AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Tek ve bölünmez bir Suriye istiyoruz.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Tek ve bölünmez bir Suriye istiyoruz. Bunun tek vatan, tek ordu, tek devlet anlayışı çerçevesinde gerçekleşmesi gerekir." dedi.
Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'na ilişkin açıklamalarda bulundu.
Suriye'de esas olanın, 10 Mart Antlaşması'nın uygulanması ve silahların bırakılması olduğunu belirten Çelik, "10 Mart Antlaşması esasında silah bırakmayı öngörüyor. 2'nci maddesi Suriye Kürtlerinin bütün haklarını, hukuklarını esas alan ve koruyan bir atıf yapıyor. 7'nci maddesinde ise her türlü bölünmeye, nefret suçuna ve diğer yaklaşımlara karşı Suriye'nin birliğini, dirliğini savunan bir çerçeve ortaya koyuyor." diye konuştu.
Terör örgütü SDG'yi demokrasi kelimesiyle yan yana getirmenin çok büyük bir yalan olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Esasında bu örgütlerin dilinden demokrasi vurgusu düşmüyor. Tabii ki hepimiz, Türk, Kürt, Arap Sünni, Şii, Alevi, Nusayri, Dürzi, Ezidi, Süryani, bütün unsurların eşit vatandaş olarak Suriye'nin geleceğine imza atmasını istiyoruz. Ama demokrasi vurgusu yapıp, ardından sözde kantonlar oluşturarak oradaki demografiyi değiştirmek, yerel halka çok açık ve görünür baskılar yapmak, petrol gelirleri vasıtasıyla orada bir terör devletçiliği kurmak gibi şeyler kesinlikle adem-i merkeziyetçilik olarak kodlanamaz, adı böyle koyulamaz."
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliğini en güçlü şekilde savunduklarının altını çizen Çelik, "Tek ve bölünmez bir Suriye istiyoruz. Bunun tek vatan, tek ordu, tek devlet anlayışı çerçevesinde gerçekleşmesi gerekir. Tabii ki etnik grupların, dini grupların hakları güvence altında olmalıdır." dedi.
"Odağımız en başından itibaren Terörsüz Türkiye'dir"
Çelik, 10 Mart Anlaşması'na imza atan SDG'nin bunu uygulamaktan kaçmaya çalışmasının başka bir niyeti gösterdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Terör örgütünün silah bırakması ve varlığını sonlandırması Suriye'deki Kürt kardeşlerimiz açısından da son derece kıymetli olacaktır. Terör örgütünün varlığını Kürtlerin kazanımı gibi sunmak, Suriye'deki Kürt kardeşlerimize yapılacak en büyük kötülüktür. Bugün Suriye'nin kötülüğünü isteyenler Lazkiye'de ayrı bir devletçik, güneydeki Dürzi bölgesinde ayrı bir devletçik, kuzeydoğuda ayrı bir devletçik istiyorlar. Bunun enstrümanı Lazkiye bölgesinde hiçbir şekilde Şii ve Alevi kardeşlerimizi temsil etmeyen bir takım Esad artıklarının faaliyetleridir. Güneyde hiçbir şekilde Dürzi kardeşlerimizi temsil etmeyen ayrılıkçı Siyonist Dürzi liderin yaptıklarıdır. Aynı şekilde hiçbir şekilde Kürt kardeşlerimizin kazanımı olarak sunulmayacak SDG'nin faaliyetleri üzerinden bunu gerçekleştirmek istiyorlar. Bu, Suriye'nin bugününe de geleceğine de zarardır."
Terörsüz Türkiye konusundan yol haritasının işlemeye devam ettiğini belirten Çelik, "Terörsüz Türkiye hem içeriği bakımından hem zamanlaması bakımından hem de yakın bölgemizdeki krizleri sona erdirme, farklı etnik ve dini gruplardan kardeşlerimizin geleceğine hayırlı bir imza atılması açısından son derece yerinde bir yaklaşımdır. O sebeple bunun üzerinde hassasiyetle durmalıyız." dedi.
Kimsenin kendi marjinal siyasi ajandasını ya da başka hesapları bu işin içine katmaması gerektiğini vurgulayan Çelik, "Her zaman söylediğim gibi odağımızı kaybetmemeliyiz. Odağımız en başından itibaren Terörsüz Türkiye'dir, terörsüz bölgedir. Dolayısıyla bunun da ana omurgasını terör örgütünün feshi ve silah bırakmasının tam anlamıyla gerçekleşmesidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Başka ajandaların karıştırılmasına müsaade etmeyeceğiz"
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın sahayı güçlü bir şekilde taradığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
"Hem silah bırakma yönündeki faaliyetler kayda geçirilmektedir. Hem de silah bırakmanın tersine bir takım tahkimatlar varsa onlar da yakinen takip edilmektedir. Şimdiye kadar çok sayıda açıklamayla buna destek verilmesi son derece önemlidir. Sayın Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısıyla yepyeni bir fırsat penceresi açılmıştır. Hem Türkiye için hem yakın bölgemiz için Cumhurbaşkanımızın devlet kurumlarına talimatıyla bütün devlet kurumlarının odaklandığı bir mesele olmuştur. Aynı şekilde yüce Meclis'in kurulan komisyon vasıtasıyla sürece vaziyet etmesi, meseleye dönük yol haritasının oluşturulmasını sağlamıştır. Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefi ana odağımız olacak. Buna başka ajandaların karıştırılmasına, marjinal gündemlerin sokulmasına, bu gündemin önüne başka engeller çıkarılmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz."
(Sürecek)