Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin ekonomik kriterler açısından oldukça iyi bir noktaya geldiğini belirterek, "Ekonomik kriterler açısından değerlendirildiğinde artık "AB'ye girebilir mi giremez mi?" sorusu abesle iştigal. Çünkü ekonomik kriterler açısından baktığımızda pek çok ülkeden çok şükür daha iyi durumdayız" dedi.
AB Bakanlığı ve TRT iş birliğiyle hazırlanan Türkiye-AB İlişkilerinin 50 Yıllık Öyküsü: "Uzun İnce Bir yol" adlı belgeselin tanıtım filminin gala gösterimi Ulusal Ajans'ta yapıldı. Gösterime Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Dış ilişkiler Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır, Türkiye- Almanya Parlamento Dostluk Grubu Başkanı Çağatay Kılıç, eski Dışişleri Bakanı Ali Bozer ve bazı AB ülkelerinin büyükelçileri ile çok sayıda davetli katıldı.
Programda bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'nin AB yolunda bazen yavaşlasa da hep ileri doğru gittiğini belirtti. AB üyeliğinin Türkiye için büyük bir stratejik vizyon olduğunu vurgulayan Babacan, Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin bir kazan-kazan ilişkisi olduğunu ifade etti. Babacan, "Bu süreçte bizim kaybettiğimiz bir unsur yok. Bu süreçte aslında AB'nin kaybettiği bir şey de yok. Öyle bir süreç ki sıhhatli ilerlediği sürece her kesimin kazandığı bir süreç" dedi.
Babacan, Türkiye'nin 20-30 yıl sonra nasıl bir ülke olacağı sorusunun cevabını AB sürecinin verdiğini kaydederek, "Bu süreç, reformlar açısından Türkiye'nin performansının ölçüldüğü bir süreç olduğu için önem taşımaktadır. Bu reform sürecini eğer Türkiye-AB faktörü olmadan kendi başına yaşamaya çalışsaydı, eminim çok da fazla sayıda yol kazası yaşayacaktık ve belki de işte o senaryoda geri dönüşler olabilecekti. Bir ülkenin kendi kendine demokratik bir ülke demesi çok kolay. Biz, artık demokratik bir ülke olduk. Bunu herkes kendine yakıştırabilir. Bugün dünyaya baktığınızda kendine demokratik cumhuriyet diyen ama aslında demokrasiden çok uzakta olan ülkeler maalesef fazla. Demokrasinin kalitesi dediğinizde aslında AB süreci bize bir kalite testi imkanı sunuyor. Türkiye'nin bu süreç içinde olması AB'ye de itibar katmaktadır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin ekonomik kriterler açısından oldukça iyi bir noktaya geldiğini belirten Babacan, "Ekonomik kriterler açısından değerlendirildiğinde artık 'AB'ye girebilir mi giremez mi' sorusu abesle iştigal. Çünkü ekonomik kriterler açısından baktığınızda pek çok üyeden çok şükür daha iyi durumdayız. Ufak tefek yapısal kriterler var hala uymadığımız ama biz o kriterlere uymadığımız konuları seçerek ve bilinçli olarak yürütüyoruz. Yani şu anda o kriterlere uymak işimize gelmiyor. Onun için uymuyoruz. Ne zaman üye oluruz, o zaman o kriterlere uyarız" şeklinde konuştu.
"Siyasi kriterlere baktığımızda daha alacak uzun bir yolumuz var kendi iç reformlarımız açısından" diyen Babacan, "Henüz siyasi kriterlerde maalesef arzu ettiğimiz noktada değiliz" değerlendirmesini yaptı. Babacan, şimdiye kadar "Türkiye AB'ye ne zaman hazır olacak, ne zaman kriterleri yerine getirebilecek" sorusunun sorulduğunu kaydederek, "Bu, artık sorulmuyor. Daha çok sorulan AB Türkiye için ne zaman hazır olacak?" ifadesini kullandı.
"BİZ BU SÜREÇTE ÇOK ŞEY KAZANDIK AMA AB DE KAZANIYOR"
AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış da yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, AB yoluna girmesinden bu yana geçen 50 yılda çok büyük ilerlemeler kat ettiğini söyledi. Turgut Özal'ın bu süreçte çok sıkıntılar yaşanacağı yönünde ileriye dönük uyarılar yaptığını hatırlatan Bağış, "İnsanlık tarihinin en kapsamlı barış, demokrasi, refah projesi olan AB, hala kıtasal bir projedir. Onun küreselleşmesi için Türkiye'nin AB'ye çok önemli katkıları söz konusudur" dedi.
"Son krizlerde özellikle Suriye ve Mısır konusunda AB'nin içine düştüğü pasif durum, AB'nin Türkiye gibi aktörlere ihtiyaç duyduğunu çok net bir şekilde ortaya koydu" diyen Bağış şunları kaydetti:
"Biz bu süreçte çok şey kazandık ama AB de Türkiye ile birlikte bu süreçte çok şey kazandı. Bundan sonraki süreçte de biz Türkiye'nin kazanımlarına yoğunlaşacağız. Bizim ülkemizin standartlarının yükselmesi için hep birlikte daha önemli adımlar atacağız."
Son yıllarda birçok reformun yapıldığını ancak bunun yetmediğini ifade eden Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gelecek hafta açıklayacağı demokratikleşme paketinin AB sürecinde Türkiye'nin atacağı çok önemli bir adım olacağını ancak bunun da yetmeyeceğini kaydetti. Bağış, "İnanıyorum ki, onu özümsedikten sonra daha da fazlasını arzu edeceğiz çünkü bizim milletimiz de her şeyin en iyisini doğal olarak talep ediyor ve hak ediyor" dedi.
Konuşmasının sonunda Yunus Emre'nin "Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen" sözünü söyleyen Bağış, "Türkiye, doğru yolda ilerliyor, inşallah hak ettiği noktaya da ulaşacak. Ön yargıları da hep beraber kıracağız" dedi.
Konuşmaların ardından 22 dakikalık tanıtım filmi izlendi. Bağış, daha sonra filme katkı yapanlara teşekkür plaketi sundu.
"UZUN İNCE BİR YOL" BELGESELİ
Türkiye-AB ilişkilerinin hukuki temelini atan Ankara Antlaşması'nın imzalanmasının 50. yıl dönümünde hazırlanan belgesel, Türkiye-AB ilişkilerinin günümüze kadar olan gelişimini tarihsel bir perspektiften ele alarak özellikle ilişkilerin son on yılına yoğunlaşıyor. Ayrıca anlatılan dönemde AB'ye uyum çalışmaları çerçevesinde Türkiye'de yaşanan değişim ve dönüşümü de gerçek hikayelerden yola çıkarak ortaya koymaya çalışıyor. 3 bölümde oluşan belgeselde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay ve Ali Babacan, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile yapılan röportajlara da yer veriliyor. - ANKARA
Son Dakika › Politika › Türkiye-Ab İlişkilerinin 50 Yıllık Öyküsü: 'Uzun İnce Bir Yol' Belgeselinin Galası Yapıldı - Son Dakika
Rekabet Kurulu, İstanbul'daki Fransa menşeli özel eğitim kurumları hakkında yürüttüğü soruşturmada sözlü savunmaları aldı. Soruşturma sonucunda teşebbüslere idari para cezası uygulanması talep edildi. Kararın 15 gün içinde açıklanması bekleniyor.
YSK Başkanı Ahmet Yener, CHP'nin Hatay seçimleri ve İYİ Parti'nin Ordu seçimleri için yaptığı itirazların bugün görüşüleceğini açıkladı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Beşiktaş'taki yangın faciasında hayatını kaybeden 29 işçi için 14 milyon 500 bin TL toplandığını ve paranın İstanbul Valiliğine teslim edildiğini açıkladı. Yardım kampanyasıyla toplanan bu destek, mağdur ailelerin acılarını bir nebze olsun azaltmayı hedefliyor.
Anayasa Mahkemesi (AYM), kamu görevlisini, feshedilen iş akdinin geçersiz bir sebebe dayandığının tespiti veya işe iadesine karar verilen işçinin işe başlatılmaması halinde ortaya çıkacak kamu zararından muaf tutan düzenlemeyi, Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti.
YSK Başkanı Ahmet Yener, CHP ve İYİ Parti'nin Hatay ve Ordu'daki yerel seçimlere ilişkin itirazlarının bugün kurul toplantısında görüşüleceğini açıkladı. Yener, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, itiraz başvurularının büyük ihtimalle bugün kurulda görüşüleceğini belirtti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Strazburg'da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) İlkbahar Oturumu kapsamında düzenlenen Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu Toplantısı'nda konuşma yaptı. Özel, sosyal demokrat değerlerden ve adaletli yönetimden taviz vermeyeceklerini vurguladı.
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, 'Perşembe Kıyı Düzenleme ve Rekreatif Amaçlı Dolgu Projesi' için açılan dava sonrasında ÇED sürecinin durdurulduğunu açıkladı. Adıgüzel, 'ÇED süreci birbiri ile ilişik iki proje için de durdurulmuştur. Melet Nehri ve tüm Altınordu sahiline bir saldırı daha püskürtülmüştür. Bir defa daha Ordu halkı, Ordu kent kültürü ve doğa hakları kazanmıştır' dedi.
Hatay'ın Arsuz ilçesinde, İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından durumlarından şüphelenilen 10 kişi yakalandı. Yapılan incelemede, yakalanan kişilerin Suriye uyruklu olduğu ve yurda yasa dışı yollarla girdikleri tespit edildi. Düzensiz göçmenler, sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğüne gönderildi.
Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, göreve başladıktan sonra ilk resmi nikahını kıydı. Başkan Ömeroğlu, genç çiftin mutluluklarına ortak oldu ve evlilik cüzdanını gelin Betül'e takdim etti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), terör suçlarından tutuklu veya hükümlülere 'tek tip kıyafet' zorunluluğu getiren yasa hükmünü Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti. AYM'nin gerekçeli kararında, kişisel özerklik ve kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının sınırlanmasının Anayasa'nın 17. maddesine aykırı olduğu belirtildi. Ayrıca, duruşma düzeninin korunması amacıyla getirilen sınırlamanın ölçülü olmadığı ve mevcut kanun hükümlerinin yeterli olduğu vurgulandı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Saadet-Gelecek Partisi ortak grup toplantısında; İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını eleştirerek, "İslam dünyası da Gazze sınavında sınıfta kalmıştır. Cemil Meriç’in de ifadesiyle; 'Zulmün olduğu yerde, tarafsızlık namussuzluktur’. Şimdi İran ve son perde olarak Türkiye’mizde de çevirmek istiyorlar. Bu tuzağa hiç kimse bir daha düşmemelidir. Ankara’nın, Tahran’ın, Bağdat ve Şam’ın bir araya gelmesi mümkündür ve bu sadece bir tercih değil artık zorunluluktur. Bu konuda da ülkemize büyük sorumluluklar düşmektedir” dedi. 31 Mart yerel seçimlerini de değerlendiren Karamollaoğlu, "Artık yeni bir dönem başlamıştır. Bugünden sonra bizler açısından zaman ve zemin hiç olmadığı kadar müsaittir. Milli görüşe duyulan ihtiyaç ise her zamankinden fazladır" diye konuştu.
Sizin düşünceleriniz neler ?