Alevilere Yönelik Saldırılar Devam Ediyor
DBP, Suriye'de Alevilere yönelik sistematik saldırıların sürdüğünü ve sivil hayatın risk altında olduğunu vurguladı.
(ANKARA) - Demokratik Bölgeler Partisi, Lazkiye başta olmak üzere Tartus ve Humus çevresinde Alevilere yönelik mezhepçi saldırıların sürdüğünü belirterek, "Bu tabloda binlerce sivil insanın yaşamı doğrudan risk altındadır ve her geçen saat kritiktir. Kentte yaşayan Alevilerin can ve mal güvenliği kalmamıştır." açıklamasını yaptı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Suriye'de Alevi nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde ev, işyeri ve araçların organize olarak hedef alındığını belirterek tepkide bulundu. Partiden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Suriye'de Lazkiye başta olmak üzere Tartus, Humus ve çevresinde Alevi toplumuna yönelik organize saldırıların devam ettiğini takip ediyoruz. Evlerin, işyerlerinin ve araçların hedef alındığı; yağma, kundaklama ve mezhepçi saldırıların yaygınlaştığı bu tabloda binlerce sivil insanın yaşamı doğrudan risk altındadır ve her geçen saat kritiktir. Kentte yaşayan Alevilerin can ve mal güvenliği kalmamıştır.
Yapılan barışçıl protestolar silahlı müdahalelerle bastırılmış; sivil ölümleri ve ağır hak ihlalleri yaşanmıştır. Takip eden günlerde Alevilere ait yerleşimlerin hedef alınması, mezhepçi sloganlarla ev ve işyerlerine saldırılması, çocuklara yönelik tehdit ve şiddet iddiaları kabul edilemez. Bu saldırılar münferit değil, organize ve sistematiktir. Sivilleri korumakla yükümlü olan Geçici Şam Hükümeti'nin gerekli ve etkili önlemleri almadığı açıkça görülmektedir. Güvenliğin sağlanmadığı, saldırganların cezasızlık zırhıyla hareket ettiği bu ortamda yaşanacak her kaybın sorumluluğu, önleyici tedbir almayan siyasi ve askeri otoritelerin üzerindedir.
Alevi toplumu, inancından dolayı tarihsel olarak defalarca katliamlara, sürgünlere ve sistematik ayrımcılığa maruz bırakılmıştır. Bu tarihsel hafıza ortadayken, bugün Suriye'de yaşananlar basit bir 'asayiş sorunu' olarak görülemez. Mezhepçi şiddetin normalleştirilmesi, bölgesel bir felakete ve yeni katliamlara kapı aralar. Tüm siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini, inanç kurumlarını ve vicdan sahibi herkesi; daha büyük katliamlar yaşanmadan sessizliği bozarak sorumluluk almaya çağırıyoruz.
Suriye halkları kendi içinde çözümü konuşacak ve barışı yapacak güçtedir. Her halkın ve inancın özgür ve eşit koşullarda yaşadığı demokratik bir Suriye mümkündür. Suriye'de yaşananları tetikleyenler, istikrarın sağlanmasından ve barışın inşa edilmesinden rahatsız olan güçlerdir. Uluslararası kurumların sessizliğini koruması bu güçlerin gücüne güç katmaktadır. Bu kurumların gerçek işlevini yerine getirmesi en acil ihtiyaçtır. Suriye'de halklar ve inançların kendi kaderlerini tayin edebilmelerine destek olunmalı, barışçıl politikalar egemen kılınmalıdır."