"Yunus'un farkı Anadolu'yu büsbütün bir dergaha dönüştürebilmesidir" - Son Dakika
Güncel

"Yunus'un farkı Anadolu'yu büsbütün bir dergaha dönüştürebilmesidir"

"Yunus\'un farkı Anadolu\'yu büsbütün bir dergaha dönüştürebilmesidir"

Prof. Dr. Mustafa Koç, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi tarafından bu yıl 12'ncisi düzenlenen "İstanbul Edebiyat Festivali"nde konuştu.

29.12.2020 23:01  Güncelleme: 23:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Prof. Dr. Mustafa Koç, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi tarafından bu yıl 12'ncisi düzenlenen "İstanbul Edebiyat Festivali"nde konuştu.

Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortağı olduğu ve bu yıl vefatının 700. yılı dolayısıyla Yunus Emre'ye adanan festival kapsamında gerçekleştirilen "Yunus Bize Ne Söyler?" başlıklı konuşma, birliğin sosyal medya hesaplarından yayınlandı.

Prof. Dr. Abdülkadir Emeksiz'in oturum yöneticiliği yaptığı programda Prof. Dr. Mustafa Koç, yaptığı konuşmada, "Allah yolunda ölen ve öldürülenlere ölü demeyiniz mealinde bir ayet var. Hak yolunda ölenlere, öldürülenlere biz şehit deriz ve onlar diri hükmündedir. O diriler hepimizin piridir. Yunus, bütün hayatı hak diye geçmiş ve ölmemiş şühedadandır. Hiç ölmedi. Dikkat ederseniz Yunus'un mezarlarından değil, Anadolu coğrafyasının her birinde makamlarından bahsedilir." dedi.

"Yunus, Türk coğrafyasını bir mabede dönüştüren adamdır"

Koç, Yunus Emre'nin farkından bahsederek, "Bir tarikat ve tekke kurarsın, ahşap malzemeden bir kubbe atarsın, içerisine girer zikir halkası kurar, meydanda döner durursun. Yunus'un farkı Anadolu'yu büsbütün bir dergaha dönüştürebilmesidir. Bir mercide, bir sokakta, bir köşe başında ete kemiğe bürünmüş bir mekandan münezzeh, bütün Türk coğrafyasını bir mabede dönüştüren adamdır. Yunus'un hepsinden farkı bu." diye konuştu.

Türklerin ölümlü dünyada ebedi diri olan "mana saltanatını" kurduklarını ifade eden Prof. Dr. Mustafa Koç, şunları kaydetti:

"Yunus'tan, onun takipçilerinden ve onun öncülerinden bahsediyorum. Hacı Bayram'dan, Eşrefoğlu'dan, Aşık Paşa'dan, Niyaz-ı Mısri'den, Aziz Mahmut Hüdai'den, Erzurumlu İbrahim Hakkı'dan... ve herhalde hepsinin fevkinden ayrı bir yerde duran kişinin adı da Yunus'tur. Niye Yunus diyorum? Ahir zamanlarına kadar Devlet-i Aliyye'nin her bir köşesinde, tekkeler, zaviyeler ve dergahlar vardı ama sadece ve sadece her bir tekkede Yunus'un ismi zikredildiğinde boyun kırılır, el pençe olunur ve bir 'Hu' denilirdi. Başkalarında bir bütün halinde görmediğimiz hususiyet, Yunus'a verilmişti. ve Yunus'un çok zaman ümmi olan Anadolu insanına hitap eden bir cephesi vardı. Hiç kimse bu coğrafyada Yunus'un ilahileri kadar bestelenmiş bir musiki repertuvarına sahip olamadı. Sünni'sinden Bektaşi'sine kadar her bir tekayada bestesi en çok yapılan güfte Yunus'a ait."

Koç, Yunus'un kendisine benzeyenleri de kendisinde toplayan bir cazibe olduğunu aktararak, "Yakın zamana kadar Anadolu'da hatta Erzurum gibi yerlerde, toplantılarda hala Yunus'un ilahileri, Anadolu'nun ücra köşelerinde okunurdu. Unutmayalım, Türk'ü inşa eden, Oğuz'u var eden bu halis, ihlaslı mekanlardı. Bir köşe başında zikir halkasına dahil olduğu imparatorluğun tekayasında esnaf, sokaktaki insan ya da mektepli kişi, dergaha geldiğinde hep Yunus'u duyardı." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Koç, yaklaşık yarım saat süren programın sonunda katılımcılara teşekkür etti.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel 'Yunus'un farkı Anadolu'yu büsbütün bir dergaha dönüştürebilmesidir' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement