Uğur Kurt'un Ölümüne İlişkin Dava - Son Dakika
Güncel

Uğur Kurt'un Ölümüne İlişkin Dava

Okmeydanı’nda çıkan olaylarda başından vurularak hayatını kaybeden Uğur Kurt’un ölümüne ilişkin polis memurunun yargılanmasına devam edildi.

20.03.2015 18:05
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Okmeydanı'nda çıkan olaylarda başından vurularak hayatını kaybeden Uğur Kurt'un ölümüne ilişkin polis memurunun yargılanmasına devam edildi. Duruşmada söz alan sanık polis memuru, "Benim annem ve anneannem de Alevi'dir. Olayın mezhep boyutuna çekilmesi kısmını kabul etmiyorum" dedi.

İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada sanık polis memuru Sezgin K. ve Kurt ailesinin beyanlarının ardından öğleden sonraki bölümde olayın yaşandığı gün sanık Sezgin K.'nın görev yaptığı polis aracındaki mesai arkadaşları tanık olarak dinlendi.

Tanık polis memuru Şahabettin A. olay günü Sezgin K. ile aynı araçta olduğunu belirttiği ifadesinde, "Molotofun aracımıza girmesiyle birlikte yanmamız bir oldu. Vücudumun birçok bölgesi yandı. Can havliyle kendimi araçtan dışarı attım. 20 yıllık polis memuruyum ilk defa ölümle burun buruna geldim. Göstericiler bizi diri diri yakacaklardı" dedi.

"SANIK, KURT AİLESİNİN MUTLULUĞUNU ÖLDÜRDÜ"

Kurt ailesinin avukatlarından Turgut Kazan, Uğur Kurt'un ölümünden önce çok mutlu bir hayatı olduğunu belirterek, "Uğur Kurt 'Mutluluğun resmini yapabilir misin?' sözündeki gibi mutluydu. Sanık o mutluluğu öldürdü. Mahkemenize Uğur'un eşi ve çocuğuyla mutluluğunu gösteren 5 fotoğraf sunuyorum. Sanık kim ölürse ölsün anlayışıyla o silahı sıkmıştır. Delilleri karartma ihtimali ve kaçma şüphesi vardır. Sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

"O GÜN EYLEMCİLER OLMASAYDI UĞUR KURT YAŞIYOR OLACAKTI"

Sanık Sezgin K.'nın avukatı Tolga Yurdakul ise sanığın bir cani olmadığını savundu. Avukat Yurdakul, "Evet maktül Uğur Kurt'un mutlu bir aile tablosu vardı, evet sanık yüzünden bu tablo bozuldu. Ama sanığı olay yerine getiren şey neydi? Sanık cani değildir. O da bu olayın ikinci derecede mağdurudur. Onun da cezaevine girme korkusu var. Sanığın içinde de bir yara olduğunu herkesin bilmesini istiyorum. Bu olaylara sebebiyet veren o gün Okmeydanı'nda eylemi yapan gösterici gruplardır. Onlar olmasaydı şu an Uğur Kurt yaşıyor olacaktı" ifadelerini kullandı.

"OLAY MEZHEP BOYUTUNA ÇEKİLMESİN"

Avukat beyanlarının ardından duruşmada söz alan sanık Sezgin K., müştekilerin olayı mezhep boyutuna çekmesini eleştirdi. Sezgin K., "Sanki ben özellikle cemevini hedef almışım gibi ithamda bulunmaktalar. Bu benim mezhebim bilinmeden geliştirilen bir suçlamadır. Benim annem ve anneannem de Alevi'dir. Olayın mezhep boyutuna çekilmesi kısmını kabul etmiyorum. Kendimi ve arkadaşlarımı korumak için ateş ettim. Böyle bir şey olabileceğini tahmin etmiyordum. Vereceğiniz karara razıyım" dedi.

"ADLİ TIP KURUMU BİR RAPOR DAHA HAZIRLAYACAK"

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Kurt ailesinin davaya katılma talebini kabul ederken müşteki Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı'nın kamu davasına katılma talebini suçtan zarar görme ihtimalleri olmadığından reddetti. Olay yeri görüntülerine ilişkin tespitte bulunulan DVR cihazının kamera ve kamerayı kontrol eden elektronik ekipmanla birlikte Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'ne gönderilerek, alınan bir önceki raporda eksik kalan hususta rapor düzenlenmesini istedi. Mahkeme, bu görüntülerin mevcudiyeti ve kurtarılması mümkün ise bunun da tespitinin mahkemeye gönderilmesini talep etti.

Duruşmaya gelmeyen bir tanık hakkında zorla getirilmesine karar veren mahkeme, sanık Sezgin K.'nın sabit iş ve ikametgahının bulunmasından ve delilleri karartma şüphesi olmadığından, müşteki avukatlarının sanığın tutuklanması yönündeki talebi reddetti. Duruşma ertelendi. - İSTANBUL

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel Uğur Kurt'un Ölümüne İlişkin Dava - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement