelerin asker ve polislerinin Türk güvenlik güçlerini büyük bir saygı ve kabulle kucaklamasının övünç ve onur kaynağı olduğunu ifade eden Soylu, Afganistan'ın 40 yıldır savaştığı için yokluk, sefalet ve sömürü içinde kıvranan ama Türkiye'ye can dostu ve kardeş bir millet olduğunu belirtti.

Afganistan'da görev yapan diğer milletlere ait güvenlik güçlerinin sokağa çıkmaktan imtina ederken Türk asker ve polisinin sokağa çıktığında saygı gördüğünü anlatan Soylu, "Afganlar da mazbut insanlardır. İnanç ve dinlerine bağlı insanlardır. Kadınlarının kendi polislerine bile yaklaşmadıkları bir kültüre sahipler. Bunun tek istisnası Türk askeridir. Kendi polis ve askerlerini namahrem görürken Türk askerlerinin ezel ve ebed kardeşleri olduklarını söylüyorlar." diye konuştu.

Türk Polis Teşkilatı'nın 173 yıllık, jandarma teşkilatının da 179 yıllık mazisi olduğunu kaydeden Soylu, "Biz sonradan kurulma,

sonradan olma bir ülke ve millet değiliz. Nevzuhur bir topluluk değiliz ve birileri ısrarla

arkamızdaki köklü birikimi, tarihimizi hatta mezarlarımızı bile unutturmak istiyor. Bize bu toprakların asıl sahibi olduğumuzu unutturmak istiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Türklerin Anadolu'ya bin yıl önce geldiklerini, Anadolu'dan bir şeyler alırken çok şey kattıklarına dikkati çeken Soylu, Türk milletinin Anadolu'nun eksik parçası olduğunu vurguladı.

Soylu, şunları kaydetti:

"Güzel cumhuriyetimizi hep birlikte kurduk ama böyle bir büyük birikimin üzerine

yeni ve modern bir devlet kurduk. İşte bugün bizim tarihimizle,

değerlerimizle yeniden kucaklaşmamıza, tarihimize sahip çıkmamıza,

şehitlerimizle, şehit ailelerimizle el ele, kol kola olmamıza

dudak bükenler hatta bazen dalga geçenler,

aslında bu köklü medeniyet gerçeğimizi hazmedemeyenlerdir ve

bundan kendi hesaplarına ürkenlerdir. Eğer biz bugün Zeytin Dalı'nı, Fırat Kalkanı'nı,

evlatlarınızın kahramanca verdiği terörle mücadeleyi

başarıyla ortaya koyabiliyorsak bunu sadece silahımızın gücüyle değil,

mazimizden aldığımız güç ve ruhla yapıyoruz.

İşte birilerinin itiraz ettiği nokta tam da burasıdır çünkü onlar bizi hep 19. yüzyılın başındaki 'hasta adam' olarak görmek istiyorlar. Onlar, bu ülkeyi yalnızlaştırmak ve güçsüzleştirmek istiyorlar. Sadece komşularından kopartarak değil,

esasen geçmişinden kopartarak yalnızlaştırmak istiyorlar. Tarihi bağlarımızdan, tarihi kardeşliklerimizden koparmak istiyorlar. İstiyorlar ki herkese, her olaya sırtımızı dönelim,

haklarımızı savunmayalım, aciz bir ülke gibi kapılarımızı kapatalım,

kafamızı kuma gömelim."

Gurur ve onur vesilesi

Türk Polis Teşkilatının 173. yıl dönümünde, bugüne kadarki sorumluluklarının da gücünün de zirvesinde olduğunu ifade eden Soylu, Türkiye İstatistik Kurumunun 2017 yılına ilişkin bazı verilerini de paylaşarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye İstatistik Kurumu 2017 yılı memnuniyet araştırmasında Türkiye'de kamu hizmetleri içinde asayiş hizmetleri, milletin memnuniyeti açısından zirvede, yüzde 74,4 ile birinci sırada. Hepinizin huzurunda polis ve emniyet teşkilatını, milletini huzuru ve güvenliği ile kamu düzeni için gece gündüz çaba sarf eden bütün arkadaşlarımı, Türkiye'nin 780 bin kilometrekaresinde kuş uçurtmamak, milletimizin namusuna halel getirtmemek için çaba sarf eden bütün kahramanlarımızı huzurunuzda tebrik ediyorum.

Bir rakam daha vereceğim. Onunla da gurur duyun. Gurur duydukça bu zirveyi en üst seviyede tutmak, arkadaşlarımızın en önemli görevidir. Türkiye'de kamu kurumları içinde milletimizin güven duyduğu yüzde 63,3 ile birinci kurum Türk Polis Teşkilatıdır. Hemen onun bir puan altında da jandarma teşkilatımız gelmektedir."

Bir kilometre menzilli gece görüşlü kamera

Suçun ve suçlunun teknolojiyle beraber gelişim gösterdiği dünyada, Türk polisinin hiçbir gelişmenin gerisinde kalmadığına işaret eden Soylu, her pazartesi istihbarat ve koordinasyon toplantısı yaptıklarını ve bu toplantıların tamamına katıldığını anlattı.

"Bazen dağlarda terörist gece karanlığından sızarak evlatlarımızın ve bizim canımızı acıtıyor." diyen Soylu, şunları ifade etti:

"Şimdi el birliğiyle teknokentimizde öyle bir şey üretildi ki geceleyin, siste yaklaşık 500 metreden bir kilometreye kadar çok rahatlıkla görebileceğimiz milli ve yerli yazılımla bir kamera icat ettik. Artık siste bir terör örgütünün veya bir anlayışın gelip de baskın yapabilmesi imkan ve kabiliyetleri içinde olmayacak. Bunun yanı sıra sınırlarımız çok daha iyi gözetlenecek. Araçlarımız giderken farlarını yakmadan, aracı süren güvenlik kuvvetlerimiz anlaşılmadan rahat bir şekilde önündeki 300-500 metreyi rahat görebilecek bir icadı yerli ve milli yazılımla gerçekleştirdik."

Teröristlere karşı insansız hava araçları ile büyük bir üstünlük ve kabiliyet sağladıklarını söyleyen Soylu, Amanoslar'da son bir ayda 20 teröristin etkisiz hale getirildiğini kaydetti.

Soylu, teknolojik üstünlük arttıkça güvenlik ve asayişin daha iyi noktaya geleceğini vurguladı.

Yürütülen çalışmalarla yeni kimliklerin kontrollerinin de çok daha kısa sürelerde yapılmasına imkan tanıyan bir gelişmenin haberini aldığını da anlatan Bakan Soylu, polis teşkilatını dijital altyapıdan personel kapasitesine kadar çağın ve ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda sürekli yenilediklerini dile getirdi.

Bekçi alımı ile pasaport ve sürücü belgelerinin devri

Çarşı ve mahalle bekçilerinin alımlarına ilişikin de bilgi veren Soylu, şu ana kadar 19 bin bekçi alımı gerçekleştirdiklerini, gelecek dönemde 17 bin bekçinin daha alımı için çalışmaların sürdüğünü ifade etti.

Araç tescil işlemlerinin noterlere devrinden sonra pasaport ve sürücü belgeleriyle ilgili işlemlerin de Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne devredildiğini anımsatan Soylu, "Cuma günü emniyette kepengi kapattık, Nüfus Genel Müdürlüğünde kepengi açtık. Çalışanlar başka, makineler başka. Allah bizi mahcup etmedi. Pazartesi bir uyum süreci yaşadık. Salı gününden itibaren pasaportu da ehliyetimizi de kimliğimizi de hep birlikte, birçok yeni güvenlik unsuru katarak, polis ve jandarma ile 92 kurum ve 8 bakanlık ile entegrasyonunu sağladık." diye konuştu.

Soylu, emniyet tarafından günlük 7-8 bin civarında pasaport ve bir o kadar da ehliyet verildiğini belirterek, perşembe ve cuma günü aynı rakamlara ulaştıklarını söyledi.

Motosiklet alımı

Motosikletli polislerin sayısını artırmak için çalıştıklarına değinen Soylu, geçen yıl aldıkları 400 motosikleti illere gönderdiklerini, trafik polisleri için normal alımların dışında 284 motosiklet alımı yaptıklarını söyledi.

Soylu, Maliye Bakanlığından gelecek parayla 200 tane daha alacakları bilgisini vererek, polisin motosiklet ihtiyacının kısa sürede karşılanacağını anlattı.

Soylu, şöyle konuştu:

"Ve yine insansız hava araçları noktasında emniyet teşkilatını,

sadece terör için değil, şehirlerdeki asayiş ve trafik uygulamaları için

de yeni araçlarla destekliyoruz. Bunları yapıyoruz çünkü dünyadaki bütün polis teşkilatları

içinde belki de görev sahası en geniş olan teşkilatlardan birisi Türk Polis Teşkilatıdır. Türk polisi terörle mücadele eder, uyuşturucu ile

mücadele eder, insan kaçakçılarıyla mücadele eder, trafikle uğraşır,

dijital suçları takip eder, tarihi eser kaçıranla, alkol, sigara

kaçıranla mücadele eder, şehirde asayişe bakar, hırsızın, uğursuzun

peşinde koşar... Saymakla bitmez.

FETÖ'sü bir yandan, PKK'sı bir yandan,

DHKP-C'si bir yandan, bu millete doğrultulmuş her namlunun önünde

bu polis evlatlarımız durur. Dolayısıyla bu teşkilat her daim güçlü

olmak zorundadır. Bunu temin etmek için önemli adımlar attık. İnşallah bundan sonra da bu adımları atmaya devam edeceğiz."

Mala karşı işlenen suçlarda azalma, olay aydınlatma oranlarında ise artış olduğuna dikkati çeken Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Elbetteki güçlü bir polis teşkilatı, güçlü bir devletin neticesidir. Türkiye, bugün bu adımları atabiliyorsa dünden çok daha güçlü

olduğu içindir. Biz bu ülkede polis araçlarına günlük 5 litre istihkak

verilebildiği, araçlarda benzin olmadığı için suçlunun peşinden gidilemediği günleri biliriz. Bugün çok şükür, değil arabayla,

suçlunun peşinden helikopterle gidildiği günleri yaşıyoruz.

Bunu yapan

bu milletin iradesi, bu milletin gücü ve bu milletin evlatlarının

inancıdır. Birileri Türkiye'yi ısrarla yangın yeri gibi göstermek istiyor. Türkiye, dünün Türkiyesi değildir. Türkiye, bugün döviz

operasyonlarıyla, Türkiye küresel terörün tamamıyla mücadele

ederken yüzde 7,4 büyüyen bir ülkedir. Türkiye, bugün ölümden kaçan

milyonlarca insana kucak açarken yüzde 7,4 büyümüş bir ülkedir. Türkiye, bugün milli gelirine oranla dünyada en çok yardım yapan ülke

olmasına rağmen yüzde 7,4 büyümüş bir ülkedir. 15 Temmuz gecesi kendi

içimizdeki hainlerin saldırısına uğramış, sabahına varmadan ihaneti

bastırmış ve çizgisinden, yatırımlarından, mücadelesinden bir santim

geri adım atmadan yoluna devam etmiş bir ülkedir.

Yani deniz

fırtınalıdır ama gemimiz istikametine hiç sallanmadan devam

etmektedir. Bu başarı, hepimize ait bir başarıdır. Şehitlerimizin, gazilerimizin,

onlara olan inancımızın başarısıdır. Evlatlarımızın mücadelesi sadece

bugüne ait değildir. Bu mücadele yarınların mücadelesidir. Bedel

ödeyerek bu günlere geldik. Sıkıntılar çekerek, fedakarlıklar çekerek

bu günlere geldik ama inanıyorum ki bunların hepsi karşılık

bulacaktır."