Ustası Kalmayan "Altın Sanata" Akademik Destek - Son Dakika
Yerel

Ustası Kalmayan "Altın Sanata" Akademik Destek

Ustası Kalmayan "Altın Sanata" Akademik Destek

"Türk rokokosu" olarak da bilinen ve süslemelerde altının da kullanıldığı geleneksel süsleme sanatı Edirnekari'nin gelecek nesillere aktarılması için kurs düzenlendi Edirne Kültür ve Turizm Müdürü Hacıoğlu: "Akademik destek alarak ustalar yetiştireceğiz ve Edirnekari'nin gelecek nesillere aktarılmasını.

13.03.2014 11:09
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

- "Türk rokokosu" olarak da bilinen ve süslemelerde altının da kullanıldığı geleneksel süsleme sanatı Edirnekari'nin gelecek nesillere aktarılması için kurs düzenlendi

Edirne Kültür ve Turizm Müdürü Hacıoğlu: "Akademik destek alarak ustalar yetiştireceğiz ve Edirnekari'nin gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacağız"

SALİH BARAN - Süslemelerde altının da kullanıldığı geleneksel süsleme sanatlarından Edirnekari'nin gelecek nesilleri aktarılması için çalışma başlatıldı.

Barok stiline tepki olarak doğan "rokoko" stiline benzer zarif ve hareketli çizgilerin yer alması nedeniyle "Türk rokokosu" olarak da anılan Edirnekari ustalarının sayılarının her geçen gün azalması, Edirne Kültür ve Turizm Müdürlüğünü harekete geçirdi. Geleneksel Türk süsleme sanatının gelecek kuşaklara taşınması amacıyla kurs açıldı.

Edirne Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı döneminde adını kentin isminden alan Edirnekari süsleme sanatından geçimini sağlayan ciddi bir nüfus varken, günümüzde sanatla ilgilenen usta bulunmasında dahi güçlük çekildiğini söyledi.

Geçmişte, tavan işlemeleri, çeyiz sandıkları, yüklükler, kavukluklar, rahlelerde, camilerde kullanılan geleneksel el sanatlarından Edirnekari'nin gelecek nesillere aktarılması için akademik destek olarak kurs başlattıklarını belirten Hacıoğlu, şöyle konuştu:

"En güzel örneklerinden birisine Selimiye Camisi'ndeki müezzin mahfilinde rastladığımız geleneksel süsleme sanatlarımızdan Edirnekari'nin ustalarının zamanla azalması ve hatta son bulması nedeniyle bu kursu açmak için bakanlığımıza bildirdik. Bildirdiğimiz kurslar arasında yine geleneksel sanatlardan mis meyve sabunu da vardı ancak o geleneksellikten çok fabrikasyona yönelmesi nedeniyle kabul edilmedi. Edirnekari kursumuzu bu yüzden, geleneksel olduğu için önemsiyoruz. Ustası yok. Bu nedenle akademik destekle ustalar yetiştireceğiz ve Edirnekari'nin gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacağız."

"Usta olmak için beş yıl sürekli çalışmalı"

Kurs öğretmeni, emekli öğretim üyesi Mehtap Cömert de ustalığı zaman alan bir el sanatını geleceğe taşımak adına başlatılan projede yer almaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Uzakdoğu'dan gelen kervanların geçiş noktası Edirne'deki insan hareketliliğinin el sanatlarına yansımasının en güzel örneklerinden birinin de Edirnekari olduğunu ifade eden Cömert, şöyle konuştu:

"Edirnekari, geçmişte süslemelerin yapıldığı yere göre altının da bolca kullanıldığı bir süsleme sanatı. Saraylı kadınların eşyalarında, hünkar mahfillerinde, tavanlarda sıkça kullanıldığında rastladığımız bu süsleme sanatıyla yapılan özellikle saraylı kadınların eşyalarına rastlayamıyoruz. Sel, yangın, göçler sırasında yok olmuş ya da kişilerin yanlarına alıp götürmüş olabileceğini düşünüyoruz."

Cömert, bu el sanatıyla ilgilenecek ustalar yetiştirmek ve tecrübeleri aktarmak adına projeyi çok olumlu bulduklarını ifade ederek, "Usta yetiştirmek için kolları sıvadım. Bu işte usta olabilmek için en az 5 yıl devamlı çalışmak gerekiyor" diye konuştu.

Kursa katılan yaklaşık 15 kursiyere 3.5 buçuk ay eğitim verilecek.

Edirnekari

Edirne Valiliğinin yayınlarından "Edirne" adlı kitapta yer alan bilgiye göre, "Edirne işi" anlamına gelen Edirnekari, ağırlıkta ahşap, karton ve deri olmak üzere pek çok yüzeyde uygulanabilen Osmanlı ve Avrupa sanatı sentezinden oluşan bir üsluptur.

Çiçek, yaprak, meyve resmedilen bu üslup, 17 ve 18. yüzyıllarda kendini göstermektedir. 16. yüzyılda stilize olan çiçek süslemeciliği 17. yüzyılda yoğunlaşan natüralizmle kendine has bir stil kazanır. 18. yüzyılda buketlere dönüşmüş ve bir kurdeleyle sapından bağlanmıştır. Ayrıca vazolar içinde de resmedilmişlerdir.

Bu resimlerde gül, karanfil, lale, sümbül, kasımpatı, hanımeline sıklıkla rastlanır. Fon olarak yeşil, açık mavi, eskitme sarı ve kahverengi tercih edilir. - Edirne

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel Ustası Kalmayan 'Altın Sanata' Akademik Destek - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement