Türkiye-Ab Karma Parlamento Komisyonu Toplantısında Tartışma İddiası

CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Afif Demirkıran ile AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin'in, komisyonun AB kanadıyla görüşmek üzere gittikleri Strasbourg'da kendisine gözdağı verdiklerini ileri sürdü.

Nazlıaka, CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey, İzmir milletvekilleri Oğuz Oyan ve Rıza Türmen ile birlikte Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 25 Şubat'ta Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonunun rutin görüşmesi için Strasbourg'a gittiklerini belirtti.

Görüşmede, bir gün önce, montaj olduğu belirtilen ses kaydı iddialarının internette yayınlanması nedeniyle AB'li parlamenterlerin bu konuda sık sık soru sorduğunu ve gerginlikler yaşandığını anlatan Nazlıaka, kendisinin de Türkiye'deki son durumla ilgili Türmen'in hazırladığı raporu muhataplarına vermek istediğini söyledi. Bunun üzerine Demirkıran'ın kendisine tepki gösterdiğini ve "Buraya parti propagandası yapmaya gelmedik" dediğini aktaran Nazlıaka, dosyanın bilgi notu olduğunu ve partileriyle ilgisi olmadığını iddia etti.

Karma komisyonun yaklaşık 1 saatlik görüşmesinin 45 dakikasında Demirkıran'ın, 10 dakika kadar Avrupalı parlamenterlerin konuştuğunu ifade eden Nazlıaka, kendisinin ancak 5 dakika konuştuğunu, sözlerinin de kesilmek istendiğini öne sürdü. Nazlıaka, daha sonra Türkiye ofisine geçtiklerini belirterek, "Demirkıran ve Şahin beni küçük odaya çağırdılar ve gözdağı verdiler. 'Ne şekilde konuşmam gerektiğini dikte edecekseniz, elime yazılı verin' diye espri yaptım. Personel ofis dışına çıkmak durumunda kaldı" dedi.

Demirkıran ve Şahin'in, "Sizin genel başkanınızın başına böyle bir olay gelse biz böyle konuşmazdık" dediklerini anlatan Nazlıaka, "Ben de, 'böyle bir olay genel başkanımızın başına gelmezdi. Gelse istifa ederdi, o istifa etmese ben istifa ederdim' dedim. Beni anlamakta zorluk çektiler" diye konuştu.

Nazlıaka, AK Partililer'in, Avrupalı parlamenterlere "En yakın arkadaşınızdan kazık yeseniz ne hissederdiniz" dediklerini, ancak bekledikleri tepkiyi alamadıklarını ifade etti.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın, "ses kaydının montaj olduğunu hissettiğine" dair sözlerini de değerlendiren Nazlıaka, "Kirli bezle masa silinmez. Öyle bakanımız var ki sadece dinleyerek, bir kasetin montaj olup olmadığını anlayabilecek kapasitede. Bakan olmanın sorumluluğu hislerle hareket etmeyi gerektirmez" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Pavey de iktidarın her şeyi kontrol etmek istediğini savunarak, "Muhalefetin nerede ne söylemesi gerektiğini belirleme cüretinde iktidar yeryüzünde görülmemiştir" diye konuştu.

Türkiye'nin ilk kez bu kadar büyük boyutta yolsuzluk gördüğünü öne süren Pavey, "Yakalananların bu kadar pişkinliğini de ilk kez gördü Türkiye. İktidar utanmak, yargıyı rahat bırakıp çamur deryasının temizlenmesini beklemek, kamuoyunu aydınlatmak gibi temel sorumluluklarını yerine getirmek yerine, AB uyum görüşmelerinde ülkede olup bitenlerle ilgili beyan dikte ettirmeyi tercih ediyor" dedi.

-"Algı yaratmada başarısız kalmışlar"

CHP İzmir Milletvekili Türmen ise birkaç gün önce Brüksel'de yaptıkları temaslara değinerek, Türkiye'de yaşananların AB'de endişe uyandırdığını savundu.

AK Parti iktidarının Kopenhag kriterlerinden giderek uzaklaşmasının AB'de soru işareti yarattığını ifade eden Türmen, "HSYK Kanunu'nun rafa kaldırıldığını zannediyorlar. Meclis'ten çıkınca çok şaşırmışlar" dedi.

Türkiye'nin batıdaki algısının çok net olduğunu ve bunu değiştirmenin zor olduğunu dile getiren Türmen, "AKP'nin algı yaratma uzmanları başarısız kalmışlar" diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Oyan ise Gezi Parkı olayları ve 17 Aralık operasyonundan sonra AB müzakerelerinin önündeki engelin AK Parti hükümetinin kendisi olduğunu iddia etti.

Nazlıaka, ses kayıtlarını bağımsız bir laboratuvarda inceletmelerinin söz konusu olup olmadığı sorusu üzerine, öncelikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin malvarlığının açıklanmasını, TİB'in 17 Aralık ve 18 Aralık 2013 tarihlerindeki görüşme trafiğini açıklamasını istediklerini belirtti.

Ses uzmanlarıyla da görüştüklerini kaydeden Nazlıaka, Atilla Özdemiroğlu'nun, "Yağmur sesini, dalga sesini kopyalayabilirsiniz ama Almanya'da bile insan sesinin kopyalanması ve montajlanması mümkün değil. Öyle olsa robotik ses olur, akıcı olmaz" dediğini anlattı.

Oyan da yasa dışı dinlemelere karşı olduklarının altını çizerek, "Olaylar o kadar büyük ki dinlemelerin yasadışılığı mı ön planda, soygunun çapı mı ön planda, bunu kıyaslamak durumundayız" dedi.

Türmen de hakim kararı olmadan yapılan dinlemenin hukuksuz delil olduğuna işaret etti, ancak işin siyasi boyutunda ortaya çıkan ses kayıtlarının kamuoyu tarafından bilinmesi gerektiğini savundu. - TBMM