Türkiye'yi Hayal Ederken, Hayal Dünyam Gelişti"

"100 Yıl Sonra İlim Heyeti Çanakkale'de" projesi kapsamında, Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, Irak, Suudi Arabistan, Mısır, Tunus, Bosna Hersek, Kosova ve Azerbaycan'dan Çanakkale'ye gelen, 21 gazeteci ve yazarın ziyareti sona erdi.?

Beş gün süren ziyaret, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Çankırı Karatekin Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) işbirliğiyle gerçekleştirildi.

Programa ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Çankırı Karatekin Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Müdürü Dr. Ömer Çakır, Çanakkale konulu birçok faaliyet yaptıklarını belirterek, 100 yıl önce gerçekleşmiş geziyi, zaferin 100. yılında yeniden canlandırmak istediklerini söyledi.

Çanakkale Savaşı denildiği zaman, Avusturalya, İngiltere ve Fransa'da bir farkındalık olduğunu dile getiren Çakır, "Bölgeden asker gelmiş olmasına rağmen, Ortadoğu bölgesinde bir farkındalık yok. Bu geziyi canlandırarak Ortadoğu coğrafyasında, Çanakkale konusunda bir farkındalık oluşturmak istedik. Osmanlı, bu geziyi düzenlerken Çanakkale'deki birlik ve beraberlik ruhunun neleri başarabileceğini göstermek istiyordu. Biz de bugün, birlik ve beraberliğin neleri başarabileceğini bir kez daha hatırlatmak istedik" dedi.

TYB onursal başkanı Mehmet Doğan da heyetle geçirdikleri beş günün çok anlamlı olduğuna işaret ederek, "Çanakkale cephesini gezen ve savaşla ilgili bilgileri öğrenen heyet üyeleri, ülkelerine döndüklerinde, buradaki izlenimlerini yüz yıl önceki heyet gibi kaleme alacaklar. Biz de bu metinleri kitap olarak yayımlayacak ve kayıt altına alacağız" ifadelerini kullandı.

Halwani: "Dedem Çanakkale'de savaştığını hiç anlatmadı"

Heyette bulunan Türk asıllı Lübnanlı akademisyen, yazar Esma Chamly Halwani, Türkiye'ye ilk kez geldiğinin altını çizerek, çocukken dedesinin iki madalyası olduğunu bildiğini, fakat dedesinin bu madalyalarla ilgili hiç konuşmadığını anlattı.

Halwani, dedesinin vefatının ardından bulduğu bir belgede yazanları da şu sözlerle aktardı:

"(Belgeyi) Araştırmacı bir arkadaşıma gönderdim. Arkadaşım beni aradı ve ağlayarak, o belgenin Osmanlı Türkçesi ile yazılmış olduğunu ve dedemin Çanakkale Savaşı gazisi olduğunu söyledi. Sonra araştırdım ve öğrendim ki dedem Osman Selim Çamlı, birinci dünya savaşında Çanakkale cephesinde savaşmış bir gazi. Madalyalarının biri Osmanlı Devleti, diğeri de Alman hükümeti tarafından verilmiş. Kardeşi Mehmet Selim Çamlı da aynı günlerde Irak cephesinde savaşmış ve şehit olmuş. Ailemizden iki kişi birinci dünya savaşında Osmanlı ordusunda savaşmış. Bunu öğrendiğimde dedem ve kardeşiyle gurur duydum."

Dedesinin savaştan döndükten sonra Beyrut adliyesinde yazı işleri müdürü olarak görev yaptığını kaydeden Halwani, "Gerçeği öğrenince, dedemin bunu neden anlatmadığını düşündüm önce. Tanıdığım kadarıyla dedem, katıldığı bu savaşı bir övünç meselesi olarak hiçbir zaman anlatmak istememiş olmalı. Bunu kendisine bir görev addettiğini düşünüyorum. Kardeşi şehit olmuş ve kendisi eve dönmüş bir gaziydi. Savaşta kardeşi şehit olmuş biri olarak, kendi hikayesini anlatmanın hiçbir değeri olmadığını düşünmüş olmalı" diye konuştu.

Esma Chamly Halwani, çocukken dedesinin Türk asıllı olduklarını söylediğine dikkati çekerek, "Dedem bana sürekli Türkiye'yi anlatır ve Türkiye'nin bizim evimiz olduğunu söylerdi. Ben onun anlattıklarını dinler ve hayal ederdim. Türkiye'yi hayal ederek büyüdüm. Türkiye'yi hayal ederken, hayal dünyam gelişti. Üniversitede doktora konum, Türkiye ve İstanbul'a aşık olan 'Fransız şair Gerard de Nerval'da Tahayyül' oldu. Türkiye hayalinin bana kazandırdıklarıyla mesleğime adım attım ve bu sayede başarılı oldum" dedi.