Türk sinema ve tiyatrosunun Suna Abla'sıydı - Son Dakika
Magazin

Türk sinema ve tiyatrosunun Suna Abla'sıydı

Türk sinema ve tiyatrosunun Suna Abla\'sıydı

Yeşilçam sineması ile Türk tiyatrosuna hayatını adayarak unutulmaz isimlerinden biri olan Suna Pekuysal, 24 Ekim 1933'te İstanbul'da dünyaya geldi.

22.07.2020 15:06  Güncelleme: 05:41
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yeşilçam sineması ile Türk tiyatrosuna hayatını adayarak unutulmaz isimlerinden biri olan Suna Pekuysal, 24 Ekim 1933'te İstanbul'da dünyaya geldi.

Asıl adı "Suna Belener" olan sanatçı, 75 yıllık yaşamının 50 yılında sahnenin tozunu yuttu, 250'den fazla oyunda ve 100'e yakın sinema filminde başrol ve yan rollerde oynadı.

Pekuysal, 1949'da İstanbul Belediye Konservatuvarı Şan ve Bale Bölümü'nde öğrenim görürken, İstanbul Şehir Tiyatrolarının çocuk bölümünde Kadri Ögelman'ın "Artist Aranıyor" adlı oyununda ilk kez sahneye çıktı. Sanatçı, 1952'de, İstanbul Şehir Tiyatroları dram bölümü kadrosuna geçti.

Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden Cahide Sonku, Reşit Gürzap, Bedia Muvahhit, Vasfi Rıza Zobu, Hazım Körmükçü, Talat Artemel, Reşit Gürzap, Mahmut Moralı ve Şevkiye Mav'ın öğrencisi oldu.

Oynadığı eserlerdeki tüm rolleri ezberliyordu

Bir röportajda, Şehir Tiyatrolarının çocuk bölümünde oynarken, diğer tüm rollerle birlikte oyunun tamamını ezberlediğini anlatan Pekuysal, figüran olduğu "Peer Gynt" oyununda, başrol oyuncusu Jeyan Mahfi hastalanınca, "Hocam, yerine ben oynayabilir miyim?" diyerek Muhsin Ertuğrul'a sorar. Bütün oyunu ezbere bilen sanatçı, Ertuğrul'un onayının ardından sahneye çıkıp başrolde oynar ve büyük beğeni kazanır.

İstanbul Şehir Tiyatrosu dram bölümü kadrosuna 1952'de geçen Pekuysal, aynı yıl "Vahşi Kız" adlı oyunda tek cümlelik replik verilince mutsuz olsa da o cümleyle canlandırdığı "hizmetçi kız" rolüyle dikkati çekti.

Sanatçı, 1954'te Elmer Rice'ın "Sokakta", 1956'da Henrik Ibsen'in "Peer Gynt", 1959'da Noel Coward'ın "Ne Umurum", 1961'de Flers-Caillavet'nin "Yufka Yüreklinin Biri", 1964'te Hidayet Sayın'ın "Topuzlu", 1965'te Haldun Taner'in "Eşeğin Gölgesi", 1968'de Shakespeare'in "Romeo ile Juliet" ve 1976'da "Kısasa Kısas" oyunlarında rol aldı.

Bir açıklamasında oynadığı her rolü beğenmediğinin altını çizen sanatçı, "Aslında iyi oyun çıkarabilmek için üstlendiğin kimliği sevmen, benimsemen şart. Aksi halde vasatın üzerine çıkamıyorsun. 'Kadınlar', 'Çatıdaki Çatlak', 'Haydi Öldürsene Canikom', 'Lüküs Hayat", 'Ahududu', 'Keşanlı Ali', 'Tırpan'daki rollerimi çok sevdim mesela." ifadelerini kullanmıştı.

Türkan Şoray'ı seslendirdi

Başarılı sanatçı, oyunculuğun yanı sıra radyo tiyatrosunda, arkası yarınlarda seslendirme de yaptı. Radyo temsillerine duyduğu özlemi, "Bak şunun altını çizerek söylüyorum, radyodaki o temsiller vardı ya bir ömürdü onlar benim için. Bugün çağırsalar, haydi gel Suna Pekuysal deseler, koşarım yine. Koşmak ne kelime, uçarım, uçarım." sözleriyle ifade eden sanatçı, Türkan Şoray'ın ilk filmlerinden, 1961 yapımı "Güzeller Resmi Geçidi"nde de seslendirmişti.

Suna Pekuysal ile oyuncu Ergun Köknar 1964'te evlendi. İkilinin oğlu Sait Ali, 1973'te dünyaya geldi. Sanatçı, 1970-1973 yılları arasında Köknar ile kurduğu Üsküdar Oyuncuları topluluğunda oynadı.

Fakir Baykurt'un uyarlaması olan "Tırpan"daki rolüyle 1980 Avni Dilligil ve Ulvi Uraz ödüllerini aldı.

İstanbul Şehir Tiyatrolarında 1984'te sahnelenen, Ekrem Reşit Rey'in 1933'te kaleme aldığı, Cemal Reşit Rey'in bestelerini yaptığı ve Haldun Dormen'in sahneye Koyduğu "Lüküs Hayat" operetinde 14 yıl Zihni Göktay ile aynı sahneyi paylaştı. Sanatçı, oyundaki rolüyle 1986 Sanat Kurumu ve 1987 İsmail Dümbüllü ödüllerini kazandı.

Lüküs Hayat bittikten sonra 24 Ekim 1998'de emekli edilen Pekuysal, sanatçılıktan emekli olunamayacağını her fırsatta tekrarlayarak, "Sahne bağışlamaz hiç. Sahne, özveri, hürmet ister. Oldum demek, öldüm demektir. Bitmek demektir." yorumunu yapmıştı.

Çok sayıda prestijli ödül kazandı

Yaşamı boyunca birçok ödüle layık görülen sanatçı ayrıca, 1998 Afife Tiyatro Ödülleri- Nisa Serezli Aşkıner "Yaşam Boyu Başarı Ödülü", 2000 "Belkıs Dilligil Onur Ödülü", 2001 38. Antalya Altın Portakal Film Festivali "Yaşam Boyu Onur Ödülü" ve 2003 "Muhsin Ertuğrul Tiyatro Emek Ödülü"nü aldı.

Emekli olduktan bir süre sonra Şehir Tiyatrolarında Joseph Kesselring'in yazdığı ve Çetin İpekkaya'nın yönettiği "Ahududu" adlı oyunda konuk sanatçı olarak rol aldı.

Kaynak: Hürriyet

Son Dakika Magazin Türk sinema ve tiyatrosunun Suna Abla'sıydı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement