Türkiye'de ilk; İslami finans alanında çalışacak 30 yeni mezun

Türkiye'de ilk; İslami finans alanında çalışacak 30 yeni mezun

Türkiye'nin tarihi, geçmişi ve akademik disipliniyle 3 trilyon dolar civarındaki İslami finans sektörüne öncülük etme potansiyeline sahip olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak, "Türkiye'de bu alanda ilk defa lisans seviyesinde mezun veriyoruz. Bu yıl 30 kişi İslam İktisadı ve Finansı bölümünden mezun olacak" dedi.
Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı (IIEFC), İslam Kalkınma Bankasının kuruluşu olan İslami Araştırma ve Eğitim Enstitüsünün koordinasyonunda, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Uluslararası İslam Ekonomi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezinin ulusal ve uluslararası kuruluşları iş birliğiyle bu yıl 12. kez düzenlendi. 7 gün boyunca tüm oturumların online yapılacağı konferansın açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan telekonferansla gerçekleştirdi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da toplantıya video konferans ile katıldı.
"FAİZSİZ BANKACILIK ADINA DÖNÜM NOKTASI OLACAK"
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak, 32 ülkeden, 24 oturumla, 130'un üzerinde akademisyenin İslam iktisadı ve finansına ilişkin araştırmalarını dünya kamuoyu ile paylaşacağı konferansın yeni bir dönüm noktası olacağına dikkat çekti. Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak, "Bu kongre ile Türkiye'de İslam ekonomisi ve İslamı finans, faizsiz bankacılık konuları açısından yeni bir dönüm noktası olacağını umut ediyoruz. Çünkü dünya çapındaki bütün hocalar, bu konferansa bildirileri ile katkı sağladılar. Bundan sonra umarım Türkiye'de katılım bankacılığı, faizsiz bankacılık ve diğer bileşenler hızlı bir şekilde gelişecektir? diye konuştu.
'İSLAMİ FİNANSIN İSTANBUL ÜZERİNDEN DÜNYAYA YAYILMASI'
Faizsiz bankacılığın 40 yıllık bir sektör tecrübesi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. İbrahim Güran Yumuşak, "Türkiye'nin akademik alandaki girişimleri oldukça yeni, 10 yıllık bir geçmişi var. Türkiye'de ilk defa bu alanda lisans seviyesinde mezun veriyoruz. Bu yıl 30 kişi İslam İktisadı ve Finansı bölümünden mezun olacak. Bu alanda Türkiye'de doktora yapmış sadece 16 kişi var. Ama Türkiye tarihi, geçmişi ve akademik disipliniyle 3 trilyon dolar civarındaki İslami finans sektörüne öncülük etme potansiyeline sahip. İstanbul Finans Merkezi'nin arkasında yatan temel argüman da bu, İslami finansın İstanbul üzerinden dünyaya yayılması. Bunu destekleyecek hem akademi, hem özel sektör hem de kamunun bir arada çalışması lazım. Bu kongre ile özel sektörün yapmış olduğu çalışmaları büyük ölçüde de desteklemiş oluyoruz. Yüzde 7'lik bir katılım bankacılığı sektörü var. Bu alanda ciddi bir nitelikli işgücüne ihtiyaç var. Ama bu alanda eğitim almış maalesef üniversite mezunumuz mevcut değildi. Biz bu açığı hızlı bir şekilde gidermeye çalışacağız. Mevcut bankacılık, faizli mekanizmalar geliri öyle adaletsiz dağıttı ki servetin neredeyse yarısı birkaç ailenin kontrolü haline geldi. İslam iktisadının İslami finansın en büyük mottosu da daha adil sürdürülebilir insani bir ekonomi ve finansa ihtiyacımız var. Bizim iddiamız da bunu gerçekleştirebilmek? ifadelerini kullandı.
"PANDEMİ GİDİŞATIN DOĞRU OLMADIĞINI GÖSTERDİ"
İslam ekonomisinin tabii ekonomi olduğunun altını çizen İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut ise 'Sıfır faiz dediğimiz, yani ekonomide bütün üretim faaliyetlerinin nimet ve külfet dengesine göre pay aldığı, kimsenin kimseyi sömürmediği adalet ve merhametin hakim olduğu bir ekonomik model. Konferansın ana teması ise reel ekonomide sürdürülebilir kalkınma, reel ekonomi için sürdürülebilir kalkınma. Yani parasal ve finansal sembolik değerlerden ziyade üretim, istihdam, herkesin insanca üretmesi, çalışması, kazanması ve hakça bir paylaşıma kavuşması. Pandemi süreci bize bu gidişatın doğru olmadığını gösterdi. İmkanın, malın, mülkün var ama bu süreçte gidemedin kullanamadın. Bir anda tüm dünya fakir ve zengin eşitlendi. Gidişatın gözden geçirilmesi gerektiği hatırlatıldı' değerlendirmesinde bulundu.
"FAİZSİZ FİNANS SİSTEMİ YÜZDE 6.5 CİVARINDA KULLANILIYOR"
Türkiye'de katılım bankacılığı oranının düşük olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Bulut son olarak şunları söyledi:
'İslam ekonomisi, finansal anlamda sermayesi olanla emeği olanı bir araya getirip ortaklık kurmasını söylüyor. İki sermayedar bir araya gelip ortaklık kuruyor. Bir taraf yetersizse sermayeler birleştiriliyor, çoğaltılıyor ve daha büyük işler yapılıyor. Hiç parası yoksa borç alıyor. Bunun yanında faizsiz finans var. Vakıf müesseseleri bunu sağlayan kurumlardır. Bizim vakıf medeniyetimiz bu anlamda çok imkan sağlamıştır. Ama modern ekonomi faizli bankayı 16. yy'da ortaya çıkardı. İslam ekonomisi ise faizsiz olması gerektiğini söylüyor. Yani kişi bugün katılım bankalarına yastık altı birikimini emanet ediyor. Bu sistem Türkiye'de yüzde 6.5 civarında kullanılıyor, yüzde 87 ise diğer faizli sistem. Bu Malezya, Suudi Arabistan ve İran gibi ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye oran olarak epey dü