Üsküdar Üniversitesi'nde "Siyaset Okulu Programı"

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu, "Getirdiğimiz model teklifi, parlamenter model değil. Buna Cumhurbaşkanlığı da desek, aslında tam başkanlık modeli. Türkiye son 150 yıldır demokrasi bakımından bayağı yol aldı. Avrupa ülkelerinin çoğunda da bu manada öndeyiz. Sistemin işlemesi konusunda çok fazla tereddüdüm yok. Bu modelin esas adı aslında başkanlık değil, kongre hükümetidir. Parlamentonun güçlü olduğu hükümet modelidir." dedi.

Üsküdar Üniversitesi Postkolonyal Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (PAMER) tarafından düzenlenen "Yeni Bir Paradigmaya Doğru Küresel Düzlemde Etnik Kimlik, Sistem ve Güvenlik Sorunları" başlıklı "Siyaset Okulu Programı" başladı.

Üniversitenin Altunizade Merkez Yerleşkesi'nde düzenlenen programa katılan Prof. Dr. Kuzu, "Yeni Anayasa'ya Türkiye'nin neden ihtiyacı var?" konulu sunum gerçekleştirdi.

Türkiye tarihindeki koalisyon hükümetlerine değinen Kuzu, o dönemde ülkede yaşanan sıkıntıları anlattı. Türkiye'deki anayasaların tarihiyle ilgili bilgi de veren Kuzu, 1982 Anayasası'nın yetersiz olduğunu söyledi.

Dünyada başkanlık sistemi, yarı parlamenter ve parlamenter sistemlerin olduğunu aktaran Kuzu, yeni anayasa değişikliği teklifi ve hayata geçirilmesi planlanan başkanlık sisteminin Türkiye'de nasıl yürürlüğe gireceğinden bahsetti.

Kuzu, "Amerikan modelini aynen şu anki gibi alırsak işletemeyiz. Amerika çok zengin bir toplum. Dolarını basıyor ve devam ediyor yoluna. Bizim getirdiğimiz model, hem demokrasi olarak işlemeli, hem de vatandaşıma imkan kazandırmalı. Memleketim aç kalmamalı." diye konuştu.

Dünyadaki anayasalardan da örnekler veren Kuzu, şunları kaydetti:

"Gelişmiş ülkeler kısa, gelişmemiş ülkeler uzun anayasa yazıyor. 1982 Anayasası ve elimizdeki bu metin çok değişti. Şimdi 19. değişikliği yapıyoruz. Hazırlık o. Bu anayasa da artık 1982 metni de değil... Çünkü 85 madde değişti ve çok önemli değişiklikler yapıldı. Anayasanın değişmez maddelerini bir kenara bırakın öbür alanlarda, önemli anlamda yol alındı. Bu değişiklikler, parlamenter rejimin içinde kalan değişiklikler. Ancak köklü çözüm anlamında faydası yok. Bu anayasa, yamalı bohçaya döndü. Tezatlar oluştu. Biz şimdi 'yeni metin yazalım' dedik. 'Sadece başkanlık ile alakalı bölüme gidelim' dedik. Gönül isterdi ki sıfırdan yeni bir anayasa yazalım."

Kuzu, başkanlık modelinde Başkanın, yani Cumhurbaşkanının, parlamento kanun çıkarmadığı zaman kararname çıkarma yetkisi olduğunu söyledi. Yeni modelde, Başkana parlamento görevini yapmadığı için parlamentoyu feshetme yetkisi verildiği için eleştirildiklerini dile getiren Kuzu, "Şu anda da parlamento feshetme yetkisi var Cumhurbaşkanının, bunu kaç kere uyguladı? Hiç uygulamadı. Anayasada var. Ola ki anlamına getirilen bir madde. Biz bu noktayı sahada anlatmak durumundayız." ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa değişikliğinden bahseden ve bu değişikliğin ülkede daha çok istikrarı sağlayacağına işaret eden Kuzu, getirilen model teklifine ilişkin bilgi verdi. Kuzu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu getirdiğimiz model teklifi, parlamenter model değil. Buna Cumhurbaşkanlığı da desek, aslında tam başkanlık modeli. Türkiye son 150 yıldır demokrasi bakımından bayağı yol aldı. Avrupa ülkelerinin çoğunda da bu manada öndeyiz. Sistemin işlemesi konusunda çok fazla tereddüdüm yok. Bu modelin esas adı aslında başkanlık değil, kongre hükümetidir. Parlamentonun güçlü olduğu hükümet modelidir."

PAMER Müdürü Doç. Dr. Merve Kavakçı da merkezin Türkiye'de bir ilk ve tek olduğunu belirterek, merkezin çalışmalarından bahsetti.

Kavakçı, dünyada 12. yüzyıla ait Magna Carta'nın ilk anayasal çalışma olarak anılmasına değinerek, 12. yüzyıldan çok daha önce 7. yüzyılda Medine Şehir Devleti Anayasası'nın, Magna Carta'ya karşın neden göz ardı edildiğini gündeme getirdiklerine dikkati çekti.

PAMER'in öğrencilerle yaptığı çalışmaları anlatan Kavakçı, "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giriş sürecindeki güç ilişkilerinin postkolonyal açıdan değerlendirmesinden tutunuz da Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban romanının postkolonyalist açıdan değerlendirmesine kadar bir dizi konuyu uzmanlarından dinledik, öğrencilerimizin tartışmasına açtık." dedi.

Kavakçı, PAMER Öğrenci Araştırma Biriminde 3 ayrı çalışma yaparak lisans seviyesinde İngilizce olarak 2 akademik makale ürettiklerini ve Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi'nde onları yayınladıklarını aktardı. Geçen yılki Öğrenci Araştırma Grubunun çalışmasının ise Suriyeli göçmenler olduğunu ifade eden Kavakçı, "Bugünse Türkiye'nin karşı karşıya olduğu yeni paradigmayı en değerli isimlerden dinleyeceğiz." dedi.

Konuşmaların ardından Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Burhan Kuzu'ya plaket takdim etti.

Siyaset Okulu

Yeni eğitim programına; farklı görüşlerden siyasetçiler, akademisyenler, gazeteci ve yazarlar konuşmacı olarak katılıyor. 24 Aralık tarihine kadar gerçekleşecek programda, Türkiye ve dünya siyasetinin önemli konuları kapsamlı bir şekilde ele alınacak.

4 hafta sürecek eğitim programı 11 dersten oluşuyor.