Yeni Yasama Yılı başladı - Son Dakika
Politika

Yeni Yasama Yılı başladı

Yeni Yasama Yılı başladı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Mazlum Filistin halkının her platformda haklarını dile getirmeyi, ülkemiz ve milletimiz adına bir şeref kabul ediyoruz.

01.10.2020 16:45  Güncelleme: 18:24
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Mazlum Filistin halkının her platformda haklarını dile getirmeyi, ülkemiz ve milletimiz adına bir şeref kabul ediyoruz." dedi.

Erdoğan, TBMM'nin 27. Dönem 4. Yasama Yılı Açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ve milletin hassasiyetle takip ettiği bir diğer krizin de İsrail'in Filistinlilere yaptığı zulüm ve Kudüs'ün mahremiyetini hiçe sayan fütursuz uygulamaları olduğunu belirtti.

Kudüs meselesinin kendileri için sıradan bir jeopolitik sorun olmadığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Her şeyden önce Kudüs'ün kalbi olan eski şehrin şu andaki fiziki görünümü surlarıyla, çarşısıyla, pek çok binasıyla, Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa ettirilmiştir. Ecdadımız, asırlar boyunca bu şehri el üstünde tutup mamur ederek hürmetini göstermiştir. Birinci Dünya Savaşı'nda, göz yaşları içinde terk etmek zorunda kaldığımız bu şehirde, hala Osmanlı'nın direniş izlerine rastlamak mümkündür. Yani Kudüs bizim şehrimizdir, bizden bir şehirdir. İlk kıblemiz Kudüs'teki El Aksa ve Kubbetü's Sahra da inancımızın sembol mescitleridir.

Ayrıca bu şehir, Hristiyanlığın ve Museviliğin kutsal mekanlarına da ev sahipliği yapıyor. Kudüs'ün ve bölgenin binlerce yıllık sakinleri olan Filistin halkının topraklarının işgal edilmiş, hak ve hukuklarının çiğnenmiş olması da bu meseleyle yakından ilgilenmemizi gerektiriyor. Asırlarca birlikte yaşadığımız mazlum Filistin halkının her platformda haklarını dile getirmeyi, ülkemiz ve milletimiz adına bir şeref kabul ediyoruz. Bu anlayışla, hem küresel vicdanın kanayan yarası Filistin davasının hem de Kudüs davasının sonuna kadar takipçisi olacağız."

"2020'ye büyük umutlarla başlandı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Gezi olaylarıyla başlayan yoğun saldırı sürecinde en çok hedef alınan unsurlarından birinin de ekonomi olduğunu belirterek, 2018 Ağustos'unda kur üzerinden ekonomiye kurulan tuzağı bir kez daha bozarak, 2019 yılında oldukça güçlü bir görünüme kavuşulduğunu söyledi.

Geçen yıl cari işlemler dengesinin 8,8 milyar dolar fazla verdiğini, enflasyonun yüzde 11,8'e gerilediğini, bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3'ün altına indiğini anlatan Erdoğan, 2019'da 181 milyar doları bulan ihracatla, dünyanın 50 ülkesi arasında ihracat büyümesi bakımından 6'ncı sırada yer alındığını, böylece dünya ihracatındaki payın da yüzde 1'e yaklaştığını dile getirdi.

Erdoğan, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, yıllık büyüme oranını yüzde 1'e yakın bir seviyede tuttukları 2019 yılının ardından 2020'ye büyük umutlarla başlandığını aktararak, şöyle devam etti:

"Bu yılın ilk çeyreğinde elde ettiğimiz yüzde 4,4 oranındaki büyüme oranı, hedeflerimize doğru kararlılıkla ilerlediğimizin işaretiydi. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de etkisi altına alan koronavirüs salgınına, işte böyle bir iklimde yakalandık. Salgın sürecinde, elbette önceliğimiz milletimizin sağlığını korumaktı. Bunun yanında, açıkladığımız destek paketleriyle ekonomimizin salgından en az hasarla çıkmasını temin etmeye çalıştık. Bugüne kadar açıkladığımız desteklerin ve paketlerin toplam ekonomik büyüklüğü 495 milyar lirayı, yani milli gelirimizin yaklaşık yüzde 10'unu bulmuştur. Sosyal koruma kalkanı çatısı altında milletimize ve ekonomimize 35 milyar lirayı aşkın karşılıksız ödeme yaptık."

