Obezite Tedavisinde Girişimsel ve Cerrahi Yaklaşımlar - Son Dakika
Güncel

Obezite Tedavisinde Girişimsel ve Cerrahi Yaklaşımlar

Obezite Tedavisinde Girişimsel ve Cerrahi Yaklaşımlar

Modern çağın hastalıklarının başında gelen ve tedavi edilmediğinde vücudun hemen hemen her organını olumsuz yönde etkileyen obezite giderek artmaya devam eden bir salgın halini almış durumda.

09.03.2012 10:17

Modern çağın hastalıklarının başında gelen ve tedavi edilmediğinde vücudun hemen hemen her organını olumsuz yönde etkileyen obezite giderek artmaya devam eden bir salgın halini almış durumda. Diyet, egzersiz ve hekim kontrolünde kullanılan ilaçlarla zayıflama yetersiz kaldığında girişimsel ve cerrahi yöntemler hastalığın tedavisinde ön plana çıkıyor.

Hisar Intercontinental Hospital Gastroenterohepatoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Güçlü ve Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Bilsel obezite tedavisindeki endoskopik ve cerrahi yöntemlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundular.

"YAN ETKİSİ SON DERECE NADİR"

Cerrahi müdahaleden önce denenen girişimsel yöntemlerin en başında mide balonu uygulamasının geldiğini dile getiren Doç. Dr. Mustafa Güçlü, "Yan etkileri son derece nadir ve aynı zamanda kilo vermede oldukça etkili olan mide balonu endoskopi muayenesi sırasında yerleştirilebildiği için obezite tedavisi gören hastalarımızın en çok tercih ettiği yöntemlerden biri durumundadır" dedi.

"ENDOSKOPİ İŞLEMİ SIRASINDA MİDE BALONU TAKTIRABİLİRSİNİZ"

Mide balonunun normal endoskopi seansında endoskobun çalışma kanalından mideye yerleştirilen silikondan yapılmış bir balon olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Mustafa Güçlü, mide balonundaki amacın midede yer kaplayarak tokluk hissi yaratmak ve yeme miktarını azaltmak olduğunu söyledi. Güçlü, "Mide içindeki balona yaklaşık 500-700 cc hava veya sıvı verilerek şişirilir ve balon midede bırakılarak endoskopi işlemine son verilir. Mide balonunun midede kalış zamanı 6 ay ile 1 yıldır. Bazı balonlar ayarlanabilir

üretilmiştir. Hastanın kilo kaybına veya toleransına göre şişirebilir veya söndürülebilir. Ortalama 10-40 kilo arası kilo kaybı sağlar. Mide balonu takıldıktan sonra ilk birkaç gün bulantı ve kusma olabilir. Bu durum ilaçlarla kontrol altına alınır. Çok nadir yan etkiler arasında balonun sönmesi ve barsak tıkanıklığı sayılabilir, ancak bu durum modern balonlarda ortadan kalkmıştır. Balon söndüğü zaman midede kalır, barsak tıkanıklığı yapmaz. Balonun 6-12 ay sonra çıkarılması yine sedasyon eşliğinde

endoskopi ile yapılır" dedi.

BİLSEL: TEMEL OLARAK İKİ TÜR AMELİYAT PRENSİBİ VARDIR

Mide balonu uygulamasını tercih etmeyenler ya da balon ile hedeflenen kilo kaybının sağlanamadığı hastalar için cerrahi seçenekler devreye girdiğinde uygulanan yöntemleri ise Hisar Intercontinental Hospital Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Bilsel şöyle açıkladı:

"Obezite cerrahisinde temel olarak iki tür ameliyat prensibi vardır. Birinde mide hacmi küçültülür diğerinde ise gıdaların emilimi azaltılır. Bu tür hastalarda genellikle obeziteye eşlik eden birçok yandaş hastalık da bulunduğundan, bu hastaların ameliyatı normal popülasyona göre biraz daha fazla risk içermektedir. Bu risk, hastaların ameliyat öncesi hazırlıklarının yeterli ve uygun bir şekilde yapılması ve bu tür ameliyatların kapalı-laparoskopik yöntemlerle gerçekleştirilmesiyle biraz daha

azaltılabilmektedir."

EN SIK KULLANILAN 3 YÖNTEM

Doç. Dr. Yılmaz Bilsel, en sık kullanılan üç yöntemi de açıkladı:

"Gastrik Bant: Halk arasında mide kelepçesi olarak da bilinen bu yöntemde yemek borusuyla midenin birleştiği yere ayarlanabilir bir silikon bant takılır. Bu bant yardımıyla mide hacmi 30 cc'nin altına düşer. Hastanın yemek alımı azaltılır. Laparoskopik yöntemle uygulanan mide bandı küçük kesiler aracılığıyla yapıldığı için hasta çok kısa sürede günlük hayatına dönebilir ve 18-24 ay içerisinde fazla kilolarının yüzde 60-80'ini kaybedebilir. Bantta sorun olmadığı sürece hastanın tekrar kilo alma riski yok

denecek kadar azdır.

Gastrik Sleeve: Midenin hacmi küçültülerek hastanın çok az gıdayla tokluk hissetmesi hedeflenir. Bu amaçla midenin belli bir bölümü laparoskopik olarak çıkarılır ve geriye tüp şeklinde bir mide bırakılır. Ayrıca midenin açlık hormonu (Ghrelin) salgılayan bölümü de çıkarıldığı için hastada açlık hissi de oluşmaz. Hastanın dışarıdan vitamin ve mineral takviyesi alması da gerekmez. Ameliyattan sonra küçük hacimlerde gıda alınmasıyla hastalar kolayca doygunluk hisseder ve bu bir süre sonra da iştah kaybına

dönüşür. Hasta ameliyattan sonraki iki yıl içinde kilo fazlasının yüzde 80-90'ı kaybedebilir. Bu ameliyat "süper obez" dediğimiz aşırı kilolu hastalara uygulanır, sonuçları çok başarılı ama geri dönüşsüz bir ameliyat şeklidir.

Gastrik By-pass: Küçük bir mide cebi oluşturulduktan sonra bu cep barsakların bir kısmı by-pass edilerek daha distaldeki ince barsaklara dikilir. Bu şekilde hem küçük bir mide yaratılmış hem de gıdanın normal yolu izlemesi engellenerek bilinçli bir emilim bozukluğu yaratılmış olur. Yine laparoskopik yöntemlerle yapılan bu ameliyatlardan sonra hasta kısa bir süre içinde evine dönebilir. Hasta bir yıl içinde fazla kilolarının yüzde 60-80'inden kurtulur. Ancak bu tip bir ameliyattan sonra hasta ömür boyu

B12, folik asit ve demir takviyesine ihtiyaç duyabilmektedir." - İSTANBUL

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel Obezite Tedavisinde Girişimsel ve Cerrahi Yaklaşımlar - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement