Türkiye-İran Aşıklar Şöleni

İran'da Kars yöresinden Türk Aşıkların katılımıyla "Türkiye-İran Aşıklar Şöleni" düzenlendi.

Tahran Yunus Emre Enstitüsünce başkent Tahran'daki Niyaveran Kültür Salonu'nda düzenlenen Türkiye-İran Aşıklar Şöleni'ne birçok İranlı katıldı.

Programın açılış konuşmasını yapan Tahran Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Turgay Şafak, "İki ülke arasındaki ortak kültürel mirastan sadece biri olan Aşıklık geleneğine dair düzenlediğimiz program Türkiye-İran arasındaki kadim dostluğun, kardeşliğin ve kültür alışverişinin artmasına katsı sağlayacaktır." dedi.

Aşıklık geleneğinin yüzyılların deneyiminden süzülerek biçimlendiğini dile getiren Şafak, "Şiir, müzik ve hikaye anlatımını içeren Aşıklık geleneğinin en önemli özelliği, döneminin yaşayış ve hayata bakış tarzını, etik ve estetik değerlerini yansıtarak halk kitlelerine hitap etmesidir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Kültür Ataşesi Dr. Nuri Şimşekler ise kültür ve edebiyatın hangi alanında olursa olsun Türkiye ile İran arasında her türlü irtibatın kurulmasının mümkün olduğunu söyledi.

Şimşekler, "Türklerin Fars edebiyatına ilgileri 9'uncu yüzyılda Gazneli Mahmut döneminden Cumhuriyet dönemine kadar yoğun bir şekilde devam etmiştir. Bu süre içerisinde Türkler Farsçayı hiçbir zaman yabancı bir dil olarak görmemişlerdir. Bu açıdan iki kültür arasındaki benzerlikler sayılmakla bitmez." şeklinde konuştu.

Şölen, Kars yöresinden gelen, Türk Aşıklar Mahmut Karadaş ve Gültekin Bulut'un Aşıklık geleneğinin en üst mertebesi olan b, f, m, v harflerini söylemeden dudaklarına koydukları kürdanla yapılan atışma türü "Leb Değmez" atışmalarıyla başladı. Tahran Yunus Emre Enstitüsü'nün tanıtım slaytının ardından İranlı Aşıklar İmran Haydari ve Mahbub Halili sahne aldı.

"Bu gibi programlar diğer kentlerde de olmalı"

İzleyicilerden fotoğraf sanatçısı Sasani Cevadiyan, "Güzel bir programdı. Bu gibi programlar, İran'da Türklerin yaşadığı Tebriz, Gilan ve Erdebil gibi diğer kentlerde de düzenlenmeli. "dedi.

İzleyici Mina Şerifi Mukaddem, "Erdebil Türklerindenim. Çok güzel bir program izledik. Bu gibi programlar Türkçeye olan ilgimi arttırıyor. İstanbul'a gitmek ve Türkiye kültürünü yakından tanımak istiyorum. Türkleri de İran'a bekliyoruz. Siz de bizim kültürümüzü yakından tanıyın ve yakınlığımız artsın. Bu tür programlar daha fazla düzenlenmelidir." ifadelerini kullandı.

Türkçeyi güzel konuşmasıyla dikkati çeken ve Türkiye'de yayınlanan "Diriliş Ertuğrul" dizisinin hayranı olduğunu belirten 11 yaşındaki Ertuğrul Alizade, ise "Tebrizliyim. Aşıklar Şöleni'ne geldim. Çok iyi bir şölen. Bu programda Aşıklar ve şiirleriyle tanışıyoruz. Türkçeyi, Türk dizi ve çizgi filimlerinden öğrendim. En sevdiğim dizi Diriliş Ertuğrul dizisidir. Ertuğrul'a çok bakıyorum." diye konuştu.