"Kısa çalışma ödeneğiyle 19 milyarlık destek"

Kısa çalışma ödeneği yoluyla bugüne kadar 19 milyar liraya yakın kaynağı doğrudan çalışanlara aktardıklarını vurgulayan Erdoğan, istihdamı korumak için devreye aldıkları nakdi ücret desteği için 4,5 milyar liraya yakın bir kaynak kullandıklarını söyledi.

Erdoğan, işsizlik ödeneğini de aktif şekilde değerlendirerek, 3,6 milyar liralık desteği halkın istifadesine sunduklarını anlatarak, şöyle konuştu:

"Ertelediğimiz SGK ve Bağ-Kur ödemeleri 40 milyar lirayı bulurken, vergi ödemeleri de 30 milyar liraya yaklaştı. Vergi indirimleri, mücbir sebep uygulamaları, Kredi Garanti Fonu limit artırımı gibi yöntemlerle ekonomimize destek olduk. Kamu bankalarını teşvik ederek 267 milyar liranın üzerinde bir finansmanın ekonomimize aktarılmasını sağladık. Bireysel ihtiyaç desteği, esnaf desteği, işe devam desteği, kurumsal ve bireysel kredi ertelemesi gibi yöntemlerle her kesimin finansman ihtiyacının giderilmesini temin ettik."

Yılın ikinci çeyreğinde yaşanan yüzde 9,9'luk eksi büyümenin üzüntü verici olduğunu ifade eden Erdoğan, ancak, genel tablo itibariyle bakıldığında Türkiye'nin, OECD ve Avrupa Birliği ortalamalarının çok altında bir daralmayla bu süreci geride bıraktığını belirtti. Erdoğan, "Üçüncü çeyrekle ilgili tüm öncü göstergeler, hamdolsun, ekonominin hızla toparlandığına ve kayıpların kısa sürede telafi edileceğine işaret ediyor. Açıklanan her endeks ve veri, bu tabloyu destekliyor ve ileriye taşıyor. Salgının, dünya ekonomisinde yol açtığı dış talep daralmasına rağmen eylül ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,8 artarak 16 milyar doları aşmıştır. Bunun, Cumhuriyetin tarihindeki en büyük eylül ayı ihracat rakamı olduğunu da özellikle belirtmek istiyorum." dedi.

Amaçlarının "V" tipi bir toparlanmayı sağlayıp, bu yılı artı büyümede kapatmak olduğunun altını çizen Erdoğan, gelecek yıl için belirledikleri büyüme oranının ise yüzde 5,8 olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Esasen, biz daha büyük bir büyüme gerçekleşeceğine inanmamıza rağmen, beklentiyi ihtiyatlı bir düzeyde tutmayı tercih ettik." diye konuştu.

Türk ekonomisinin, yaşadığı bunca saldırının ve şokun ardından, kırılganlıklara karşı daha dayanıklı, krizlere karşı daha hazırlıklı bir yapıya kavuştuğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Gelişmiş ülkeler dahil pek çok devlet, salgın döneminde sağlık hizmetlerinde başlayan sarsıntının, tüm ekonomilerine ve yönetim sistemlerine sirayet etmesine engel olamamıştır. Türkiye ise tüm bu alanlarda gösterdiği olumlu yönde bir ayrışmayla bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı konumuna gelmiştir.

OECD, Türk ekonomisini, dünyada salgından en az etkilenen 3'üncü ekonomi olarak göstermiştir. Bütçe açığındaki kısmi artış gibi olumsuzluk konusunda dahi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden daha iyi durumdayız. Dünya Bankası'nın İş Yapma Kolaylığı Endeksinde 10 basamak birden yükselerek, 33'üncü sıraya çıkmamız, yapısal reformlarımızın başarısını gösteriyor."

Erdoğan, gelecek üç yıllık dönemi kapsayan Yeni Ekonomi Programı'nı; yenilikçi, yüksek katma değerli, ihracat odaklı ve kapsayıcı bir kalkınma modeli üzerinde inşa ettiklerini belirterek, Türkiye'yi her alanda olduğu gibi ekonomide de 2023 hedeflerine ulaştıracaklarının altını çizdi.

"Aşı çalışmaları belirli bir seviyeye geldi"

Çin'de başlayan ve kısa sürede dünyaya yayılan Kovid-19 hastalığının henüz kesin bir tedavisi bulanamadığını söyleyen Erdoğan, aşı çalışmalarının belirli bir seviyeye gelmiş olmakla birlikte insanlığın tamamını kuşatacak altyapının kurulması için vakte ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin, diğer ülkelerdeki aşı çalışmalarını yakından takip etmenin yanında, kendi aşısını üretme konusunda da yoğun bir gayret içinde olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyadaki diğer ülkelerin salgınla mücadele yöntemlerine baktığımızda, Türkiye'nin bunların çoğunun önünde olduğunu görüyoruz. Tabii bu olumlu tabloda, son 18 yılda sağlık alanında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşümün ve inşa ettiğimiz altyapının çok büyük katkısı vardır. Sadece salgının ülkemize sıçradığı mart ayından bu yana hizmete açtığımız hastanelerin yatak kapasitesi 15 bini geçmiştir.

İnşallah yarın Konya'da Şehir Hastanemizin resmi açılışını yaparak, sağlıktaki bu güzel tabloyu bir adım daha ileriye taşıyacağız.

Sağlık çalışanlarımızın sayısı da 1 milyon 100 bin ile kamudaki en büyük istihdam oranına ulaşmıştır. Şayet Türkiye, sağlık sistemini ve kapasitesini bu denli geliştirmemiş olsaydı, Allah göstermesin, bu salgının altında kalabilirdi. Bu vesileyle salgın sürecinde fedakarlıkla görev yapan sağlık çalışanlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Yine bu süreçte ebediyete irtihal eden sağlık çalışanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Devlet ve millet el ele vererek, inşallah bu musibetin de üstesinden geleceğiz."

"Salgınla mücadeleyi kararlı şekilde sürdüreceğiz"

Salgınla mücadele ederken, vatandaşlara sundukları hizmetleri kesintisiz sürdürmenin yanında, 153 farklı ülkenin ve 8 uluslararası kuruluşun destek çağrısına cevap verdiklerini de anımsatan Erdoğan, ayrıca, dünyanın 141 farklı ülkesinde geçici süreyle bulunan 100 bini aşkın vatandaşı, kurdukları hava, kara ve deniz köprüleriyle Türkiye'ye getirdiklerini, bunun yanında 67 farklı ülkeden 5 bin 500 yabancının da ülkelerine dönebilmelerini sağladıklarını kaydetti.

Erdoğan, gelişmiş ülkelerin dahi vatandaşlarını kendi hallerine terk ettiği salgın döneminde, Türkiye'nin içeride ve dışarıda gerçekten erdemli bir duruş ortaya koyduğunu belirterek, "Ne ülkemiz ne de dünya henüz salgının önüne tamamen geçebilmiş değildir. Ülkemizde vakitlice aldığımız tedbirler ve geliştirdiğimiz etkin tedavi protokolleri sayesinde, süreç kontrol altında tutulabilmiştir. Salgının doğal yolla veya ilaç tedavisiyle tehdit olmaktan çıkacağı güne kadar bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz." diye konuştu.

Hala en büyük ve etkili salgınla mücadele tedbirinin "TAMAM" diye ifade edilen temizlik, maske ve mesafe unsurları olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "İnşallah bu virüsü hep birlikte yenecek, hep birlikte el ele, kol kola sağlıklı, huzurlu, müreffeh, esenlik dolu bir geleceğe yürümeyi sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Yeni Yasama Yılı başladı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement