Türkiye'nin Çekya Büyükelçisi Bağış: "Uluslararası hukuka göre mülteciler istedikleri ülkeye... - Son Dakika
Yaşam

Türkiye'nin Çekya Büyükelçisi Bağış: "Uluslararası hukuka göre mülteciler istedikleri ülkeye...

Türkiye\'nin Çekya Büyükelçisi Bağış: "Uluslararası hukuka göre mülteciler istedikleri ülkeye...

Türkiye'nin Çekya Büyükelçisi Egemen Bağış, son günlerde mültecilerin Avrupa'ya hareketlerini değerlendirdi.

06.03.2020 13:36
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye'nin Çekya Büyükelçisi Egemen Bağış, son günlerde mültecilerin Avrupa'ya hareketlerini değerlendirdi. Bağış, mültecilerin uluslararası hukuka göre, ülkelerini terk edip, başka bir ülkeye gitme hakları bulunduğuna dikkat çekerek, "Türkiye'de 6 milyondan fazla mülteci var. Avrupa'ya gitmek istiyorlar" dedi.

Çekya'da Hospodarske Noviny'e açıklamalarda bulunan Türkiye'nin Çekya Büyükelçisi Egemen Bağış, Türk milletinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğine inancının tam olduğunu söyledi.

Büyükelçi Bağış'ın açıklamaları şöyle:

"Türkiye, son altı veya yedi yıl içinde milyonlarca mülteciyi ağırlamanın hem finansal hem de duygusal yük ve maliyetlerini üstlendi. Avrupa'daki dostlarımızı yüzlerce kez bu yükün çok büyük olduğu ve kaldırılamayacağı konusunda uyardık. Ne yazık ki, ne olduğunu göremediler ve kendimizi artık baş edemeyeceğimiz bir durumla baş başa kaldık. Geçen hafta Suriye'de barış ve istikrar getirmeye çalıştığımız İdlib bölgesinde 37 evladımız şehit oldu. Bu olaydan sonra neredeyse bir milyon yeni mülteci sınırımıza dayandı. Artık mülteci sorunu tek başımıza halledemeyeceğiz. Mültecilerin uluslararası hukuk uyarınca ülkeyi terk etme hakları var, Türkiye'den ayrılmak istiyorlar. Geride dönemiyorlar, çünkü Suriye'deki Esad diktatöründen de korkuyorlar, Avrupa'ya gitmek istiyorlar. Artık sınırlarımızı tutamayız. Şimdi ne yapılacağına karar vermek Avrupalı liderlerin işi. Çözüm, bu mültecilerin Avrupa'ya gitmeleri ya da Türkiye'de kalmaları değil. Onlar için çözüm ülkelerine geri dönmeleridir, ancak bunu yapabilmek için bu insanların öldürülmeyeceği, huzurlu, güvenli bir bölge oluşturmamız gerekir. Uluslararası toplum Suriye'de karar alıcıları veya Suriye hakkında karar alanları ikna etmelidir.Çünkü Suriye hakkındaki kararların çoğu Suriye'de değil, diğer devletlerin başkentlerinde alınıyor. Diğer önemli konu bu insanların geri dönüp yeni bir hayata başladıkları bölgenin yapılanması gerektiğidir. Onlar için evler, tarım ve hayvancılık alanları, okullar inşaa etmeliyiz. Avrupa'nın şimdi yapabilecekleri arasında Suriye'de bu insanlar için bu güvenli bölgeyi inşaa etmek gelmektedir. Ancak Avrupa'daki hiç kimse bu travmaları anlamıyor. Avrupalıların bahsettiği tek şey bize ne kadar para verebilecekleri oluyor. Bu bir para meselesi değildir, insani bir meseledir. Destek istedik ve son yedi yılda şimdiye kadar 40 milyar dolar harcadık. Avrupa bize altı milyar söz verdi, ancak yarısını bile almadık.

Sadece son iki günde, Yunanistan'a zaten sağladıkları iki milyarın yanı sıra Yunanistan'a ilave 700 milyon euro vermeye karar verdiler. Bu, çifte standartların başka bir örneğidir. Türkiye altmış yıldır NATO üyesi. Türkiye paylaşılan demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü ve serbest pazar ekonomisi gibi ortak değerlerimizi hep korumuştur ancak maalesef adil muamele görmemektedir."

"İdlib'deki insanlar güvenli olamazsa, Paris'teki insanlar da güvenli olamaz"

Türkiye'nin Çekya Büyükelçisi Egemen Bağış sözlerine şöyle devam etti:

"Kısa vadeli çözüm, Türkiye sınırına yakın bir yerde Suriye'de bu insanları koruyabileceğimiz güvenli bir bölge oluşturmaktır. Uzun vadeli çözüme gelirsek Suriye'ye demokrasi ve istikrar getirmektir. Avrupa Birliğinin kısa ve uzun vadeli çözümleri bunlardır. Dünyadaki herkes insan haklarına saygı duyulan bir demokraside yaşama hakkına sahiptir. Suriyeliler bunu hak etmiyor mu? Türkiye, Suriye topraklarının hiç bir karışını dahi istemiyor. Bizim hiç kimsenin toprağında gözümüz yok. Askerlerimizin orada olmasının nedeni, ulusal çıkarlarımızı korumak, vatandaşlarımızı Suriye'den gelen terörizmden korumaktır. Fakat bilmeniz gereken İdlib'deki insanlar güvenli olamazsa, Paris'teki insanlar da güvenli olamaz. İdlib'deki insanların güvenliği Avrupa'yı da etkiler. Bu bilinçle hareket etmek gerekmektedir. Bu uluslararası bir olgudur ve uluslararası eylem gerektirir. Hiçbir devlet bu sorunu tek başına çözemez."

Bağış, "Bu sadece parayla ilgili değil. Siyasi bir çözüm de olmalı. Biz AB parası istemiyoruz, AB'nin bu soruna ortak sorumlu hissetmesini istiyoruz. Elbette para önemlidir, ancak sorunu sadece parayla çözemezler. Rusya'ya, Şam'daki diktatör Esad'a karşı hepimizin birleştiği tek bir ortak ses ve söyleme ihtiyacımız var.Tüm karar vericileri ABD, Rusya, İran, Türkiye, bölgedeki tüm farklı unsurlara, mültecilerin geri dönebilmesi için ateşkes gerektiğine ikna etmemiz gerekiyor. Yani kendi ülkelerine geri döndürmeye. ve onlar için Suriye'yi tekrar inşaa etmeliyiz" ifadelerini kullandı.

AB'nin tek bir politikası olmasının gerektiğin belirten Büyükelçi Bağış, "Gerçekten tüm insanlar için insan hakları istiyor muyuz, yoksa sadece Avrupalılar için mi istiyoruz? Onları herkes için istiyorsak, diktatörleri halklarını öldürmemeleri için ikna etmeliyiz. İfadelerimizde gerçekten güçlü olmalıyız, masum sivillere tekrar saldırırlarsa başkentlerini bombalayacağımızı söylemeliyiz. Biz NATO üyesiyiz, 37 askerimizi öldürdüler ve İttifak'tan sadece kınama ve destek mesajı aldık. Birisi gelip 37 Çek askerini öldürseydi siz nasıl hissederdiniz? Müttefiklerinizin daha güçlü bir tepki vermesini beklemez miydiniz?" dedi.

Bağış, "Uluslararası bir anlaşmamız olmasına rağmen, uluslararası topluluğun ve uluslararası oyuncuların her birinin kabul ettiği Ruslarla imzaladığımız bir Soçi anlaşması vardı fakat çiğnendi. Bizler Soçi anlaşmasının belirlediği alanlar çevresinde hareket ettik. Neden Suriye'deyiz? Suriye'nin tek bir parçasını istemiyoruz, hiç kimsenin toprağında gözümüz yok. Biz sadece sınırlarımızı korumak istiyoruz, teröristlerin bize gelmesini istemiyoruz. İnsani açıdan bakıldığında elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Bağış, "Önümüzdeki günlerde daha açık olabilir. Ancak her iki taraf da savaşmak istemediğini açıkça belirtti. Ne Ruslar ne de Türkler savaşmak istemiyorlar, ama biz Türkler olarak savaşmak zorunda kaldığımızda da asla kaçmadık, bugün de kaçmayız. Tarihimiz savaşlarla dolu. Rusların tarihide bizim tarihimize çok benziyor. Ancak geçmiş deneyimlerden ve tecrübelerden birbirimize saygı duymayı da öğrendik" dedi.

Bağış, "Türkiye'de Rusya ile yaklaşık 40 milyar dolarlık bir ticaretimiz var ve her yıl Rusya'dan yaklaşık 4,5 milyon turist geliyor. Onlarla her zaman aynı fikirde değiliz ve muhtemelen 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana bir Rus savaş uçağını düşüren tek ülkeyiz. Bununla gurur duymuyoruz, böyle bir şey planlanmadı. İlerleyen süreçte de Rusya ile ilişkilerimizi geliştirmeye çalıştık. Ancak Suriye'deki siyasete ilişkin görüşlerimizde farklılıklarımız var. Bir milyondan fazla insanı öldürmekten sorumlu olan Esad'ı Şam'da görevden almamız gerektiğini düşünüyoruz. Ancak Putin onu çok koruyor ve iktidarda kalmasını istiyor. Bu bizim Rusya ile en büyük anlaşmazlığımız. Ancak hava savunması söz konusu olduğunda, kendimizi korumak için Rus S-400 füze sistemini satın almaktan da çekinmiyoruz. Öte yandan, en yakın müttefiki Esad ile savaşıyoruz. Bu çok karmaşık bir ilişkidir, ancak bildiğiniz gibi Ruslar karmaşıktır ve Türkler daha da karışıktır" şeklinde konuştu.

"Türkiye 83 milyonluk bir ülke ve herkes kendi ülkesi için hayatlarını feda etmeye hazır"

Büyükelçi Bağış, sözlerine şöyle devam etti:

"Türk halkı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğine tam güveniyor. Şehitlerimize üzülüyoruz ancak milletimiz askerlerimiz Suriye'de olmasaydı, ülkemiz içinde daha da fazla şehit olacağını biliyorlar. Aynı sizin gibi, örneğin Çin veya İtalya'dan direkt uçuşları durdurdunuz çünkü bunun bir tehdit olduğunu düşünüyorsunuz. Vatandaşlarınızı korumaya çalışıyorsunuz. Bizim için terörizm de mücadele edilmesi gereken bir virüstür. Yayılmaması için kaynağını yok etmeye çalışıyoruz. Terörizm, Türkiye'ye 40 bin yaşama mal olan tehlikeli bir virüstür ve bu virüsü ülkemizden uzaklaştırmakta oldukça başarılıyız. Ülkemizden uzak tutmak için yurt dışında birliklerimiz olmalı ve oradaki virüsü yok etmeliyiz. Ne yazık ki, askerlerimizi öldüren sadece teröristler değil, askerlerimize saldırmak için teröristlerle ve bazı uluslararası güçlerle çalışan Suriye'nin gayri meşru hükümeti oldu. Saldırılara sert cevap veriyoruz. Şunu herkes bilmeli; Türkiye 83 milyonluk bir ülke ve herkes kendi ülkesi için hayatlarını feda etmeye hazır."

Bağış, "İlişkilerimizde büyük bir kriz yok. Ele alınması gereken günlük konular var, ancak her iki ülkemizin liderleri temas halinde, bakanlar iletişim kuruyor, Başbakan Babis ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sağlıklı bir diyalog yürütüyor ve her konuyu tartışıyor. Bazen aynı fikirde olurlar, bazen olmuyorlar ama birbirlerine saygı duyuyorlar. Birçok benzer özelliğe sahipler: her ikisi de çalışkan ikisi de iş ve sonuç odaklı, her ikisi de sonuçları görmek istiyor, her ikisi de vatansever, her ikisi de ülkelerine fayda sağlayacak çözümler bulmak istiyor. Karşılıklı ticareti artırmayı taahhüt ettiler. Başbakan Babis'in iletişim ihtiyacı duyduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tam erişimi olan Avrupalı liderler arasında olduğunu söyleyeyim. Her iki taraf için kabul edilebilir bir çözüm bulmaya çalıştığımız Adularya gibi daha küçük konular var. ve kötü şeylere karışan bazı Çek vatandaşları var ve neler yapılabileceğini anlamaya çalışıyoruz" dedi.

Bağış, "Avrupa Birliği Bakanı olduğumda, doğrudan muhatabım Çek Cumhuriyeti'nden AB Komiseri Stefan Fule idi. Bazen zor tartışmalar yaşadık, ama iyi ilişkiler kurmaya çalıştık ve gündemi hep pozitif tuttuk. NATO içinde Çek Cumhuriyeti ile, AB ile müzakerelerde her zaman çok iyi ilişkilerimiz oldu ve bizim için bu ilişkiler Çekoslovakya döneminden bu yana doğru ve iyi geçti" dedi.

Bağış, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'de Skoda fabrikasının olmasını istiyoruz ve bunun için birçok cazip teşvik önerdik. Ancak bu, Skoda ve sahipleri tarafından verilmesi gereken bir karardır."

Bağış, "Adularya, her iki hükümetin kucağında bulduğu ve her iki tarafta özel sektörün hatalarının sonucudur. Her iki devlet de özel sektördeki bazı insanlar tarafından yapılan hatalara çözüm bulmaya kararlıdır" dedi. - PRAG

Kaynak: İHA

Son Dakika Yaşam Türkiye'nin Çekya Büyükelçisi Bağış: 'Uluslararası hukuka göre mülteciler istedikleri ülkeye... - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • İstanbul'da toprak kayması: 24 bina tahliye edildi, 78 kişi otellere yerleştirildi
    22:49 İstanbul'da toprak kayması: 24 bina tahliye edildi, 78 kişi otellere yerleştirildi

    İstanbul Valiliği, Gaziosmanpaşa'da meydana gelen toprak kayması nedeniyle 24 binanın tahliye edildiğini, 78 kişinin otellere yerleştirildiğini bildirdi. Yıldıztabya Mahallesi'nde yaşanan olayda, toprak kayması sonucu 14 gecekondu etkilendi ve 3 gecekondu kullanılamaz hale geldi. Bölgede yaşayan 70 kişi tedbir amaçlı tahliye edildi. Tahliye edilen binalarda hasar tespit çalışmaları yapılacak.

  • Önce kardeşleri sonra kendisi... Edirne'nin en meşhur ciğercisi hayatını kaybetti
    22:09 Önce kardeşleri sonra kendisi... Edirne'nin en meşhur ciğercisi hayatını kaybetti

    Edirne'de 2 ay önce toprağa verdiği ağabeyinin acısını sindiremeden geçen hafta Perşembe günü yine bir ağabeyini daha toprağa veren Edirne'nin meşhur ciğercisi Bahri Dinar, uyurken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Edirne'nin tanıtıma büyük katkı sağlayan kentin sevilen yüzü, Edirne'yi Tanıtma ve Tava Ciğer Kalite Koruma Derneği Başkanı 63 yaşındaki Bahri Dinar, hayatını kaybetti.

  • Malazgirt'te doğal otlar tezgahlarda satışa sunuluyor
    21:44 Malazgirt'te doğal otlar tezgahlarda satışa sunuluyor

    Muş'un Malazgirt ilçesinde baharın gelişiyle dağlarda yeşeren uçkun, mantar, kenger ve sirmo gibi doğal otlar toplanarak tezgahlarda satılıyor. Vatandaşlar, bu işi yaparak aile bütçelerine katkı sağlıyor. Karların erimesiyle dağlarda çıkan şifalı bitkilerin destesi 50, mantarın kilosu ise 350 liradan satılıyor.


Advertisement